MI6’nın eski Başkanı: Trump’ın yeniden seçilmesi İngiltere’nin ulusal güvenliğini tehdit edebilir

İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6’nın eski Başkanı Richard Dearlove (Reuters)
İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6’nın eski Başkanı Richard Dearlove (Reuters)
TT

MI6’nın eski Başkanı: Trump’ın yeniden seçilmesi İngiltere’nin ulusal güvenliğini tehdit edebilir

İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6’nın eski Başkanı Richard Dearlove (Reuters)
İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6’nın eski Başkanı Richard Dearlove (Reuters)

İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6’nın eski Başkanı Richard Dearlove, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünün İngiltere için ‘siyasi tehdit’ oluşturabileceği konusunda uyardı.

Şarku’l Avsat’ın Sky News’ten aktardığı habere göre, Dearlove, Trump’ın yeniden seçilmesinin, NATO ile yaşadığı sorunlar nedeniyle İngiltere’nin ulusal güvenliği açısından ‘sorunlu’ olacağını söyledi.

Trump uzun zamandır Avrupalı NATO üyelerini savunma sektörlerine yeterince harcama yapmamakla eleştirerek, onları ABD’nin askeri yeteneklerini istismar etmekle suçluyor ve hatta ittifaktan çekilmekle tehdit ediyordu.

FOTO: ABD eski Başkanı Donald Trump (DPA)
 ABD eski Başkanı Donald Trump (DPA)

Ancak NATO, Ukrayna’daki savaşın ortasında ve mevcut başkan Joe Biden’ın da ona destek vermesiyle dünya sahnesinde giderek daha önemli hale geldi.

1999 ile 2004 yılları arasında MI6’yı yöneten Dearlove, Sky News’e verdiği röportajda, İngiltere’nin önümüzdeki yıl hangi büyük tehditlere dikkat etmesi gerektiği sorulduğunda, önce Ukrayna’ya, sonra da Çin’in ‘uzun vadeli etkileri olan eylemlerine’ işaret etti.

Dearlove, bu soruya ilişkin yanıtına şu ifadelerle devam etti:

“Beni endişelendiren bir siyasi tehdidi de eklemeliyim ki, o da Trump’ın yeniden seçilmesidir. Bunun İngiltere’nin ulusal güvenliği açısından sorunlu olduğunu düşünüyorum. Çünkü eğer Trump aceleci davranıp NATO ittifakına zarar verirse, bu İngiltere için büyük bir olay olur.”

Dearlove, Avrupa’nın güvenliğini ve savunmasını sağlamak için Avrupa için ‘ABD’nin nükleer şemsiyesinin’ önemini vurguladı.

ABD seçimleri yaklaşırken Trump, aleyhinde devam eden davalara rağmen Cumhuriyetçilerin adayı olarak liderliğini sürdürüyor.

Bu hafta başlarında Fox News’e konuşan Trump, bunun ‘kendilerine düzgün davranıp davranmamalarına bağlı olduğunu’ söyleyerek, ittifakta üye olarak kalma taahhüdünü reddetti.

NATO’yu ‘ABD’den yararlanmakla’ suçlayan Trump, "Avrupa ülkeleri önce ticarette ve sonra da askeri koruma açısından bizden yararlandı” dedi.



Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
TT

Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek protestolarının önde gelen isimlerinden tutuklu aktivist Mahmud Halil'in eşinin doğumuna katılmasına izin verilmedi. 

Filistinli protestocunun ABD'li eşi Noor Abdalla, pazartesi akşamı yaptığı paylaşımda çocuğunu tek başına doğurduğunu belirtti: 

Bugün erken saatlerde Mahmud yanımda olmadan oğlumuzu dünyaya getirdim. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkililerinden Mahmud'un doğuma katılmasına izin verilmesini istedik fakat oğlumuzu görmek için geçici olarak serbest bırakılmasını reddettiler. Bu, ICE'nin bana, Mahmud'a ve oğlumuza acı çektirmek için aldığı kasıtlı bir karardı.

Halil'in avukatları, aktivistin tutulduğu Louisiana eyaletinin New Orleans şehrindeki ICE direktörü Melissa Harper'a pazar günü e-posta gönderdi. CNN'in incelediği yazışmalara göre Halil'in, New York şehrindeki eşi Abdalla'nın yanına gidip doğuma katılabilmesi için iki haftalığına serbest bırakılması talep ediliyor. 

E-posta gönderildikten yarım saat sonra Harper'ın gönderdiği yanıtta iki cümleyle talebin reddedildiği bildiriliyor. 

New York'ta 8 Mart'ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. ABD Başkanı Donald Trump, Halil'in "Hamas destekçisi" olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı. 

Louisiana'da 8 Nisan'da gerçekleştirilen duruşmada Halil'in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde "tek bir belge bile ulaşmadığını" söylemişti. Hakim Jamee E. Comans, buna rağmen Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar vermiş fakat daha sonra karar başka bir mahkeme tarafından iptal edilmişti. Halil'in avukatları öğrencinin serbest bırakılması için hukuki mücadelenin sürdüğünü söylüyor. 

Columbia'daki protestoları organize ettiği gerekçesiyle Filistin kökenli öğrenci Muhsin Mehdevi de gözaltına alınmıştı. Muhsin ve Halil'in ABD'de yasal oturum izni var.

Columbialı öğrenciler, pazartesi günü düzenledikleri eylemde kendilerini kampüsteki kapıya zincirleyerek Mehdevi ve Halil'in serbest bırakılmasını talep etti. Protestocular, "Adalet istiyoruz" ve "Siyasi suçlular serbest bırakılsın" pankartları açtı. New York Times'ın aktardığına göre eylemlerde gözaltına alınan protestocu sayısı henüz netleşmedi. 

Ayrıca Tufts Üniversitesi'nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Öztürk'le ilgili kararın 1 Mayıs'ta açıklanması bekleniyor. 

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024'te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times'ın verilerine göre temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, New York Times