İngiltere'de muhalefet milletvekili, Başbakan Sunak'ı elinde masumların kanı olmakta suçladı

İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisi milletvekili Tahir Ali, Başbakan Rishi Sunak'ı elinde masum sivillerin kanı olmakla suçladı

Rishi Sunak (AA)
Rishi Sunak (AA)
TT

İngiltere'de muhalefet milletvekili, Başbakan Sunak'ı elinde masumların kanı olmakta suçladı

Rishi Sunak (AA)
Rishi Sunak (AA)

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, parlamentoda düzenlenen haftalık "Başbakana Sorular" oturumunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

İskoçya Ulusal Partisinin (SNP) İngiltere Parlamentosundaki lideri Stephen Flynn, Sunak'a, "Dün akşam Muhafazakar Parti milletvekilleri kendi aralarında kavga ederken halk ITV'de yayımlanan Gazze'de beyaz bayrakla yürüyen silahsız kişilerin İsrail ordusu tarafından vurularak öldürüldüğü görüntüleri izledi. Bu bir savaş suçu değil midir?" diye sordu.

Sunak yanıtında, "Uluslararası insancıl hukuka saygı duyulması gerektiği ve sivillerin korunması gerektiğini açıkça söyledik. Bu konuyu (İsrail) Başbakan Binyamin Netanyahu'ya da söyledim. Dışişleri Bakanı da bu hafta bölgeye giderek bunu dile getirecek." ifadelerini kullandı.

Flynn, Sunak'ın açıklamasına, "İngiltere Başbakanından kürsüye çıkarak burada bulunanlara ve herkese beyaz bayraklarla yürüyen silahsız kişilerin vurulmasının savaş suçu olduğunu söylemesini beklemek mantıksız değildir." sözleriyle karşılık verdi.

Geçen haftalarda postane çalışanlarının bir yazılım hatası yüzünden hırsızlıkla suçlanıp çeşitli cezalar almasını işleyen ITV dizisi "Mr Bates vs The Post Office" dizisinin parlamentoda tartışılmasını hatırlatan Flynn, "Parlamento, aynı aciliyeti bu ITV haberine de gösterecek ve ateşkesi destekleyecek mi?" diye sordu.

Sunak, bu soruyu, "Kimse bu çatışmanın gereğinden daha da uzun sürmesini istemiyor." sözleriyle yanıtladı.

Gazze'de kalıcı ve sürdürülebilir bir ateşkesin sağlanması için çatışmalara acil insani ara verilmesi gerektiğini savunan Sunak, müttefikler ve uluslararası ortaklarla bunu hayata geçirmek amacıyla çalışmayı sürdüreceklerini söyledi.

"Derry'deki insanlar, silahsız Filistinlilerin İsrail askerleri tarafından vurulmasını izledi"

Kuzey İrlanda'nın Sosyal Demokratik İşçi Partisi lideri Colum Eastwood da bu hafta 1972'de Derry kentinde 26 silahsız İrlandalı eylemcinin İngiliz askerleri tarafından öldürülmesinin (Kanlı Pazar) yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

Eastwood, "Derry'deki insanlar, silahsız Filistinlilerin İsrail askerleri tarafından vurulmasını izledi. Gazze'de 25 binden fazla insan katledildi. Başbakan ise bugün tekrar sürdürülebilir ateşkes istediğini söylüyor. Sorum çok basit. Birleşmiş Milletler'de (BM) tekrar ateşkes için oylama yapılırsa İngiliz temsilci buna oy verecek mi?" diye sordu.

Sunak bu soruya yanıtında, "Tabii ki de BM'nin tüm kararlarını esaslarına göre ele alacağız. Kimse bu çatışmanın gereğinden uzun sürmesini istemiyor. Biz, yardımların girişi ve esirlerin serbest bırakılması için çatışmalara acil insani ara verilmesini istiyoruz çünkü oradaki birçok insan için durum çok vahim." ifadelerini kullandı.

Sürdürülebilir ateşkes için Hamas'ın elindeki esirleri serbest bırakması, Gazze yönetiminden ayrılması, İsrail için tehdit olmaktan çıkması ve Gazze yönetimini Filistin yönetimine devreden bir anlaşma imzalaması gerektiğini söyleyen Sunak, "Bunlar bizim savunduklarımız ve üzerine çalıştıklarımız. İnanıyorum ki birçok önemli müttefikimiz de böyle düşünüyor." dedi.

"Başbakanın elinde binlerce masumun kanının olduğunu kabul etmesinin zamanı gelmedi mi?"

