Uluslararası Adalet Divanının kararı, "İsrail’i hem sevindirdi hem kızdırdı"

İsrail, Uluslararası Adalet Divanının (UAD), Gazze Şeridi’nde ateşkes talep etmemesinden "memnuniyet" duyarken, Gazze'de soykırım suçları işlendiği gerekçesiyle açılan davanın değerlendirilmesini kabul etmesine ise tepki gösterdi.

AA
AA
TT

Uluslararası Adalet Divanının kararı, "İsrail’i hem sevindirdi hem kızdırdı"

AA
AA

Mahkeme kararının açıklanmasının hemen ardından İsrail medyası adeta tek ağızdan, "Gazze'de ateşkes çağrısı yok" ifadelerini kullandı.

İsrail yönetimi de mahkemenin kendisinden saygı duymasını istediği "uluslararası hukuka bağlılığını ve insani yardım girişini kolaylaştırması" talebinin ardından Gazze'ye insani yardım götürdüğünü iddia etti.

Israel Hayom gazetesi, “İsrail için Lahey'de başarı: UAD, Güney Afrika'nın savaşı durdurma yönündeki ana talebini reddetti.” başlığını kullandı. Jerusalem Post gazetesi de “UAD, İsrail'e soykırımı önleme çağrısı yaparken, Gazze'deki savaşın sona ermesi emrini vermedi.” ifadesini manşetine çekti.

Haaretz gazetesi de “UAD, İsrail'in soykırım ve kışkırtma eylemlerinden kaçınmak için her türlü tedbiri alması gerektiğine karar verdi ama ateşkes emri vermedi.” başlığıyla mahkemenin karar haberini verdi.

Yedioth Ahronot gazetesi ise “Lahey Mahkemesi Gazze'deki savaşın durdurulmasını talep etmedi ancak İsrail'e bir dizi uyarı kararı çıkardı.” değerlendirmesinde bulundu.

Israel Hayom’un haberinde, İsrail'e karşı alınan geçici emirlerde, Soykırım Sözleşmesi hükümlerine uyulması, soykırımı teşvik eden açıklamaların cezalandırılması politikası benimsenmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım sağlanması üzerinde durulduğuna dikkati çekilerek, İsrail’in Gazze’deki çatışmalarla ilgili kanıtları gizlememesi ve bir ay içinde rapor vermesi gerektiği yönündeki karara vurgu yapıldı.

Haberde adına yer verilmeyen bir İsrailli yetkilinin, “Bizim açımızdan bu büyük bir başarı. Mahkeme, Güney Afrika'nın Gazze'deki çatışmaların durdurulması yönündeki ana talebini reddetti ve bu açıdan bakıldığında bu büyük bir başarıdır.” şeklindeki ifadelerine yer verilerek, İsrail’de UAD’nin aldığı karardan büyük bir memnuniyet duyulduğu aktarıldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da bu "memnuniyeti" şu ifadelerle dile getirmişti:

“Diğer ülkeler gibi İsrail'in de kendisini savunma temel hakkı var. Lahey'deki mahkeme, bizi bu haktan mahrum bırakma yönündeki anlamsız talebi haklı olarak reddetti.”

Buna rağmen Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer, UAD’nin Tel Aviv aleyhinde açılan soykırım davasında aldığı ihtiyati tedbir kararına ise karşı çıktı.

Netanyahu, bu konuyla ilgili, “İsrail'in Filistinlilere soykırım yaptığı iddiası yalnızca yanlış değil aynı zamanda iğrençtir. Mahkemenin bu konuyu tartışmaya istekli olması nesiller boyunca silinmeyecek bir leke oluşturmaktadır.” yorumunu yaptı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı da UAD’nin Tel Aviv aleyhinde açılan soykırım davasında aldığı ihtiyati tedbir kararına ilişkin "İsrail’e yönelik soykırım suçlamasının yanlış ve çirkin" olduğunu savundu.

Bakanlığın açıklamasında, "Uluslararası Adalet Divanında İsrail'e yöneltilen soykırım suçlaması yanlış ve çirkindir." ifadelerine yer verilerek, söz konusu suçlamanın temelsiz olduğu ve Soykırım Sözleşmesi'ni "istismar ettiği" öne sürüldü.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da Güney Afrika'nın İsrail'in Gazze'de işlediği suçlar hakkında soykırım davası açmasını "Yahudi karşıtlığı" olarak niteleyerek, UAD'ın aldığı kararla "beklenenin ötesine geçtiğini" ve "İsrail devletinin, teröristlerle Gazze'deki sivil halk arasında ayrım yapması için ahlak dersi verilmesine ihtiyacı yok." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise Uluslararası Adalet Divanı yargıçlarından, Gazze'deki Filistin halkının göç ettirilmesi için dünya ülkelerine çağrı yapmasını istedi.

