Mısır birleşmiş Filistin hükümetini kurmaya çalışıyor

Sağlık görevlileri Mısır'daki Refah sınır kapısında yaralı Filistinlileri taşıyor (AFP)
Sağlık görevlileri Mısır'daki Refah sınır kapısında yaralı Filistinlileri taşıyor (AFP)
TT

Mısır birleşmiş Filistin hükümetini kurmaya çalışıyor

Sağlık görevlileri Mısır'daki Refah sınır kapısında yaralı Filistinlileri taşıyor (AFP)
Sağlık görevlileri Mısır'daki Refah sınır kapısında yaralı Filistinlileri taşıyor (AFP)

İsrail’in Gazze’deki saldırılarını durdurmaya yönelik Mısır-Katar arabuluculuk çabaları konusunda rehine-mahkum takası ve savaşı durdurmak için bir anlaşma konusunda ilerlemeyle ilgili belirli tutumunun açıklaması bekliyor. Tel Aviv’deki savaş kabinesi şu ana kadar Mısır ve Katar’ın “tekliflerini” tartışmak için en az iki kez toplanmış olsa da tekliflerden herhangi birisine yanıt verme durumuyla ilgili resmi tutum ortaya çıkmadı.

Aynı zamanda Kahire’nin Filistinli örgütlerle özellikle takas anlaşması imzalandıktan sonraki işlemlerle ilgili olarak aralarındaki bakış açılarını yaklaştırmak için iletişimi yoğunlaştı. Çalışmada Filistin’in pozisyonunun yeniden düzenlenmesi ve Filistinli gözlemcilerin güvencelerine uygun olarak ulusal birlik hükümetinin oluşturulması için uygun ortam sağlanması bulunuyor.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı’ndan (AWP) aktardığı habere göre Filistinli kaynaklar Kahire’de pazar günü (31 Aralık) el-Fetih ve Hamas hareketleri arasında yoğun, kapalı diyalog oturumları düzenlemek için Mısır iletişim ve düzenlemelerinin varlığını bildirdi. Kaynaklar beklenen toplantı öncesinde el-Fetih hareketinin de lideri olan Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas ile Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ve beraberlerindeki heyetler arasında ikili görüşmeler yapılacağını sözlerine ekledi.

Kaynaklar, iletişim başarılı olursa toplantının ocak ayının ilk yarısında Kahire’de yapılacağını açıkladı.

Mısır el-Fetih ve Hamas’ın anlaşmasıyla Gazze Şeridi ile Batı Şeria için ortak bir hükümet oluşturulmasının kolaylaştırılması ve bir sonraki aşamada Filistin iç işleri stratejileri üzerine anlaşmaya yönelik içerde Filistinlilerin bakış açılarını yaklaştırmaya çalışıyor.

Kudüs Üniversitesi Öğretim Görevlisi Siyaset Bilimci Prof. Dr. Eymen er-Ragab şu an ki durumda Fetih ve Hamas arasında doğrudan görüşmeler olmasının uzak olduğunu belirtti ve bunu “Gazze Şeridi’ndeki krizin arkasında pozisyonlar arasındaki uçurumun genişlemesine” bağladı. Kahire, Filistinli örgütlerin liderlerinin doğrudan görüşmeler aşamasına geçmeden önce her grupla teke tek iletişimler kurabilir.

Ragab, Şarku’l Avsat’a hem Hamas hem İslami Cihad’ın saha koordinasyonu ve siyasi konumda en yakın ve tutarlı örgütler olmalarına rağmen Mısır’ın doğrudan ve teke tek görüşme yöntemini etkili bir şekilde kullandığını sözlerine ekledi. Mısır’ın iletişiminin sadece Fetih ve Hamas ile sınırlı olmadığını, örgütlerden geniş bir yelpazeyi kapsadığını, İsrailli rehinelerin çoğunun Gazze’de Hamas dışındaki grupların elinde olmasıyla birlikte onaylandığı hem zaman takas işleminin düzenlenmesi hem de savaşın durmasından sonrasına hazırlık hedefiyle, özellikle Filistin yelpazesinin çeşitli renklerini içeren ulusal kapsamdaki bir hükümetin oluşturulmasına işaret etti.

Farklı Pozisyonlar

Gazze’de savaşı bitirmek için Mısır’ın önerdiği çerçevenin ilk versiyonu kapsamında Filistin’de ortak bir teknokrat hükümeti oluşturulması önerisi, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi’nin geçen hafta ortasında reddetmesiyle Filistin güçleri yönünden farklı tepkilerle karşılandı. “Mısır’ı referans almadan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas önderliğinde Filistin halkının tek meşru temsilcisi örgütün sorumluluğun uzak olan Gazze ve Batı Şeria’nın idaresi için Filistin hükümetinin oluşturulması” sonrasında Filistin İstihbarat Müdürü Macid Farac teklifin bu maddesini Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’yi ziyaret etti.

