İsrail, "Hamas'ı tamamen yok etme" hedefinden uzaklaşıyor mu?

"Beyrut'ta kopyala-yapıştır yapabileceğimizi biliyorlar"

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından 22 binden fazla kişi hayatını kaybetti (Reuters)
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından 22 binden fazla kişi hayatını kaybetti (Reuters)
TT

İsrail, "Hamas'ı tamamen yok etme" hedefinden uzaklaşıyor mu?

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından 22 binden fazla kişi hayatını kaybetti (Reuters)
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından 22 binden fazla kişi hayatını kaybetti (Reuters)

ABD merkezli yayın kuruluşu CNN, İsrail'in Hamas'a karşı yürüttüğü savaşın yeni bir aşamaya girdiğini ve İsrail'in hedeflerinin değiştiğine dair bazı emareler bulunduğunu yazdı.

7 Ekim saldırılarının ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ı yok etme hedefini dile getirdiğinin hatırlatıldığı haberde, İsrail güçlerinin bazı başarılar elde ettiği ancak hedefe ulaşmaktan uzak olduğu vurgulandı.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House'tan Ortadoğu ve Kuzey Afrika uzmanı Bilal Saab, "Kök salmış silahlı siyasi hareketleri yok etmek için girişilen askeri harekatlar çok başarılı olamıyor. İsrail ordu yönetimi, yapabileceklerinin en fazlasının Hamas'ın askeri kabiliyetlerini aşındırmak olduğunu çok iyi biliyor" ifadelerini kullandı.

Haberde, İsrailli yetkililerin son dönemde yaptığı, savaşın 2024 ve ötesinde devam edebileceği yönündeki açıklamaları hatırlatıldı.

Netanyahu, dün yaptığı açıklamada, Hamas'ın yok edilmesinin hedeflerden biri olduğunu tekrarlamıştı.

Ancak İsrail ordu komutasının aynı düşüncede olup olmadığı bilinmiyor. Zira İsrail askeri istihbarat şefi Aharon Haliva'nın perşembe günü yaptığı konuşmada, askeri hedefleri sıralarken Hamas'ın tamamen yok edilmesinden bahsetmemesi dikkat çekmişti.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise aynı gün, Gazze'deki savaşın yeni bir aşamaya girdiğini söylemiş, bu aşamada baskınlar ve özel operasyonların öncelikli olacağını vurgulamıştı.

Kudüs merkezli İsrail Demokrasi Enstitüsü'nün başkanı Yohahan Plesner, "Bu aşamanın yoğunluğu daha az olacak ama daha fazla zaman alacak. Başarıyı, Hamas üyelerini yakalamak veya öldürmek değil örgütün Gazze Şeridi'ni yönetme kabiliyetinin ortadan kaldırılması belirleyecek" ifadelerini kullandı.

Gallant, İran'ı hedef gösterdi

İsrail'in Gazze'ye yönelik yürüttüğü savaş yeni bir aşamaya girerken, Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD merkezli Wall Street Journal gazetesine önemli açıklamalarda bulundu.

7 Ekim saldırılarının İsraillilerin güvenlik algısını derinden sarstığını belirten Gallant, "7 Ekim, Yahudiler için 1945'ten bu yana en kanlı gündü. Dünya bunu anlamalı. Bu farklı" ifadelerini kullandı.

4. ayına giren savaşta İsrail'in kullandığı yöntemleri savunan Gallant, "Tek bir düşmana karşı değil, bir eksene karşı savaşıyoruz. İran, İsrail'in çevresinde askeri güç inşa ediyor" diye konuştu.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın cuma günü yaptığı konuşmada, Hamas liderlerinden Salih Aruri'nin öldürülmesine askeri bir yanıt verileceğini söylemesi de Gallant'ın gündemindeydi.

