Sendika karşıtı Musk, İsveç'teki grevde en büyük sınavını veriyor

"Siperleri kazdılar ve kimse pes etmiyor"

Elon Musk, fabrikalardaki eylemleri "delilik" diye nitelemişti (Reuters)
Elon Musk, fabrikalardaki eylemleri "delilik" diye nitelemişti (Reuters)
TT

Sendika karşıtı Musk, İsveç'teki grevde en büyük sınavını veriyor

Elon Musk, fabrikalardaki eylemleri "delilik" diye nitelemişti (Reuters)
Elon Musk, fabrikalardaki eylemleri "delilik" diye nitelemişti (Reuters)

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post (WP), teknoloji milyarderi Elon Musk'ın İsveç'teki Tesla fabrikasında başlayan ve hızla diğer Kuzey Avrupa ülkelerine yayılan grev dalgasında "en büyük sınavını verdiğini" yazdı.

Haberde, yaklaşık 6 haftadır süren grevin İsveç'ten Norveç, Finlandiya ve Danimarka'ya sıçradığına dikkat çekilerek, eylemler "Musk'ın izlediği katı sendika karşıtı politikayı kırmaya yönelik bir test" diye nitelendi. 

Danimarka'da 50 bine yakın tersane ve kamyon şoförünü temsil eden 3F sendikasının başkanı Jan Villadsen, "Elon Musk İsveç'te anlaşma yapmaya yanaşmıyor çünkü bunun diğer ülkelerde, hatta ABD'de bile benzer grevlere yol açacağından korkuyor" dedi.

WP'nin aktardığına göre elektrikli otomobil devine karşı Almanya ve ABD'deki otomotiv sendikalarından da eylemler gelebilir. 

İsveç'in en büyük sendikalarından biri olan IF Metall'e bağlı 130 teknisyen, 27 Ekim'den beri İsveç'teki 8 Tesla fabrikasında grevde.

Eyleme katılan işçilerden Janis Kuzma, 2021'den beri Tesla fabrikasında çalıştığını ve en son zam görüşmelerinde taleplerinin kabul edilmediğini, bu yüzden greve destek verme kararı aldığını söyledi.

İsveç devletine ait posta kuruluşu PostNord'dan greve katılan Anders Linde ise "Eğer İsveç'e geliyorsan, buranın kurallarına uyacaksın. Bu şartları kazanabilmek için nesiller boyu süren bir mücadele verdik. Dolayısıyla haklarımızdan vazgeçip gitmeyeceğiz" dedi.

Linde, bazı Tesla sürücülerinin otomobillerinin arka camına "Tesla'mı Elon saçmalamadan önce aldım" yazan etiketler yapıştırdığını da söyledi.

İsveç'te yaklaşık 17 bin Tesla sahibini temsil eden Tesla Club Sweden'ın başkanı Tibor Blömhall ise "Tesla'nın İsveç'teki imajından endişeleniyorum" dedi.

Blömhall, "IF Metall son derece inatçı, Musk'ın da öyle olduğunu biliniyor. Siperleri kazdılar ve kimse pes etmiyor" ifadelerini kullandı.

WP, Tesla CEO'su Musk'ın ve firmanın yorum taleplerini reddettiğini aktardı. 

Amerikalı şirket, grevin ardından  27 Kasım'da PostNord ve İsveç Ulaştırma Kurumu'na karşı, Tesla plakalarını taşımayı reddettikleri gerekçesiyle dava açmıştı. Firma plakaların piyasadan toplatılıp iade edilmesini istemişti.

İsveç'in başkenti Stockholm'de görülen davada 7 Aralık'ta açıklanan ara kararda, hukuki süreç tamamlanana kadar araç plakalarını firmaya gönderilmesine gerek olmadığı bildirilmişti. 

Independent Türkçe, Washington Post, Reuters



Washington, Uluslararası Kalkınma Ajansı'ndaki gizli belgelerin imha edilmesini istiyor

Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
TT

Washington, Uluslararası Kalkınma Ajansı'ndaki gizli belgelerin imha edilmesini istiyor

Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)
Washington DC'deki ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı binası önünde protestocular (Reuters)

Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) çalışanlarının, bazıları gizli olan kurum içi belgeleri imha etmeleri için bir e-posta emri alması, Başkan Donald Trump yönetimi ve milyarder Elon Musk'ın Devlet Verimliliği Departmanı'nın (DGE), ABD'nin yurtdışındaki yardımlarını azaltma çabalarının bir parçası olarak, hassas kayıtları nasıl ele aldığına dair yeni soruları gündeme getirdi.

Ajansın genel sekreter vekili Erika Carr'dan gelen mesaj, gizli kasaların ve çalışanların belge dosyalarının boşaltılması çağrısında bulunduğu için ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarına sızdırıldı. Carr şöyle yazmış: “Önce mümkün olduğunca çok sayıda belgeyi imha edin ve yakma torbalarını imha makinesi bozulduğunda ya da ara vermek zorunda kaldığınızda kullanmak üzere saklayın.”

