Trump uyardı: Biden yeniden seçilirse “Üçüncü Dünya Savaşı” çıkar

Eski Başkan, yeni yılda ABD’yi kurtaracağı vaadinde bulundu

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı eski Başkan Donald Trump, Iowa'daki bir mitingde konuşurken (AFP)
Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı eski Başkan Donald Trump, Iowa'daki bir mitingde konuşurken (AFP)
TT

Trump uyardı: Biden yeniden seçilirse “Üçüncü Dünya Savaşı” çıkar

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı eski Başkan Donald Trump, Iowa'daki bir mitingde konuşurken (AFP)
Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı eski Başkan Donald Trump, Iowa'daki bir mitingde konuşurken (AFP)

ABD’de Kongre Binası Baskını olayının üçüncü yıldönümünde iki mitinge katılan eski Başkan Donald Trump, dün Iowa eyaletindeki seçim kampanyası sırasında, bu yılın kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerini kazanacağını iddia etti. Trump, mevcut Başkan Joe Biden’ı ABD tarihinin ‘en kötü’ başkanı olarak nitelendirdi.

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığına göre Trump, ‘gerileme’ yaşadığını düşündüğü ve ‘Üçüncü Dünya Savaşı’nın eşiğinde olduğunu söylediği ABD’de ‘yozlaşmış’ dediği Biden'a karşı kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerini kazanacağına ve ‘ABD’yi kurtarmak’ için çalışacağına söz verdi.

ABD’nin batısının merkezinde yer alan Iowa eyaleti, 15 Ocak'tan itibaren parti toplantılarını (caucus) düzenlemeye başlayacak. Böylece Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayını belirlemek için ön seçimler bu yılın sonbaharında yapılacak. Yarım asırdır ön seçimlerin Iowa eyaletinde başlaması, ABD başkanlık seçimleri kampanyasında eyalete büyük bir önem kazandırdı.

Trump, federal düzeyde hakkındaki dört adli suçlamaya rağmen 20 Ocak 2025 tarihinde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak yeniden Beyaz Saray'a dönmek istiyor. Eski Başkan birkaç gün içinde, 20 Ocak 2021 tarihinde Beyaz Saray'dan çalkantılı bir şekilde ayrıldığından beri ilk kez seçmenlerin hakkındaki kararıyla yüzleşecek.

erbthr
Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti’nin Iowa’nın Clinton şehrindeki mitingine giriş yaparken (AFP)

Iowa'ya cuma günü gelen Trump, Newton kentindeki bir seçim mitinginde konuşma yaptı.  Ardından Illinois eyaleti sınırındaki Clinton şehrindeki bir okulda konuştu.

Joe Biden’ı ABD tarihindeki ‘en kötü’ başkan olarak nitelendiren Trump, dünyanın süper gücü ABD'nin ‘gerilemesinden’ duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Dün Newton şehrinde Iowalı destekçilerine yaptığı iki saatlik konuşmada Trump, 6 Ocak’taki olayların detaylarına girmezken, olaylara karışan ve şu an hapishanede olan kişileri ‘rehineler’ olarak tanımladı. Trump ayrıca, tekrar seçildiği takdirde birçok kişiyi affedeceğini söyledi.

Eski Cumhuriyetçi Başkan, Biden'ın yeniden seçilmesi durumunda Üçüncü Dünya Savaşı'nın çıkacağı uyarısında bulundu. Trump, destekçilerinin ‘Make America Great Again’ (Amerikayı Yeniden Harika Yap) sloganına yanıt olarak, “Bu ABD’yi kurtarmak için son şansımız” dedi. 2020 yılındaki başkanlık seçimlerini kazandığını iddia etmekten hiç vazgeçmeyen Trump, kasım ayında yapılacak seçimlerde ‘üçüncü kez’ kazanacağını vurguladı.

