Güney Afrika'nın İsrail'i Uluslararası Adalet Divanı’na şikayeti ne anlama geliyor?

Pretorya, Uluslararası Adalet Divanı'ndan Tel Aviv'in Gazze'deki saldırısını derhal askıya alması yönünde emir çıkarmasını istedi

Uluslararası Adalet Divanı kararlarını veriyor ancak bunların uygulanması için elinde herhangi bir araç yok (Reuters)
Uluslararası Adalet Divanı kararlarını veriyor ancak bunların uygulanması için elinde herhangi bir araç yok (Reuters)
TT

Güney Afrika'nın İsrail'i Uluslararası Adalet Divanı’na şikayeti ne anlama geliyor?

Uluslararası Adalet Divanı kararlarını veriyor ancak bunların uygulanması için elinde herhangi bir araç yok (Reuters)
Uluslararası Adalet Divanı kararlarını veriyor ancak bunların uygulanması için elinde herhangi bir araç yok (Reuters)

Güney Afrika, İsrail'i Gazze Şeridi'nde Hamas'la savaş bahanesiyle "soykırım" yapmakla suçlayarak Uluslararası Adalet Divanı'na şikayette bulundu. Şikayet, Gazze Şeridi'ndeki operasyonları uluslararası hukukun artan ilgisinin odağı haline gelen Tel Aviv yönetiminin karşılaşabileceği üç önlemden biri.

Güney Afrika, Uluslararası Adalet Divanı'ndan, yıllar sürebilecek davanın esasının incelenmesinde uygulanmak üzere acil yargı kararları olan "geçici tedbirler" çıkarmasını talep etti. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Leiden Üniversitesi Uluslararası Hukuk Yardımcı Doçenti Cecily Rose, "İhtiyati tedbir aşamasında mahkeme Gazze'de soykırımın olup olmadığına karar vermeyecek" dedi.

Rose AFP’ye yaptığı açıklamada, “Mahkeme, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde öngörülen haklara onarılamaz bir zarar gelme riskinin bulunup bulunmadığının tespiti ve özellikle de Gazze'deki Filistinlilerin grup olarak varlıklarını tehdit eden eylemlerden korunma hakları ile kendisini sınırlayacaktır” ifadelerini.

Pretorya mahkemeden, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırısını "derhal askıya alması", yerinden edilmeye son vermesi, insani yardımın girişine izin vermesi ve kanıtların korunması da dahil olmak üzere birçok emir çıkarmasını istedi.

Uluslararası Adalet Divanı, Pretorya'nın talep ettiği tedbirleri uygulayabilir, reddedebilir veya tamamen başka kararlar verebilir. Bu davada yetkili makam olmadığına da karar kılabilir.

BM'nin en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı'nın verdiği kararlar nihaidir ve devletler tarafından temyiz edilemez, ancak mahkeme bu kararları uygulamak için bir araca sahip değil.

Leiden Üniversitesi'nde uluslararası hukuk profesörü Eric de Brabander şunları söyledi: “Uluslararası adaletin sınırlamaları kabul edilmelidir. Uluslararası adaletin etkili olması her zaman mevcut olmayan bir siyasi irade gerektiriyor.”

Örneğin Uluslararası Adalet Divanı, Şubat 2022'de savaşın başlamasından bir ay sonra Rusya'nın Ukrayna işgalini durdurmasına karar verdi. Mahkeme, acil geçici tedbir kararı verilip verilmeyeceğine karar verdikten sonra davanın esasını, yani Güney Afrika'nın İsrail'in Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği yönündeki suçlamasını ele alacak.

Uluslararası hukuk ve savaş suçları uzmanı Céline Bardet, herhangi bir kararın "sembolik çağrışımlara" sahip olacağına inanıyor. AFP’ye konuşan Bardet yaptığı açıklamada, “Bu önemli, dünyaya devletlerin de sorumlu olduğunu hatırlatır. Aynı zamanda devletlerin herhangi bir kararın ardından örneğin yaptırımlar uygulayarak önlem almasına da olanak sağlayabilir.” ifadelerini kullandı.

