Gazze: ‘ABD tavsiyesi’ doğrultusunda savaşın ‘yoğunluğu’ azalıyor

Blair, Gazze Şeridi sakinlerini ‘gönüllü olarak yeniden yerleştirme’ yönünde İsrail’den aldığı bir teklifi kabul ettiği yönündeki iddiaları yalanladı

Dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kampında İsrail bombardımanında yıkılan bir evin önünden geçen şoke olmuş Filistinli bir kadın (AFP)
Dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kampında İsrail bombardımanında yıkılan bir evin önünden geçen şoke olmuş Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Gazze: ‘ABD tavsiyesi’ doğrultusunda savaşın ‘yoğunluğu’ azalıyor

Dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kampında İsrail bombardımanında yıkılan bir evin önünden geçen şoke olmuş Filistinli bir kadın (AFP)
Dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kampında İsrail bombardımanında yıkılan bir evin önünden geçen şoke olmuş Filistinli bir kadın (AFP)

İsrail, ‘ABD tavsiyelerine’ uyarak Gazze Şeridi’nde yaklaşık üç aydır devam eden saldırılarını ‘azaltma’ niyetinin en açık göstergesi olarak dün Gazze Şeridi’nden birkaç bin askerini çekmeye başlayacağını duyurdu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Hamas’ın yönetme ve savaşma kabiliyetlerini ortadan kaldırma hedeflerine ulaşılıncaya kadar savaşın uzunca bir süre devam edeceği yönünde ardı ardına yaptığı açıklamalara rağmen, Tel Aviv’den gelen bilgiler, İsrail’deki siyasi ve askeri liderliğin Biden yönetiminin ‘tavsiyesine’ boyun eğdiği ortaya çıktı.

İsrail Ordu Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, askerlerin Gazze’den çekilmesinin savaşın hedeflerinden vazgeçmek anlamına gelmediğini belirterek, geri çekilen güçlerin bir kısmının yeni yılda göreve çağrılacağını kaydetti. Açıklamada, en az iki tugaydaki yedek askerlerin bu hafta İsrail’e geri gönderileceği, üç tugayın ise eğitim görmek üzere transfer edileceğini belirtti.

İsrail tarafından gelen bu karar hakkında Reuters’a konuşan ABD’li bir yetkili “Bu, kuzeyde teşvik ettiğimiz daha az yoğun operasyonlara doğru kademeli geçişin bir başlangıcı gibi görünüyor (...) Ancak kuzeyde çatışmaların devam ettiğini ve bunun güneyde herhangi bir değişimi yansıtmadığını da belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

Bu arada Filistin Dışişleri Bakanlığı, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’i, Gazze sakinlerinin ‘gönüllü olarak yeniden yerleştirilmesi’ yönündeki iddia edilen bir plana dahil olmasına karşı uyararak konuyu “ciddi bir suç” olarak değerlendirdi. Ancak Blair’in ofisi, Blair’in bu konuda İsrail’den gelen bir görevi kabul ettiği yönündeki iddiaları yalanladı. Açıklamada, Blair’in “Gazze nüfusunun gönüllü olarak tehcir edilmesiyle ilgisi olduğuna dair haberlerin asılsız olduğunu” belirtildi.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. 

Olayla ilgili inceleme başlatan İsveç polisi, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıldığını bildirdi. 

İsveçli su altı arama ekipleri, hasar gören iki denizaltı fiber optik kablodan biri olan "C-Lion 1" hattının bulunduğu bölgede dalış gerçekleştirdi. Bu kablo, Finlandiya ve Almanya arasında uzanıyor. İsveç ve Litvanya arasındaki kablo hattı da hasar gördü.

İsveç Ulusal Operasyon Teşkilatı'ndan Per Engström, Çin'e ait kargo gemisiyle ilgili detayların inceleme kapsamında gözden geçirildiğini belirtti. 

Sahil güvenlik ekiplerinin olay bölgesinde "gözetimi artırdığını" söyleyen Engström, hatlarda yaşanan kopmanın sebebini açıklığa kavuşturmaya çalıştıklarını ifade etti. 

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan dün yapılan açıklamada da Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. 

Gemi hareketlerini takip eden Vesselfinder'ın verilerine göre, Yi Peng 3 en son 15 Kasım'da Rusya'nın Leningrad Oblastı'ndaki Ust-Luga limanına uğradı. Guardian'ın aktardığına göre, Yi Peng 3'ü limandan çıkarmak için gemiye binen Rus kılavuz kaptan Aleksandr Steçentsev, gemide olağandışı bir durum olmadığını söyledi.

Ust-Luga liman idaresinde çalışan Steçentsev, gemiyi yaklaşık 18 kilometre açıktaki bir şamandıraya götürdüğünü belirtti. Kılavuz kaptan, mürettebatı Çin vatandaşlarından oluşan gemiden aynı gün öğleden sonra indiğini ifade etti. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. 

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, "Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma" diyerek iddialara tepki gösterdi. Peskov, Rusya'nın olayla alakası olmadığını savunurken, Baltık Denizi'nde sabotaj faaliyeti yürüten tarafın Ukrayna olduğunu iddia etti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, ülke bayrağını taşıyan gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savundu.

Independent Türkçe, Guardian, AFP