İran Yargı Erki İnsan Hakları Komitesi Başkanı Kazım Garibabadi, ülkesinin, dört yıl önce Bağdat’ta ABD tarafından yapılan bir saldırıda öldürülen Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle ilişkili olarak Irak mahkemelerinde adli bir dosya oluşturulması ve sanıkların yargılanması için Bağdat’la temaslarını sürdürdüğünü açıkladı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Tesnim Haber Ajansı’nın aktardığına göre Garibabadi, “Süleymani dosyası yerel mahkemelerde takip ediliyor ve davayı uluslararası bir düzeye çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.
Garibabadi, ülkesinin ABD’li sanıklara, “Kendilerini savunmak üzere mahkemeye çıkabilecekleri veya kendileri adına bir avukat tutabilecekleri" konusunda bilgi verdiğini öne sürerek, “Sanıklar avukat vermezse mahkeme bir avukat atayacak” dedi.
İranlı yetkiliye göre Tahran, Süleymani dosyasıyla ilgili olarak Irak tarafıyla temaslarını sürdürüyor. Garibabadi, “Görüşmelere devam ediyoruz. Bir an önce soruşturmalarını tamamlayıp iddianameyi mahkemeye sunmalarını istedik” dedi.
Garibabadi, geçtiğimiz günlerde Tahran’ı ziyaret eden Iraklı bir heyetin, “Soruşturmalarının yakında sona ereceğini ve iddianamelerini mahkemeye sunacaklarını bildirdiklerine” işaret ederek, “Bunun iki ülkede yargı sürecine başlanacağı anlamına geldiğini” vurguladı.
İranlı yetkililer, Süleymani’nin ABD tarafından bir hava saldırısı ile hedef alındığı sırada diplomatik bir görev için Irak’ta bulunduğu itirafını koparabilmek için geçtiğimiz iki yıl boyunca Bağdat’a baskı yaptı.
Geçtiğimiz ay İran yargısı, Yargı Erki’nden yapılan açıklamaya göre, Süleymani’yi 2020 yılının başında Irak’ta öldürmesi nedeniyle ABD yönetiminin yaklaşık 50 milyar dolar tazminat ödemesini talep eden bir karar çıkarmıştı.
DMO’nun dış kolu Kudüs Gücü’nün Komutanı ve Tahran’ın bölgesel politikasının en önemli mimarlarından biri olan Süleymani, Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatı ile 3 Ocak 2020’de Bağdat Havalimanı yakınlarında ABD’ye ait bir insansız hava aracı (İHA) saldırısıyla öldürülmüştü.
O dönemde Trump, ABD’nin dünyanın bir numaralı teröristini ortadan kaldırmayı başardığını söylemiş, bu saldırı emrinin “savaşı alevlendirmek değil, durdurmak” için olduğunu vurgulamıştı. Ayrıca, Süleymani’nin ABD’li diplomatlara ve askeri personele karşı “yakın bir zaman için” saldırılar planladığına dikkat çekmişti.
Süleymani, 1990’ların sonlarında DMO saflarında yükselerek Kudüs Gücü’nün liderliğine ulaştığı uzun bir kariyerin ardından 62 yaşındayken öldü. İran istihbaratının ve Ortadoğu’daki askeri operasyonlarının genişletilmesinde kendisine önemli bir rol atfediliyor. Kendisi, İran adına vekaleten savaşan silahlı grupların oluşmasına katkıda bulunmuştu. Her ne kadar Süleymani, çoğu zaman ABD ordusunun ve Batılı istihbarat servislerinin gözetimi altında yıllarca bölgeyi dolaşmış olsa da bu katkısı ABD ve müttefiklerinin endişelerini artırmıştı.
Süleymani öldürülmeden aylar önce ABD kuvvetlerine ve onların bölgedeki çıkarlarına karşı ‘asimetrik’ bir savaş ilan etmişti. Bu savaşı, “İran Silahlı Kuvvetlerinin doğrudan müdahalesi olmadan” yürüteceğini söyleyerek, İran’a sadık silahlı gruplara atıfta bulunmuştu.
Tahran’da Süleymani’nin ölümünün dördüncü anma töreninde DMO’nun dış operasyonlardan sorumlu yetkilisi İsmail Kaani, ABD’lilerin “İsrail’i desteklemelerinin sonuçları nedeniyle bugünden daha büyük bir bedel ödeyeceklerine” and içti.