Rus haber ajansı Tass'a röporaj veren Lavrov, gündemdeki konulara dair açıklamalarda bulundu.
Lavrov, ABD'nin Orta Doğu bölgesine yönelik siyasetini değerlendirerek, "ABD'nin Orta Doğu'da perde arkasında diplomasi oynamaya yönelik girişimlerinin sonuçlarından herkesin bir ders çıkarması zamanı geldi. Washington'un arabuluculuk çabaları tekelleştirmeye ve meselenin (Filistin) uluslararası hukuk temelini baltalamaya yönelik yaklaşımı mevcut gerginliğe yol açtı." ifadesini kullandı.
Rus yaklaşımının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Kurulu ve Arap Barış Girişimi'ne dayandığına dikkati çeken Lavrov, şöyle devam etti:
Kalıcı barışı tesis edilmesinin formülü iyi biliniyor. Bu formül, İsrail ile barış ve güvenlik içinde yaşayacak, başkenti Doğu Kudüs olacak 1967'deki sınırlar içinde bağımsız Filistin devletinin kurulmasını içeriyor. Uluslararası arabulucuların görevi, tarafların tüm tartışmalı konuları çözmeleri için diyalog kurmalarına yardımcı olmaktır. Elbette bu kolay değil.
Lavrov, terör saldırılarına ve bu saldırılara "uluslararası insancıl hukuku açıkça ihlal eden toplu cezalandırma yöntemleriyle" yanıt verilmesine karşı çıktıklarını vurgulayarak, "Şiddet döngüsünün durdurulması, Filistinlilere acı çektiren adaletsizliğin ortadan kaldırılması gerekiyor. Ancak bu şekilde Filistin-İsrail meselesinin bulunduğu bölgede ve Orta Doğu'da istikrar sağlanabilir." ifadelerini kullandı.
DAHA FAZLA OKU
Ukrayna
Rusya-Ukrayna Savaşı'na da değinen Lavrov, "Ukrayna ordusunun sahada başarısız olduğunu ancak buna rağmen Batılı ülkelerin, Ukrayna'ya askeri destek sağlamaya devam ettiğini" söyledi.
Lavrov, "Zelenskiy (Ukrayna Devlet Başkanı) yönetiminde barışı sağlama iradesi olmadığını görüyoruz. Yönetim temsilcileri, savaş bakımından düşünüyor ve agresif söylemler kullanıyor. Çatışmaların durdurulması söz konusu değil. Zelenskiy'nin 30 Eylül 2022'de imzaladığı Rus yönetimiyle müzakere yasağı geçerliliğini sürdürüyor." diye konuştu.
Ermenistan
Ermenistan'ın mevcut dış siyasetine ilişkin Lavrov, "Erivan'ın Batılıların iknalarına boyun eğerek, dış siyaset çizgisini değiştirmeye, Rusya'yı Karabağ'ı kaybetmesinde suçlamaya çalıştığını" söyleyerek, şunları kaydetti:
Son zamanlarda Erivan, NATO ve bazı NATO üye ülkeleriyle işbirliğini geliştiriyor. Ermenistan, bu yıl NATO'nun birkaç etkinliğine katıldı. Ermenistan, silahlı kuvvetlerini NATO standartlarına göre yenilemeye devam ediyor. Ülkenin askerleri bazı NATO ülkelerinde hazırlık görüyor. Bu bizi endişelendiriyor. NATO’nun asıl hedefi, bölgedeki konumlarını güçlendirmek, 'böl ve yönet' şemasına göre manipülasyon için koşullar yaratmaktır. Ermeni meslektaşlarımızın dikkatini buna defalarca çektik. Erivan'ın NATO ile etkileşimin derinleşmesinin savunma ve güvenlik alanında egemenlik kaybına yol açtığının farkında olduğunu umuyorum.
Bakan Lavrov, ABD ve Avrupa Birliği'nin (AB) Ermenistan ve Güney Kafkasya bölgesine barış ve istikrarı getirmeye çalışmadığını belirtti.
Uluslararası güvenlik alanındaki durum
Silah kontrolü alanındaki duruma da değinen Lavrov, "Silah kontrolü alanındaki durum, ABD'nin istikrarsızlaştırıcı politikaları ve yıkıcı eylemleri nedeniyle kötüleşiyor." dedi.
Lavrov, "ABD'nin uluslararası güvenlik alanında gerilimi kasıtlı olarak artırdığını" vurguladı.