İsrail'in iletişim ağlarını hacklemesi, Lübnan'daki suikastlarını kolaylaştırıyor

Siber güvenliği korumak için ulusal strateji çağrıları

İsrail hava saldırısının ardından Güney Lübnan'daki el Adise kasabasından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail hava saldırısının ardından Güney Lübnan'daki el Adise kasabasından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

İsrail'in iletişim ağlarını hacklemesi, Lübnan'daki suikastlarını kolaylaştırıyor

İsrail hava saldırısının ardından Güney Lübnan'daki el Adise kasabasından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail hava saldırısının ardından Güney Lübnan'daki el Adise kasabasından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail, Lübnan'ın içlerinde suikast ve takip operasyonlarını gerçekleştirmek için askeri ve güvenlik üstünlüğüne güvenmekle kalmıyor, aynı zamanda teknolojik üstünlüğünü de kanıtlıyor.

Lübnan iletişim ağlarını başarılı bir şekilde hackleyerek veri tabanlarına sızmayı başardı, bu da birçok hedefi hassasiyetle vurarak son üç ay boyunca Hizbullah’ın saha liderlerine suikast düzenlemesini kolaylaştırdı. Bu durum, Lübnan devletini ve Hizbullah’ı bu ihlallere karşı çaresiz bıraktı.

Güney Lübnan'dan yüzlerce kişi, Lübnan aksanıyla konuşan ve resmi kurum çalışanı olduklarını iddia eden kişilerden isimsiz telefonlar alıyor. Bu kişiler, yardım dağıtımı için aileler ve evler hakkında anket yapacaklarını iddia ediyor, ancak bu aramaların şüpheli olduğu hızla anlaşılıyor. Güvenlik kurumları tarafından yapılan soruşturmalar, bu aramaların kaynağının İsrail olduğunu doğruladı.

Bir Lübnan güvenlik kaynağı, bu aramaların "düşmanın Lübnan'a karşı yürüttüğü siber savaş bağlamında gerçekleştiğini ve bu sayede hedeflerine ulaşmayı kolaylaştırdığını" belirtti. Bir kaynak, Şarku’l Avsat’a  "Lübnan güvenlik kurumlarının, ağlarına yapılan herhangi bir siber saldırıya karşı yüksek kapasiteli teknolojiye sahip olduğunu; ancak bu teknolojinin resmi bakanlıklar ve kurumlarda bulunmadığını belirtti. Aynı kaynak siber saldırılara karşı telefon şirketi Ogero ve iki cep telefonu şirketinin de savunmasız olduğunu açıkladı. Bilgisayar alanında uzmanlaşmış bir güvenlik kaynağına göre, “önleyici güvenlik önlemleri ne kadar kapsamlı alınırsa alınsın, ister profesyonel hackerlar isterse İsrail istihbaratı tarafından gerçekleştirilsin, siber güvenlik alanının genişliği ve teknolojilerin hızla gelişimi sebebiyle sızma ihtimali her zaman mevcut.”

Lübnan devleti ise, bu tür saldırıları önleme kapasitesinin yetersiz olduğunu açıkça kabul ediyor. Resmi bir kaynak, "Birkaç gün önce Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'nın sistemlerinin hacklenmesinin ardından, Ulusal Siber Güvenlik Komitesi'nin bu ihlallere karşı koymak veya onları sınırlamak için çaba sarf ettiği ve gerekli uygulama ve programları temin etmeye çalıştığını” söyledi. Kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Devlet şu anda mali kaynakların kısıtlı olması nedeniyle proaktif önlemler alamıyor, Ancak bazı sektörlere yapılan bağışlar, bu teknolojilerin ve cihazların temini için kullanılabilir ve böylece devletin ve vatandaşlarının siber güvenliği güçlendirilebilir” dedi.

İsrail'in teknolojik alandaki üstünlüğünü çeşitli yollardan sağlıyor. İletişim ve teknoloji uzmanı Amir el-Tabş, "İsrail'in Lübnan telefonlarından ziyade, veri tabanına sızdığını" belirtiyor ve ekliyor: "İsrail, belirli Lübnan vatandaşlarının telefon numaralarına ve adreslerine sahip. İhtiyaç duyulduğunda bu bilgilerle ne yapacağını biliyor. Bu, son zamanlarda belirli kişilere yönelik yapılan aramalarla da kanıtlanıyor."

Tabş, Şarku’l Avsat’a, "Çin'den ithal edilen ve her birine 4 veya 5 hat takılabilecek ucuz cihazların bulunduğunu ve bu cihazların, internete bağlandıktan ve programlandıktan sonra Lübnan dışından bir uygulama ile yönetilebileceğini ve gelen aramaların ülke içinden gelmiş gibi göründüğünü” açıkladı. İletişim uzmanı, teknolojik sızmanın yanı sıra "Lübnan'da İsraillilere bu iletişim araçlarını sağlayan ajanların varlığını" da göz ardı etmiyor. Tabş, "Bu yöntemlerin hem başarılı hem de maliyet açısından düşük olduğunu belirtiyor. Çünkü içeride bu hatları kullanan ajan, görevi tamamladıktan hemen sonra ön ödemeli kartı ve kullandığı iletişim cihazını yok ediyor ve böylece hatların yakılması, takip sürecini durduruyor" dedi.