Uluslararası Adalet Divanı, hızlı kararlarıyla karakterize edilmez, ancak “geçici tedbir” talepleri diğer tüm davalara göre önceliklidir ve bir karar nispeten hızlı bir şekilde, yani birkaç hafta içinde verilebilir.

Öte yandan davanın esasına ilişkin kararın verilmesi birkaç yılı bulabilir. Bardet'e göre uluslararası mahkemelerin yavaşlığı sorun yaratmaya başladı ve artık "bugünün dünyasıyla uyumlu" değil.

Güney Afrika ve İsrail, İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudilere yönelik imha katliamlarına tepki olarak 1949'da onaylanan Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin imzacıları arasında yer alıyor. Soykırım eylemlerini önlemeyi amaçlayan kuralların “yorumlanması, uygulanması veya bunlara saygı gösterilmesi” konusunda anlaşmazlık olması durumunda, imzacı her devletin Uluslararası Adalet Divanı önünde başka bir devleti dava etme hakkı vardır.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Güney Afrika, "Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği için İsrail'e karşı soruşturma başlatma sorumluluğunun tamamen farkında olduğunu" açıkladı. "İsrail'in özellikle gaddar bir askeri harekat yürüttüğünü" göz önünde bulundurarak "koşulların daha acil olamayacağını" vurgulayan Pretorya, "ne kadar tehlikeli olursa olsun" herhangi bir silahlı saldırının anlaşmanın ihlalini haklı çıkaramayacağını savundu.

Güney Afrika, Filistin davasını uzun süredir destekliyor; Pretorya'da iktidardaki Afrika Ulusal Kongresi, sıklıkla apartheid'e karşı mücadeleyi gündeme getiriyor.

Bu nedenle iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler kesildi.

Öte yandan Uluslararası Adalet Divanı, devletler arasındaki anlaşmazlıklarla ilgilenir ve merkezi yine Lahey'de bulunan ve bireyler tarafından işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçları kovuşturan Uluslararası Ceza Mahkemesi ile sıklıkla karıştırılır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Kerim Han, Gazze'deki olaylara ilişkin soruşturma başlattı ve çabaları "yoğunlaştırma" sözü verdi.

Geçtiğimiz Kasım ayında aralarında Güney Afrika'nın da bulunduğu beş ülke, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden Gazze Şeridi'ndeki çatışmaya ilişkin soruşturma yapılmasını talep etmişti. Han, ekibinin "büyük miktarda" kanıt topladığını söyledi.

Uluslararası hukuk uzmanları AFP’ye yaptıkları açıklamada savaş suçlarının muhtemelen her iki tarafça da işlendiğini söylediler.

Birleşmiş Milletler, Uluslararası Adalet Divanı'ndan İsrail'in Filistin topraklarındaki operasyonlarının hukuki sonuçlarını değerlendirmesini istedi. Bu bağlamda mahkeme, 7 Ekim sonrasında yaşanan askeri operasyonu içermeyecek bir istişari görüş yayınlayacak.



Trump'ın oğlu ve Kennedy Jr.'dan Ukrayna uyarısı: "Nükleer felaket kapıda"

Ukrayna, kritik önemdeki Pokrovsk şehrini Ruslara karşı korumaya çalışıyor (Reuters)
Ukrayna, kritik önemdeki Pokrovsk şehrini Ruslara karşı korumaya çalışıyor (Reuters)
TT

Trump'ın oğlu ve Kennedy Jr.'dan Ukrayna uyarısı: "Nükleer felaket kapıda"

Ukrayna, kritik önemdeki Pokrovsk şehrini Ruslara karşı korumaya çalışıyor (Reuters)
Ukrayna, kritik önemdeki Pokrovsk şehrini Ruslara karşı korumaya çalışıyor (Reuters)

Cumhuriyetçi lider Donald Trump'ın oğlu Trump Jr. ve Robert F. Kennedy Jr., "nükleer felaketin önlenmesi için" Rusya'yla anlaşma yapılmasını ve Ukrayna savaşının sonlandırılmasını istedi.

