İngiltere, donanmanın Kızıldeniz’deki füze savunma sistemini modernize etmeyi planlıyor

İngiliz donanma destroyeri HMS Duncan, Sea Viper hava savunma sistemini fırlatıyor (İngiliz Donanması Facebook sayfası)
İngiliz donanma destroyeri HMS Duncan, Sea Viper hava savunma sistemini fırlatıyor (İngiliz Donanması Facebook sayfası)
TT

İngiltere, donanmanın Kızıldeniz’deki füze savunma sistemini modernize etmeyi planlıyor

İngiliz donanma destroyeri HMS Duncan, Sea Viper hava savunma sistemini fırlatıyor (İngiliz Donanması Facebook sayfası)
İngiliz donanma destroyeri HMS Duncan, Sea Viper hava savunma sistemini fırlatıyor (İngiliz Donanması Facebook sayfası)

İngiltere Savunma Bakanlığı, Kraliyet Donanması tarafından Kızıldeniz üzerinde düşman silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) vurmak için kullanılan bir füze sistemini geliştirmek için 405 milyon pound (514 milyon dolar) harcanacağını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, Bakanlık tarafından bugün yapılan açıklamada, Sea Viper hava savunma sisteminin yeni bir savaş başlığına sahip füzeler ve balistik füze tehditlerine karşı koymasını sağlayan yazılımla güncelleneceği ifade edildi.

Bakanlık, bu konudaki sözleşmelerin Airbus, BAE Systems ve Leonardo’ya ait füzeler ortak girişimi olan MBDA’nın İngiltere birimine verildiğini da ekledi.

Savunma Bakanı Grant Shapps yaptığı açıklamada, “Ortadoğu’daki durum kötüleştikçe, İngiltere’yi, müttefiklerimizi ve ortaklarımızı güvende tutmak için uyum sağlamamız hayati önem taşıyor” dedi.

Bakan, “Sea Viper sistemi, 30 yılı aşkın süredir ilk kez bir hava tehdidin düşürülmesinde donanmanın tercih ettiği silah olarak bu konuda ön saflarda yer aldı” ifadelerini de kullandı.

İsrail ile Hamas arasındaki çatışma daha geniş bölgeye yayılırken, Kızıldeniz’deki ABD ve İngiltere’nin deniz kuvvetleri, bu ay Yemen’deki Husi hareketine ait SİHA ve füzeleri düşürdü.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.