İran’ın Kirman kentindeki iki bombalama hakkında bilinenler

Kirman’daki saldırı geniş çaplı hasara neden oldu. (DPA)
Kirman’daki saldırı geniş çaplı hasara neden oldu. (DPA)
TT

İran’ın Kirman kentindeki iki bombalama hakkında bilinenler

Kirman’daki saldırı geniş çaplı hasara neden oldu. (DPA)
Kirman’daki saldırı geniş çaplı hasara neden oldu. (DPA)

İran’ın Kirman kentinde geçtiğimiz çarşamba günü meydana gelen ve en az 84 kişinin ölümüne yol açan iki bombalı eylem, ülkede 40 yılı aşkın süredir gerçekleşen en ölümcül saldırı oldu. Saldırıların sorumluluğunu DEAŞ üstlendi.

Hükümetin soruşturma başlattığı saldırı hakkında bilinenler ise şunlar:

Ne oldu?

İki bombalı saldırı İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü eski komutanı Kasım Süleymani’ni suikastının dördüncü yıl dönümüne katılmak üzere Kirman’daki mezarlığa gelen İran Devrim Muhafızları destekçilerinden oluşan kalabalığı hedef aldı. Süleymani, 2020 yılı başlarında ABD’nin Bağdat’ta düzenlediği hava saldırısında yaşamını yitirmişti.

Süleymani'nin DEAŞ’ın ortaya çıkmasıyla Irak'taki operasyonlarının kapsamını genişletmeden önce, geçtiğimiz on yılın başında muhalefete karşı Suriye hükümetini desteklemek için güç gönderdikten sonra silahlı milisler kurduğu düşünülüyor.

Şarku’l Avsat’In edindiği bilgilere göre konu hakkında bilgi sahibi olan bir kaynak, Kirman’daki ilk patlamanın bir intihar bombacısı tarafından gerçekleştirildiğini aktardı. IRNA haber ajansına göre ikinci patlamayla ilgili soruşturma devam ediyor.

İlk patlama yerel saatle 14.45 civarında Süleymani'nin türbesine 700 metre uzaklıkta meydana geldi. İkincisi ise 15 dakika sonra düzenlendi.

DEAŞ Terör örgütü

Saldırının sorumluluğunu DEAŞ üstlendi. Telegram kanalından yapılan açıklamada, iki DEAŞ üyesinin patlayıcı kemerlerini Kirman’daki Süleymani’nin mezarının yakınındaki büyük kalabalığın ortasında patlattıkları bildirildi.

İran Lideri Ali Hamaney, saldırının sorumlusu olan ‘İran ulusunun şeytani ve cani düşmanlarına’ sert yanıt verileceğine söz verdi.

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı İsmail Kani, Kirman kalabalığının ABD ve Siyonist rejim tarafından finanse edilen kana susamış kişiler tarafından saldırıya uğradığını duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı, saldırıyla ilgili ABD veya İsrail'e yönelik herhangi bir suçlama bulunulamayacağını kaydetti. İsrail hükümeti ise saldırıyla ilgili herhangi bir yorumda bulunmadı.

Süleymani’nin mezarı yakınında gerçekleşen iki saldırı, ülkenin güneybatısındaki Abadan'daki sinemalarda en az 377 kişinin öldüğü, 1978 yılından bu yana İran’da meydana gelen en ölümcül eylem olarak nitelendirildi.

Eski İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif şu açıklamada bulundu:

Kirman’da Süleymani’nin anısına işlenen iğrenç suç çok acı. Kör terörün, insani değerlere aykırı olarak amacına ulaşmak için hiçbir suç işlenmesine göz yummadığını gösteriyor. Tıpkı bölgedeki ve dünyadaki terörün lideri ve kaynağı olan Siyonist yapının, binlerce erkek, kadın ve çocuğu Gazze'de kanında boğması gibi. Dünyanın bu vahşi terör saldırısını kınaması, emrini verenleri ve gerçekleştirenleri cezalandırması zorunlu. Aynı zamanda İsrail devlet terörünün ve savaş suçlarının durdurulması için pratik bir adım atılmalı ve haksız değerlendirmeler bir kenara bırakılmalıdır.

AFP, İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik Komitesi eski Başkanı Haşmetullah Felahetpişe’nin, iki bombalama olayının ‘ABD ve İsrail istihbarat servisleri olmasaydı gerçekleşemeyeceğini’ söylediğini aktardı.

Kritik anlarda saldırılar

DEAŞ, son iki yılda ülkenin güneyindeki Şiraz kentinde bir türbeyi hedef alan iki silahlı saldırının sorumluluğunu üstlendi. DEAŞ’ın Şiraz türbesine düzenlediği son silahlı saldırı geçtiğimiz ağustos ayında gerçekleşmişti. Eylem, rejim yetkililerinin kılık kıyafet kuralarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitiren İranlı genç kadın Mahsa Amini’nin ölümüne yönelik protestoların yıl dönümü öncesinde, alınan sıkı güvenlik önlemleri sırasında yaşandı.

13 Ağustos'ta gerçekleşen saldırıda iki kişi öldü, yedi kişi de yaralandı. Yetkililer, saldırının ardından tamamı yabancı dokuz şüphelinin tutuklandığını açıkladı. İran yargısı geçtiğimiz eylül ayında, silahlı saldırı düzenlemekten suçlu bulunan Tacik bir adama idam cezası verdi.

26 Ekim 2022'de Şah Çerağ türbesini hedef alan silahlı saldırıda 13 kişi ölmüş, 30 kişi de yaralanmıştı.

İranlı yetkililer saldırının sorumluluğunu DEAŞ'ın üstlendiğini açıkladı. Ancak İran'daki insan hakları durumunu izleyen aktivistler ve örgütler, Mahsa Amini protestolarını bastırmaya yönelik kampanyanın başlatılmasıyla aynı zamana denk gelen saldırının zamanlaması ve nedenleri hakkında sorular yöneltti. Yetkililer, dikkatleri ülkede olup bitenlerden başka yöne çekmeye çalışmakla suçladı.

İran, 8 Temmuz'da geçen yılki saldırıyla ilgili olarak iki kişiyi halka açık bir meydanda asarak idam etti ve onları ‘yeryüzünde yolsuzluk, silahlı isyan ve ulusal güvenliğe karşı çalışmanın yanı sıra ülkenin güvenliğine karşı komplo kurmak’ ile suçladı.

Çağrışımlar

İran, İsrail'le gölge savaşı yürütüyor ve aynı zamanda özellikle ülkenin güney ve güneydoğusunda son yıllarda birçok saldırının sorumluluğunu üstlenen çeşitli muhalif gruplarla da savaşıyor.

ABD, İran'ı Ortadoğu'daki Amerikan askeri üslerine yönelik saldırılara ‘imkan tanımakla’ ve Yemen'deki Husi isyancıların Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırılarına ‘derin biçimde müdahale’ etmekle suçluyor.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.