Smotrich, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, "Hamas'ın Yahudi halkına soykırım yapma girişiminde bulunduğunu" iddia etti.

UAD hakimlerini hedef alan aşırı sağcı Smotrich, "Gazzelilerin durumuyla ilgilenen Lahey hakimleri, dünya ülkelerine kapılarını açma, Gazzelileri kabul etme ve rehabilitasyonuna yardımcı olma çağrısı yapmaya davetliler." ifadelerini kullandı.

Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davası

Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023’te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında (UAD) dava açtı.

Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi sebebiyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istedi ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar 11-12 Ocak tarihlerinde Lahey'deki Barış Sarayı’nda yapıldı.

Divan, 26 Ocak’ta açıkladığı tedbir kararlarında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemlerle birlikte, ordusunun söz konusu maddedeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına hükmetti.

Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımların atılmasına karar veren UAD, İsrail'in Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemler ile Gazze’deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasını ve kararın yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde, alınan tüm tedbirler hakkında Mahkeme'ye bir rapor sunmasını istedi.



Tüm esirlerin ölümüne yol açacak... Lapid, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etmesi konusunda uyarıda bulundu

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid (Reuters)
İsrail muhalefet lideri Yair Lapid (Reuters)
TT

Tüm esirlerin ölümüne yol açacak... Lapid, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etmesi konusunda uyarıda bulundu

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid (Reuters)
İsrail muhalefet lideri Yair Lapid (Reuters)

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme planının, bölgede kalan İsrailli esirlerin hayatını tehlikeye atacağını ve çok sayıda Filistinlinin yönetimi nedeniyle İsraillilere uzun vadeli yükler getireceğini söyledi.

Lapid, sert ifadeler kullandığı açıklamada, “Hükümetin ve bakanların izlediği yol, tüm esirlerin açlık, dayak ve işkenceyle ölmesine ya da İsrail ordusunun operasyonları sırasında öldürülmesine yol açacak” dedi.

Lapid'in açıklamaları, Netanyahu'nun askeri kurumun muhalefetine rağmen İsrail ordusuna Gazze Şeridi'ni tamamen kontrol altına alma emri verme eğiliminde olduğu yönündeki haberlerin ardından geldi.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN ve Kanal 12'nin aktardığı kaynaklara göre, böyle bir adım, yaklaşık 20 esiri, operasyonlar sırasında infaz veya ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak. Zira askerler onların tutulduğu bölgelere yaklaşıyor.

Lapid, “Buna karşılık, 2 milyon Filistinliyi yönetmiş olacağız. Elektriği ve suyu biz ödüyoruz, okullarını ve hastanelerini İsrailli vergi mükelleflerinin parasıyla inşa ediyoruz... İlhak, ödeme anlamına gelir” ifadelerini kullandı.

Lapid, böyle bir adımın İsrail'i uluslararası alanda izole edeceği ve savaş sonrası yeniden inşa için bölgesel destek alma umudunu yok edeceği uyarısında bulundu.

Netanyahu, dün öğleden sonra, Gazze Şeridi'nde savaşı sürdürmek için seçeneklerin sunulduğu bir güvenlik toplantısına başkanlık etti. Toplantıdan önce, İsrail'in Gazze Şeridi'nde tutulan esirleri kurtarmak için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerektiğini vurguladı.

Başbakanlık ofisi, Netanyahu’nun öğleden sonra ‘yaklaşık 3 saat süren bir güvenlik toplantısı düzenlediğini ve bu toplantıda Genelkurmay Başkanı'nın Gazze Şeridi'ndeki operasyonları sürdürmek için seçenekleri sunduğunu’ bildirdi. Toplantının ardından ofis, ordunun hükümetin alacağı ‘her türlü kararı uygulamaya hazır olduğunu’ açıkladı.

Netanyahu, bir askeri eğitim tesisini ziyaretinde şunları söyledi: “Gazze Şeridi'ndeki düşmanı yenilgiye uğratmak, tüm esirlerimizi kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak için gerekli.”