Almanya'da silah ihracatı, hükümet koalisyonunun sıkı denetim taahhüdüne rağmen rekor kırdı

Almanya'da hükümetin bu yıl 11 milyar 710 milyon avroluk silah ihracatına izin vererek yeni bir rekora imza atması, iktidarın yurt dışına silah satışlarını daha sıkı denetim altına alma taahhüdü dikkate alındığında yaşanan ikilemi ortaya koydu

(AA)
(AA)
TT

Almanya'da silah ihracatı, hükümet koalisyonunun sıkı denetim taahhüdüne rağmen rekor kırdı

(AA)
(AA)

Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Partiden (FDP) oluşan hükümet, iktidara geldiğinde silah ihracatını bir yasayla düzenleyeceğini duyurdu.

"Silah İhracatını Kontrol Yasası"nın taslağı, Alman hükümetinin ikilemini gösteren bir örnek olarak göze çarpıyor.

Bu ikilem Alman siyasetindeki bir tutum sorununu da gün ışığına çıkardı. Almanya barışı savunmak istiyor ama aynı zamanda yerli bir savunma şirketine verilen pek çok siparişten de vazgeçemiyor.

Ukrayna savaşı silah ihracatı planlarında değişliğe yol açtı

Koalisyon protokolüne “Kısıtlayıcı bir silah ihracatı politikası için daha bağlayıcı kurallara ihtiyacımız var” ifadesini koyan hükümet ortakları ayrıca Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle eş güdüm içinde bir AB silah ihracatı düzenlemesini hedeflediğini açıkladı.

Ancak Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş Almanya'nın silah ihracatı konusundaki tüm planlarının değiştirilmesine yol açtı.

Şansölye Olaf Scholz, 27 Şubat 2022'de Federal Meclis'te yaptığı konuşmada, savaşı bir "dönüm noktası" olarak niteledi ve o tarihten bu yana Almanya savaş bölgelerine önemli ölçüde silah tedarik etmeye başladı.

Hükümet, silah ihracatına ilişkin izinlerin verilmesinde kısıtlayıcı davranma hedefiyle yola çıkarken Ukrayna savaşı başladıktan sonra bu hedeften uzaklaşarak Ukrayna’ya silah veren ülkeler arasında ikinci sırada yer aldı.

Scholz hükümeti 2022 sonbaharında "Silah İhracatını Kontrol Yasası" için bir taslak hazırladı. Bu taslakta gelecekte silah ihracatına karar verirken insan haklarına uyuma, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye daha fazla ağırlık verileceği belirtildi.

Ukrayna meselesinin Alman dış politikasının merkezine girmesinin ardında geçmişte sakıncalı bulunan konular artık farklı değerlendirilmeye başlandı.

Sosyal demokrat bir başbakanın yönettiği hükümet silah ihracatında rekora imza attı

Almanya’da silah ihracatlarına izinleri Başbakan, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı, Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı, Ekonomi Bakanı ve Ekonomik İşbirliği Bakanının yer aldığı Federal Güvenlik Konseyi veriyor. Bu Konsey oturumlarını gizli gerçekleştiriyor. Federal Meclisin ihracat izin sürecinde doğrudan bir nüfuzu bulunmuyor.

Bu konuda daha şeffaf kriterler getirmek için yasa çıkarılması hedeflenmişti. Ancak iktidar ortakları arasında anlaşmazlıktan dolayı yasa taslağı henüz Federal Meclis gündemine getirilmedi.

Almanya'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez Angela Merkel'in görev süresinin son yılı olan 2021'de 9,4 milyar avroluk silah satışıyla bu konuda rekor kırılmıştı. Ancak bu rekor şimdi Olaf Scholz hükümetinin eline geçti. Bu da Alman hükümetinin ikilemini gösteren diğer bir örnek olarak kayıtlara geçti.

Rekor ihracat, eleştirileri de beraberinde getirdi

Ancak tüm bunlar Almanya'nın silah ihracatı konusundaki ahlaki değerlerinin sorgulanmasına ve eleştirilmesine yol açtı.

