Trump, ‘çizgileri aşmış olsa bile’ kapsamlı yargı dokunulmazlığı olmasını talep ediyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4799651-trump-%E2%80%98%C3%A7izgileri-a%C5%9Fm%C4%B1%C5%9F-olsa-bile%E2%80%99-kapsaml%C4%B1-yarg%C4%B1-dokunulmazl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-olmas%C4%B1n%C4%B1-talep-ediyor
Trump, ‘çizgileri aşmış olsa bile’ kapsamlı yargı dokunulmazlığı olmasını talep ediyor
Eski ABD Başkanı Donald Trump, Portsmouth, New Hampshire’da düzenlenen bir seçim etkinliğinde (AFP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump dün (Perşembe) eylemleri ‘sınırları’ aşmış olsa bile, cezai kovuşturmaya karşı ‘kapsamlı’ başkanlık dokunulmazlığı olmasını talep etti.
Trump, Kasım ayında yapılacak seçimlerde yeniden seçilmek için aday olurken, 2020’deki seçim kaybını iptal etmeye çalışmak ve yasa dışı olarak gizli belgeleri özel golf kulübünde bulundurmak da dahil olmak üzere 4 ayrı davada 91 suçlamayla karşı karşıya bulunuyor.
Gece saat 02.00 sıralarında sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Trump, eski bir cumhurbaşkanı olarak cezai kovuşturmalara karşı tam dokunulmazlığı olduğunu belirterek, Yüksek Mahkeme’yi kendi lehine karar vermeye çağırdı.
Fransız haber ajansı AFP’ye göre, Trump, ‘Truth Social’ platformunda ‘sınırları aşan’ olaylarda bile tam dokunulmazlığa tabi olması gerektiğini, aksi takdirde ‘iyi ile kötüyü ayırmaya çalışmanın’ yıllar alacağını söyledi.
Eski Başkan, ABD başkanlarının zor kararlar alabilmek için dokunulmazlığa ihtiyaçları olduğunu ve bu ihtiyacın, kuralları ihlal etme riskinden daha ağır bastığını belirtti. Cumhuriyetçi Eski Başkan söz konusu durumu, ara sıra ‘itaatsiz’ bireyler ihlalde bulunsa da çalışmaya devam etmesi gereken bir polis gücüne benzetti.
Başkanlık dönemindeyken atadığı üç yargıç ile sağ kanada yönelen Yargıtay hakkında Trump, ‘kolay karar’ vermesini beklediğini söyledi.
Washington’daki bir federal temyiz mahkemesi şu anda Trump’ın, Demokrat Joe Biden’ın kazandığı 2020 seçimlerinin sonuçlarını değiştirmeye çalıştığı için ‘kovuşturmaya karşı dokunulmazlık’ talebini inceliyor.
Çoğu hukuk uzmanına göre, Trump’ın itirazı reddedilirse davanın nihai karar için Yüksek Mahkeme’ye gönderilmesi bekleniyor.
Türkiye, Afrika'daki varlığını silah ve ticaretle güçlendiriyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5134395-t%C3%BCrkiye-afrikadaki-varl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1-silah-ve-ticaretle-g%C3%BC%C3%A7lendiriyor
Türkiye, Afrika'daki varlığını silah ve ticaretle güçlendiriyor
Türkiye, Afrika'ya çok sayıda ticari ve askeri teklifte bulunuyor (Reuters)
Sagir el-Haydari
Fransa'nın Afrika'daki nüfuzunun gerilediği ve Rusya ve Çin gibi diğer küresel güçlerin kıtada nüfuz mücadelesine girdiği bir dönemde, Türk diplomasisi, çok sayıda silah kullanarak kaynak zengini Afrika kıtasında daha geniş kapsamlı bir varlık gösterme arayışında kararlılıkla ilerliyor.
Türkiye, son dönemde Afrika ülkelerine Bayraktar İHA'ları gibi Türk askeri teçhizatı tedarik ederek verimli askeri ortaklıklar kurmayı başardı. Ancak iş bununla da bitmiyor, Ankara’nın, Afrika Boynuzu gibi bölgelerdeki ciddi krizlerin yatıştırılmasını sağlayan arabuluculukları da bulunuyor.
Bu çabaların bir parçası olarak geçtiğimiz günlerde düzenlenen Antalya Forumu'na, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud başta olmak üzere çok sayıda Afrikalı yetkili katıldı. Ne var ki Ankara'nın oynamaya başladığı ileri rollere rağmen Fransa gibi diğer güçlerin yerini alıp alamayacağı belirsiz.
Stratejik ortak
Aralık 2024'te Türkiye Etiyopya ile Somali arasında arabuluculuk yapacağını duyurdu ve bu adım iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesiyle sonuçlandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anlaşmayı “tarihi” olarak niteledi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Türkiye, Afrika'daki diplomatik varlığını önemli ölçüde pekiştirdi. Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, 2002 yılında 12 olan büyükelçilik sayısı, 2022 yılında 44 büyükelçilik ve konsolosluğa yükseldi. Bu arada Ankara'daki Afrika diplomatik temsilcilikleri 2008'de 10 iken 2023'te 38'e çıktı.