Ukrayna’daki ve Gazze'deki savaşların yanında İran ve Çin ile yaşanan gerilimlere değinen Trump, Newton'daki yüzlerce coşkulu destekçisini Biden'ın yeniden seçilmesi durumunda, ABD’nin 1930'lardaki gibi bir dünya savaşı, yani ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ ve bir başka ‘Büyük Buhran’ tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.

dergv
Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı eski Başkan Donald Trump, Clinton’daki bir okulda yaptığı konuşmasının ardından konukları selamlarken (AFP)

Dün akşam Clinton’daki bir okulda yaptığı konuşmada, ülkenin ‘gerilemede’ olduğunu ve ‘ülkeyi cehennemden geri getireceğini’ söyleyen Trump, ‘ABD’yi, Biden’ın felaketlerinden kurtarabilecek tek aday’ olmakla övündü.

Demokratların ve medyanın ‘Trump’ın bir kez daha seçilmesi halinde diktatörlük kuracağı’ tehlikesine ilişkin uyarılarını tiye alan Trump, kahkahalar ve alkışlar arasında “Ben bir diktatörüm” dedi.

Cuma günü Iowa eyaletinin Sioux Center şehrindeki mitingde ise Demokrat Partili Başkan Biden’ın, Pennsylvania'da yaptığı ve sözlerinin ‘Nazi Almanyası’ retoriğiyle karşılaştırıldığı konuşmaya değinen Cumhuriyetçi milyarder, Biden’ın açıklamalarını ‘acınası’ olarak nitelendirdikten sonra ABD Başkanı’nı ‘korkuları uyandırmakla’ suçladı.

Biden dönemini ‘sürekli tekrarlanan zayıflık, yetersizlik, yolsuzluk ve başarısızlık dizisi’ olarak tanımlayan Trump, 2024 başkanlık seçim kampanyasının şartlarının ve zorluklarının, başkanlığı kazandığı 2016 yılına kıyasla ‘daha’ büyük bir önem taşıdığını belirterek “Bu bakımdan 10 gün sonra bu eyaletin insanları hayatlarının en önemli oyunu kullanacak” dedi.

sdfvr
Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı eski Başkan Donald Trump, Iowa’daki bir seçim mitingi sırasında (Reuters)

Hakkındaki yargıya taşınan suçlamalara ve 2020 yılının kasım ayında başkanlık seçimlerinin sonuçlarını bozma girişimi nedeniyle hapis cezasına çarptırılma riskiyle karşı karşıya olmasına rağmen anketler, Cumhuriyetçilerin yüzde 60'ının Trump'ı desteklediğini ve başlıca rakipleri Nikki Haley ve Ron DeSantis’i geride bıraktığını gösterdi.

Iowa'da ve diğer bazı muhafazakâr eyaletlerde, Amerikan siyaset sahnesini 10 yıldan kısa bir sürede değiştiren 70 yaşındaki ABD’li milyarder, hakkındaki hukuki meselelere göz yumabilen çok sadık bir hayran kitlesine sahip.

Bundan üç yıl önce ABD Kongre binasına düzenlenen baskın, ABD'de derinden bölünmeye devam ediyor. Washington Post gazetesi ve Maryland Üniversitesi tarafından yapılan ankete göre, ABD’lilerin yüzde 25'i ve Trump'ı destekleyen seçmenlerin yüzde 44'ü, Kongre Binası Baskını olayının arkasında Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) olduğuna inanıyor.

Öte yandan AFP’nin aktardığına göre, FBI tarafından dün yapılan açıklamada, Kongre Binası Baskını olayına karıştıkları gerekçesiyle Florida eyaletinde aranan 3 kişinin yakalandığı duyuruldu.

ABD’li yetkililer, 35 aydır devam eden kapsamlı soruşturmada, ülkenin elli eyaletinde bin 200’den fazla kişiyi 6 Ocak 2021 isyanına katılmakla suçladı ve bunların yarısından fazlası mahkûm edildi.