Emir, Başkan Trump ve üst düzey yardımcıları tarafından son iki ay içinde ajansın sözleşmelerinin büyük çoğunluğunun iptal edilmesi, bin 600'den fazla pozisyonun feshedilmesi ve yaklaşık 10 bin çalışanın neredeyse tamamının idari izne çıkarılması da dahil olmak üzere, ajansı tasfiye etmek için atılan bir dizi hızlı adımın ardından geldi.

Kayıt Yönetimi

ABD hükümet yetkililerinin belgeleri imha etmeden önce Kayıtlar İdaresi'nden onay almasını gerektiren 1950 tarihli Federal Kayıtlar Yasası uyarınca, Carr'ın ya da başka bir yetkilinin belgeleri imha etmek için Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi'nden izin alıp almadığı belli değil.

İmha edilen belgeler, Trump yönetimi ve ajans aleyhine açılan, toplu işten çıkarmalar ve çalışanların ani transferleri, ajansın hızla tasfiye edilmesi ve neredeyse tüm dış yardım fonlarının dondurulmasıyla ilgili çok sayıda davayla ilgili olabilir.

Musk önderliğindeki kampanya, ABD'nin küresel etkisini arttırdığı ve dünya çapında istikrarı desteklediği gerekçesiyle, ABD'nin onlarca yıllık geleneği olan beslenme ve tıbbi bakım programları ile yurt dışındaki diğer yardımları finanse etme geleneğini destekleyenler arasında yaygın protestolara yol açtı. Musk ve diğer yönetim yetkilileri ajansı marjinalleştirilmesi ya da lağvedilmesi gereken bir “suç örgütü” olarak tanımladılar, ancak ajansın herhangi bir suç faaliyetine ilişkin ayrıntı vermediler.

Kayıt Kanunları

Senatörlüğü sırasında ABD'nin dış yardımlarını destekleyen Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ajansın programlarının iptal edilmesini selamladı ve bu programların ABD çıkarlarını ilerletmede başarısız olduğunu söyledi.

Rubio geçen ay ajansın başına geçti ve Dışişleri Bakanlığı'ndan Pete Marrocco'nun günlük operasyonları denetleyeceğini açıkladı. Marrocco, Musk'ın ekibindeki genç çalışanlarla birlikte dış yardım fonlarının ödenmesini durdurmak, sözleşmeleri iptal etmek ve binlerce çalışanı işten çıkarmak ya da izin vermek için çalıştı.

Bu çabalar Kongre'de hemen endişeye yol açtı ve milletvekilleri Trump yönetimine, hükümet bilgilerinin yok edilmesini yasaklayan yasalara uyma yükümlülüğünü hatırlatmak için adımlar attı.

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin en üst düzey Demokrat üyesi Gregory Meeks, yönetimin hükümet belgelerinin ve diğer materyallerin kullanımını düzenleyen Federal Kayıtlar Yasası'na uymuyor gibi göründüğünü söyledi. Yaptığı açıklamada, “USAID belgelerini ve personel dosyalarını rastgele parçalamak ve yakmak, kurum yasadışı bir şekilde tasfiye edilirken yanlış yapıldığına dair kanıtlardan kurtulmanın harika bir yolu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Bir Senato Dış İlişkiler Komitesi yardımcısı, Demokrat üyelerin “kayıt yasalarına uyum” konusunda ayrıntılar için Dışişleri Bakanlığı ve USAID'e ulaştıklarını söyledi.

Yargısal Zorluklar

Yönetimin ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nı (USAID) hedef alması, mahkemelerde birçok kez itiraz konusu oldu. Salı gecesi itibariyle iki grup, hakimlerin ajanstaki belgelerin daha fazla imha edilmesini önlemesi için mahkemeye başvuruda bulundular ve ajansın kayıt tutma gerekliliklerine uymadığını savundular. Savunma avukatları başvurularında, yetkililerin hiçbir kişisel kaydı imha etmediğini ve kurumun Ronald Reagan Binası'ndaki merkezinde davacıya ve mahkemeye bilgi vermeden başka hiçbir belgeyi imha etmeyeceğini savundu.

Profesyonel diplomatları temsil eden bir sendika ve davacılardan biri olan ABD Dış Hizmetler Birliği yaptığı açıklamada “USAID'in, USAID çalışanlarının işten çıkarılması ve uzaklaştırılmasıyla ilgili devam eden bir davayla ilgili olabilecek gizli ve hassas belgeleri imha etmeye yönlendirildiğine dair haberlerden derin endişe duyduğunu” belirtti. Kayıtların uygunsuz bir şekilde imha edilmesine karışan çalışanları yasal tehlike altında bulabilecekleri konusunda uyardı.