Mısır-Katar arabulucuğunda takas konusunda ilerleme kaydedildi mi?

Biden’ın danışmanı, Kahire ve Doha’da ateşkes çabaları için görüşmelerde bulunuyor.

İsrail bombardımanı Filistin topraklarında yıkıma yol açtı. (AFP)
İsrail bombardımanı Filistin topraklarında yıkıma yol açtı. (AFP)
TT

Mısır-Katar arabulucuğunda takas konusunda ilerleme kaydedildi mi?

İsrail bombardımanı Filistin topraklarında yıkıma yol açtı. (AFP)
İsrail bombardımanı Filistin topraklarında yıkıma yol açtı. (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden'ın Ortadoğu İşlerinden Sorumlu Kıdemli Danışmanı Brett McGurk, İsrail hükümeti ile Hamas arasındaki tutum farklılıkları nedeniyle arabuluculuk çabalarının tökezlemeyle karşı karşıya olduğu bir dönemde, Gazze Şeridi'ndeki sükunete ilişkin Mısır-Katar arasındaki arabuluculuk çabalarını güllendirmeyi amaçlayan bir adım atarak Mısır'ı ve ardından da Katar'ı ziyaret etti. Şarku'l Avsat'a konuşan gözlemciler, ABD Temsilcisi’nin ziyaretinin ‘takas anlaşması ve Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların durdurulması konusunda anlaşmaya varılması konusunda önemli bir ilerleme olasılığını’ düşük buluyor.

Beyaz Saray  Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Brett McGurk'un Gazze'deki çatışmaların durdurulması ve İsrailli esirlerin serbest bırakılması konusunu görüşmek üzere Kahire'ye gittiğini duyurdu. Kirby, Salı günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı'nın danışmanının ‘Kahire'de olduğunu ve bölgeye başka ziyaretler yapacağını’ belirterek ayrıca ‘yeni bir rehine serbest bırakma anlaşmasına varma olasılığı üzerine görüşmelerin yapıldığını, bunun belirli bir insani ateşkesi gerektirdiğini’ söyledi.

Mısır, Katar ve Washington, geçtiğimiz Kasım ayında, Gazze Şeridi'nde 100'den fazla rehinenin ve yaklaşık 240 Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasıyla sonuçlanan bir haftalık ateşkes müzakerelerinde aktif rol oynadı.

McGurk bu Ocak ayının başlarında, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman bin Casim es-Sani ile Doha'da ‘gizlice’ bir araya geldi ve Gazze Şeridi'nde rehin bulunan İsrailli esirlerin serbest bırakılması çabalarını görüştü.

McGurk’un ziyareti, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın ziyaretinin hemen ardından geldi. Bu, geçen 7 Ekim'den bu yana bölgede Gazze Şeridi'nde dört aydır devam eden çatışmaların sona ermesi için yapılan ve sonuca ulaşılamayan görüşmelerin dördüncüsü.

drebth
Gazze Şeridi’nden ayrılan İsrail tankı. (AFP)

Al-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı ve İsrail İşleri Uzmanı Dr. Said Ukkaşe, ‘McGurk'un Mısır ve Katar ziyaretinin Gazze Şeridi'nde anlaşmaya varılması konusunda bir çözüm getirme olasılığını’ düşük gördüğünü belirtti. Ukkaşe, İsrail’in Gazze’deki büyük kayıpları nedeniyle İsrail kamuoyunun Filistinli gruplara karşı daha sert bir tutum benimseme eğilimine ittiğini ve İsrail’in savaşı sona erdirme anlaşmasına kapalı olduğunu” ifade etti.

Amerikalı danışmanın başarabileceği en fazla şeyin, ‘geçici ateşkese varmak ve yardım miktarını artırmaktan başka bir şey olmayacağını’, belki de ‘çok sayıda sivil kayıplara yol açan hava saldrılarını azaltabileceğini’ öngörürken ancak uzlaşma ve genel bir sakinleşme konusundaki uzun vadeli beklentilerin ‘son derece düşük’ olduğunu vurguladı.

