İran Devrim Muhafızları, Akdeniz ve Cebelitarık Boğazı’nı kapatmakla tehdit etti

Ekim ayında demirlemiş bir gemiye yapılan simüle edilmiş SİHA saldırısını gösteren, İran ordusu tarafından servis edilen bir kare
Ekim ayında demirlemiş bir gemiye yapılan simüle edilmiş SİHA saldırısını gösteren, İran ordusu tarafından servis edilen bir kare
TT

İran Devrim Muhafızları, Akdeniz ve Cebelitarık Boğazı’nı kapatmakla tehdit etti

Ekim ayında demirlemiş bir gemiye yapılan simüle edilmiş SİHA saldırısını gösteren, İran ordusu tarafından servis edilen bir kare
Ekim ayında demirlemiş bir gemiye yapılan simüle edilmiş SİHA saldırısını gösteren, İran ordusu tarafından servis edilen bir kare

İran Devrim Muhafızları, Gazze’deki savaşın durmaması halinde, Akdeniz ve Cebelitarık Boğazı’nı kapatmakla tehdit etti.

İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Koordinatörü Muhammed Rıza Nakdi dün yaptığı açıklamada, “ABD ve müttefikleri, yakında Akdeniz, Cebelitarık Boğazı ve diğer deniz yollarının kapanmasını beklesinler” dedi.

Nakdi, Akdeniz’e sınırı olmayan İran’ın bunu nasıl yapabileceğine değinmedi.

İranlı komutan açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;

“Önceden Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı onların kabusuydu, şimdi de Kızıldeniz’de kapana kısıldılar. Suçlar devam ederken, yakında Akdeniz, Cebelitarık ve su yollarının kapatılmasını beklemek zorundalar.”

Nakdi, ayrıntılara yer vermeden ‘bölgede büyüyen yeni direniş gruplarına’ da dikkat çekti.

Öte yandan, Hindistan’a giden kimyasal madde taşıyan ticari bir gemi, silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile vuruldu.

İngiliz denizcilik güvenliği şirketi Ambrey, Liberya bandralı geminin İsrail’e bağlı olduğunu bildirdi.

Ambrey, SİHA’nın gemiyi hedef alınması sonucu yangın çıktığı bilgisini vererek, “Yapısal hasar meydana geldi, ancak mürettebat arasında herhangi bir kayıp olmadı” şeklinde bir açıklama yaptı.

Henüz bu saldırının sorumluluğunu herhangi bir taraf üstlenmezken, İsrail Yayın Kurumu, SİHA’nın İran’dan gönderildiğini öne sürdü.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.