Gallant, "Önceliğimiz savaşa girmek değil ama 80 bin insanın güvenli şekilde evlerine dönmesi gerekiyor. Bunu mümkün kılacak bir anlaşma yapılamazsa, askeri adımlar atmaktan çekinmeyiz. Fedakarlık yapmaya hazırız. Gazze'de neler olduğunu görüyorlar. Beyrut'ta da kopyala-yapıştır yapabileceğimizi biliyorlar" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe



Kallas: Avrupa Birliği, Rusya'yı yargılama konusunda özel bir mahkeme kurulması için fon sağlıyor

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 13 Ekim 2025'te Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. (Reuters)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 13 Ekim 2025'te Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. (Reuters)
TT

Kallas: Avrupa Birliği, Rusya'yı yargılama konusunda özel bir mahkeme kurulması için fon sağlıyor

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 13 Ekim 2025'te Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. (Reuters)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 13 Ekim 2025'te Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. (Reuters)

Avrupa Birliği Dış Politika Şefi Kaja Kallas, dün yaptığı açıklamada, bloğun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve diğer üst düzey Rus yetkililerin Ukrayna'ya karşı saldırganlık suçu işledikleri iddiasıyla yargılanması için özel bir mahkeme kurulması konusunda fon sağlamaya başladığını söyledi ve diğer ülkeleri de buna katılmaya çağırdı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Callas, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile birlikte Kiev'de düzenlediği basın toplantısında, "Saldırı suçları için bu özel mahkemeyi kurduk, ancak şimdi bu mahkemeye fon da sağlıyoruz" dedi. Ayrıca, diğer üye devletleri, ülkeleri ve katılımcıları, mahkemenin tam anlamıyla faaliyete geçebilmesi için mahkemeye fon sağlamaya çağırıyoruz, çünkü hesap verebilirlik olmadan adil ve kalıcı bir barış olamaz" ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın yakın zamanda savaş çözülmezse Ukrayna'ya gönderebileceğini söylediği Tomahawk füzeleriyle ilgili bir soruya yanıt olarak Kallas, füzelere kendi savunması için ihtiyaç duyup duymadığına Kiev'in karar vereceğini söyledi.

 Kallas, "Ukrayna'nın gerçekten neye ihtiyaç duyduğuna karar vermek bizim işimiz değil. Neye ihtiyaç duyduklarını belirlemek onların sorumluluğundadır" dedi.

Avrupalı ​​yetkili, "Ukrayna'nın yanındayız ve daha fazla destek sağlamaya hazırız" diyerek, "Ukrayna'nın askeri ihtiyaçlarını karşılamak için yeni destek paketleri hazırlamak üzere çalıştıklarını" belirtti.


İsrail'in seküler politikacıları, Tevrat’tan alıntılar yaparak dindar seçmenlerin oylarını kazanmaya çalışıyor

Trump dün Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset’te, yanında Knesset Başkanı Amir Ohana otururken Netanyahu'nun konuşmasını dinliyor (AFP)
Trump dün Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset’te, yanında Knesset Başkanı Amir Ohana otururken Netanyahu'nun konuşmasını dinliyor (AFP)
TT

İsrail'in seküler politikacıları, Tevrat’tan alıntılar yaparak dindar seçmenlerin oylarını kazanmaya çalışıyor

Trump dün Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset’te, yanında Knesset Başkanı Amir Ohana otururken Netanyahu'nun konuşmasını dinliyor (AFP)
Trump dün Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset’te, yanında Knesset Başkanı Amir Ohana otururken Netanyahu'nun konuşmasını dinliyor (AFP)

İsrailli üç liderin ABD Başkanı Donald Trump'ın ziyaretini memnuniyetle karşıladıkları konuşmalarda Tevrat'tan alıntılar yapmaları dikkati çekti. Zira bu üç lider de radikal sekülerler ve dinden uzak kişiler olarak biliniyor.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Tevrat’tan ‘savaş zamanında savaş, barış zamanında barış’ pasajını alıntılarken, Knesset (İsrail Meclisi) Başkanı Amir Ohana, savaşçıların eve dönüşüne dair Tevrat’taki bir pasajı alıntıladı.

Muhalefet lideri Yair Lapid ise Talmud'dan “Bir canı öldüren, sanki bütün dünyayı öldürmüş gibidir. Bir canı kurtaran ise, sanki bütün dünyayı kurtarmış gibidir” alıntısını yaptı.

Peki, bu liderlerin sözlerinin ardındaki sır ne?

