Fuhuş ağı mağduru Giuffre: "Epstein, Prens Andrew'la birlikte olmam için para ödedi"

Belgelerde adı geçen avukat Alan Dershowitz, "Andrew mahkemeye gitse kazanırdı" dedi

Prens Andrew, Epstein davasında kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetmişti (Reuters)
Prens Andrew, Epstein davasında kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetmişti (Reuters)
TT

Fuhuş ağı mağduru Giuffre: "Epstein, Prens Andrew'la birlikte olmam için para ödedi"

Prens Andrew, Epstein davasında kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetmişti (Reuters)
Prens Andrew, Epstein davasında kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetmişti (Reuters)

Pedofili ve fuhuş ağı oluşturma suçlamasıyla yargılanırken hapishanede ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein'in davasına ilişkin son belgeler yayımlandı. 

Belgelerde, fuhuş ağının mağdurlarından Virginia Giuffre'nin 2016'da avukat Alan Dershowitz'e karşı açtığı davada verdiği ifadede, Prens Andrew'la birlikte olması için Epstein'in kendisine 15 bin dolar ödediğini söylediği aktarıldı.

Giuffre, bunun ardından Prens Andrew'la Birleşik Krallık'ın (BK) başkenti Londra'daki bir gece kulübüne gittiklerini, burada birkaç saat kaldıklarını ve Prens'in kendisine içki ısmarladığını söyledi.

Giuffre, Prens Andrew'un New York ve Londra'da kendisini 17 yaşındayken taciz ettiğini öne sürmüş ve 2021'de New York'ta da dava açmıştı. Tarafların Şubat 2022'de anlaşmasının ardından dava bir ay sonra kapanmıştı. Anlaşma kapsamında Prens, kadına 12 milyon dolar ödemişti.

Prens Andrew, daha önceki açıklamalarında Epstein'i tanıdığını söylemiş fakat fuhuş ağıyla bir ilgisi olmadığını iddia etmişti. 

Giuffre, Dershowitz'e karşı açtığı taciz davasını da "hata yapmış olabileceğini" söyleyerek 2022'de geri çekmişti.

Öte yandan avukat Dershowitz, BK'deki Times Radio'ya verdiği yeni söyleşide, Prens Andrew'un bu anlaşmayla "ciddi hata yaptığını" savundu. Hukuk profesörü, II. Elizabeth'in Andrew'a baskı yaptığını, Prens'in de olay uzamasın diye bir an evvel süreci sonlandırmak istediğini savunarak "Eğer mahkemeye gitseydi bence kazanırdı" dedi.

Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açtığı soykırım davasında Tel Aviv yönetimini savunması istenen Dershowitz'in adı da Epstein belgelerinde geçmişti. Epstein'in "Jane Doe#3" kod adlı bir kız çocuğunu Dershowitz'le ilişkiye zorladığı öne sürülmüştü. Avukat ise iddiaları reddetmezken, konuyla ilgili açıklama yapamayacağını söylemişti.

Yayımlanan son dosyalarda, Epstein'in ünlü kişilere şantaj yaptığı iddiaları da dahil, avukatların sorularını yanıtlamayı yüzlerce kez reddettiği de dikkat çekti. Belgelere göre milyarder, kendisine yöneltilen suçlamalar karşısında yaklaşık 500 kez ABD Anayası'nın 5. maddesine atıfta bulunarak sessiz kalma hakkını kullandı. Hatta Epstein, kız arkadaşı Ghislaine Maxwell'i tanıyıp tanımadığı sorusunu bile yanıtlamadı.

Şu ana kadar açıklanan dava dosyalarında, Prens Andrew ve Dershowitz'in yanı sıra eski ABD başkanları Bill Clinton ve Donald Trump, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, Kevin Spacey, Michael Jackson ve eski New Mexico Valisi Bill Richardson gibi ünlü isimler yer almıştı.