ABD Başkanı Biden, eski Başkan Trump ve destekçilerinin ‘siyasi şiddeti’ teşvik ettiğini ileri sürdü. Biden, “Trump ve destekçileri (Make America Great Again sloganının destekçileri), siyasi şiddeti sadece benimsemekle kalmıyor, aynı zamanda hafife de alıyorlar” dedi.

rthn
Trump, Iowa'daki seçim mitinginde destekçilerinden oluşan bir kalabalığın önünde (Reuters)

Trump'ın, seçim sonuçlarını bozmak için komplo kurduğu suçlamasıyla 4 Mart'ta Washington'da mahkemeye çıkması bekleniyor. Trump, yenilgisinin ardından ülkenin güneyinde yer alan Georgia eyaletindeki seçim sonuçlarını bozmaya çalışmakla da suçlanıyor.

Mahkemeden sonraki gün, yani 5 Mart'ta, aralarında Maine ve Colorado'nun da bulunduğu yaklaşık 15 eyalette, seçmenlerin sandık başına gittiği ‘Süper Salı’ olarak da bilinen ön seçimler yapılacak.

Son kamuoyu yoklamalarında Trump'ın küçük bir farkla gerisinde kalan Biden, Pennsylvania eyaletinin Valley Forge bölgesinde düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, Cumhuriyetçi rakibi Trump’ın ‘Amerikan demokrasisi için büyük bir tehdit’ olduğunu söyledi. Valley Forge bölgesi, Bağımsızlık Savaşı sırasında ordunun ana kışlalarından biri olması nedeniyle ülkede büyük öneme sahip tarihi bir yerlerden biri olarak görülüyor.

Trump'ı Nazi Almanyası ile aynı dili kullanmakla suçlayan Biden, “(Trump) Nazi Almanya'sında kullanılan retoriğin aynısını kullanarak ABD’lilerin kanının zehirlendiğinden bahsediyor” dedi.

Diğer taraftan Kongre Binası Baskını sırasında ABD Temsilciler Meclisi Başkanı olan Nancy Pelosi, cuma günü The Atlantic dergisinde yayınlanan makalesinde, aradan 3 yıl geçmesine rağmen ‘ABD demokrasisine yönelik tehdidin hala geçerli olduğunu’ belirterek, Trump'ın ‘saldırganlığa başvurmasını’ eleştirdi.



Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
TT

Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)

Refik Huri

ABD, “uluslar inşa etme” başlıklı savaş döneminden Ukrayna, Gazze ve İran nükleer dosyasında acil uzlaşılar dönemine geçişi tamamlıyor. Her iki durumda da ABD dünyadaki komplikasyonları anlamaktan aciz gibi görünüyor.

Savaşlar döneminde, Başkan George W. Bush başkanlığında neo-muhafazakarlar, el-Kaide’nin New York'taki Dünya Ticaret Merkezi’ne yönelik saldırısını Afganistan'ı, ardından Irak’ı istila etme, Taliban ile Başkan Saddam Hüseyin rejimlerini devirme, dönemin ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice’ın, “Yeni Ortadoğu” olarak adlandırdığı planı gerçekleştirmeye çalışarak dünyayı zorla değiştirme hırsları için kullandılar.

Başkan Donald Trump'ın varmaya çalıştığı uzlaşılar döneminde ise itici güç anlaşmalar politikasıdır. Dünya Trump'ın ve etrafındaki oligarşinin gözünde savaş alanı değil, bir borsadır. Ukrayna, Gazze ve nükleer dosyada zor uzlaşılar için müzakereleri yürüten kişi ise krizler, savaşlar, jeopolitik ve stratejik çatışmalar dünyasında deneyimsiz olan gayrimenkul geliştiricisi Steve Witkoff'tur.

