Epstein davası: Google'ın kurucularından Sergey Brin de adayı ziyaret etmiş

Trump, Clinton ve Prens Andrew da Epstein'in ziyaretçileri arasında

Sergey Brin (solda), 2007'de evlendiği Wojcicki'den 2015'te ayrılmıştı (Reuters)
Sergey Brin (solda), 2007'de evlendiği Wojcicki'den 2015'te ayrılmıştı (Reuters)
TT

Epstein davası: Google'ın kurucularından Sergey Brin de adayı ziyaret etmiş

Sergey Brin (solda), 2007'de evlendiği Wojcicki'den 2015'te ayrılmıştı (Reuters)
Sergey Brin (solda), 2007'de evlendiği Wojcicki'den 2015'te ayrılmıştı (Reuters)

Google'ın kurucu ortağı Sergey Brin'in, pedofili ve fuhuş ağı oluşturma suçlamasıyla yargılanırken hapishanede ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein'in adasını ziyaret ettiği ortaya çıktı.

Epstein davasında yeni yayımlanan dosyalara göre, milyarderin fuhuş ağının mağdurlarından Sarah Ransome, ABD'nin tanınmış gazetelerinden New York Post'un (NYP) eski muhabirlerinden Maureen Callahan'a 2016'da gönderdiği e-postalarda, Brin ve o dönemki eşi Anne Wojcicki'yle görüştüğünü savundu.

E-postalarda Ransome, Brin ve Wojcicki'nin Epstein'in ABD'ye bağlı Virjin Adaları'ndaki Little St. James adasında yer alan malikanesine geldiğini, kendisinin onlarla fotoğraf çektirdiğini ve bunları göndermek istediğini ifade ediyor.

Görüşmenin tam olarak ne zaman yapıldığına dair tarih paylaşmayan Ransome, e-postada "Sergey yeni uçurtma sörfünü bizim kızlarla denemek için sabırsızlanıyordu. İkiliyle adayı ziyaret ettikleri gün tanıştım" diye yazıyor.

NYP, Brin ve Google'ın yorum taleplerine yanıt vermediğini aktardı.

Brin ve Epstein'in ilişkisi, temmuzda davayla ilgili paylaşılan dosyalarda da yer almıştı. Buna göre Epstein, Brin'in New York merkezli JPMorgan Chase bankasına 2004'te müşteri olmasını sağlamıştı. Google'ın ortak kurucusunun bankadaki hesabına 4 milyar dolar yatırdığı bildirilmişti.   

Öte yandan son yayımlanan dava dosyalarında Ransome, başka bir e-postasında eski ABD Başkanı Donald Trump'ın "bir arkadaşıyla cinsel ilişkiye girdiğini" de iddia ediyor. 

Yazışmalarda ayrıca Epstein'in Trump'ın yanı sıra adadaki kadınlarla cinsel ilişkiye giren eski ABD Başkanı Bill Clinton, Prens Andrew ve Britanyalı iş insanı Richard Branson'ın videolarını çektiği de öne sürülüyor. 

Branson'ın kurduğu Virgin Group'tan yapılan açıklamada, Ransome'un 2019'da New Yorker'a verdiği söyleşide, "Epstein davasına dikkat çekmek için seks kasetlerine dair iddialar uydurduğunu kabul ettiğine" dikkat çekildi. Ransome, "ailesinin ve kendisinin başına kötü şeyler gelmesini istemediği için" suçlamaları geri çektiğini söylemişti. 

Trump'ın sözcüsü Steven Cheung da suçlamaların asılsız olduğunu ileri sürdü. Prens Andrew, daha önceki açıklamalarında Epstein'i tanıdığını söylemiş fakat fuhuş ağıyla bir ilgisi olmadığını iddia etmişti. Clinton'ın sözcüsü Angel Urena ise açıklama yapmadı. 

Epstein olayı

18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna yönelik cinsel istismar ve fuhuş ağı kurma suçlamasıyla yargılanan Jeffrey Epstein, tutuklandıktan sonra nakledildiği New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde 10 Ağustos 2019'da ölü bulunmuştu.

Epstein'ın kız arkadaşı Ghislaine Maxwell de kızların fuhuş ağına katılmasını sağladığı gerekçesiyle Haziran 2022'de 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Öte yandan Epstein'ın mağdurlarından Virginia Giuffre, Prens Andrew'un New York ve Londra'da kendisini 17 yaşındayken taciz ettiğini öne sürerek 2021'de New York'ta dava açmıştı. Tarafların Şubat 2022'de anlaşmasının ardından dava bir ay sonra kapanmıştı.