Kudüs Üniversitesi'nde Siyaset Bilimci Prof. Dr. Eymen er-Rakab, önceki öneriye uygun olarak, İsraillilerin savaşı sona erdirmeye yönelik herhangi bir çabaya yanıt verme niyeti ve iradesi olmadığını, önerilebilecek nihai hedefin ‘geçici ateşkes ve işgal güçlerinin geri çekilmesi’ olduğunu vurguladı. Şarku'l Avsat'a, Hamas hareketinin ifade ettiği pozisyonlar ile İsrail hükümetinin ifade ettiği pozisyonlar arasındaki farkın büyük olduğunu belirten Ukkaşe, ‘Hamas’ın ve İsrail hükümetinin sergilediği çekişmeli durumun arabulucuların görevini zorlaştırdığını’ belirtti. Ayrıca, ‘Amerikan temsilcisinin yeni turunun, İsrail poziyonunda  büyük değişikliklere veya sonuıçlara yol açmayacağına inandığını ifade ederek bunun nedeninin, ABD yönetiminin şu an Netenyahu hükümetine karşı gerçek bir baskı uygulama isteğinin olmamasına dayandığını’ söyledi.

Bir ay boyunca ateşkes

Aynı bağlamda üç kaynak Reuters’e şunları aktardı:

İsrail ve Hamas, prensip olarak, esir değişiminin bir aylık ateşkes süreci içinde gerçekleşebileceği konusunda mutabık. Ancak taraflar arasındaki çatışmalar, çatışmanın kalıcı bir şekilde sonlandırılmasına nasıl ulaşılacağı konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle çerçeve planının ilerlemesini engelliyor.

Son haftalarda, Mısır, Katar ve Washington'ın yürüttüğü yoğun arabuluculuk çabaları, düşmanlıkların sona ermesi, Filistinli mahkumların serbest bırakılması, ateşkes ve Gazze'ye daha fazla yardım karşılığında, sivillerden başlayıp askerlere kadar farklı kategorilerdeki İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik kademeli bir yaklaşıma odaklandı.

Çarşamba günü Reuters, müzakerelere aşina olan önceki kaynaklardan birinin şu sözlerini aktardı:

Mekik diplomasisinin son turu 28 Aralık'ta başladı ve ilk ateşkesin süresiyle ilgili anlaşmazlıkları, Hamas'ın başlangıçta birkaç aylığına ateşkes teklif etmesinden sonra yaklaşık 30 güne indirdi.
Hamas o zamandan bu yana kalıcı bir ateşkes için gelecekteki koşullar üzerinde anlaşmaya varılana kadar planlarda ilerlemeyi reddediyor.

sdvfebrth
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc bölgesinde faaliyet gösteren unsurlar.

İki Mısırlı güvenlik kaynağı Reuters'e, Hamas'ı bir ay sürecek ateşkesi ve ardından kalıcı ateşkesi kabul etmeye ikna etme çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Hamas, ilk ateşkesi kabul etmek için anlaşmanın ikinci aşamasının uygulanmasına ilişkin garanti talep etti.

İsrail manevrası

Hamas hareketinin liderlerinden Usame Hamdan ise İsrail'in, Filistinliler tarafından tutulan 100'den fazla kişinin serbest bırakılmasına ilişkin anlaşma kapsamında Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların iki ay süreyle durdurulması yönünde arabulucular aracılığıyla teklifte bulunduğunu yalanladı.

Hamdan, çarşamba günü Arap Dünyası Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ‘yalan ve aldatma yapmakla’ suçlayarak, "İşgalden henüz ciddi bir teklif gelmedi" dedi.

ABD merkezli haber sitesi Axios, İsrailli yetkililerin, İsrail'in Mısırlı ve Katarlı arabulucular aracılığıyla İsrailli tutukluların serbest bırakılmasını da içeren çok aşamalı bir anlaşmanın parçası olarak Hamas'a çatışmaları iki ay süreyle durdurma önerisini ilettiğini söylediğini aktardı. Ancak Hamas’ın Beyrut Temsilcisi Hamdan, bu habere ilişkin “Sadece bir İsrail manevrası, başka bir şey değil” dedi. Hamdan açıklamasını şöyle sürdürdü:

İsrail'in ciddi tekliflerinden bahsetmek henüz mümkün değil, zira bizzat İsrailliler de saldırganlığın sürdüğünü, saldırının hedeflerinin devam ettiğini açıkça ve net bir şekilde ifade ediyor.

Diğer yandan İsrail, Hamas'la rehin alınanlar konusunda anlaşmaya varılmasının yakın olduğu yönündeki haberleri yalanlayarak, Gazze'de ‘ateşkes’ konusunda iki partinin pozisyonları arasında farklılık olduğunu kaydetti. İsrailli kaynaklar çarşamba günü İsrail Ordu Radyosu’na, Hamas'la ateşkes konusunda arabulucular aracılığıyla yapılan görüşmelerin durduğunu ve sürecin uzayabileceğini’ söyledi.



