İsrail karşıtı boykotlar, Ortadoğu'da ABD firmalarını vurdu: "McDonald's olsun Starbucks olsun fark etmez, hepsi zarar gördü"

7 Ekim'de başlayan savaşın ardından Türkiye'de defalarca Filistin'e destek eylemleri düzenlenmişti (AP)
7 Ekim'de başlayan savaşın ardından Türkiye'de defalarca Filistin'e destek eylemleri düzenlenmişti (AP)
TT

İsrail karşıtı boykotlar, Ortadoğu'da ABD firmalarını vurdu: "McDonald's olsun Starbucks olsun fark etmez, hepsi zarar gördü"

7 Ekim'de başlayan savaşın ardından Türkiye'de defalarca Filistin'e destek eylemleri düzenlenmişti (AP)
7 Ekim'de başlayan savaşın ardından Türkiye'de defalarca Filistin'e destek eylemleri düzenlenmişti (AP)

ABD'nin tanınmış medya kuruluşlarından Bloomberg, Gazze savaşında İsrail karşıtı boykotların Ortadoğu'daki ABD firmalarını olumsuz etkilediğini yazdı. 

Gazete, Mısır'ın başkenti Kahire'deki muhabirlerinin geçen hafta şehirde gittiği birçok McDonald's ve Starbucks şubesinin boş olduğuna dikkat çekti. 

Coca-Cola ve Pepsi'ye gösterilen tepkinin ardından Mısır'daki yerli gazlı içecek firması Spiro Spathis'in satışlarının üç kat arttığı bilgisi paylaşıldı. 

Haberde, TBMM'nin restoranlarında ve kafelerinde İsrail'i boykot amacıyla Coca-Cola ve Nestle ürünlerinin menülerden kaldırıldığı da hatırlatıldı.

ABD merkezli finans analiz firması CFRA'dan Garrett Nelson, Coca-Cola'nın Türkiye distribütörünün 4. çeyrekteki satışlarında yüzde 22 düşüş kaydedildiğine dikkat çekerek, bunun "tehlike çanlarının çaldığını gösterdiğini" belirtti.

McDonald's Türkiye, 13 Ekim'deki açıklamasında Gazze'ye 1 milyon dolar değerinde insani yardım gönderileceğini de duyurmuştu. 

McDonald's'ın Üst Yöneticisi Chris Kempczinski ise LinkedIn hesabından 5 Ocak'ta yaptığı paylaşımda, firma hakkındaki dezenformasyon nedeniyle satışların zarar gördüğünü belirtmişti. 

Ortadoğu'daki KFC, Pizza Hut, Krispy Kreme ve Hardee's gibi ABD firmalarının distribütörlüğünü üstlenen Americana Restaurants International şirketinin Suudi Arabistan borsalarındaki hisselerinde de savaş sonrasında yüzde 27'ye varan düşüş kaydedilmişti. 

Bloomberg, Ürdün ve Kuveyt'teki Starbucks ve McDonald's restoranlarının da boş kaldığını aktardı. Kuveyt merkezli kahve şirketi Astrolabe, Starbucks'la rekabette satışların yüzde 30 arttığını bildirdi.

Starbucks'tan yapılan açıklamada, firmanın İsrail'de bayisi olmadığına dikkat çekilerek, "Hiçbir siyasi amacımız yok. Kârımızı hiçbir yerde hiçbir hükümeti veya askeri operasyonu finanse etmek için kullanmıyoruz, hiçbir zaman da kullanmadık" dendi.

McDonald's'ın açıklamasındaysa "Ortadoğu'daki savaşa dair şirketin pozisyonuyla ilgili yoğun dezenformasyon yapıldığı" savunuldu. Amerikan fast food devi, ekimde İsrailli askerlere bedava yemek vermesinin ardından yoğun tepki toplamıştı. Haberde, bunun ardından firmanın Suudi Arabistan distribütörünün Gazze'ye 2 milyon Suudi Arabistan Riyali (yaklaşık 16 milyon TL) yardım yapılacağını duyurduğunu aktardı. 

Birleşik Krallık'taki prestijli Londra Ekonomi Okulu'ndan Fawaz Gerges, boykotların genellikle gençler tarafından yürütüldüğünü ve uluslararası çapta gündem olduğunu belirterek "Şu ana kadar McDonald's olsun Starbucks olsun fark etmez, hepsi zarar gördü" dedi. 

Gerges, Washington'ın Tel Aviv yönetimini desteklemesinin şirketlere çok olumsuz yansıdığını söyleyerek "Bu firmaların CEO'ları da neticede Amerikan imparatorluğunun bir parçası" ifadelerini kullandı.

Washington merkezli Arap Körfez Ülkeleri Enstitüsü'nden Robert Mogielnicki ise Ortadoğu'daki boykotları "nihayetinde aktivizme toleransın çok düşük olduğu bir bölgede patlak veren düşük riskli protestolar" diye niteledi. 

Independent Türkçe, Bloomberg, RT, AA



Keşmir, Güney Asya'da Pandora'nın kutusunun açılmasına mı sebep oluyor?

Keşmir’in Pakistan yönetimi altındaki bölgesinden Hindistan tarafına doğru bakan turistler (EPA)
Keşmir’in Pakistan yönetimi altındaki bölgesinden Hindistan tarafına doğru bakan turistler (EPA)
TT

Keşmir, Güney Asya'da Pandora'nın kutusunun açılmasına mı sebep oluyor?

