Almanya ve İsveç'ten sonra Birleşik Krallık'ta da "savaşa hazırlık" çağrısı

"Düzenli ordular savaşı başlatır, vatandaş orduları savaşı kazanır"

Birleşik Krallık 2024'te savunma harcamalarını milli gelirin yüzde 2,5'inin üstüne çıkarmayı planlıyor (Reuters)
Birleşik Krallık 2024'te savunma harcamalarını milli gelirin yüzde 2,5'inin üstüne çıkarmayı planlıyor (Reuters)
TT

Almanya ve İsveç'ten sonra Birleşik Krallık'ta da "savaşa hazırlık" çağrısı

Birleşik Krallık 2024'te savunma harcamalarını milli gelirin yüzde 2,5'inin üstüne çıkarmayı planlıyor (Reuters)
Birleşik Krallık 2024'te savunma harcamalarını milli gelirin yüzde 2,5'inin üstüne çıkarmayı planlıyor (Reuters)

Birleşik Krallık Genelkurmay Başkanı Patrick Sanders, Rusya'yla olası bir savaşa karşı sivillerin silahlandırılması ve eğitilmesi gerektiğini söyledi.

Londra'da gerçekleşen Uluslararası Zırhlı Araçlar Konferansı'nda bir konuşma yapan Sanders, Birleşik Krallık ordusunun 76 bin olan asker sayısını üç yıl içinde 120 bine çıkarması gerektiğini söyledi.

Bunun da yeterli olmayacağını belirten Sanders, olası bir savaş durumunda faaliyete geçirilmek üzere "vatandaş ordusu" oluşturulması gerektiğini savundu.

Sanders, "Ukrayna'da vahşi şekilde ortaya konduğu gibi, düzenli ordular savaşı başlatır, vatandaş orduları savaşı kazanır" diye konuştu.

Britanyalı general ayrıca, gelecek yıllarda topraklarında savaş yaşanabileceği endişesiyle hazırlık adımları atan İsveç'in takip edilmesi gereken bir örnek olduğunu öne sürdü.

İsveçli yetkililer geçen haftalarda tüm vatandaşları olası bir savaşa hazır olmaya çağırmış, Sivil Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'ndan peş peşe gelen açıklamalar ülke kamuoyunda tartışma yaratmıştı.

Benzer şekilde Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da Rusya'yla savaşa hazır olunması gerektiği yönünde bir açıklama yapmıştı.

Birleşik Krallık Genelkurmay Başkanı Sanders'ın açıklamaları adada yankı yaratırken, Başbakan Rishi Sunak'ın ofisinden de konuyla ilgili bir açıklama geldi.

Sunak'ın sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, "Britanya ordusu gönüllü bir güç olma geleneğine sahip ve bunu değiştirmeyi düşünmüyoruz. Varsayımsal savaşlar hakkında konuşmak faydalı değil" ifadelerine yer verildi.

Independent Türkçe



Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
TT

Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)

PKK’nın feshedildiğini ve silah bıraktığını açıklayan kurucu lider Abdullah Öcalan, Türkiye tarihine ‘barış elçisi’ olarak adını yazdırdı.

27 Şubat'ta yüz binlerce Kürt Türkiye'nin güney ve doğusundaki şehirlerde, Suriye'nin kuzeydoğusunda binlerce Kürt  sokaklara dökülerek Öcalan'ın PKK'ya yaptığı dağılma ve silah bırakma çağrısına destek verdi.

76 yaşındaki Öcalan, 26 yıldır Türkiye'nin batısındaki Marmara Denizi'nin güneyinde, İstanbul'a 51 kilometre uzaklıkta Bursa iline bağlı İmralı Adası’ndaki izole bir cezaevinde tek başına tutulmasına rağmen, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü konusunda halen ‘anahtar’ ve ‘gerekli adam’ olarak görülüyor.

hyuı
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve dağılma çağrısını duyururken çekilen son fotoğrafı (EPA)

4 Nisan 1949'da Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Öcalan’ın fikirleri, 1970'lerde solcular ve sağcılar arasında yaşanan şiddetli sokak çatışmalarıyla şekillendi.

Kürtlerin ‘kahraman’ olarak gördüğü Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ayrıldıktan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için mücadele etmeye yemin ederek Türk solundan ayrıldı ve 28 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK’yı kurdu.

1984'ten bu yana Suriye'de on binlerce insanın ölümüne neden olan bir isyana liderlik etti (kurbanların sayısına ilişkin tahminler 15 bin ila 40 bin arasında değişmekte). Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor.

zxcdfgt
Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilişi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Arşiv - Türk medyası)

Türkiye'nin 1998'de Öcalan yüzünden Suriye'yi savaşla tehdit etmesinin ardından Şam, savaşın patlak vermesini önlemek için Mısır ve İran'ın araya girmesiyle Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda Türkiye'ye, güvenliğine yönelik bir tehdit oluşması halinde PKK üyelerini kovalamak için Suriye topraklarına 5 kilometre mesafeye kadar girme hakkı veren Adana Anlaşması imzalandı.

Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanıp Türk özel kuvvetlerinin koruması altında Ankara'ya getirilmeden önce Rusya'ya, ardından İtalya ve Yunanistan'a sığınmıştı. 29 Haziran 1999'da terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan idama mahkûm edildi.

Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye katılım müzakereleri çerçevesinde idam cezasını kaldırması üzerine cezası infaz edilmedi ve İmralı Cezaevi’ndeki bir hücrede tek başına tutulmak üzere şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çevrildi.

xsdfgrt
Öcalan, 1992 (AFP)

Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısı, 2000'li yılların başında ve 2013'te başarısızlıkla sonuçlanan iki girişimin ardından üçüncü ateşkes çağrısıydı. Müzakerelerde varılan mutabakatın reddedilmesi ve Türkiye'de Kürt sorunu olmadığı iddia edilmesiyle çatışmaların tetiklemesiyle ikinci çağrı da çöktü. Ancak Erdoğan'ın AK Parti'nin büyük gerilemeler yaşadığı bir seçim dönemine denk gelen önceki tutumuna rağmen, bizzat Öcalan, Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği sağlamak ve topluma barış getirmek umuduyla yeni bir barış çağrısıyla, PKK'nın feshedilmesi ve silahsızlandırılması arzusuyla geri döndü... Ancak bu yeni çağrının Türkiye'de ve bölgede Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirip getirmeyeceğini ya da siyaset koridorlarında ve seçim taktiklerinde kaybolup gitmeyeceğini kimse bilmiyor.