Bunun akabinde Mısırlı yetkili bir kaynak Gazze Şeridi’nde ateşkes teklifi ile ilgili ele alınanların ilk öneri olduğunu, Kahire’nin tüm tarafların onayını almasından sonra tam tutumun netleşeceğini belirtti.

Bu bağlamda Hamas hareketi birlik hükümetinin kurulması için ulusal çözüm konusunda diğer Filistinli gruplarla anlaştığını belirterek geçen hafta yaptığı açıklamada İslami Cihad Hareketi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ve Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi’ni (FDHKC) kapsadığını ifade etti. Mısır önerisinin durumuyla ilgili hareketin bakışını tartışmak için bu hafta içerisinde Hamas heyetinin Kahire’ye yaptığı ziyarete dair haberler çelişkiliydi.

Mısır Enformasyon Komitesi başkanı Ziya Raşvan’ın önceki açıklamalarına göre Mısır, İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirlerin serbest bırakılması karşılığında uzatılabilir ateşkesleri Hamas’ın tuttuğu onlarca İsrailli esirin kademeli olarak serbest bırakılmasını içeren üç aşamalı çatışmaları sona erdirecek bir öneri sundu.

Kahire iki hafta önce Hamas ve İslami Cihad hareketlerinden heyetlere ev sahipliği yaptı. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ve İslami Cihad Genel Sekreteri Ziyad Nahhale savaşın durması için Mısırlı yetkililerle görüşme gerçekleştirdiler.

Bölünmenin sona ermesi

Diğer yandan uluslararası ilişkiler ve Filistinli Siyaset Bilimci Prof. Dr. Usame Şas, Filistinli örgütlerle Mısır’da iletişimin aşırı gizlilik içinde sürdüğüne işaret ederek bunu Mısır’ın bazı siyasi akımların etkisinden uzakta başarıya ulaşma isteğine bağladı ve “Bölünmenin sona ermesini istemiyorlar, bölgesel çıkarlara hizmet etmek için Filistin halkının güçleri arasında çatışmanın devam etmesini istiyorlar” dedi.

Şas, Şarku’l Avsat’a, Kahire’nin Filistinli grupların bakış açılarını ve konumlarını yaklaştırmaya dönük hareketlerinin Mısır’ın Filistin halkının birliğini ve davasına desteğindeki rollerinden bir bölümünü temsil ettiğini ve 4 Haziran 1967 sınırlarında Filistin devletinin ilanına giden yolun başlangıç aşaması için hazırlık işlemlerinin bir parçası olduğunu, Hamas hareketini de kapsamak üzere tüm Filistin güçleriyle ulusal bir teknokrat hükümet kurmanın önemini vurguladı.

Olgunlaşmamış vizyon

Öte yandan İsrail savaş kabinesi tarafından düzenlenmiş olan iki toplantının da ortak bir yaklaşıma varamadığına dikkat çeken er-Ragab açıklamasına göre İsrail’in Mısır ve Katar’ın arabuluculuk çabalarına yanıt verme vizyonu hala olgunlaşmamış durumda. İsrail iç güvenlik servisi başkanı Şin Bet’in Mısırla iletişimi, MOSSAD Başkanı ise Katarlı arabulucularla iletişim kuruyor.

Mısır, Katar ABD desteğiyle arabuluculuk çabalarına öncülük ediyor, çünkü üç ülke ateşkesin gerçekleşmesi durumunda garantör konumunda. 24 Kasım’da ABD desteğiyle Mısır-Katar arabuluculuğu, Gazze Şeridi’ndeki 105 rehinenin, İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli mahkum karşılığında serbest bırakıldığı bir hafta süren ilk ateşkesi onaylamayı başardı.



Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
TT

Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)

İnci Mecdi

Almanya ve Avrupa'nın önde gelen akademisyenleri, Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD’de yaşanan siyasi değişimler ve bunun NATO'nun güvenilirliği açısından doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulunarak Avrupalıları NATO'suz bir geleceği düşünmeye çağırdı. Almanya'nın önde gelen dört barış ve çatışma araştırma enstitüsü tarafından hazırlanan ve politika yapıcıları yakından ilgilendiren yıllık rapor, ‘Barışı Kim Kurtaracak?’ başlığı taşıyordu. Araştırmacılar raporda geleceğe dair karamsar bir tablo çizerken 1987 yılından bu yana bir barış raporunun bu kadar karamsar olduğu pek görülmemişti. 2025 Barış Raporu, Avrupa'nın barış hedefini desteklemeye devam ederken kendi güvenliği ve savunması için sorumluluk alması gerektiğinin altını çiziyor.