Beyaz Saray'daki karar alıcıya gelince, temsilcisinden daha deneyimli değil ve kararlarında içgüdü ile basit algıya güveniyor, bu şekilde ABD'yi değiştirmek istedi ve karmaşık bir dünyaya tosladı. Kendilerine hizmet eden anlaşmalara açık olsalar bile, ideoloji tarafından yönlendirilen üç oyuncu ile canlı yayında dilediği iyi dilekler ve iyi niyetli çağrılarla başa çıkmaya çalıştı. Bunlardan ilki, yorumcu Nahum Barnea tarafından “iki ayak üzerinde yürüyen bir yanlış anlama” olarak tanımlanan Binyamin Netanyahu’dur. İkincisi, İmam Humeyni'nin dediği gibi, ABD'ye düşmanlığı devrimin temellerinden biri saymaya bağlı kalan, İslam Cumhuriyeti'nin güçlü bir devlet ve Devrim Muhafızları’nın anayasaya göre ihraç etme görevini üstlendiği bir devrim olduğunda ısrar eden İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney’dir. Sonuncusu, istihbarattan Kremlin liderliğine yükselen, ABD, Avrupa ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Sovyetler Birliği'nin devrilmesinden sonra “tarihin sonu” olduğunu hayal ederek muzaffer gibi davranan herkesten Rusya’nın intikamını almaya başlayan tecrübeli Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’dir.

ABD Taliban’ı devirdikten sonra en uzun Amerikan savaşı haline gelen Afganistan'da 18 yıl boyunca savaştı ve “uluslar inşa etme” planını uygulamaya çalıştı.  General Stanley Allen McChrystal’ın dediği gibi, ABD, “geleneksel yollarla devrimci hedeflere ulaşmak istedi.” Yine ABD’nin en önemli komutanlarından olan McChrystal’a göre “başarı ölçeği öldürdüğümüz Taliban unsurlarının sayısı değil, aksine koruduğumuz nüfus sayısıdır.” Bir görgü tanığına göre, ABD’den yardımlar alanlar ve gündüz polikliniklerinde tedavi edilenler, geceleri ona karşı savaşıyorlardı. ABD, eski istihbarat direktörü Richard Helms'in şu sözlerini okumadı: “Ortadoğu politikaları ile ilgili tüm saçmalıkları unutun ve yüzyıllık ömürleri olan hususlara, dini mezhepler, aşiretler, kabileler ve etnik kökenlere dikkat edin.” Yine ABD, “Bir Afgan'ı kiralayabilirsiniz ama satın alamazsınız” diyen kişinin tavsiyesini dikkate almadı ve savaş Taliban’ın iktidara dönmesi ve kendisinin Kabil'den aşağılayıcı bir biçimde çekilmesiyle sona erdi.

ABD Irak'ı da kısa bir fırtınalı savaşın ardından işgal etti, Saddam Hüseyin rejimini devirdi ama çok geçmeden sokaklarında boğuldu. Terör diye adlandırdığı eylemlerle şiddetli bir direnişle karşı karşıya kaldı. Demokrasinin Irak'tan bölgeye yayılarak onu kaplayacağını hayal etti. Richard Perle'in dediği gibi saf bir şekilde “Saddam'ın devrilmesinin İranlıları Mollalar diktatörlüğünden kurtulmaya motive edeceğine” inandı. Ama bunun yerine Irak'ı “şer ekseni” içinde yer alan İslam Cumhuriyeti'ne altın bir tabakta sundu.

ABD anayasa uzmanı Noah Feldman'ın “hızlı seçimler yapmak demokrasiye hizmet etmeye kendisini adamamış, yanlış kişileri iktidara getirir” sözünü görmezden geldi. Irak'ın mutlak yöneticisi olarak atanan, ordunun ve Baas Partisi'nin dağıtılmasını emreden bilgisiz Paul Bremer da en azından şu itirafta bulundu: “Zaferden sonra Irak'taki güvenlik tehditlerine karşı koymaya hazır değildik.” Irak hükümetinin Amerikan güçlerinin yardımına ihtiyacı olmasına rağmen, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesinden sonra İran’ın taraftarlarının bu güçlerin ülkeden hızla çekilmesi talebinin gerileyeceğini gösteren hiçbir şey yok. Artık Ahmet eş-Şara’nın başkanlığı konusunda rahatlamış olan Amerikan güçleri de kendisine karşı eylemlerde bulunan İran ve Suriye rejimleri arasında sıkışmış değil.

