Pakistan’ın İran'daki sığınaklarını hedef aldığı Belucistan Kurtuluş Cephesi hakkında ne biliniyor?

Beluci etnik azınlığa mensup militanlar, bağımsız bir devlet kurmak için onlarca yıldır İslamabad hükümetiyle savaşıyor

Belucistan eyaletinin çoğu bölgesine dağlık ve çöl doğası hakimdir (AFP)
Belucistan eyaletinin çoğu bölgesine dağlık ve çöl doğası hakimdir (AFP)
TT

Pakistan’ın İran'daki sığınaklarını hedef aldığı Belucistan Kurtuluş Cephesi hakkında ne biliniyor?

Belucistan eyaletinin çoğu bölgesine dağlık ve çöl doğası hakimdir (AFP)
Belucistan eyaletinin çoğu bölgesine dağlık ve çöl doğası hakimdir (AFP)

Pakistan Perşembe günü yaptığı açıklamada, İran'daki militan ayrılıkçılara karşı hava saldırıları düzenlediğini duyurdu. Bu, Tahran'ın Pakistan'ın Belucistan sınır bölgesine füze ve insansız hava araçlarıyla gerçekleştirdiği saldırıların ardından geldi.

İşte bu çatışmanın merkezinde yer alan Pakistan ve Belucistan eyaletinin hedef aldığı grupla ilgili bazı gerçekler:

Pakistan'ın İran'da hedef aldığı grup hakkında ne biliniyor?

Pakistanlı bir istihbarat yetkilisinin, ülkesinin İran'a yönelik saldırılarının hedefi olduğunu söylediği Belucistan Kurtuluş Cephesi, Pakistan'ın batısında yer alan Belucistan bölgesinin bağımsızlığını istiyor.

Beluci etnik azınlığa mensup militanlar, merkezi hükümetin gaz ve mineral bakımından zengin ve Afganistan ve İran ile sınırı bulunan Belucistan eyaletinin kaynaklarını kötüye kullandığını söyleyerek bağımsız bir devlet kurmak için onlarca yıldır hükümetle savaşıyor.

Belucistan Kurtuluş Cephesi ve diğer isyancı ve silahlı gruplar sıklıkla eyaletteki gaz projelerini, altyapıyı ve güvenlik alanlarını hedef alırken ayrıca Pakistan'ın diğer bölgelerinde de saldırılar düzenlemeye başladılar.

Pakistan'ın Çin projelerini korumak için elinden gelen her şeyi yaptığını iddia etmesine rağmen, Belucistan Kurtuluş Cephesi bölgedeki Çin projelerine saldırıyor ve zaman zaman Çinli işçileri öldürüyor.

Belucistan eyaletinin önemi nedir?

Yaklaşık 15 milyonluk bir nüfusa sahip ve keşfedilmemiş maden zenginliklerine haiz bölgenin geneline dağlar ve çöl havası hakimdir.

Belucistan Eyaleti, Pakistan'ın yüzölçümü bakımından en büyük, nüfus bakımından ise en küçük ilidir. Pakistan'ın saldırılarını gerçekleştirdiği İran'ın Sistan-Belucistan eyaleti sınırında yer alıyor.

Çoğu kadın olan yüzlerce Beluci, son birkaç hafta içinde Pakistan'ın başkenti İslamabad'da protestolar düzenleyerek hükümeti ‘zorla kaybetme ve yargısız infaz’ da dahil olmak üzere bölge sakinlerine yönelik sert adımlar atmakla suçladı.

Belucistan, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından başlatılan Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir parçası olan milyarlarca dolarlık devasa Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru içinde önemli bir konumdadır.

Çin, madencilik sektöründe projeler hayata geçirirken, bölgenin güneyindeki sahil kasabası Gvadr'da da uluslararası bir havaalanı ve liman inşa etti.

