İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'den Savaş Kabinesi'ni dağıtılma tehdidi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT
20

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'den Savaş Kabinesi'ni dağıtılma tehdidi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, İsrail ordusunun Gazze saldırılarının yoğunluğunun azaltılması fikrinin "kısıtlanmış Savaş Kabinesi'nin" başarısızlığı olacağı ve bu durumda kabinenin dağıtılması gerektiğini savundu.

Aşırı sağcı bakan Ben-Gvir, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının azaltılması fikrinin hükümetin Savaş Kabinesi'nin başarısızlığı olarak değerlendirileceğini iddia etti.

İsrailli bakan, "Artık dizginleri genişletilmiş kabineye vermenin zamanı geldi." ifadelerini kullandı.

Ben Gvir, ortaklarını, Hamas Gazze'de yenilgiye uğratılmadan ve elindeki esirler teslim alınmadan saldırıların durdurulması durumunda hükümetten ayrılmakla da tehdit etti.

İsrail'in aşırı sağcı bakanı, "Eğer birileri, Hamas yenilgiye uğratılmadan ve kaçırılanların tümü geri dönmeden İsrail ordusunu durdurmayı planlıyorsa, Otzma Yehudit'in (Partisi) yanlarında olmadığını hesaba katsınlar." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail Kanal 12 televizyonunun haberine göre, hükümetinin yaptığı haftalık toplantı sırasında Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ile Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben Gvir arasında sözlü tartışma yaşandığı bildirilmişti.

İsrail askerlerinin bir hafta önce Cenin'de bir caminin mihrabının önündeki mikrofonu alarak Yahudi duası okumasının gündeme geldiği toplantıda Ben-Gvir’in toplantı sırasında Yahudi duası okuyan askerleri, "Bu nasıl mümkün olabilir? Bir sineği file çevirdiniz, manşetlere çıktınız. Bu, askerlerin canını acıtıyor." sözleriyle savunduğu aktarılmıştı.

"(Askerleri) Kovarlarsa vay halinize." sözlerini sarf eden Ben-Gvir’e, Halevi’nin, “Beni tehdit etmeyin, İsrail ordusundaki değerlerimin ne olduğuna ben karar veririm." diyerek karşılık verdiği belirtilmişti.

Başbakan Netanyahu’nun, tartışmaya müdahale ederek, "Yeter, cevabını aldık." dediği ve toplantıdan ayrıldığı kaydedilmişti.

Ben-Gvir, dün, İsrail ile Hamas arasında esir takası yapılması için Gazze Şeridi'nde çatışmalara insani ara verilmesine karşı çıkmıştı.

Tel Aviv yönetiminin, esir takası anlaşması kapsamında çatışmalara "insani ara verilmesini" istediği, Hamas’ın ise saldırıların sonlandırılacağı bir "ateşkes" anlaşmasında ısrar ettiği belirtiliyor.



Washington, Uluslararası Kalkınma Ajansı'ndaki gizli belgelerin imha edilmesini istiyor

Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
TT
20

Washington, Uluslararası Kalkınma Ajansı'ndaki gizli belgelerin imha edilmesini istiyor

Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)

Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) çalışanlarının, bazıları gizli olan kurum içi belgeleri imha etmeleri için bir e-posta emri alması, Başkan Donald Trump yönetimi ve milyarder Elon Musk'ın Devlet Verimliliği Departmanı'nın (DGE), ABD'nin yurtdışındaki yardımlarını azaltma çabalarının bir parçası olarak, hassas kayıtları nasıl ele aldığına dair yeni soruları gündeme getirdi.

Ajansın genel sekreter vekili Erika Carr'dan gelen mesaj, gizli kasaların ve çalışanların belge dosyalarının boşaltılması çağrısında bulunduğu için ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarına sızdırıldı. Carr şöyle yazmış: “Önce mümkün olduğunca çok sayıda belgeyi imha edin ve yakma torbalarını imha makinesi bozulduğunda ya da ara vermek zorunda kaldığınızda kullanmak üzere saklayın.”

Emir, Başkan Trump ve üst düzey yardımcıları tarafından son iki ay içinde ajansın sözleşmelerinin büyük çoğunluğunun iptal edilmesi, bin 600'den fazla pozisyonun feshedilmesi ve yaklaşık 10 bin çalışanın neredeyse tamamının idari izne çıkarılması da dahil olmak üzere, ajansı tasfiye etmek için atılan bir dizi hızlı adımın ardından geldi.