Siyasi araştırmacı Taha Avdetoğlu, “Türkiye, Fransa gibi diğer sömürgeci ülkelerin aksine, Afrika kıtasındaki varlığını stratejik bir ortak olarak güçlendirmeyi başardı. Coğrafi konumu ve birçok alandaki uzmanlığından yararlanarak uzun vadeli ilişkiler geliştirdi, Afrika, Türkiye'nin jeostratejik çıkarları için önemli bir derinlik haline geldi” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Afrika kıtasındaki varlığını stratejik bir ortak olarak güçlendirmeyi başardı (Reuters)
Avdetoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye'nin, askeri üs kurmuş olduğu Somali'de, enerji güvenliği ve petrol arama gibi birçok kanaldan nüfuzunu artırmaya çalıştığını da gözlemledik. Türkiye, Afrika'da nüfuzunu tesis etme konusunda zorlu meydan okumalarla karşı karşıya kaldı. Özellikle uluslararası alanda Türkiye’nin rolünden derinden rahatsız olan bir diğer büyük güç olan Fransa ile karşı karşıya geldi. Türkiye yumuşak diplomasiyle başarıya ulaştı, dolayısıyla özellikle kıtada elde edilen başarıların ışığında, Türk-Afrika ilişkilerinin Ankara'nın dış politikasında önemli bir yer tutacağına inanıyorum. Bu sadece siyasi ve ekonomik yakınlaşmayla sınırlı kalmayacak, aynı zamanda savunma sanayi gibi hassas ve önemli bir alanı da kapsayacak.”
Nitekim Türkiye, birçok Afrika ülkesine askeri teçhizat temin etti ve Bayraktar İHA'ları şu anda kıta semalarında uçuyor. Bu adımların, Fransa'nın kıtadan güçlerini ve askeri teçhizatını çekmek zorunda kalmasının neden olduğu zararı telafi etme amacı taşıdığı düşünülüyor.
Ekonomik iş birliği
Türkiye'nin Afrika'ya olan ilgisi yeni değil. Ankara, 2005 yılında Afrika Birliği'nde daimi gözlemci statüsü elde etti ve o tarihten bu yana zorlu Afrika denkleminde kendine yer edinmeye çalışıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı, 2008'den bu yana yaklaşık 30 Afrika ülkesini ziyaret etti ve kobalt ve uranyum gibi değerli madenlere ev sahipliği yapan kaynak zengini bu ülkelere yatırımların yönlendirilmesini istedi.
Avdetoğlu şunu da söyledi: “Türkiye, ekonomik iş birliğiyle Afrika'da ilişkiler kurdu ve güçlendirdi. Son yıllarda enerji ve altyapı yatırımlarını artırarak geniş bir diplomatik rol üstlendi. Afrika ülkelerinde yeni konsolosluklar açıldı, önemli insani yardımlar sağlandı, güvenlik ve askeri iş birliği arttı. Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacmi 2003 yılında 3 milyar dolar seviyesinden 2023 yılında yaklaşık 35 milyar dolara yükseldi.”
Genişleyen nüfuz
Afrika meseleleri konusunda uzman siyasi araştırmacı Muhammed Turşin ise, “Türkiye'nin Afrika'daki nüfuzu, birçok bölgesel güç gibi, giderek genişlemeye başladı. Ankara bu nüfuzu uzun yıllar boyunca burslar, yardımlar, yardım projeleri ve sivil toplumu destekleme yoluyla yumuşak diplomasiyi kullanarak oluşturdu” dedi.
Turşin, yumuşak diplomasinin Afrika'da Türkiye’nin nüfuzunu güçlendirme ve pekiştirmede başarılı olduğunu, son olarak Türkiye’nin, askeri ortaklıklardan yararlanarak Afrika ülkelerine Bayraktar gibi gelişmiş silah sistemleri tedarik etmeye başladığını sözlerine ekledi.
Turşin’e göre “Türk stratejisi askeri ve ekonomik boyutlara dayandı ve genellikle yumuşak diplomasiyi kullandı. Ankara, pek çok uluslararası güçten farklı bölgesel yönelimlere sahip ve her zaman kendi çıkarlarını ve ortaklık kurduğu ülkelerin çıkarlarını ön planda tutuyor.”
Türkiye, Fransa'nın Burkina Faso, Nijer, Mali gibi ülkelerden çekilmesinden faydalanmaya çalışarak, bu ülkelere askeri teçhizat temin etmeyi teklif etti. Bayraktar İHA'ların teslim edildiği Mali gibi bunlardan bazılarıyla anlaşmalar yapılmış durumda.
Sınırlı güç ve kapasite
Erdoğan, son döneminde ülkesinin Afrika ile ticaret hacmini 75 milyar dolara çıkarma arzusunda olduğunu dile getirdi. Ancak Rusya ve Çin gibi diğer bölgesel güçlerin de aynı şeyi yapmaya çabaladığı bir ortamda Ankara'nın bunu başarabileceği belirsiz.
Türkiye'nin Afrika'da yaklaşık 71 askeri ataşesi bulunuyor ve askeri satışları, insansız hava araçları ve diğer ekipmanlarla birlikte yaklaşık 328 milyon dolara yükseldi.
Nijeryalı siyasi araştırmacı Muhammed Aval, “Türkiye'nin gücü ve kapasitesi, Rusya gibi doğrudan çatışmalara dahil olmuş diğer ülkelerle karşılaştırıldığında sınırlı. Ancak Ankara'nın politikasının olumlu bir yönü de var; müdahalede bulunduğunda riskleri azaltması” dedi.
Aval, “Türkiye'nin ekonomik ve ticari alan ile sınırlı kalması, kendisi açısından olumlu bir nokta. Ancak askeri teçhizatını tanıtma hamlesi, ulusal güvenlikleri üzerindeki olumsuz etkilerinden zaten korkan diğer Afrika ülkelerinin öfkesini uyandırabilir” diye ekledi. “Özellikle Sahel bölgesinde yeni nesil yöneticilerin yükselişiyle birlikte Türkiye'nin Afrika'da yaşanan siyasal ve ekonomik değişimleri dikkatle ele alması gerektiğini” vurguladı.