Independent Türkçe



İran'ın kötü şöhretli Evin Cezaevi’nde yıkım ve can kayıpları

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)
TT

İran'ın kötü şöhretli Evin Cezaevi’nde yıkım ve can kayıpları

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)

İranlı yetkililer bugün, Birleşmiş Milletler'in (BM) uluslararası insancıl hukukun ağır bir ihlali olduğunu söylediği, mahkûmların ölümüne ve yaralanmasına neden olan dünkü İsrail saldırısında kötü şöhretli Evin Cezaevi'nin ‘idari binasının bir kısmının’ yıkıldığını doğruladı. İran Yargı Erki Sözcüsü Asgar Cihangir, Evin Cezaevi'ndeki ‘idari binanın bir kısmının’ yıkıldığını, idari ve adli personelin yanı sıra bazı ziyaretçilerin de yaralandığını duyurdu. Cihangir ayrıca, şehitlerin de olduğunu bildirdi. Cihangir, ölü ve yaralı sayısına ilişkin kesin rakam vermedi ve konunun halen soruşturma aşamasında olduğunu vurguladı. Evin Cezaevi, İsrail'in Tahran'da ‘baskı organı’ olarak nitelendirdiği çeşitli merkezlere düzenlediği saldırılardaki hedeflerden biriydi.

xvfdghy
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)

İranlı yetkililer bugün, İsrail saldırısı sırasında Evin Cezaevi yakınlarına düşen iki füzeyi etkisiz hale getirdi. Tasnim haber ajansı bir polis sözcüsünün şu açıklamasını aktardı: “Dün ateşlenen ve Evin Cezaevi yakınlarına düşen patlamamış iki füze etkisiz hale getirildi ve güvenli bir yere taşındı.” İran yargısı da Evin'deki tutukluları Tahran eyaletindeki diğer cezaevlerine ‘naklettiğini’ duyurdu. Yargı kaç tutuklunun nakledildiğini belirtmedi. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, İran'da üç yıldır tutuklu bulunan Fransız vatandaşları Jacques Paris ve Cecile Koehler'in ‘zarar görmediğini’ doğruladı ve İsrail saldırısını ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, siyasi tutukluların bulunduğu cezaevine düzenlenen hava saldırısının uluslararası insancıl hukukun ciddi bir ihlali olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Semin el-Haytan Cenevre'de gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail'in adını anmadan, “Evin Cezaevi askeri bir hedef değildir ve hedef alınması uluslararası insancıl hukukun ciddi bir ihlalini teşkil etmektedir” dedi. Sözcü ayrıca, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin cezaevinde yangın çıktığına ve belirsiz sayıda yaralı olduğuna dair raporlar aldığını belirtti.

sadfrgt
İsrail saldırıları sonucu yanan bir ambulans Tahran'da bir caddede duruyor. (Reuters)

Tahran'daki Evin Cezaevi'ne düzenlenen saldırı, İsrail'in hedeflerini askeri ve nükleer tesislerin ötesine taşıyarak, İran rejiminin temel direklerini doğrudan hedef almaya başladığının açık bir işaretiydi.

İsrail güçleri ayın 23'ünde İran'ın başkenti Tahran'daki Evin Cezaevi'nin kapısını, idari bölümleri ve yardımcı tesisleri hedef alan hassas bir hava saldırısı gerçekleştirdi. İsrail'in ‘nitelikli’ olarak nitelendirdiği saldırı, İran'ın kalbindeki hassas güvenlik ve istihbarat bölgelerine yönelik bir dizi saldırının parçasıydı.

Verilere göre bombalama sonucunda hapishanenin ana kapısında ciddi hasar meydana geldi. Söz konusu saldırıda revir ve kütüphane gibi bölümler de hasar görürken, binlerce tutuklunun kaldığı koğuşlar da kısmen zarar gördü.

sdfgthy
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)

Her ne kadar toplu bir firar olayı teyit edilmemiş olsa da, özellikle İranlı yetkililerin tam sayıyı ya da kurbanların kimliğini açıklamadan mahkumlar arasında ölüm ve yaralanmalar olduğunu duyurmasının ardından, cezaevindeki kaos ve panik sahneleri parmaklıklar ardındaki kişilerin trajedisini ön plana çıkardı.

Cezaevi hakkında

Tahran'ın kuzeybatısında yer alan Evin Cezaevi, 1972 yılında Şah döneminde kurulan, ancak en karanlık ününü 1979 İslam Devrimi'nden sonra kazanan devasa, ağır tahkimatlı bir komplekstir. Bugün siyasi baskının sembolü olarak bilinen hapishanede çoğu siyasi muhalifler, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları aktivistleri olmak üzere 15 binden fazla mahkûmun yanı sıra diplomatik çatışmalarda pazarlık kozu olarak kullanılan çifte uyruklular da tutulmaktadır.

Uluslararası insan hakları örgütleri düzenli olarak cezaevindeki insan hakları ihlallerini belgeleyen raporlar yayınlıyor.