Silah ihracatındaki rekor artış her ne kadar Ukrayna'dan kaynaklansa da hükümet ortağı partilerin içinden eleştiri sesleri yükselmeye devam ediyor.

Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Omid Nouripour, ihracattaki rekoru kötü bir haber olarak niteledi ve silah sevkiyatının daha iyi kontrol edilmesini sağlayacak yasa üzerinde bir an önce anlaşmaya varılması çağrısında bulundu.

Nouripour, Alman medyasına yaptığı açıklamada "Şimdi üzerinde mutabık kalınan Silah İhracatını Kontrol Yasası'nda ilerleme kaydetmemiz elzemdir." dedi.

SPD'li Ralf Stegner de silah ihracatı konusunda dikkatli davranılmasını isteyerek "Parayı barış yerine silaha yatırmak iyi bir şey değil." diye konuştu.

Hristiyan Birlik Partileri CDU ve CSU'nun savunma politikası sözcüsü Florian Hahn, silahlanma politikasını eleştirdiği koalisyon hükümetini stratejik öngörü eksikliğiyle suçladı.

Sosyal medyada da rekor silah ihracatı konusunda hükümete yoğun eleştiriler yapılıyor.

İsrail'e silah satışı 10 kat arttı

Sol Partinin soru önergesine yanıt veren Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı, hükümetin bu yıl (12 Aralık itibarıyla) 11,71 milyar avroluk silah ve askeri malzeme satışına onay verdiğini açıklamıştı.

Böylece Almanya'nın 2023'te silah ve askeri malzeme satışı rekor kırdı. Berlin'in silah ve askeri malzeme satışında bundan önceki yıllık rekor 9,35 milyar avro ile 2021'de kaydedilmişti.

Bakanlığın yanıtına göre, bu yıl Almanya'nın en fazla silah ve askeri teçhizat sattığı ülke, Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna oldu. Berlin, Kiev'e 4,15 milyar avroluk silah ve teçhizat satışına onay verdi.

Alman hükümetinin Ukrayna'ya ihracat izinleri, Leopard 2 tankları, Patriot hava savunma sistemleri, Gepard tipi uçaksavar tankları, mühimmatları, PzH obüsleri, Stinger füzeleri, el bombalarını, kasklar ve araçları da kapsıyor.

Öte yandan Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığının 8 Kasım'daki açıklamasına göre, Almanya'nın İsrail'e silah ve askeri malzeme satışı, 10 ayda yaklaşık 10 kat artarak 303 milyon avroya yükseldi. İsrail-Filistin çatışmasının başlamasının ardından ilk birkaç haftada federal hükümet, İsrail'den gelen 185 başvuruyu onayladı. İsrail güçleri Gazze'de savaş suçları ve hatta soykırım yapmakla suçlanırken Almanya'nın İsrail'e silah satışı dahil koşulsuz şartsız destek vermesi yoğun eleştirilere konu oluyor.



Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
TT

Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)

İranlı muhalif yönetmen Cafer Penahi, Cannes Film Festivali'nin en büyük ödülü Altın Palmiye'nin bu yılki kazananı oldu.

Penahi, İran hükümeti tarafından hapse atıldığı dönemde yaşadıklarından ilham alan Yek Tasadef Sadeh (Sadece Bir Kazaydı) adlı filmiyle bu ödüle layık görüldü. Film, 2023'te cezaevinden tahliye edilmesinin ardından çektiği ilk yapım olma özelliğini taşıyor. Yönetmen, yasaklara rağmen yıllardır film çekmeye devam ediyordu.

En kişisel filmi 

Penahi'nin şimdiye kadarki en kişisel filmi diye nitelendirilen İran-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı Sadece Bir Kazaydı, cezaevinde işkenceye maruz kalan 5 karakterin, kendilerine bu işkenceyi yapan kişiyi teşhis ettiğine inanmasıyla gelişen olayları konu alıyor.

