İsrail basını: Tel Aviv, vatandaşlarını Hamas'a karşı tavizlere hazırlıyor

İsrail'in, Hamas ile yeni bir esir takası anlaşmasında "tehlikeli" kategorisinde bulunan Filistinli esirleri serbest bırakması beklenirken, Tel Aviv'in vatandaşlarını bu tür "tavizlere" hazırladığı belirtildi

(AA)
(AA)
TT

İsrail basını: Tel Aviv, vatandaşlarını Hamas'a karşı tavizlere hazırlıyor

(AA)
(AA)

İsrail devlet televizyonu KAN'a göre, Tel Aviv yönetimi kadın esirler, alıkonulma sırasında yaralanan yaşlılar ve kronik hastaların serbest bırakılmasına öncelik veren bir takas anlaşmasını aracılarla görüştü.

Adı açıklanmayan İsrailli bir yetkili "İsrail kamuoyu, zor kararlar almaya ve tehlikeli kategorideki esirlerin serbest bırakılması konusunda tavizler vermeye hazır olmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Tehlikeli" kategorisinde gösterilen kişilerin, haklarında ağır hapis cezaları verilmiş İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklular olduğu ifade ediliyor.

KAN’a göre, İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Şefi David Barnea, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William (Bill) Burns ve Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, 18 Aralık'ta Polonya’nın başkenti Varşova’da yeni bir esir takasının başlaması hedefiyle bir araya gelmişti.

Zor anlaşma

KAN'a göre, İsrailli siyasi yetkili "Bu (yeni insani ara), önceki anlaşmanın taslağını hazırlamaktan çok daha zor olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Tüm seçeneklerin değerlendirildiğini aktaran yetkili, "İsrail'in esirleri geri getirmek için uzun bir yol katetmeye hazır olduğunu" savundu.

İsrail'in Kanal 12 televizyon kanalının haberinde ise başka bir İsrailli yetkilinin açıklamalarına yer verildi.

İsmini açıklamayan İsrailli yetkili, şu değerlendirmelerde bulundu:

Anlaşma uygulanırsa zor olacak ve yüksek bedeller gerektirecek. Hala gidilecek uzun bir yol var. Başarılı olacağından emin değilim. Her halükarda top artık arabulucularda.

Haberde İsrail'in, kadınlar, yaşlılar ve hastalar dahil olmak üzere kaçırılan 30 ila 40 kişinin serbest bırakılmasını içerecek bir anlaşma üzerinde çalıştığı vurgulandı.

İsrail'in ayrıca Hamas'ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar'ı, bu anlaşmanın kendisi için de önemli olduğuna ikna etmek istediği aktarıldı.

40 İsrailli esire karşılık bir haftalık "insani ara"

İsrail merkezli "Walla" haber sitesi de konuya dair haberinde 40 İsrailli esire karşılık bir hafta sürecek "insani ara" meselesinin gündemde olduğunu kaydetti.

Yine ismi açıklanmayan iki İsrailli yetkiliye dayandırılan haberde İsrail'in, Hamas'ın elindeki 40 rehineyi serbest bırakmasını sağlayacak yeni bir anlaşmanın parçası olarak Gazze'deki çatışmaları en az bir hafta durdurmayı teklif ettiği iddia edildi.

Söz konusu İsrailli yetkililer, Hamas savaş devam ettiği sürece müzakereleri sürdürmeyeceğini söylemesine rağmen, teklifin İsrail'in daha fazla rehineyi serbest bırakmak için ciddi müzakereleri yeniden başlatmaya kararlı olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Walla, İsrail'in, önceki anlaşmada serbest bırakılanlardan daha ciddi saldırılardan hüküm giymiş Filistinli esirleri serbest bırakabileceğini öne sürdü.

Ancak haberde İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Şefi David Barnea'nın, "Hamas savaşın durmasını istiyorsa silahlarını bırakmalı ve 7 Ekim'deki saldırıların sorumlusu olan Gazze'deki liderlerini teslim etmeli." şeklindeki ifadelerine yer verildi.

Hamas, 3 Filistinli liderin serbest bırakılmasında ısrarcı

İsrailli Yediot Ahronot gazetesinin haberinde, Hamas'ın, İsrail ile yapılması muhtemel esir takası anlaşmasının yıllardır İsrail hapishanelerinde tutulan 3 Filistinli liderin serbest bırakılmasını kapsaması konusunda ısrar ettiği belirtilmişti.

Gazeteye göre Hamas, İsrail ile esir takası anlaşmasında Fetih Hareketi Merkez Komite Üyesi Mervan Bergusi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Genel Sekreteri Ahmed Saadat ve Hamas yöneticilerinden Abdullah Bergusi’nin serbest bırakılmasını istiyor.

İsrail, Hamas ile 2011’de yaptığı esir takası anlaşmasında 3 Filistinli liderin anlaşmaya dahil edilmesini reddetmişti.



Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'nın alaycı tavırlarına yanıt olarak iki nükleer denizaltıyı ‘uygun bölgelere’ gönderme emri vereceğini açıklayarak, Rusya ile ABD arasındaki güç gösterisinde çıtayı yükseltti.

Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı paylaşım, güvenlik bağlamında alışılmadık bir durum değildi. Şarku’l Avsat’ın The Times gazetesinden aktardığına göre, ABD'nin 71 nükleer denizaltısından yaklaşık 20'si her an denizde görev yapıyor ve özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde rutin olarak Rusya'ya yakın bölgelere sevk ediliyor. Ancak olağandışı olan, ABD'nin bunu açıklaması. Bu ise Trump'ın paylaşımının gerçek amacını ortaya koyuyor. Söz konusu paylaşım iki mesaj içeriyor: Birincisi, Trump'ın eylem adamı olduğunu kanıtlamak, ikincisi ise mesaj vermek.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Medvedev'e yanıt ve Putin'e işaret

Trump için bu adım, provokasyona sert tepki verme şeklindeki alışılmış tavrının bir parçası.

Trump, özellikle Rusya'da başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra tartışmalı rolüyle tanınan Dmitriy Medvedev'e yanıt veriyordu. Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes sağlanması için verdiği süreyi kısaltmasının ardından Medvedev sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Her yeni uyarı bir tehdit ve savaşa doğru adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil; kendi ülkenle. Uyuyan Joe'nun yolunu izleme!” ifadelerini kullandı.

The Times’ın haberine göre bu açıklamaların amacı, sürekli olarak Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vereceği konusunda uyarıda bulunan Trump'ı korkutmak. Öyle ki Trump, Oval Ofis'teki meşhur sözlü tartışmada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ‘kumar oynamakla’ suçlamıştı. Ancak, Rusya'da bile abartılı bir kişilik olarak görülen Medvedev, Trump'ın Putin'e yönelik söyleminin son aylarda giderek sertleştiği göz önüne alındığında, bu mesajın hedefi değil.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)

İhtiyatlı eleştiri

Trump, Putin'i giderek daha fazla eleştiriyor, ancak onu doğrudan kışkırtmaktan da kaçınıyor; çünkü aralarında iyi bir dostluk ve iş ilişkisi olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bu durum, Medvedev'in pazartesi günü yaptığı açıklamadan açıkça anlaşılıyor. Putin ise Trump'ın barış için belirlediği son tarihi, dün yaptığı paylaşımdan yaklaşık bir saat önce reddetmişti.

Trump kendini usta bir müzakereci olarak görüyor. Bu nedenle, ABD donanmasında başkomutan olarak emrinde bulunan çeşitli gemi türlerini kapsayacak şekilde ‘nükleer denizaltılar’ ifadesini belirsiz bir şekilde kullandı.

ABD'nin 71 adet nükleer denizaltısı varken, bunların 14'ü Ohio sınıfı balistik füze denizaltılarıdır ve 20 adede kadar Trident II füzesi taşıyabilirler. Bu füzeler nükleer başlıklarla donatılabilir. ABD’nin sahip olduğu nükleer silahlı denizaltılardan sekiz ila on tanesi her an dünya çapında devriye görevindedir.

Resim  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)

Beyaz Saray, Putin'in Trump'ın denizaltılarla ilgili diplomasisinin provokatif olmadığını, Dmitriy Medvedev'in tek bir provokatif açıklaması üzerine nükleer söylemlerin yeniden alevlenmesini önlemek için olduğunu anlayacağına inanıyor. Zira filonun görevi saldırı amaçlı değil; savunma amaçlı.

Müttefiklere yönelik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri

Bununla birlikte, Trump'ın Putin'e yönelik söylemi belirgin şekilde sertleşti. Trump geçen hafta, “Yaptıkları şey iğrenç” dedi ve Putin'i ‘yalan söylemekle’ suçladı.

Trump ayrıca, Rus enerjisini satın alanlara ikincil yaptırımlar uygulamakla tehdit etti ve Hindistan'ı yüzde 25'lik genel gümrük vergisiyle hedef aldı. Trump, “Zaten zor durumdaki ekonomilerini birlikte mahvedebilirler” dedi.

Rusya'dan petrol alımına yönelik bu cezai gümrük vergisinin oranını doğrudan açıklamamasına rağmen, nihai gümrük vergisi sistemi ile ilgili görüşmeler kritik aşamaya yaklaşırken, benzer bir yaklaşım daha sonra Çin'e de uygulanabilir.

Rus gazının en büyük alıcısı olmaya devam eden Avrupa Birliği (AB) de yaptırımların hedefinde olabilir. Macaristan, Belçika, Fransa ve Slovakya en büyük ithalatçılar.

Geçtiğimiz günlerde gümrük vergilerini yüzde 15'e düşüren bir ticaret anlaşması imzalayan Trump'ın, Rusya'yı cezalandırması için kendisine baskı yapan Avrupa ülkelerine yaptırım uygulaması ironik olacak, ancak Trump’ın izlediği yol bu.