Kayıt Yönetimi

ABD hükümet yetkililerinin belgeleri imha etmeden önce Kayıtlar İdaresi'nden onay almasını gerektiren 1950 tarihli Federal Kayıtlar Yasası uyarınca, Carr'ın ya da başka bir yetkilinin belgeleri imha etmek için Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi'nden izin alıp almadığı belli değil.

İmha edilen belgeler, Trump yönetimi ve ajans aleyhine açılan, toplu işten çıkarmalar ve çalışanların ani transferleri, ajansın hızla tasfiye edilmesi ve neredeyse tüm dış yardım fonlarının dondurulmasıyla ilgili çok sayıda davayla ilgili olabilir.

Musk önderliğindeki kampanya, ABD'nin küresel etkisini arttırdığı ve dünya çapında istikrarı desteklediği gerekçesiyle, ABD'nin onlarca yıllık geleneği olan beslenme ve tıbbi bakım programları ile yurt dışındaki diğer yardımları finanse etme geleneğini destekleyenler arasında yaygın protestolara yol açtı. Musk ve diğer yönetim yetkilileri ajansı marjinalleştirilmesi ya da lağvedilmesi gereken bir “suç örgütü” olarak tanımladılar, ancak ajansın herhangi bir suç faaliyetine ilişkin ayrıntı vermediler.

Kayıt Kanunları

Senatörlüğü sırasında ABD'nin dış yardımlarını destekleyen Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ajansın programlarının iptal edilmesini selamladı ve bu programların ABD çıkarlarını ilerletmede başarısız olduğunu söyledi.

Rubio geçen ay ajansın başına geçti ve Dışişleri Bakanlığı'ndan Pete Marrocco'nun günlük operasyonları denetleyeceğini açıkladı. Marrocco, Musk'ın ekibindeki genç çalışanlarla birlikte dış yardım fonlarının ödenmesini durdurmak, sözleşmeleri iptal etmek ve binlerce çalışanı işten çıkarmak ya da izin vermek için çalıştı.

Bu çabalar Kongre'de hemen endişeye yol açtı ve milletvekilleri Trump yönetimine, hükümet bilgilerinin yok edilmesini yasaklayan yasalara uyma yükümlülüğünü hatırlatmak için adımlar attı.

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin en üst düzey Demokrat üyesi Gregory Meeks, yönetimin hükümet belgelerinin ve diğer materyallerin kullanımını düzenleyen Federal Kayıtlar Yasası'na uymuyor gibi göründüğünü söyledi. Yaptığı açıklamada, “USAID belgelerini ve personel dosyalarını rastgele parçalamak ve yakmak, kurum yasadışı bir şekilde tasfiye edilirken yanlış yapıldığına dair kanıtlardan kurtulmanın harika bir yolu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Bir Senato Dış İlişkiler Komitesi yardımcısı, Demokrat üyelerin “kayıt yasalarına uyum” konusunda ayrıntılar için Dışişleri Bakanlığı ve USAID'e ulaştıklarını söyledi.

Yargısal Zorluklar

Yönetimin ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nı (USAID) hedef alması, mahkemelerde birçok kez itiraz konusu oldu. Salı gecesi itibariyle iki grup, hakimlerin ajanstaki belgelerin daha fazla imha edilmesini önlemesi için mahkemeye başvuruda bulundular ve ajansın kayıt tutma gerekliliklerine uymadığını savundular. Savunma avukatları başvurularında, yetkililerin hiçbir kişisel kaydı imha etmediğini ve kurumun Ronald Reagan Binası'ndaki merkezinde davacıya ve mahkemeye bilgi vermeden başka hiçbir belgeyi imha etmeyeceğini savundu.

Profesyonel diplomatları temsil eden bir sendika ve davacılardan biri olan ABD Dış Hizmetler Birliği yaptığı açıklamada “USAID'in, USAID çalışanlarının işten çıkarılması ve uzaklaştırılmasıyla ilgili devam eden bir davayla ilgili olabilecek gizli ve hassas belgeleri imha etmeye yönlendirildiğine dair haberlerden derin endişe duyduğunu” belirtti. Kayıtların uygunsuz bir şekilde imha edilmesine karışan çalışanları yasal tehlike altında bulabilecekleri konusunda uyardı.