ABD, askeri faaliyet riskleri nedeniyle Venezuela hava sahasında uçulmaması konusunda yeni bir uyarıda bulundu

ABD savaş uçakları Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle teknelere düzenlenen saldırılara katılıyor (AFP)
ABD savaş uçakları Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle teknelere düzenlenen saldırılara katılıyor (AFP)
TT

ABD, askeri faaliyet riskleri nedeniyle Venezuela hava sahasında uçulmaması konusunda yeni bir uyarıda bulundu

ABD savaş uçakları Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle teknelere düzenlenen saldırılara katılıyor (AFP)
ABD savaş uçakları Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle teknelere düzenlenen saldırılara katılıyor (AFP)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), askeri faaliyetlerle ilgili riskleri gerekçe göstererek, dün tekrar sivil uçakları Venezuela hava sahasında uçmamaları konusunda uyardı.

FAA, "Venezuela'da veya çevresinde kötüleşen güvenlik durumu ve artan askeri faaliyetler" nedeniyle uçakların "dikkatli olmaları" gerektiğini vurguladı.

Yeni uyarı, JetBlue pilotunun uçağının Venezuela yakınlarında bir ABD Hava Kuvvetleri yakıt ikmal uçağıyla neredeyse çarpıştığını bildirmesinden günler sonra geldi; havayolu şirketi olayı ABD yetkililerine bildirdiğini söyledi.

Bu durum, ABD'nin dünyanın en büyük uçak gemisi ve birkaç savaş gemisini konuşlandırarak Karayipler'de güçlerini yığdığı ve ABD askeri uçaklarının son haftalarda Venezuela kıyıları üzerinde uçtuğu bir dönemde yaşandı.

ER
Karayipler'de ABD'nin düzenlediği baskında hedef alınan bir tekne (Arşiv- Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, askeri konuşlandırmanın uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleyi amaçladığını söyleyerek, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro'yu bir kaçakçılık karteline liderlik etmekle suçladı.

Karakas ise bunu reddederek, Washington'u Venezuela'da rejim değişikliği ve petrol rezervlerinin kontrolünü ele geçirmeye çalışmakla suçladı.

CDF
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, destekçilerinden oluşan bir kalabalığa hitap ediyor (Reuters)

Amerika Birleşik Devletleri, merhum solcu lider Hugo Chavez'in siyasi mirasçısı Maduro'nun yakalanmasına yol açacak bilgi için 50 milyon dolarlık ödül teklif etti.

ABD güçleri, eylül ayının başından bu yana Karayipler ve Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen 20'den fazla gemiye karşı hava saldırıları düzenledi ve bu saldırılarda en az 95 kişi öldü.


İş dünyası Trump’ın devlet kapitalizmine ayak uydurmaya çalışıyor

Trump ve Nvidia CEO'su Jensen Huang son dönemde yakınlaştı (Reuters)
Trump ve Nvidia CEO'su Jensen Huang son dönemde yakınlaştı (Reuters)
TT

İş dünyası Trump’ın devlet kapitalizmine ayak uydurmaya çalışıyor

Trump ve Nvidia CEO'su Jensen Huang son dönemde yakınlaştı (Reuters)
Trump ve Nvidia CEO'su Jensen Huang son dönemde yakınlaştı (Reuters)

ABD'deki CEO'lar Başkan Donald Trump'ın devlet kapitalizmine uyum sağlamaya çalışıyor.

Trump yönetimi, dünyadaki en iyi yapay zeka çiplerinden Nvidia H200'lerin Çin'e satışına onay verildiğini geçen hafta duyurmuştu.

Anlaşmaya göre çiplerin Çin'e ihracından elde edilecek gelirin yüzde 25'i ABD devletine ödenecek.

Wall Street Journal'ın (WSJ) analizinde, Nvidia örneğinin Trump yönetiminin getirdiği "devlet kapitalizmine" işaret ettiği belirtiliyor.

Birçok büyük firmanın ABD Başkanı'nın belirlediği ekonomik gündeme uyum sağlayarak Çin'e satış imkanından gümrük vergileri ve düzenlemelere kadar pek çok konuda daha avantajlı bir konuma geçmek istediğine işaret ediliyor.

ABD'de devletin şirketlere ortak olmasının veya üretim süreçlerine müdahale etmesinin eskiden savaş, finansal kriz ya da pandemi gibi acil durumlarla sınırlı olduğuna dikkat çekiliyor.