Almanca olarak yayınlanan ve Alman Yayın Kurumu (Deutsche Welle/DW) tarafından İngilizce olarak alıntılanan raporun giriş bölümünde Ukrayna, Gazze ve Sudan'da savaşların sürdüğü, 122 milyondan fazla insanın evlerinden edildiği ve dünya genelinde başka birçok şiddetli çatışmanın yaşandığı belirtildi. Rapora göre Atlantik'in diğer yakasında Başkan Trump, ülkesini otoriter bir devlete dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda dış politikasında kurallara uymak ve iş birliği yapmak yerine güç politikalarını tercih ediyor.

Avrupa Birliği ile ABD arasındaki ortaklığın sonu

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre araştırmacılar, ABD Başkanı ve “Amerika'yı Yeniden Büyük Yap" (Make America Great Again - MAGA) hareketinin dünyanın en eski demokrasisini otoriter bir rejime dönüştürmeyi ‘kısa sürede ve çok az dirençle başardığını’ vurgularken uluslararası düzeyde ise ‘liberal kurumları ve kazanımları yok etmeyi’ teşvik ettiği ve ‘otoriter liderler ve diktatörlerle yakın ilişkiler kurarak liberal demokrasilerde aşırı sağcı popülist hareketleri’ desteklediğini belirtti.

Leibniz Barış ve Çatışma Araştırmaları Enstitüsü'nden Christopher Daase, Berlin'de raporun sunumu sırasında yaptığı açıklamada, son yıllarda analizlerinin Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısına ve Avrupa barış ve güvenlik sistemini kasıtlı olarak tahrip etmesine odaklandığını, ancak o zamandan bu yana güvenlik durumunun daha da kötüleştiğini söyledi. ABD'nin ‘başka bir istikrarsızlık kaynağı haline geldiğini’ söyleyen Daase, ‘otoriterliğin bulaşıcı hale gelme’ riski bulunduğunu da sözlerine ekledi. Daase, Avrupa'da uluslararası yargının zayıflatılması, akademik araştırma özgürlüğünün sorgulanması ve dini kurumlar gibi toplumsal aktörlerin bağımsızlığına müdahale girişimleri başta olmak üzere endişe verici işaretlere dikkati çekti.

2025 Barış Raporu, Avrupa ve ABD arasındaki ‘bildiğimiz’ transatlantik ortaklığın ‘bittiği’ tespitinde bulunuyor. Bu durumun askeri iş birliği için de geçerli olduğuna işaret eden araştırmacılar, “NATO'nun ortak savunma taahhüdünün güvenilirliği sarsıldı. ABD ile Rusya arasındaki yakınlaşma sadece Ukrayna'yı değil, Avrupa'nın çıkarlarını da tehdit ediyor” ifadelerini kullandılar. Daase, “Sorun şu anda NATO'nun temel değerleri çoktan çökmüş olmasına rağmen NATO olmadan hiçbir şey yapılamadığı için kimsenin NATO'nun sonuna geldiğini açıkça konuşmak istememesi” yorumunda bulundu. ‘NATO'yu aşmaya çalışıyoruz” diyen Daase, NATO'nun mümkün olan her yerde onunla birlikte çalışmaya devam etmesi ve aynı zamanda Avrupa'nın kabiliyetlerini güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Raporda Alman hükümetine ‘şeffaf ve aşamalı bir planla Avrupa savunma yapılarının geliştirilmesi ve entegrasyonu’ tavsiye edildi.

İsrail'e silah ihracatının durdurulması

Rapora katkı sağlayan araştırmacılar, uluslararası hukukun tüm dünyada erozyona uğraması, özellikle de sivillerin hedef alındığı, hastanelerin ve okulların kasten bombalandığı ve insani yardımların engellendiği ya da siyasi olarak istismar edildiği ‘savaşta insanlıktan çıkma’ sürecinin yaşandığını belirtirken bu duruma dair ciddi endişelerini dile getirdiler. Bu durum özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta ve Gazze'deki savaşta açıkça görülüyor. Ayrıca savaşın 53 binden fazla insanın ölümüne ve bölgenin büyük ölçüde yıkıma uğramasına neden olduğu Gazze Şeridi’ndeki durumdan duydukları dehşeti dile getiren araştırmacılar, İsrail’e Gazze ve Batı Şeria'da kullanabileceği tüm silah sevkiyatlarının ‘acilen durdurulması’ çağrısında bulundular. Raporda İsrail'in uluslararası insancıl hukuku ve insan haklarını ‘açıkça ihlal ettiği’ ve ‘meşru müdafaa sınırlarını aştığı’ vurgulandı. Raporda Alman hükümetine uluslararası hukuka saygı göstermesi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Almanya'ya davet etmemesi çağrısında bulunuldu.