Çin: Tayvan'daki seçimler, Çin'in yeniden birleşme eğilimini değiştirmeyecek

Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan'da dün yapılan başkanlık ve parlamento seçimlerinin ardından Pekin, seçimlerin, Ada'nın Çin ana karası ile birleşme yönelimini değiştirmeyeceği mesajını verdi

(AA)
(AA)
TT

Çin: Tayvan'daki seçimler, Çin'in yeniden birleşme eğilimini değiştirmeyecek

(AA)
(AA)

Çin'in Tayvan İlişkileri Ofisi Sözcüsü Çın Binhua, yaptığı açıklamada, "Tayvan, Çin'in Tayvanı'dır. Seçimler, Tayvan Boğazı'nın iki yakası arasındaki ilişkilerin genel manzarasını ve gelişimini etkilemeyecek, Çin'in yeniden birleşme eğilimini değiştirmeyecektir." dedi.

Seçimin sonuçlarının, iktidardaki Demokratik İleri Partinin (DPP), Ada'daki ana akım kamuoyunu yansıtmadığını gösterdiğini savunan Sözcü Çın, "Tayvan sorununu çözme ve ulusal birleşmeyi sağlama konusundaki duruşumuz ve kararlılığımız sürüyor." ifadesini kullandı.

Çın, Tayvan ile ilişkilerde "tek Çin" ilkesini somutlaştıran "1992 Uzlaşması"na bağlı kalacaklarını, "Tayvan'ın bağımsızlığına" yönelik ayrılıkçı faaliyetlere ve yabancı müdahalesine karşı çıkacaklarını vurguladı.

"Tayvan sorunu, Çin'in iç işidir"

Çin Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada, Tayvan sorunun Çin'in iç işi olduğu, Ada'nın bağımsızlığına yönelik girişimlere karşı çıkacaklarını bildirdi.

Açıklamada, "Tayvan sorunu Çin'in iç işidir. Tayvan'da ne değişiklik olursa olsun, dünyada tek bir Çin'in olduğu ve Tayvan'ın onun parçası olduğu gerçeği değişmeyecektir." değerlendirmesine yer verildi.

Çin'in "tek Çin" ilkesine bağlı olduğunun vurguladığı açıklamada, "Tayvan'ın bağımsızlığı", "iki Çin", "bir Çin ve bir Tayvan" gibi ayrılıkçı formüllerin, Pekin tarafından kabul edilmeyeceğinin altı çizildi.



Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
TT

Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, pazar günü Tahran'ın nükleer programı hakkında İran ile yapılacak yeni tur görüşmeler öncesinde, uranyum zenginleştirmenin ABD için "kırmızı çizgi" olduğunu vurguladı.

Taraflar, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda anlaşmaya varmayı amaçlayan dördüncü tur görüşmelerini pazar günü Umman'da gerçekleştirecek.

Önceki turlarda olduğu gibi Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin liderliğinde gerçekleşmesi beklenen tur, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin başarısız olması halinde ülkeyi bombalayacağı uyarısında bulunduğu Ortadoğu ziyaretinin öncesinde gerçekleşecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Witkoff daha önce ABD'nin, İran'ın uranyumu yalnızca barışçıl sivil amaçlar için kullanılacak seviyelere kadar zenginleştirmeye devam etmesi konusunda esneklik gösterebileceğini ima etmişti.

Ancak Witkoff, dün Amerikan haber sitesi Breitbart'a verdiği röportajda sert bir tavır takınarak, "İran'da bir daha asla zenginleştirme programı olamaz" ifadesini kullandı.

"Bu bizim kırmızı çizgimizdir" diyen Witkoff, "Zenginleştirme yok" dedi ve "bu da sökmek anlamına geliyor, silahlandırmamak anlamına geliyor ve bu da (İran'daki) üç zenginleştirme tesisi olan Natanz, Fordow ve Isfahan'ın sökülmesi gerektiği anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkeler uzun zamandır İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. Tahran ise bu iddiayı reddederek, nükleer teknolojiye sahip olma hakkını savunuyor ve programının tamamen barışçıl amaçlı olduğunu belirtiyor.

1980'den bu yana diplomatik ilişkilerini kesen İran ile ABD, Umman'ın arabuluculuğunda 12 Nisan'da nükleer program konusunda görüşmelere başladı.

Üç tur görüşme düzenlendi; bunlardan ikisi Maskat'ta, biri de Roma'daki Umman diplomatik misyonunun merkezinde gerçekleştirildi. Amman'a göre dördüncüsü 3 Mayıs'ta İtalya'nın başkentinde yapılması planlanıyordu, ancak "lojistik nedenlerle" ertelendi.

Trump, çarşamba günü İran'ın barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirme yeteneğini sürdürüp sürdürmeyeceği sorulduğunda, konunun hala açık olduğunu söyledi.

Buna karşın, onun yönetimindeki yetkililer bu konuda farklı tutumlar benimsediler.

Başkan Yardımcısı J.D. Vance çarşamba günü, "İnsanların nükleer enerji isteyip istememesi umurumuzda değil" dedi. Bizim bununla bir sorunumuz yok ama nükleer silah elde etmenize olanak sağlayacak bir uranyum zenginleştirme programınız olamaz, "Çizgimizi burada çekiyoruz."

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın sivil amaçlı bile olsa tüm zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

İran'ın nükleer programı konusunda yaşanan gerginlik, Trump'ın ABD'yi 2015'te Tahran'ın büyük güçlerle imzaladığı anlaşmadan çekmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla arttı.

Anlaşmada, yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin kısıtlanması öngörülüyor. ABD'nin çekilmesinden sonra İran bir yıl boyunca anlaşmaya bağlı kaldı, daha sonra yavaş yavaş geri çekildi.

Anlaşma, uranyum zenginleştirme için tavanı yüzde 3,67 olarak belirlemişti, ancak İran şu anda askeri kullanım için gereken yüzde 90'ın çok da uzağında olmayan yüzde 60 oranında zenginleştirme yapıyor.