Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba: Antalya'da Lavrov'un burnuna yumruk atmak istedim

Moskova, "yumruk atma" sözleri nedeniyle Ukraynalı lidere karşılık verdi

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba (Reuters)
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba (Reuters)
TT

Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba: Antalya'da Lavrov'un burnuna yumruk atmak istedim

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba (Reuters)
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı, Moskova'nın istilasının ilk aşamalarında bir araya geldiklerinde Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'un yüzüne yumruk atma isteği duyduğunu söyledi.

Dmitro Kuleba bu açıklamaları, Ukraynalı bir video blogger'a verdiği ve pazartesi günü yayımlanan bir saatlik resmi olmayan röportajda yaptı.

Bakan, "En zor görüşmeler, gidip karşınızdakinin burnuna yumruk atmak istediğiniz ama bunu gerçekten yapamadığınız görüşmelerdir" dedi.

Bunun iki ya da üç kez yaşandığını söyleyebilirim. Bunlardan biri Lavrov'la 2022 baharında (tatil kenti) Antalya'daydı.

Ukraynalı ve Rus bakanlardan oluşan heyetler, Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'ya asker göndermesinden kısa süre sonra birkaç tur görüşme gerçekleştirmişti.

İlk görüşmeler Ukrayna'nın Belarus sınırı yakınlarında gerçekleştirilmiş, daha sonra Türkiye'de de bir tur görüşme yapılmıştı.

O dönemde Kuleba, Türkiye'deki görüşmeleri zor diye nitelemiş, müzakerecilerin ateşkes ve insani yardım koridorlarının düzenlenmesi konularını görüştüklerini açıklamıştı.

Moskova'daki yetkililer Kuleba'nın Lavrov'u "yumruklamak" istediği sözlerini potansiyel bir propaganda fırsatı olarak değerlendirdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Rus gazetesi Izvestia'da yayımlanan yorumlarında bu sözlerin Ukrayna'nın "eğitimsiz, saldırgan kişiler" tarafından yönetildiğini gösterdiğini söyledi.

Volodimir Zelenskiy yönetimi, Rusya'nın yaklaşık iki yıldır süren savaşta ele geçirdiği toprakların herhangi birini elinde tutmasına izin veren bir ateşkes ya da barış anlaşmasını kabul etmeyeceğini söylerken, Türkiye'deki görüşmelerden bu yana hiçbir müzakere yapılmadı.

Ukrayna bunun yerine, 2014'te Rusya tarafından yasadışı ilhak edilen Kırım yarımadası da dahil tüm Ukrayna topraklarının geri verilmesini öngören 10 maddelik bir barış planı sundu.

Independent türkçe



Tayland'da uyarıcı madde kullanımına dair 4 bin yıllık kanıt bulundu

Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
TT

Tayland'da uyarıcı madde kullanımına dair 4 bin yıllık kanıt bulundu

Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)

Bilim insanları uyarıcı bir madde olan betel cevizinin kullanımına dair en eski kanıtı buldu. Tayland'daki 4 bin yıllık insan kalıntılarında keşfedilen maddenin, ritüel amaçlar taşıdığı düşünülüyor.

Palmiye ailesinden olan betel cevizi ağacı, Güneydoğu Asya ve Pasifik Adaları'nda yetişiyor. Yaprakları ve kireçtaşı macunuyla çiğnenerek tüketilen ceviz, dişte koyu, kırmızımsı kahverengi veya siyah lekeler bırakıyor. 

Kişiye uyanıklık, enerji, öfori ve rahatlama hissi veren bu psikoaktif madde, Tayland'ın kentlerinde artık kullanılmasa da kırsal bölgelerinde hâlâ yaygın. Kafein, alkol ve nikotinden sonra dünya genelinde en çok kullanılan 4. psikoaktif madde olduğu tahmin ediliyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi Tunç Çağı Taylandı'ndan kalma 4 bin yıllık diş örneklerini inceleyerek betel cevizinin tüketimine dair en eski kanıtları ortaya çıkardı. 

Bölgedeki arkeolojik kazı alanlarında betel cevizi kabukları, bazı iskeletlerde bu bitkiyi çiğnemenin göstergesi olabilecek kahverengi veya siyah lekeli dişler bulunmuştu. 

Ancak hakemli dergi Frontiers in Environmental Archaeology'de yayımlanan yeni çalışmada, maddenin her zaman dişlerde leke bırakmadığı tespit edildi. 

Bilim insanları kazı alanı Nong Ratchawat'taki 6 kişiye ait kalıntılardan toplam 36 diş örneği alarak bunları sıvı kromatografi-kütle spektrometrisi adlı bir yöntemle inceledi. 

Dişlerin hiçbirinde bitkinin kullanımını işaret eden koyu renkler yoktu ancak bir kadından alınan üç örnekte, betel cevizindeki ana psikoaktif bileşenler olan arekolin ve arekaidin saptandı.

Araştırmacılar diş taşında bu bileşiklerin bulunmasının, uzun süreli kullanım anlamına geldiğini belirtiyor. 

Bilim insanları maddeyi hâlâ kullanan kişilerle yaptıkları görüşmelere dayanarak betel cevizi çiğnemenin birtakım geleneksel inançla bağlantılı olabileceğini düşünüyor. 

Makalenin yazarlarından Piyawit Moonkham "İnsanlar betel cevizini özellikle hasat mevsiminde, tanrılardan pirinç ekimi ve çeltik tarlaları için yardım istemek amacıyla ruhlara adak olarak kullanıyordu" diyerek ekliyor:

Geleneksel bitki kullanımının kültürel bağlamını daha geniş bir şekilde anlamak istiyoruz. Psikoaktif, tıbbi ve törensel bitkiler genellikle uyuşturucu gibi görülse de binlerce yıllık kültürel bilgi, manevi uygulama ve topluluk kimliğini temsil ediyor.

Ağız sağlığına verdiği zarardan dolayı Tayland'da 1940'lardan itibaren yoğun bir şekilde engellenmeye çalışan betel cevizi, kırsal bölgelerde hâlâ popüler olsa da şehirlerde ve genç nesiller arasında yaygın değil. 

Chiang Mai Üniversitesi'nden Moonkham bu nedenle bitkiyle ilgili çalışmaların çoğunlukla olumsuz etkilerine odaklandığını söylüyor. Ancak yeni çalışmanın, betel cevizinin kültürel önemine ışık tutabileceğini umuyor.

Moonkham maddenin etkileri hakkında da şu ifadeleri kullanıyor:

Ben de denedim ve tüm vücudu rahatlatırken bazı duyuları harekete geçiriyor... Sanırım kahve veya tütün içtiğimizde verdiğimiz tepkiyle aynı.

Independent Türkçe, IFLScience, Scimex, CNN, Frontiers in Environmental Archaeology