Kanadalı madencilik şirketi Barrick Gold, Belucistan'daki Reko Diq madeninin yüzde 50'sine sahipken, geri kalan pay Pakistan hükümeti ve eyaletinin elinde. Barrick Gold, madeni dünyada henüz yeterli araştırma ve geliştirme yapılmamış en büyük bakır ve altın sahalarından biri olarak görüyor.



Blinken Trump'a savaş sonrası Gazze için ‘kapsamlı bir plan’ sunacak

TT

Blinken Trump'a savaş sonrası Gazze için ‘kapsamlı bir plan’ sunacak

Blinken Trump'a savaş sonrası Gazze için ‘kapsamlı bir plan’ sunacak

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, önümüzdeki hafta başında Başkan Joe Biden'ın görev süresinin sona ermesinden önceki son konuşmasında uluslararası toplumu, Gazze Şeridi'nin yönetimi ve yeniden inşası için Filistinli ve uluslararası ortak bir güç kurulmasını öngören savaş sonrası Gazze planını desteklemeye çağırdı. Blinken bu planın yeni Başkan Donald Trump yönetimine teslim edileceğini açıkladı.

Blinken, Lübnan'da Joseph Avn'ın cumhurbaşkanı seçilmesini ve Nevvaf Selam'ın yeni hükümeti kurmakla görevlendirilmesini ‘egemen bir devlet olma yolunda önemli adımlar’ olarak nitelendirdi.

ABD'li üst düzey diplomat, beş gün sonra sona erecek olan Biden yönetiminde Dışişleri Bakanı olarak son konuşmasını yaptığı Atlantik Konseyi düşünce kuruluşunda ABD'nin Ortadoğu'daki dış politikasını ele aldı. İlk olarak, özellikle bölgedeki entegrasyon, Arap devletleri ile İsrail arasındaki ilişkileri normalleştirmek için İbrahim Anlaşması’nın genişletilmesi, terörle mücadele ve İran'ın nükleer dosyası ile ilgili olarak son dört yılda elde edilen başarıları özetledi. Başkan Biden'ın ‘İran'ın kendi gözetiminde nükleer silah elde etmeyeceği taahhüdünü yerine getirdiğini’ vurguladı.

Gazze hakkında konuşmaya başlar başlamaz katılımcılardan biri bağırarak Blinken'ı Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere karşı ‘soykırımı’ desteklemekle suçladı.

ascdvfgrt
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Washington'da yaptığı konuşma sırasında bir protestocu salondan çıkarıldı. (AFP)

ABD'nin ‘Suudi Arabistan ile stratejik ortaklığı güçlendirecek kapsamlı bir anlaşmaya doğru önemli bir ilerleme kaydettiğini’ ve bu anlaşmanın İsrail ile normalleşmeden önce ‘Filistin devletine giden inandırıcı bir yol’ bulmaya odaklandığını belirtti. Blinken, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısının zamanlamasının ‘tesadüf olmadığını’ yineledi.

İran zayıfladı

Salonda bulunan bir başka kadın ayağa kalkarak Blinken'ı Filistinli çocukların öldürülmesine katkıda bulunmakla suçladı ve salondan çıkarıldı.

Ancak Blinken, ‘Hamas'ın askeri ve hükümet kapasitesini yok etmek, saldırının arkasındaki beyni öldürmek’ ve özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın, liderliğinin ve altyapısının ortadan kaldırılmasının ardından ‘Tahran'ı savunmaya geçirmek’ hakkında konuşmaya devam etti.

Blinken sözlerini şöyle sürdürdü: “İran Hizbullah'a karadan ikmal yolunu kaybetti… İsrail, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin yasadışı kimyasal silahlar da dahil olmak üzere birçok silahını, fabrikalarını ve üslerini imha etti.”