Geçen hafta yaptığı açıklamada Penahi, "İlk kez hapse girdiğimde hücremde tek başımaydım. Beni gözleri bağlı şekilde, önümde bir duvarın olduğu ve arkamdan bir sesin geldiği o yere götürürlerdi. Saatlerce süren sorgularda, o adamın sesini dinleyerek onun kim olduğunu hayal ederdim. Bir gün bu sesi bir filmde ya da yazıda yeniden var edeceğimi biliyordum" dedi.

Altın Palmiye'yi aldıktan sonra ailesine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Penahi, "Şu an tüm İranlılara, farklı görüşte olan herkese bir şey söylemek istiyorum. Bütün sorunlarımızı ve fikir ayrılıklarımızı bir kenara bırakalım. En önemli şey ülkemiz ve onun özgürlüğüdür" ifadelerini kullandı.

Oscar yarışına katılabilir mi?

Bu zafer, Amerikan yapım ve dağıtım şirketi Neon için de art arda 6. Cannes zaferi anlamına geliyor. Stüdyo, daha önce Anora, Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomy of a Fall), Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness), Titane ve Oscar'da büyük başarı yakalayan Parazit (Gisaengchung) filmleriyle Altın Palmiye'yi kazanmıştı.

Penahi'nin Cannes'daki bu büyük zaferi sonrası, birçok sinema çevresinde "Bu film Oscar yarışına katılabilir mi?" sorusu gündeme geldi. Son yıllardaki Cannes birincilerinin Oscar'da da ses getirmesi bu beklentiyi güçlendiriyor. Ancak İran yönetiminin, Penahi'nin ödüllü dramasını En İyi Uluslararası Film kategorisinde aday göstermek üzere Oscar'a göndermesi pek olası görünmüyor.

Penahi'nin ülkesindeki antidemokratik baskılara karşı açık tavrı ve filmde İran ceza sistemiyle ilgili sert eleştiriler, resmi kurumların böyle bir adım atmasını neredeyse imkansız kılıyor.

"İnsanlık adına güçlü bir söz"

Deadline eleştirmeni Pete Hammond tarafından "insanlık adına güçlü bir söz" diye tanımlanan film, haksız yere hapse atılmış işçi sınıfı karakterlerin kendilerine işkence eden gardiyana karşı intikam arayışını anlatıyor.

İran, geçmişte Bir Ayrılık (Jodaeiye Nader az Simin) ve Satıcı (Forooshande) filmleriyle yönetmen Asgar Ferhadi'ye iki Oscar kazandırmıştı. 

Muhalif yönetmenler İran'ın Oscar aday belirleme sürecinde hiçbir zaman değerlendirmeye alınmıyor. Geçen yıl Cannes'da Jüri Özel Ödülü'nü kazanan Kutsal İncirin Tohumu'nun (Dane-ye anjir-e ma'abed) yönetmeni Muhammed Resulof, Oscar yarışına Almanya adına katılmıştı. 

Fransa ihtimali

Penahi'nin filminin Fransa tarafından aday gösterilmesiyse pek mümkün görünmüyor. Çünkü Fransa'da bu kategori için yarışan çok sayıda güçlü yapım var ve bu hakkın Fransızca olmayan bir filme ayrılması zor. Yapımcılar arasında Lüksemburg merkezli Bidibul Productions'ın da olması ise farklı bir seçenek yaratabilir.

Ayrıca Akademi'nin, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin mülteci sporcular için oluşturduğu özel takım benzeri, sürgündeki sinemacılara özel bir En İyi Uluslararası Film kategorisi oluşturması gerektiği de tartışılıyor.

Her ne kadar Penahi, Paris'te yaşayan kızının yanında yaşamayı düşünmediğini, ülkesini terk etmek istemediğini daha önce açıklamış olsa da Sadece Bir Kazaydı'nın ödül sezonunda önemli yapımlardan biri olacağı şimdiden konuşuluyor.

Independent Türkçe, Deadline, Guardian