Epstein skandalı Amerika'da para ve gücün karanlık cazibesini gözler önüne seriyor

Kaybedecek çok şeyi olan zeki, aklı başında ve ünlü erkekler kendilerini Epstein ateşinin içinde buldu. Milyarderin kendi canına kıymasının üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen, pek çok kişi hâlâ ortaya çıkacaklardan dehşete kapılmış halde tedirgin uyuyor

"Belki de Epstein'in dokunulmaz, değişmez olduğunu, etrafındaki ısı kalkanının onlara da yapışmaz Teflon kaplama sağlayacağını düşündüler" (New York Eyaleti Seks Suçluları Kaydı)
"Belki de Epstein'in dokunulmaz, değişmez olduğunu, etrafındaki ısı kalkanının onlara da yapışmaz Teflon kaplama sağlayacağını düşündüler" (New York Eyaleti Seks Suçluları Kaydı)
TT

Epstein skandalı Amerika'da para ve gücün karanlık cazibesini gözler önüne seriyor

"Belki de Epstein'in dokunulmaz, değişmez olduğunu, etrafındaki ısı kalkanının onlara da yapışmaz Teflon kaplama sağlayacağını düşündüler" (New York Eyaleti Seks Suçluları Kaydı)
"Belki de Epstein'in dokunulmaz, değişmez olduğunu, etrafındaki ısı kalkanının onlara da yapışmaz Teflon kaplama sağlayacağını düşündüler" (New York Eyaleti Seks Suçluları Kaydı)

Jon Sopel 

Reşit olmayan kızlarla seks partileri. Zengin bir Amerikalı finansçı. Stephen Hawking. Böyle bir seks partisinin gerçekleştiğini inkar etmeleri için ilgili gençlere ödeme teklifi. Hangisinin daha dikkat çekici olduğundan emin değilim: Müstehcenlik mi yoksa tüm bunların imkansızlığı mı? Baş döndürücü.

Ama bunların bir kısmına alıştık. Epstein'in ahlaksızlığı; Ghislaine Maxwell'in bir dizi yaşlı erkeğe masözlük ve cinsel hizmet sunmaları için son derece genç kadınlar temin etmeye karışması. Bir Bond kötü adamına yakışan özel ada, emrinize verilen özel jetler; ter, seks, bayat puro dumanı (ve gücün) korkunç bir karışımda bir araya getirilmiş zehirli, keskin kokusunu neredeyse hayal edebilirsiniz.

Bu film vizyona girdiğinde (ki kesinlikle girecek) +18 işaretli olması gerekecek. Ian Dury şarkısının adı gibi, bu da "Sex & Drugs & Rock & Roll"un en üst derecesi. Üzerinde durulacak çok şey var. Ancak daha ilginç olanı, ABD'deki güç ve paranın manyetik, karşı konulmaz çekiciliği hakkında söyledikleri. Kaybedecek çok şeyi olan zeki, aklı başında ve ünlü erkekler kendilerini Epstein'in ateşine pervaneler gibi güçsüzce ya da belki de isteyerek çekilmiş buldu.

Belki de Epstein'in dokunulmaz, değişmez olduğunu, etrafındaki ısı kalkanının onlara da yapışmaz Teflon kaplama sağlayacağını düşündüler.

Multimilyoner, New York'ta bir hapishanede yargılanmayı beklerken komplo teorilerine yol açan intiharından önce gözde isimlerle olan bağlantılarıyla tanınıyordu: Ünlüler, politikacılar, güç simsarları, milyarderler ve akademi dünyasının yıldızları.

Epstein'in ilk olarak 2005'te Florida'da 14 yaşındaki bir kıza seks için para ödemekle suçlanmasının ardından tutuklandığını hatırlatmakta fayda var. Reşit olmayan bir dizi başka kız da benzer cinsel istismardan bahsetti ancak çok tuhaf bir şekilde savcılar nihayetinde bir anlaşma yaptı. Tek bir yasal suçlamayı kabul etti ve en kibar azarı işiterek serbest kaldı. O savcı daha sonra Donald Trump'ın kabinesinde çalışma bakanı olarak yer alacaktı. Trump, elbette Epstein'le ilişkili bir başka kişiydi.