Trump Jr. ve Robert F. Kennedy Jr.'ın Amerikan gazetesi The Hill'de yayımlanan yazısında, Kiev yönetimine Rus toprağına saldırılarda uzun menzilli füze kullanma izni verilmesinin "dünyayı Küba füze krizinden bu yana görülmemiş derecede büyük bir nükleer yıkım riskiyle karşı karşıya bırakacağı" savunuluyor. 

ABD'nin tanınmış gazetelerinden New York Times, geçen haftaki haberinde ABD Başkanı Joe Biden'ın, uzun menzilli silahlara dair kısıtlamayı kaldırabileceğini öne sürmüştü. Biden'ın Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer'la 13 Eylül'de yaptığı toplantıda, bu konuyla ilgili kararın ileri bir tarihe ertelendiği bildirilmişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de böyle bir kararın savaşın seyrini değiştireceğini belirterek "Bu, Rusya'nın NATO ülkeleriyle, Avrupa Birliği ülkeleriyle ve ABD'yle savaşa girmesi anlamına gelir" uyarısını yapmıştı. 

Trump Jr. ve Robert F. Kennedy Jr., Putin'in "blöf" yaptığına ilişkin analizlerin doğru olmadığını savunarak, Kremlin'in birçok kez "nükleer silah kullanma" tehdidinde bulunduğunu hatırlatıyor. 

Yazıda, Moskova'nın "itidalli duruşunu zayıflık olarak algılama hatasına düşen" Washington'ın, "ilk başta yaşanmasına asla müsaade edilmemiş olması gereken bu savaştan diplomatik bir çıkış yolu bulmaya odaklanması gerektiği" belirtiliyor. 

"Uçurumun kenarına bundan fazla yaklaşamayız" denen yazıda şu ifadelere yer veriliyor: 

Rusya'nın başka bir ülkeye Amerikan topraklarının derinliklerine saldırması için füze verdiğini, eğitim sağladığını ve hedeflere dair bilgi aktardığını düşünün. ABD buna asla müsamaha göstermezdi. Rusya'nın da buna izin vermesini beklememeliyiz.

Trump Jr. ve Robert F. Kennedy Jr., Amerika'nın Ukrayna'da "hiçbir kritik çıkarının tehlikede olmadığını" öne sürerek, bir an evvel ateşkes sağlanması çağrısında bulunuyor ve ekliyor: 

Bu çatışmayı durdurmanın zamanı çoktan geldi. Bu, ulusumuzun tartıştığı tüm siyasi meselelerden daha önemli. Nükleer savaş bildiğimiz anlamda medeniyetin sonu, hatta belki de insan türünün sonu anlamına gelecektir.

25. ABD Başkanı John F. Kennedy'nin yeğeni Kennedy Jr., 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleri için önce Demokrat Parti'den aday adayı olmuş fakat parti içinde kendisine sansür uygulandığını savunarak geçen yıl ekimde yarışa bağımsız devam etme kararı almıştı. Daha sonra Kennedy Jr., geçen ay adaylıktan çekilip Trump'a destek vereceğini açıklamıştı. 

Son yıllarda Kovid-19 aşısına karşı çıkışları ve komplo teorisyenlerine yakınlığı nedeniyle eleştirilen Kennedy Jr., ABD'nin Ukrayna'nın yanında Rusya'ya karşı pozisyon almasına birçok kez karşı çıkmış, savaşın bitirilmesi çağrısında bulunmuştu.

Independent Türkçe, RT, The Hill, New York Times