SNP milletvekili Anum Qaiser ise dünyanın birçok yerinde iklim krizinin sonucu olarak kıtlığın baş gösterdiğini belirterek, "Dünyanın en kötü açlık krizi İsrail'in devam eden ablukası nedeniyle Gazze'de yaşanıyor." ifadelerini kullandı.

Qaiser, dünyada açlıktan ölmenin kıyısında olan insanların yüzde 95'inin Gazze'de yaşadığına ilişkin raporu paylaşarak, açlığın İsrail tarafından bir silah olarak kullanıldığını ve bunun bir savaş suçu olduğunu söyledi.

İsrail'in bu durumu, Gazze'deki ablukayı kaldırarak çözebileceğini söyleyen Qaiser, Başbakan Sunak'ın bu konudaki görüşünü sordu.

Sunak, cevabında, "Gazze'deki durumun vatandaşlar üzerindeki etkisinden oldukça endişeli olduğumuzu açıkça dile getirdim. Bu nedenle bu mali yılda insani yardımlarımızı üç katına çıkardık. Ürdün ve ABD gibi ortaklarımızla ihtiyaç sahiplerine daha fazla yardım ulaştırmak için yeni insani yardım koridorları açma konusunda çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

İşçi Partisi milletvekili Tahir Ali de sorusunda İsrail'in uluslararası insancıl hukuka uyma konusunda gösterdiği isteksizliğin oluşturduğu endişenin Dışişleri Bakanlığı raporlarına yansıdığını ancak bu raporların parlamentoyla paylaşılmadığını kaydetti.

Ali, "Başbakan, İsrail'in uluslararası hukuka saygı gösterdiğine olan güvenini cesurca ifade ediyor mu? Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'na yaptığı başvuru sayesinde tüm dünyanın İsrail'in Gazze'deki savaş suçlarının boyutu görmesiyle birlikte Başbakanın elinde binlerce masum insanın kanının olduğunu kabul etmesinin, acil ateşkes çağrısı yapmasının ve İsrail'e silah satışlarını durdurmasının zamanı gelmedi mi?" diye sordu,

Sunak, Ali'ye verdiği yanıtında, İşçi Partisi lideri Keir Starmer'ın "Ben partimi değiştirdim ama Başbakan partisine zorbalık yapıyor." sözlerini hatırlatarak, "İşçi Partisi'nin değişen yüzü bu." ifadelerini kullandı.



Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
TT

Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)

Gazze savaşı sürerken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın arası iyice gerildi. 

Hamas'la ABD arasında yapılan doğrudan görüşmeler sonucunda ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander, dün serbest bırakıldı. Filistinli örgüt, bu hamlenin "ateşkesin sağlanması ve insani yardım girişlerinin gerçekleştirilmesine yönelik ilk adım" olduğunu ifade etti. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Alexander'in serbest bırakılmasının "umut ışığı" olduğunu belirtirken, Netanyahu'ya yüklendi: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Guardian, Witkoff'un açıklamalarının ABD-İsrail arasındaki gerginliğin ne kadar arttığını gösterdiğini yazıyor. Eski İsrailli diplomat Alon Pinkas, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Trump, İsrail'e karşı değil ama onu umursamıyor. Trump'a göre Netanyahu sinir bozucu birine dönüştü, bu da banka hesabına katkı yapmadığı anlamına geliyor.

Trump, son dönemde Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Ayrıca Ortadoğu turunda da İsrail'i ziyaret etmeyecek. 

Analizde, Trump'ın bu hamlelerle ABD-İsrail ilişkilerinde oturmuş diplomatik yapıyı değiştirdiğine dikkat çekiliyor. İki devletli çözümü savunan düşünce kuruluşu İsrail Politika Çalışma Grubu'nun yöneticisi Ilan Baruch, şunları söylüyor: 

Trump açıkça yeni bir yörüngeye girdi. İsrail, Trump yönetiminin 'ortak inançlar ve karşılıklı stratejik çıkarlar' paradigması çerçevesinde yoluna devam etmesini bekliyordu. Trump bir kuşaktır bu denklemden şüphe duyulmasını sağlayan ilk başkan oldu.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Radikal sağcı kabinedeki liderlerin savaşın sürmesini istediği, Trump'ınsa tüm rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkes için baskı yaptığına dikkat çekiliyor. Netanyahu'nun bu noktada ikileme düştüğü belirtiliyor: 

Netanyahu, tekrar Trump'ın desteğini istiyorsa koalisyonunun dağılmasına neden olacak adımlar atması lazım. Geçmişine ve deneyimine bakarsanız her şeyin farkında olması gerektiğini düşünürsünüz. Ama davranışlarına baktığınızda sanki neler olup bittiğinden haberi yok.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel