Namibyalılar, soykırımına uğradıkları Almanya'nın soykırım davasında İsrail'e verdiği desteği eleştirdihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4788086-namibyal%C4%B1lar-soyk%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1na-u%C4%9Frad%C4%B1klar%C4%B1-almanyan%C4%B1n-soyk%C4%B1r%C4%B1m-davas%C4%B1nda-i%CC%87sraile-verdi%C4%9Fi
Namibyalılar, soykırımına uğradıkları Almanya'nın soykırım davasında İsrail'e verdiği desteği eleştirdi
Almanların soykırımına uğrayan Namibya, Berlin hükümetinin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'i savunmasını eleştirerek, "Almanya'nın, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'ne bağlılığını ifade edemeyeceğini" bildirdi
Namibyalılar, soykırımına uğradıkları Almanya'nın soykırım davasında İsrail'e verdiği desteği eleştirdi
(AA)
Namibya Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Almanya'nın 20. yüzyılın ilk soykırımını Namibya topraklarında yaptığı, halen bu suçun sorumluluğunu tam olarak üstlenmediği belirtildi.
"Namibya, Almanya'nın ırkçı İsrail devletinin Gazze'deki masum sivillere yönelik soykırım niyetini desteklemesini reddediyor." denilen açıklamada, Cumhurbaşkanı Hage Geingob'un Almanya'nın İsrail'e karşı açılan soykırım davasını reddetmesinden ötürü derin bir endişe duyduğu, Alman hükümetinin İsrail'in Gazze'de işlediği soykırımcı eylemlerini savunduğu kaydedildi.
"Almanya, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'ne bağlılığını ifade edemez." ifadeleri kullanılan açıklamada, İsrail'in Gazze'de işlediği suçların soykırıma eş olduğu ve savaş suçlarının uluslararası insan hakları örgütleri tarafından da ortaya konduğu vurgulandı.
Açıklamada, Geingob'un, 31 Aralık 2023'te yaptığı çağrı yinelenerek, şunlar kaydedildi:
Barışsever hiçbir insan, Gazze'de Filistinlilere karşı yürütülen katliamı görmezden gelemez. Bu bağlamda Geingob, Alman hükümetine, Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail'in soykırım eylemlerini savunmak ve desteklemek üzere üçüncü taraf olarak müdahil olma yönündeki zamansız kararını yeniden gözden geçirme çağrısında bulunuyor.
Almanya, dün Uluslararası Adalet Divanının çalışmalarını desteklediğini ve ana davada üçüncü taraf olarak İsrail lehine müdahil olma niyeti taşıdığını açıklamıştı.
Namibya soykırımı
Namibya soykırımı, sömürgeci Alman güçleri tarafından 1904-1908 yılları arasında yerli Herero ve Nama halklarına karşı gerçekleştirildi.
Sömürgecilere karşı direnen halkların hedef alındığı soykırımda, en az 65 bin Heroro ve 10 bin Nama hayatını kaybetti.
Soykırım neticesinde, Herorolar nüfuslarının en az yüzde 70'ini, Namalar ise nüfuslarının en az yüzde 50'sini yitirdi.
Almanya, 2021'de Namibya’da işlenen suçları soykırım olarak kabul etse de tazminat ödemeyi kabul etmedi.
Smotrich'in ‘İnşa ettiklerinden daha fazlasını yıkacağız’ şeklindeki planı Batı Şeria'da uygulanmaya başladıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5114006-smotrichin-%E2%80%98i%CC%87n%C5%9Fa-ettiklerinden-daha-fazlas%C4%B1n%C4%B1-y%C4%B1kaca%C4%9F%C4%B1z%E2%80%99-%C5%9Feklindeki-plan%C4%B1-bat%C4%B1
Smotrich'in ‘İnşa ettiklerinden daha fazlasını yıkacağız’ şeklindeki planı Batı Şeria'da uygulanmaya başladı
İsrailli yetkililer C Bölgesi’nde inşaat yapılmasını yasakladı (Reuters)
Halil Musa
Filistinli Hammam Ahmed, İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in ‘İsrail, Filistinlilerin inşa ettiğinden daha fazlasını yıkacak’ şeklindeki planı doğrultusunda Filistinlilerin evlerinin yıkılması çalışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde, 18 Şubat Salı sabahı Batı Şeria'nın kuzeyindeki Salfit şehrine bağlı Kefer ed-Deyk köyünde İsrail güçlerinin evini yıkması sonucu evsiz kaldı.