Cinsel suçtan hüküm giydikten sonra, başta eski başkanlar Bill Clinton ve Donald Trump olmak üzere, bazıları Epstein'den uzak durdu ama dikkat çekici olan, onlarca kişinin bunu yapmamasıydı.

Tüm felaket röportajlarında atası olan konuşmada Prens Andrew, podcast ortağım Emily Maitlis'e, onu terk etmesi gereken zamandan çok sonra da Epstein'in yörüngesinde tutan şeyin sadakat duygusu olduğunu söylemişti. Andrew kendisinin belki de "fazla onurlu" olduğunu düşündü.

Gerçekten mi? Bu mu yani? Merton'dan yanlış bir alıntı yapacak olursak, tüm bu insanları multimilyoner finansçıya ve onun tehlikeli macera oyun alanına ilk çeken şey neydi? Epstein'i yalnız bırakırlarsa peşlerine düşeceği ya da daha da kötüsü onları ifşa edeceği korkusu muydu? Kibir miydi, bir şekilde bu en seçkin üyeler kulübünün bir parçası olmak için seçildiklerini hissetmeleri mi? Kendileri kadar başarılı ve ünlü başkalarıyla omuzlarını (ve belki de vücudun diğer kısımlarını) ovuşturmak mıydı?

Emily'ye verdiği röportajda Andrew, Epstein'in cazibesini şöyle açıklıyordu:

Olağanüstü insanları bir araya getirmekte olağanüstü bir yeteneği vardı ve benim hatırladığım kısmı da bu... akademisyenler, politikacılar ve Birleşmiş Milletler'den kişilerle tanıştığınız akşam yemeği partilerine gitmek.

Tony Blair başbakanken onunla yapacağım bir röportaj öncesinde Davos'a ilk kez katıldığımı ve Davos'un en lüks otelindeki küçük bir konferans salonunda Kırmızı parti adlı bir partiye davet edildiğimi hatırlıyorum. Rock yıldızları, süper modeller, dünya liderleri, CEO'lar (ve evet, gerçekten Prens Andrew) vardı. Orada adını duymadığım tek kişi bendim. Biraz sarhoş edici ve çok şaşırtıcıydı.

Prensin de çok iyi bildiği gibi Davos bu tür insanlar için büyük bir gevezelik maratonudur. Ve eğer iyi ve büyüklerle birlikte bu türden seçkin bir havayı soluyorsanız, hali vakti yerinde olanlar için sonu gelmeyen salonlarda ve toplantılarda dünyanın sorunlarını tartışmak için fırsat sıkıntısı çekmezsiniz. Ama bunu özel bir adada, her türlü ihtiyacınızı karşılayacak genç kadınlarla yapmak çok daha makbuldür.

İnsan, evrenin bu krallarının adaya giderken Gulfstream'in yumuşak deri koltuklarında keyiflerine bakarken bir risk/ödül analizine girişip girişmediklerini merak ediyor. Yapmış olmaları bir şekilde akıl almaz görünüyor, çünkü kesinlikle sadece bir sonuca varabilirsiniz. Ama belki de bu tür sosyal çevrelere girdiğinizde böyle oluyorsunuzdur: Kendi reklamınıza ve kendi yenilmezliğinize inanmaya başlıyorsunuzdur.

O zaman durum böyleyse, bahse girerim şimdi de (Epstein'in Metropolitan Gözaltı Merkezi'nde canına kıymasının üzerinden dört yıldan fazla süre geçti) bu büyükler hâlâ ortaya çıkacaklardan dehşete kapılmış halde tedirgin uyuyor.