Şüpheli aramalar, Hizbullah'ı endişelendiriyor. Örgüt, İsrail'in sakinleri arayarak güney köylerindeki kadroları ve savaşçıları hakkında bilgi toplamaya çalıştığı ve "düşmanın, hedeflemeyi planladığı evlerdeki mücahitlerin durumunu doğrulamak için bu bilgileri kullandığı" konusunda uyarılarda bulunmuştu.

Tabş, İsrail'in bazı ajanlar vasıtasıyla Lübnan telefon hatlarını ele geçirerek, bu hatları savaş başlamadan önce İsrail'e taşıdığını ve şimdi işgal altındaki Filistin'den bu hatları kullandığını düşünüyor. Ayrıca, o, uzman birimlerin iletişim kulelerini kullanarak yaptıkları aramaların coğrafi konumlarını tespit etmeye yönelik soruşturmalar gerçekleştirdiğini ve bu aramaların işgal altındaki bölgelerden yapıldığını ortaya çıkardığını belirtiyor. Tabş, İsrail'in Lübnan iletişim ağını hackleyerek, arayanın kimliğini gizleyebilecek şekilde, belirli bir numaradan aramalar yapabilecek teknolojiye sahip olduğunu da ekliyor.

İsrail'in bu teknolojik üstünlüğü, Lübnan için yeni sorunlar yaratıyor, zira artık Lübnan'ın iletişim ağları sadece ihlal edilmiyor, aynı zamanda açığa da çıkıyor. Tabş, İsrail'in Lübnan'a karşı yürüttüğü siber savaş ve hackleme faaliyetlerine karşılık olarak, Lübnan vatandaşlarının mahremiyetini, verilerini ve güvenliğini koruyacak bir ulusal strateji oluşturulmasının önemini vurguluyor. Tabş: "Hem içeride hem dışarıda birçok platformda ihlaller gördük, Beyrut Havalimanı'nda bir süre önce yaşananlar bunun en iyi kanıtı. Bu durum, ulusal bir karşı strateji geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Ancak ne yazık ki devlet bu konuda ortada yok, bu tür konuları önceliklerine koymuyor veya gündemlerine almıyor. Ağlarımız ihlal ediliyor, açık durumda, her an bilgilerimiz çalınabilir ve biz bunu ancak bir süre sonra fark edebiliyoruz." Tabş, “İsrail'in gelişmiş teknolojileri sayesinde, hem özel hem de kamu ağları, bilgi sistemleri, internet ve kameraların Lübnan dışından veya içinden ihlal edilebileceğini, bu yüzden Lübnan devletinin ve vatandaşlarının bu ciddi ihlallerden korunması gerektiğini” belirtiyor.



ABD, Gazze'de ‘iki aylık ateşkes’ için baskı yapıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki El-Bureyc Mülteci Kampı’nda çöpleri karıştıran Filistinli bir çocuk, 7 Haziran 2025 (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki El-Bureyc Mülteci Kampı’nda çöpleri karıştıran Filistinli bir çocuk, 7 Haziran 2025 (AFP)
TT

ABD, Gazze'de ‘iki aylık ateşkes’ için baskı yapıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki El-Bureyc Mülteci Kampı’nda çöpleri karıştıran Filistinli bir çocuk, 7 Haziran 2025 (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki El-Bureyc Mülteci Kampı’nda çöpleri karıştıran Filistinli bir çocuk, 7 Haziran 2025 (AFP)

Hamas’tan kaynaklar, Katar’ın başkenti Doha'da İsrail ile devam eden ve Gazze'de iki aylık bir ateşkes sağlanmasının yanı sıra bu süre zarfında savaşın sona erdirilmesi için görüşmelerin yapılmasını amaçlayan müzakereler sırasında ‘ABD’nin en kısa zamanda bir anlaşmaya varılması için açıkça baskısı yaptığını’ teyit ettiler.

Öte yandan Beyaz Saray’dan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dün akşam Washington'da ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmeye birkaç saat kala yapılan açıklamada, Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirmeyi ‘en önemli öncelik’ olarak gördüğü vurgulandı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un bu hafta içinde Gazze'deki ateşkes için görüşmelere katılmak üzere Doha'ya gideceğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, müzakerelerin atmosferini ‘İsrail ve ABD'nin ciddiyetsiz tavır sergilediği önceki görüşmelere kıyasla daha ciddi’ olarak nitelendirerek “Sonuçları tahmin etmek zor olsa da başarı olasılığı konusunda iyimser olabiliriz” dediler.

Kaynaklara göre müzakereler devam ediyor ve birkaç gün sürebilir. Kaynaklar, müzakerelerin olumlu yönde ilerlemesi halinde anlaşmanın önümüzdeki perşembe günü yürürlüğe gireceğinin açıklanabileceğini söylediler.

Tüm bunlar olurken İsrail'in Gazze Şeridi'nde sahadaki tırmanışını sürdürmesiyle birlikte, bazıları konutlara, barınaklara ve mülteci çadırlarına, ayrıca yardım bekleyenlere yönelik olan hava saldırıları sonucunda onlarca kişi öldü, onlarcası da yaralandı. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de gerçekleştirdiği saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı 57 bin 523'e yükseldi.