Ortadoğu'daki güç dengesinin Hamas ve destekçilerinin umduğu ya da planladığı şekilde değil, dramatik bir şekilde değişmekte olduğunu vurgulayan Blinken, “Yine de bölge, Suriye'nin kırılgan siyasi geçiş sürecinden İran'ın caydırıcılığını yeniden kazanma çabasına ve bunun nükleer emelleri için ne anlama gelebileceğine, Husilerin İsrail'e ve uluslararası deniz taşımacılığına yönelik devam eden saldırılarına kadar risklerle dolu olmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

xcdvfgrthy
Husi füzesi nedeniyle hasar gören bir binada çalışan İsrail askerleri (Reuters)

Blinken, “Ortadoğu'da tüm insanların kendilerini daha güvende hissedecekleri yeni bir gerçeklik yaratmak için çalışmalıyız. Herkes kendi ulusal arzularını gerçekleştirebilir. Herkes barış içinde yaşayabilir” ifadelerini kullandı. Bu noktada bir başka kadın ayağa kalkarak Blinken'e bağırdı ve onu ‘soykırım’ yapmakla suçladı.

Entegre bir plan

Blinken, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirecek bir anlaşmanın yakın olup olmadığı sorusuna “Her zamankinden daha yakın. Ancak şu anda burada oturmuş Hamas'tan kabul ettiklerine dair son sözü bekliyoruz. Bu söz her an gelebilir. Önümüzdeki birkaç saat içinde gelebilir. Önümüzdeki günlerde de gelebilir. Biz de bunu bekliyoruz” yanıtını verdi. Blinken ayrıca, Başkan Biden'ın yönetiminin Başkan Trump'ın ekibine savaştan sonra Gazze Şeridi'nin yönetimi için uluslararası güçler ve Filistinlileri içeren geçici bir güvenlik gücünün ayrıntıları da dahil olmak üzere kapsamlı bir plan sunacağını açıkladı.

İran'la ilgili bir soruya ise şu yanıtı verdi: “İran şu anda nükleer silah için bölünebilir malzeme üretebilecek bir noktada. Bir ya da iki hafta içinde nükleer silaha sahip olabilirler. 2015 nükleer anlaşmasıyla onları bir kutuya koyduğumuz zamankinden çok daha tehlikeli bir yerdeler.” Başkan Trump'ın daha iyi bir anlaşma yapmaktan bahsettiğine dikkat çeken Blinken, “Bakalım. Belki bunu yapmak için bir fırsat vardır” ifadelerini kullandı.

Lübnan'daki durum

Blinken, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaya kalıcı bir çözüm bulmak, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek ve Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ‘ilişkileri normalleştirmek’ gibi birbiriyle bağlantılı üç diplomatik hedeften söz etti. Lübnan'da hedefin ‘Hizbullah'ın İsrail'i tehdit edecek ya da Lübnan devletini ve Lübnan halkını rehin almaya devam edecek şekilde yeniden yapılanmasını önlemek’ olduğunu ifade eden Blinken, “Fransa ile vardığımız anlaşma bu kriterleri karşılıyor; Lübnan hükümetinin topraklarının kontrolünü yeniden ele geçirmesini sağlıyor, Lübnan ekonomisine ve güvenlik güçlerine çok ihtiyaç duyulan yardım ve desteği sağlıyor ve İsrail'in uluslararası hukuka uygun olarak kendini savunma hakkını koruyor” şeklinde konuştu.

sxdfr
Lübnan’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Nevvaf Selam, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmeye gelirken (EPA)

Blinken sözlerini şöyle noktaladı: “ABD ve Fransa anlaşmayı izlemek ve ihlalleri ele almak için gece gündüz çalışıyor ve şimdi, anlaşmadan sadece altı hafta sonra, Lübnan parlamentosu yeni bir cumhurbaşkanı ve yeni bir başbakan seçmek için ezici bir çoğunlukla oy kullandı; güvenli, başarılı ve Lübnanlıların ihtiyaçlarına cevap veren egemen bir devlet olma yolunda iki önemli adım attı.”