Independent Türkçe



Uzmanlar toplantısı Washington-Tahran müzakerelerini kritik bir aşamaya taşıyor

İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da düzenlenen yas toplantısında (İran dini liderlik web sitesi)
İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da düzenlenen yas toplantısında (İran dini liderlik web sitesi)
TT

Uzmanlar toplantısı Washington-Tahran müzakerelerini kritik bir aşamaya taşıyor

İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da düzenlenen yas toplantısında (İran dini liderlik web sitesi)
İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da düzenlenen yas toplantısında (İran dini liderlik web sitesi)

İki ülke arasındaki müzakerelerin üçüncü turunun arifesinde ABD Başkanı Donald Trump, durumu geçici olarak niteleyen ve olayların seyrini değiştirme uyarısında bulunan Dini lider Ali Hamaney'in aksine İran ile anlaşma olasılığı konusunda tehdit ve diplomasi arasında ikili mesajlar verdi.

Washington ve Tahran'dan müzakereciler iki hükümeti temsil eden uzmanlar eşliğinde teknik görüşmelere başlamak üzere Cumartesi günü Umman'a gidiyor, ancak anlaşmanın niteliği henüz net değil ve uranyum zenginleştirmenin azaltılması ya da tüm nükleer programın tasfiyesi konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıkabilir.

İki ülke arasında bilinen son doğrudan müzakereler eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde, 2015 nükleer anlaşmasına giden diplomatik çabalar sırasında gerçekleşmişti.

fgtrhyjuı
Trump Virginia'da gazetecilere el sallıyor - 24 Nisan 2025 (AP)

Geçtiğimiz hafta iki tarafın olası bir anlaşmanın çerçevesini belirleme konusunda mutabık kaldığı dolaylı ABD-İran görüşmelerinin ardından bugün (Cuma) Time dergisine verdiği mülakatta Trump şunları söyledi:  “İran ile bir anlaşma yapacağımızı düşünüyorum.” ABD'li bir yetkili görüşmelerde “çok iyi ilerleme” kaydedildiğini söyledi.

İran'ın dini lideri Ali Hamaney ya da Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile görüşmeye açık olup olmadığı sorusuna Trump olumlu yanıt verdi

İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırısını kendisinin engellediği yönündeki iddiaları ise reddeden Trump, "Hayır, bu doğru değil. Onları durdurmadım. Ama onlara rahat hareket edebilecekleri bir ortam da sunmadım. Çünkü bir saldırıya gerek kalmadan anlaşma sağlayabileceğimize inanıyorum. Belki de saldırmak zorunda kalacağız. Çünkü, İran’ın nükleer silah sahibi olmasına izin verilmeyecek." diye konuştu. Ülkesinin bir anlaşmaya varamazsak İsrail'in İran'a karşı başlatacağı olası bir savaşa gönüllü olarak katılabileceğini belirten Trump “Bir anlaşmaya varamazsak ben ön saflarda yer alacağım" dedi.

Hamaney: Geçici bir durum

İran lideri Ali Hamaney ülkesi ile ABD arasındaki görüşmeleri “geçici bir durum” olarak nitelendirdi. Perşembe akşamı Tahran'da düzenlenen matem töreninde konuşan Hamaney, “Bu durum kalıcı değil ve ikiyüzlülüğün bu egemenliği kalıcı bir kader değil, ilahi bir kader içinde geçici bir kaderdir” dedi.

Hamaney sözlerine şöyle devam etti: “Zaman zaman düşüncesiz sözlerimiz, yersiz itirazlarımız, sabırsızlığımız, duruma ilişkin yanlış analizlerimiz tüm bunlar olayların seyrini değiştirebilecek ölçüde, bazen tarihi bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle son derece dikkatli ve özenli olmalıyız.”

