İsrail'de Yüksek Mahkeme, başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran yasanın uygulanmasını erteledi

İsrail Yüksek Mahkemesi, hükümetin tartışmalı yargı reformu kapsamında geçen yıl mart ayında kabul edilen başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran yasanın uygulanmasını erteledi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Arşiv - AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Arşiv - AP)
TT

İsrail'de Yüksek Mahkeme, başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran yasanın uygulanmasını erteledi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Arşiv - AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Arşiv - AP)

İsrail devlet televizyonu KAN’a göre, İsrail Yüksek Mahkemesi, oy çokluğuyla başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran yasanın uygulanmasının ertelenmesine hükmetti.

İsrail merkezli sivil toplum kuruluşu Kaliteli Yönetim Hareketi'nin sunduğu dilekçe sonrası alınan kararla, yasanın uygulanması gelecek parlamento seçimlerinden sonraki meclis dönemine ertelendi.

Kararda, söz konusu yasanın, “İsrail Meclisinin kurucu yetkisini ihlal eden şahsi bir düzenleme” olduğu kaydedildi.

Bu arada, İsrail'de Meclis üyelerinin seçileceği parlamento seçimlerinin 2026 yılında yapılması planlanıyor.

Netanyahu liderliğindeki Likud Partisinden Bilim ve Teknoloji Bakanı Ofir Akunis, Yüksek Mahkemenin kararına ilişkin, “Askerlerimiz bütün anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak her cephede savaşırken, Yüksek Mahkeme hakimlerinin bu şekilde davranması oldukça üzücü.” ifadesini kullandı.

Öte yandan, muhalif İşçi Partisi Milletvekili ve Haham Gilad Kariv ise Netanyahu'nun liderliğini ettiği koalisyon hükümetinin, İsrail’i benzeri görülmemiş bir anayasal krize sürüklediğini ve bunun kısmen Netanyahu’nun şahsi değerlendirmelerinden kaynaklandığını söyledi.

Kariv, “Koalisyonun temel demokratik ilkeleri yıkan, benzeri görülmemiş düzenlemelerine karşı Yüksek Mahkemeden demokrasiyi korumak amacıyla benzeri görülmemiş kararlar alması istendi.” ifadesini tullandı.

İsrail’de başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran yasa geçen yıl 23 Mart’ta kabul edilmişti.

"Başbakanın fiziksel veya psikolojik yetersizlik durumları dışında görevden alınmasını" engelleyen yasaya göre, başbakanın görevini yapamayacağını duyurma yetkisi, Meclis'te başbakan tarafından yapılacak duyuru veya kabinenin dörtte üçünün onayıyla mümkün oluyor.

Hükümetin dörtte üçü tarafından onaylanan karara başbakanın itiraz etmesi halinde ise başbakanın görevden alınması Meclis’te oylamaya götürülüyor.

Meclis Başkanı tarafından belirlenecek oturumda 90 milletvekilinin bu yönde oy kullanması halinde başbakan görevden alınabiliyor.

Söz konusu yasa, başbakanı görevden alma yetkisine dair, Yüksek Mahkeme dahil yargının alacağı herhangi bir kararın geçersiz sayılmasını içeriyor.

İsrail muhalefeti, söz konusu yasanın yolsuzluktan yargılanan Netanyahu’ya koruma sağladığını belirtiyor.

İsrail Yüksek Mahkemesi, yürütme üzerindeki denetimini kaldıracak yasayı iptal etmişti

İsrail Yüksek Mahkemesi, 2 Ocak’ta da yargı reformu kapsamındaki "Akla Yatkınlık Yasası"nı iptal etmişti.

"Akla uygunluk" standardı, hükümetin aldığı bir kararın makul görülmediği durumlarda Yüksek Mahkemeye bu kararı bozma yetkisi veriyor. Buna göre, "akla uygun olmayan" bir karar, "kamu yararını yeterince dikkate almadan orantısız bir şekilde siyasi çıkarlara odaklanan karar" olarak tanımlanıyor.