Ancak Trump yönetiminin bunu "standart uygulama" haline getirdiği belirtiliyor. ABD Başkanı, geçen hafta WSJ'de yayımlanan söyleşisinde şu ifadeleri kullanmıştı:

Bence şirketlere ortak olmalıyız. Bazıları bunun pek Amerikanvari olmadığını söyleyebilir. Bence Amerikanvari olan tam da bu.

Analizde, CEO'ların FED'den medya şirketlerine kadar birçok kurum ve kuruluşa müdahale eden Trump'ın öngörülemez hamlelerinden çekindiği belirtiliyor.

Diğer yandan Trump'ın selefi Joe Biden'ın şirketlere ve piyasaya yönelik yoğun düzenleme politikalarının ardından Cumhuriyetçi liderin "iş dünyasına dostane" tavrının firmalar tarafından olumlu karşılandığı yazılıyor.

Dev şirketlerle devlet arasındaki işbirliğinin en belirgin hale geldiği sektörün yapay zeka olduğuna dikkat çekiliyor. Silikon Vadisi ve Trump, ekonomik büyüme ve Çin'e karşı stratejik pozisyonun korunması için yapay zeka yarışına odaklanması gerektiğinde hemfikir.

Elon Musk, Jeff Bezos ve Mark Zuckerberg gibi Silikon Vadisi'nin önde gelen isimlerinin seçim kampanyası ve sonrasında Trump'a destek verdiği de hatırlatılıyor. ABD Başkanı da göreve geldiği gibi OpenAI, Oracle ve SoftBank tarafından yönetilecek "Stargate" adlı 500 milyar dolarlık yapay zeka altyapı projesini duyurmuştu.
Independent Türkçe, Wall Street Journal, Economist


Rusya, NATO'nun Ukrayna'daki varlığını reddediyor

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (sağda), Alman Donanma Komutanı Koramiral Jan Christian Kac (ortada) ve Kaptan Bruder Nielsen, Berlin'deki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen bir Sea Tiger helikopterinin teslim töreninde askeri belgeleri inceliyor... 16 Aralık 2025 (EPA)
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (sağda), Alman Donanma Komutanı Koramiral Jan Christian Kac (ortada) ve Kaptan Bruder Nielsen, Berlin'deki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen bir Sea Tiger helikopterinin teslim töreninde askeri belgeleri inceliyor... 16 Aralık 2025 (EPA)
TT

Rusya, NATO'nun Ukrayna'daki varlığını reddediyor

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (sağda), Alman Donanma Komutanı Koramiral Jan Christian Kac (ortada) ve Kaptan Bruder Nielsen, Berlin'deki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen bir Sea Tiger helikopterinin teslim töreninde askeri belgeleri inceliyor... 16 Aralık 2025 (EPA)
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (sağda), Alman Donanma Komutanı Koramiral Jan Christian Kac (ortada) ve Kaptan Bruder Nielsen, Berlin'deki Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen bir Sea Tiger helikopterinin teslim töreninde askeri belgeleri inceliyor... 16 Aralık 2025 (EPA)

Moskova, Amerikan ve Ukrayna tarafları arasında Berlin'de yapılan ve Kiev'in barış anlaşmasını kabul etmesi için güvenlik garantileri verilmesine ilişkin görüşmelerden sızan bilgilerin ardından, NATO güçlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına karşı olduğunu vurguladı.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov, ülkesinin "ABD yönetimi ile Kiev müzakerecileri arasındaki son görüşmelerin nasıl sonuçlandığını bilmediğini, ancak ABD'den mevcut durum hakkında daha fazla bilgi edinmeyi dört gözle beklediğini" belirtti. Ryabkov, "Alınabilecek tüm kararlara açığız, ancak Ukrayna topraklarında NATO güçlerinin konuşlandırılmasına veya varlığına kesinlikle onay vermeyeceğiz" dedi. Ryabkov ayrıca, "“İstekliler Koalisyonu'nun NATO ile aynı, hatta belki de daha kötü olduğunu" ifade etti.

İlgili bir gelişme olarak, üst düzey Avrupalı ​​yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile birlikte dün, Kiev'e on milyarlarca doları bulan tazminat ödemelerine karar verecek uluslararası bir organ kurulması konusunda anlaştılar. 35 ülke tarafından imzalanan "Ukrayna Uluslararası Tazminat Komisyonu", tazminat taleplerini değerlendirecek ve karara bağlayacak.