Hamaney'in ve Trump'ın açıklamaları arasında anlaşmanın mahiyeti belirsizliğini koruyor ancak anlaşmazlıklar İran'ın zenginleştirme kabiliyetinden tamamen mahrum bırakılması mı yoksa sivil ve barışçıl nükleer programlar için belirli miktarda düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum kullanmasına izin verilmesi mi gerektiği üzerinde yoğunlaşıyor.

dfrgthyu
İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da bir yas töreni sırasında (Hamaney web sitesi)

Şarku'l Avsat'ın New York Times'tan aktardığı habere göre Umman'daki teknik toplantıların üçüncü turu, “Trump yönetimi İran'la nükleer bir anlaşma için kabul edilebilir asgari eşiği henüz belirlemeden” başlayacak.

Bu hafta Dışişleri Bakanı Marco Rubio, gazeteci Barry Weiss'e verdiği bir podcast röportajında bu anlaşmazlığa yeni bir yorum getirdi: “Eğer İran sivil bir nükleer program istiyorsa, diğer pek çok ülke gibi zenginleştirilmiş materyal ithal ederek bu programa sahip olabilir.”

Trump'ın 2018'de çekildiği 2015 anlaşması kapsamında İran'ın enerji ve tıbbi amaçlarla düşük seviyeli uranyum zenginleştirmesine izin verilmişti.

Hassas bir aşama

İran medyasına göre Washington ve Tahran arasındaki müzakereler “hassas bir aşamaya” giriyor. Devlet televizyonu Cuma günü Maskat'a giden İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin ABD ile dolaylı nükleer müzakerelerde ilerlemenin ABD'nin iyi niyet ve ciddiyet göstermesine bağlı olduğunu söylediğini bildirdi.

Arakçi Çarşamba günü yaptığı açıklamada müzakerelerin doğru yönde ilerlediğini ancak nihai bir yargıya varmak için henüz erken olduğunu söylemişti.

asdfrg
ABD özel temsilcisi Steve Witkoff Paris'teki Elysee Sarayı'nda- 17 Nisan 2025 (AP)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Arakçi'nin ABD ile dolaylı müzakereler yürütmek üzere diplomatik ve teknik uzmanlardan oluşan bir heyetin başında Cuma akşamı Maskat'a gittiğini açıkladı.

Bekayi iki taraf arasında, her iki ülkeden üst düzey müzakerecilerin katılımıyla teknik ve uzman düzeyinde bir toplantı yapılması konusunda mutabakata varıldığını kaydetti.

İranlı sözcü müzakerelerde ilerleme kaydedilebilmesi için karşı tarafın iyi niyet, ciddiyet ve gerçekçi olması gerektiğini vurguladı.

Uzmanlar turu

Washington ve Tahran'dan hükümet uzmanları Cumartesi günü Maskat'ta yapılacak görüşmelerin merkezinde yer alacak ve görüşmelerde daha ince teknik ayrıntılara geçilecek. Tasnim haber ajansının bildirdiğine göre İran heyetine Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Mecid Tahterevançi ile Hukuk ve Uluslararası İşlerden Sorumlu Bakan Yardımcısı Kazım Garipabadi başkanlık edecek.

ABD ekibi ise Dışişleri Bakanlığı ve Hazine'nin yanı sıra istihbarat servisleri de dahil olmak üzere çeşitli bakanlıklardan yaklaşık 12 temsilciden oluşuyor. New York Times'ın haberine göre ekip bu hafta ilk kez Dışişleri Bakanlığı'nda bir araya gelerek yönetimin İran'a yönelik taleplerinin Başkan Donald Trump'ın kararını bekleyen henüz tanımlanmamış parametrelerini görüştü.

Politico'ya göre ABD ekibine Dışişleri Bakanlığı'nda politika planlama direktörü olan Michael Antoine liderlik edecek.

ABD basınına göre Trump'ın Make America Great Again ((Amerikayı Yeniden Harika Yap) kampanyasının destekçilerinden olan ve Trump'ın ilk yönetiminde de görev yapan Antoine'ın nükleer konularda bilinen bir uzmanlığı bulunmuyor ancak Antoine iki ülke arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın güçlü bir muhalifi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, Antoine'ın neden bu görev için seçildiği sorusuna “Orada olması gerektiği için orada” yanıtını verdi.