Mecliste çoğunluğu oluşturan koalisyon hükümeti, yargı düzenlemesine karşı büyüyen siyasi ve toplumsal muhalefete ve kitlesel protestolara rağmen söz konusu yasayı geçen yıl 24 Temmuz'da Meclisten geçirmişti.​​​​



İsrail Genelkurmay Başkanı: İran artık “nükleer eşikte” bir ülke değil

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı: İran artık “nükleer eşikte” bir ülke değil

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)

İsrail Genelkurmay Başkanı General Eyal Zamir, meslektaşlarına, İran'ın nükleer programına yönelik İsrail ve ABD'nin saldırıları sonrasında artık “nükleer eşikte” bir ülke olmadığını söyledi. Bu bilgi, dün “Times of Israel” gazetesine verdiği demeçte, konuyla ilgili bilgisi olan bir kaynak tarafından doğrulandı.

Zamir, İran'ın nükleer programının bir kısmını hala elinde tutuyor olabileceğini, ancak kaynağa göre, ülkenin uğradığı zararlar, aralarında iki önemli bilim insanının öldürülmesi, önemli nükleer tesislerin saldırıya uğraması ve diğer üretim ve silahlanma unsurlarının tahrip edilmesi nedeniyle, programın yıllarca gerilediğini belirtti.

Bu açıklamalar, İran'ın Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın İsrail ve ABD'nin bombardımanlarından zarar gören nükleer tesis ve malzemeleri denetleme talebini reddetmesinin ardından geldi.

 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (Reuters)İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (Arşiv-Reuters)

Bu arada İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, orduya İran'ın nükleer silah elde etme çabalarını engelleme talimatı verdiğini açıkladı. Katz, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın Gazze'de savaşı başlatan saldırısının ardından İsrail'in düşmanlarının “dokunulmazlığının” sona erdiğini belirtti.

Katz, “X” sitesinde yaptığı paylaşımda, “İsrail ordusuna, İran'a karşı İsrail'in hava üstünlüğünü korumayı, nükleer ilerlemeyi ve füze üretimini engellemeyi ve İran'ın İsrail'e karşı terörist faaliyetlerini desteklemesine yanıt vermeyi içeren bir eylem planı hazırlaması talimatını verdim” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusunun İran'a karşı 12 gün süren harekatında alınan önlemleri özetleyen Katz, “Bu tür tehditleri bertaraf etmek için düzenli olarak çalışacağız” dedi.

Katz, “Tahran'da kesik başlı yılanın başına şunu söylemek istiyorum: Esed'in yükselişi, İsrail'in yeni politikasının sadece bir başlangıcıydı ve 7 Ekim'den sonra dokunulmazlık sona erdi” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gidon Sa'ar ise İran'a saldırarak “İsrail, kendisine, bölgeye ve uluslararası topluma yönelik acil bir tehdide karşı son anda harekete geçti” ifadesini kullandı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran'da kalabalıkları selamlarken (Arşiv-EPA)İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran'da kalabalıkları selamlarken (Arşiv-EPA)

İsrail ve İran, 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğuyla ateşkesle sona eren savaşta zafer ilan etti.

İsrail, 13 Haziran'da İran'a karşı ilk saldırıyı başlattı. İsrail'e göre İran'ın üst düzey askeri komutanlarına, nükleer bilim adamlarına, uranyum zenginleştirme tesislerine ve balistik füze programına yönelik kapsamlı saldırı, Tahran'ın Yahudi devletini yok etme planını gerçekleştirmekten alıkoymak için gerekliydi.

İran, İsrail'in saldırılarına 500'den fazla balistik füze ve yaklaşık bin 100 insansız hava aracı fırlatarak yanıt verdi. Şarku’l Avsat’ın Sağlık yetkilileri ve hastanelerden aktardığına göre İran'ın füze saldırıları İsrail'de 28 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden oldu. Bazı füzeler konut binalarını, iki üniversiteyi ve bir hastaneyi vurarak ağır hasara yol açtı.

İran, nükleer silah sahibi olma çabalarını yalanlasa da uranyumu barışçıl olmayan seviyelere kadar zenginleştirmiş, uluslararası müfettişlerin nükleer tesislerini denetlemesini engellemiş ve balistik füze kapasitesini artırmıştı.