Independent Türkçe



Trump İran-İsrail ateşkesinin sürdürülmesi için baskı yapıyor

Dün İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girerken Tahran'da görevli bir güvenlik görevlisi (Reuters)
Dün İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girerken Tahran'da görevli bir güvenlik görevlisi (Reuters)
TT

Trump İran-İsrail ateşkesinin sürdürülmesi için baskı yapıyor

Dün İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girerken Tahran'da görevli bir güvenlik görevlisi (Reuters)
Dün İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girerken Tahran'da görevli bir güvenlik görevlisi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, İran ve İsrail arasında 12 gün süren en şiddetli çatışmaların ardından varılan ve henüz ilk saatlerindeyken tarafların birbirlerini ihlal etmekle suçladıkları ateşkesin sürdürülmesi için baskı yapmaya devam ediyor.

Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşme sırasında İran ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılmasını memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Veliaht Prens, Suudi Arabistan'ın diplomatik diyalogu desteklediğini vurgularken Pezeşkiyan Suudi Arabistan'ın İsrail'in saldırısını kınamasına ve Veliaht Prens'in istikrarı yeniden tesis etme çabalarına övgüde bulundu.

Trump, pazartesi akşamı İran ve İsrail'in savaşın ‘resmi olarak sona ermesi’ için kapsamlı bir ateşkes anlaşması yaptıklarını duyurdu. 24 saat sürecek olan ateşkes, dün (salı) şafak vakti kademeli olarak başladı. Ateşkes, İran’ın 6 saat, İsrail’in ise 12 saat içinde operasyonlarını durmasını öngörüyordu.

İran'ın Katar’ın başkenti Doha'da bulunan ve ABD tarafından kullanılan el-Udeyd Hava Üssü’ne füzeli saldırı düzenlemesinin ardından ateşkes anlaşmasına varıldı. Beyaz Saray, Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile anlaşmada arabuluculuk yaptığını, ABD'li yetkililerin İranlılarla temaslarını sürdürdüğünü ve Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani’nin bir telefon görüşmesinde Tahran'ın onayını garanti ettiğini bildirdi.

İsrail, İran tarafından Beerşeba'ya yapılan füzeli saldırıya misilleme olarak Tahran yakınlarındaki bir tesisi bombaladı. İran, ateşkesin yürürlüğe girmesinden kısa bir süre önce füze saldırısı düzenlediğini açıklamasına rağmen, saldırıdan sorumlu olmadığını iddia etti. Trump, her iki tarafı da henüz ateşkesin ilk saatlerinde gerçekleştirdikleri ihlallerden dolayı azarladı ve ateşkesin halen yürürlükte olduğunu vurguladı.

Netanyahu, Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinden sonra İsrail'in daha güçlü bir saldırıdan vazgeçtiğini söyledi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İran'ın füzeleriyle ateşkesin ‘bariz bir ihlali’ olarak nitelendirdiği eyleme yanıt olarak Tahran'daki hedeflere yeni saldırılar düzenlenmesi emrini verdiğini açıklamıştı.

Öte yandan İran Genelkurmay Başkanlığı dün akşam İsrail'i ateşkes ihlaline devam etmemesi konusunda uyardı. Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada, saldırgan varlığın dün sabah saatlerinden itibaren ülkenin çeşitli bölgelerini hedef alan insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenlediği belirtildi. Bu saldırıların İran hava sahasına yönelik açıkça yapılan bir ihlal olduğu vurgulandı.

İran, Tel Aviv ve Washington'a, önceki saldırılardan ders alınmazsa bir sonraki misillemenin ‘daha sert ve daha geniş kapsamlı’ olacağı konusunda uyarıda bulundu.

İran Ulusal Güvenlik Konseyi daha önce, İsrail'in ‘yenilgiyi kabul etmek ve tek taraflı ateşkes ilan etmek zorunda kaldığını’ ve İran Silahlı Kuvvetlerinin ‘düşmanın herhangi bir saldırısına yanıt vermeye hazır olmaya devam edeceğini’ açıklamıştı.

Diğer yandan İsrail, ateşkesin ilk saatlerinde savaşın sonuçlarına ilişkin siyasi görüş ayrılıkları sürerken yavaş yavaş normale dönmeye başladı.

Netanyahu dün akşam yaptığı açıklamada, İsrail'in nesiller boyu hatırlanacak tarihi bir zafer kazandığını, ancak İran eksenini hedef alan kampanyasını tamamlaması, Hamas'ı yenmesi ve Gazze'den tüm rehineleri geri getirmesi gerektiğini söyledi.

İsrail hükümeti de İran'ın nükleer tehdidine karşı verdikleri destekten dolayı Trump ve ABD'ye teşekkür etti.