Genel olarak hepsinin siyasi ve askeri alanda artan rollerinin yanı sıra şu anda hükümet koalisyonunda belirleyici faktör olarak görülen dindar partilere yaklaşmaya çalıştıkları değerlendirmesi yapıldı. Çünkü yaklaşan seçimler için onlara ihtiyaçları var. Knesset’te Haredi dini partilerini temsil eden 18 milletvekilinin yanı sıra, aşırı sağcı bakanlar Bezalel Smotrich’in Dini Siyonizm Partisi’nden 14 ve Itamar Ben-Gvir'in liderliğindeki Otzma Yehudit Partisi’nden 18 dindar milletvekili olduğu biliniyor.

Yahudi dindarların orduda, eğitimde ve hükümet çevrelerinde artan etkisi dikkat çekerken bu kişiler, İsrail'deki Yahudi nüfusunun üçte birini oluşturuyor. İsrail'in 33 bakanlığından dokuzunu kontrol ediyorlar.

Netanyahu, Şarm eş-Şeyh zirvesine katılımını, ultra-Ortodoks partilerin, Sukot bayramı arifesinde bayramın kutsallığına bir hareket olarak gördükleri için kendisini eleştirdikleri gerekçesiyle iptal etmişti.

Ancak bahsi geçen partiler, Netanyahu’dan zirveye katılımını iptal etmesini istemediklerini, ancak barışı sağlama konusundaki ulusal görevini anladıklarını belirten bir açıklama yaptılar. Açıklamada, “Netanyahu zirveye katılımını iptal ettiği için bizi suçluyor, ancak asıl nedeni, Şarm eş-Şeyh’teki zirvenin içeriğini reddeden dindar Siyonist partilerin öfkesiyle yüzleşmeye cesaret edememesi” ifadeleri yer aldı. Uzmanlara ve analistlere göre Netanyahu, hükümetindeki aşırı sağcıların baskısı altında.


İran: Trump'ın barış çağrısı ABD'nin eylemleriyle çelişiyor

ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail Knesset'inde konuşuyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail Knesset'inde konuşuyor (AP)
TT

İran: Trump'ın barış çağrısı ABD'nin eylemleriyle çelişiyor

ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail Knesset'inde konuşuyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail Knesset'inde konuşuyor (AP)

İran bugün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu'da barış çağrısının ABD'nin eylemleriyle çeliştiğini ifade etti.

Trump, dün İsrail parlamentosunda yaptığı konuşmada, İran'ın "teröristleri terk etmesinin, komşularını tehdit etmeyi bırakmasının, silahlı vekillerini finanse etmeyi bırakmasının ve İsrail'in var olma hakkını tanımasının" bölgenin çıkarına olduğunu belirtmiş ve ülkesinin İran ile "barışa hazır" olduğunu vurgulamıştı.

İran Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "ABD başkanının dile getirdiği barış ve diyalog arzusu, ABD'nin İran halkına yönelik saldırgan ve suç teşkil eden eylemleriyle çelişmektedir" ifadelerini kullandı.

İsrail haziran ortasında, nükleer ve askeri tesislerin yanı sıra yerleşim alanlarını da hedef alarak İran'a karşı eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlattı ve 1000'den fazla kişinin ölümüne neden oldu. ABD'nin İran'daki önemli nükleer tesisleri bombaladığı 12 günlük savaş, Tahran ve Washington arasındaki üst düzey görüşmeleri durdurdu.

İran, füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarıyla karşılık vererek İsrail'de onlarca kişiyi öldürdü. 24 Haziran'da İsrail ve İran arasında ateşkes sağlandı.

Batılı ülkeler, İran'ı nükleer silah edinmeye çalışmakla suçluyor; Tahran ise nükleer programının yalnızca sivil amaçlı olduğunu savunarak bu suçlamayı reddediyor.

İran Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Bir taraf, siyasi müzakerelerin sürdüğü bir ülkede yerleşim bölgelerini ve nükleer tesisleri bombalayarak binlerce masum kadın ve çocuğu öldürdükten sonra nasıl barış ve dostluk çağrısında bulunabilir?” diye sordu.

Bakanlık, Trump'ın sözlerini “sorumsuz ve utanç verici” olarak nitelendirerek, ABD'yi “terörizmin en büyük üreticisi ve soykırım yapan Siyonist varlığın en büyük destekçisi” olmakla suçladı.

Dışişleri Bakanlığı, “ABD'nin başkalarını suçlayacak ahlaki otoritesi yoktur” ifadesini kullandı.