Birkaç gün önce yapılan resmi bildirimin ardından buldozerler Hammam'ın yıllar önce, ‘biri 1976 yılında İsrail tarafından ruhsat verilerek’ inşa edilen iki evin yanına inşa ettiği evini yıktı. Geçtiğimiz perşembe günü İsrail Sivil İdaresi'nden memurların evine geldiğini belirten Hammam, memurların evi yıkıma hazırlandıklarını bildirdiklerini söyledi.
“Filistinlilerin inşa ettiklerinden çok daha fazlasını yıkacağız”
Hammam evi boşaltmak ve ailesini bir akrabasının evine taşımak zorunda kalan Hammam, “Evim yıkıldıktan sonra yaşamak için bir ev kiralayacağım” dedi.
Hammam'ın evi Kefere d-Deyk köyünün batısında, Oslo Anlaşmaları kapsamında “C” olarak sınıflandırılan ve Batı Şeria'nın yüzde 60'ını kapsayan bölgede yer alıyor.
İsrailli yetkililer, Filistin kırsalını ve İsrail'in ilhak etmeye ve egemenliğini dayatmaya çalıştığı Batı Şeria'daki şehirlerin ve kasabaların coğrafi uzantısını oluşturan bu bölgede inşaat yapılmasını yasaklıyor.
Yılbaşından bu yana yıkılan yapı sayısı 74'ü meskûn ev olmak üzere 126'ya ulaştı (Reuters)
İsrail geçtiğimiz yıl çoğu C Bölgesi'nde olmak üzere 650’si ev binden fazla binayı yıktı. Bu yılın başlarından bu yana yıkılan yapıların sayısı 74'ü meskûn ev olmak üzere 126'ya ulaştı. Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi’ne (CWRC) göre yıkımlari özellikle Cenin, Kudüs, Kalkilya, Beytullahim ve Nablus’ta yoğunlaştı.
Salfit'te Hammam’ın evinin yıkılmasından birkaç saat sonra İsrail buldozerleri, bu kez Kudüs'ün güneydoğusundaki Cebel el-Mukaber beldesinde Ali, Emin, Hamid ve Muhammed Halase kardeşlere ait dört evi yıktı.
Batı Şeria'da Filistinlilere ait evlere yönelik yıkımlar, İsrail’in hegemonyasını Batı Şeria'nın büyük bölümüne dayatmayı ve çatışmayı burada çözmeyi amaçlayan aşırı sağcı bir hükümetin iktidarda olduğu dönemde yoğunlaştı.
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, yerleşim birimi inşaları ve Filistinlilerin evlerinin yıkılmasına atıfla "2025, 1967'den bu yana ilk kez onların inşa ettiğinden daha fazla yıktığımız yıl olacak" ifadelerini kullandı.
Arazinin kontrolü
“Çatışmanın özü toprağın kontrolüdür” diyen Dini Siyonizm Partisi lideri Smotrich, “Toprağı kim kontrol ederse onun geleceğini de o belirler” diye konuştu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Maliye Bakanı Smotrich aynı zamanda İsrail Savunma Bakanı'na bağlı Sivil İdare denilen kuruma başkanlık ediyor.
Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da yaklaşık 770 bin yerleşimci, 180 yerleşim birimi ve 256 ileri karakolda ikamet ediyor (AFP)
Smotrich, bakanlığının işgücünü artırarak, yeni ekipmanlar satın alarak ve Filistinlilerin inşaatlarını izlemek için modern teknolojiler kullanarak yıkımlara ayrılan kaynaklarda önemli bir artış sağlayacağını vurguladı.
Smotrich'e göre İsrail, yıkımları teşvik edecek ve İsrail kontrolündeki bölgelerde Filistinlilerin inşaat yapmasını engelleyecek.
Politikasının Batı Şeria'daki ‘yasadışı inşaatların peşine düşmekle sınırlı kalmayacağını’ vurguladı. Bu politika aynı zamanda ‘Filistinlilerin inşaat yapmasının tamamen yasaklanmasını ve İsrail'in toprak üzerindeki kontrolünün yeniden tesis edilmesini’ de öngörüyor.
CWRC verilerine göre Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da yaklaşık 770 bin yerleşimci, 180 yerleşim birimi ve 256 ileri karakolda ikamet ediyor.
Yıkım faaliyetleri
CWRC Başkanı Mueyyed Şaban Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada Smotrich'in göreve geldikten sonra “Batı Şeria'daki yıkımları iki katına çıkardığını, yerleşimleri genişlettiğini ve izole karakollar için yollar inşa ettiğini” söyledi.
Smotrich, hükümette görev almadan önce, C Bölgesi'ndeki Filistin inşaat faaliyetlerini izleyen yerleşimci hareketi Regavim yetkilisiydi.
İsrailli bakan, İsrail hükümetindeki diğer aşırı sağcı bakanlarla birlikte Batı Şeria'nın ilhak edilmesi ve yüz binlerce İsraillinin buraya yerleştirilmesi çağrısında bulunuyor.
Yıkımlar ve yıkıma gelineceğine dair bildirimlerin daha önce görülmemiş bir şekilde arttığını belirten CWRC Başkanı Şaban, Smotrich'in ‘Filistinlilerin evlerini yıkmak için tüm gücüyle’ çalıştığını vurguladı.
Şaban, İsrailli bakanın her bir Filistinlinin ‘ya ölmesini ya bu topraklardan kovulmasını ya da İsrailliler için çalışmasını’ istediğini de sözlerine ekledi.
İsrailli yetkililer, Batı Şeria'nın doğu yamaçlarındaki 29 meskun mahali ortadan kaldırmayı ve meraları, su kaynaklarını ve su kuyularını kontrol altına almayı başardı.
“Derin değişiklikler”
İsrail meseleleri uzmanı İsmet Mansur, Smotrich'in Batı Şeria'da yıkımlar, yasalar ve idari kararlar ve ileri karakollar için yol yapımı da dahil olmak üzere derin ve geri dönüşü olmayan değişiklikler yapabildiğini düşünüyor.
Smotrich'in ‘yerleşimi teşvik ederek ve Filistinlileri dışlayarak Batı Şeria'da bir kolonizasyon devrimi’ gerçekleştirdiğini söyleyen Mansur’a göre İsrail, hedeflerine ulaşmak için planlı ve organize bir şekilde çalışırken Filistinliler, rastgele ve dağınık bir şekilde çalışıyor.
Mansur, Smotrich'in çatışmayı yönetmek yerine İsrail'in lehine çözerek ve Filistinlileri kovduktan sonra Batı Şeria'nın büyük bölümünü İsrail'e katarak kendi vizyonunu dayatmaya çalıştığını da sözlerine ekledi.
Smotrich'in planı
Smotrich’in planı, Filistinlileri Yahudilere entegre ederek, göçü kolaylaştırarak ve planı reddedenlere karşı katı uygulamalarda bulunarak Filistin milliyetçiliğini ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Plan, Ürdün Nehri ile Akdeniz arasında İsrail dışında herhangi bir devletin kurulmasını engellemek ve Filistinlileri ‘gönüllü ya da zorla’ taleplerinden vazgeçirmeye zorlamayı öngörüyor.
Bu plana göre iki devletli çözüm sadece Siyonizm ideolojisine aykırı olmakla kalmıyor, aynı zamanda gerçekçi de değil. Zira İsrail solunun sunmayı istediği en üst düzey çözüm, daha ılımlı Filistinlilerin arzuladığı en alt düzey çözümden çok daha azını sunuyor.