Steve Coll, “Aşil Tuzağı: Saddam Hüseyin, CIA ve ABD’nin Irak İşgalinin Kökenleri” kitabında: “Saddam'ın dayısı, eğitimcisi ve öğretmeni Hayrullah Kifah’ın, ailenin felsefesini ‘Allah üç şeyi yaratmamalıydı; Persler, Yahudiler ve sinekler’ şeklinde özetlediğini” anlatır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline gelince, Başkan Vladimir Putin bunu NATO’nun Rusya sınırlarına yaklaşmasına ve neo-Nazilerin Kiev’i kontrol etmesine karşı kendini savunmak olarak tasvir ediyor. Ukraynalı gazeteci Illia Ponomarenko ise “Sana nasıl olduğunu göstereceğim” kitabında böyle olmadığına inanıyor ve şöyle diyor: “Ukrayna savaşının NATO ve hayali Batı tehditleriyle hiçbir ilgisi yok. Aksine, bu işgal, devleti Rus halkının çıkarlarına değil, kendi çıkarlarının hizmetine sunan bir diktatörün deliliğiyle ilgilidir.” Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre buna ilave olarak, Putin Gürcistan'dan iki bölgeyi koparıp aldı, oğul Bush ve Obama ile bağları iyi olduğunda da Kırım'ı ilhak etti.

Kimse Trump'ın üç karmaşık sorunu çözecek anlaşmalarda nasıl başarılı olabileceğini bilmiyor. Bu sorunların ilki, İran'ın uranyum zenginleştirmesini ve yaptırımlara katlandıktan, nükleer eşikteki devlet olmak için milyarlarca dolar harcadıktan sonra nükleer silah sahibi olmasını önlemektir. İkincisi, Putin’in üçüncü yılında olmasına rağmen halen “özel operasyon” olarak adlandırdığı kapsamlı savaşı durdurmayı kabul etmesi için Cumhurbaşkanı Zelenskiy’yi, Kırım ve çoğu şu anda Rusya tarafından işgal edilmiş dört bölgenin kaybını kabul etmeye zorlamaktır. Üçüncüsü, Netanyahu’yu, savaşı bitirmeye ve Hamas hareketi ile İsrail'deki aşırı radikal hükümet arasındaki bir anlaşmayla rehineleri geri getirmenin bedeli olarak yıktığı Gazze'den çekilmeye zorlamaktır. Ama İsrail’in aşırı radikal hükümeti, Filistin devletini reddediyor ve Batı Şeria'yı ilhak etmekte diretiyor, eski rejimin silahlarının yok edilmesinden, onunla imzalanan güçleri ayırma anlaşması bölgesinin işgalinden sonra Suriye'deki yeni durumdan memnun, ayrıca Lübnan'daki Hizbullah'a şiddetli darbeler indirmeye de devam ediyor.

İronik olan, bu anlaşmalarda varsayılan başarının sadece statükoyu kabul etme ve “hakkın gücünden güç ile dayatılan hakka geçiş”ten ibaret olmasıdır.

Pascal De Sutter “Bizi Yönetenler” kitabında şöyle der: “En çılgın insanlara, kibirli ve yalancılara oy veriyoruz, çünkü hataları bize kendimiz hakkında güven veriyor. Bu yüzden bizim gibi olanlara oy veriyoruz.” ABD de bu konuda ilk değil, aksine listenin sonunda.

*Bu analiz Şarkul Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.