Keşmir’in Pakistan yönetimi altındaki bölgesinden Hindistan tarafına doğru bakan turistler (EPA)
Keşmir’in Pakistan yönetimi altındaki bölgesinden Hindistan tarafına doğru bakan turistler (EPA)

Hindistan, Çin ve Pakistan arasındaki toplam nükleer başlık sayısı yaklaşık 630. Çin, 2035 yılına kadar nükleer cephaneliğini 320'den bin 500'e çıkarmayı hedefliyor. Dolayısıyla, bu üç ülkenin, aralarındaki aşırı düşmanlık nedeniyle ‘nükleer terör üçgeni’ olarak adlandırılan bölgeyi oluşturduğu söylenebilir. Eğer dünya düzeninin, özellikle de ekonomik düzenin ağırlık merkezi doğuya kayıyorsa, Çin ve Hindistan hayal edilen dünya düzeninin iki ana sütununu oluşturacak (demografik olarak: Çin + Hindistan = dünya nüfusunun yüzde 36,21'i). Eğer Çin halen ABD tarafından ilk adalar hattı üzerinden çevreleniyorsa, Tayvan adası çevreleme stratejisinin baş tacı olacaktır. ABD’li düşünür Robert D. Kaplan'a göre Hindistan, Hint Okyanusu'nu engelsiz bir şekilde görebilmektedir, zira bu okyanus yeni dünya düzeninin merkezi olacaktır.

Xxscdfrgt
Hindistan sınırına yakın bir askeri karakolda asılı Pakistan bayrağı (Reuters)

Çin, Batılı sömürgeciler tarafından içine sokulduğu yüzyıllık aşağılanmadan kurtulmaya çalışıyor. Ayrıca hem yakın çevresinde hem de diğer kıtalarda etki alanları yaratmaya uğraşıyor. Aksi takdirde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Kuşak ve Yol Girişimi’nin ne anlamı kalır? Öte yandan Hindistan, ulusal güvenliğine yönelik üç yönden gelen hayati risk ve tehditleri bertaraf ederek jeopolitik konumunu güvence altına almaya çalışıyor. Pakistan'ın bulunduğu kuzeybatı cephesi, özellikle de Babürlerin Hindistan'ı Babür Sultanlığı olarak 300 yıl boyunca yönetmek için bu ovalık bölgeden gelmeleri nedeniyle söz konusu bölge yumuşak karın olarak kabul ediliyor. Kuzeydoğu tarafında Hindistan'ın Çin ile bir sınır anlaşmazlığı var, ancak uzmanlar iki devi ayıran Himalaya sıradağlarını yarattığı için doğaya teşekkür ediyor. Son olarak, Hindistan'ın 7 bin 516 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridi, Hindistan'ın ulusal güvenliği için denizcilik açısından sürekli bir tehdit oluşturuyor. İngilizler Babür İmparatorluğu'nu denizden yıkmadı mı? İngilizler Lord Louis Mountbatten aracılığıyla Hindistan'ı bölerek Hindistan'ın baş düşmanı Pakistan'ı yaratmadı mı? İngiliz Lord Mortimer Durand, Orta Asya'daki Büyük Oyun sırasında İngilizler ve Rusya arasındaki ayrım çizgisini (Durand Hattı) çizerek bugünkü Afganistan'ı o zamanki büyük güçler arasında bir tampon devlet olarak kurmadı mı?

Bir sonraki jeopolitik oyun Doğu Asya'nın da katılımıyla Güney Asya'da oynanıyor:

Çin, ister karada ister denizde olsun Hindistan'ı çevrelemek için harekete geçti. Çin, Hindistan'ın Hint Okyanusu'ndaki hareket kabiliyetini sınırlandırarak Sri Lanka adasına dolaylı olarak hâkim olmaya çalışıyor. Böylece Çin, Palk Boğazı'nı kontrol ederek ve Hindistan'ın güneyine 80 kilometreden daha uzak olmayan bir mesafede, Çin'in yakın çevresinde ve yakın etki alanlarında yoğunlaşıyor.

dwefew
Hintli aktivistler bugün Ahmedabad'da Pakistan bayrağı yaktı. (Reuters)

Kuşak ve Yol Girişimi yatırımlarının bir parçası olarak Çin, Umman Körfezi'ne doğrudan bakan Pakistan'ın Gwadar Limanı’na karadan ulaşmak amacıyla Pakistan'a yaklaşık 60 milyar dolar yatırım yaptı. Çin bunu yaparken dünya denizlerine hâkim olan ABD'nin deniz gücünü ve tüm boğazları bypass etmiş oluyor. Ancak en önemli husus Hindistan'ı çevrelemek ve kontrol altına almak.

dert5y6
Çinliler, ülkelerinin bayraklarını sallıyor. (AFP)

Hindistan Batı, özellikle de ABD ile ittifak arayışında olup, tarihi bağlaşıklık kültürünü her zaman korumaya çalışıyor. Japonya ile ittifak arayışında ve ortak deniz manevralarına katılıyor. Hindistan ayrıca, Afganistan ve Pakistan arasında 1893 yılında Mortimer tarafından çizilen ve Peştun ulusunu ikiye bölen (Afganistan ve Doğu Pakistan) hattan kaynaklanan tarihi düşmanlıktan faydalanarak Afganistan ile de ittifak arayışında. Hindistan'ın amacı elbette Pakistan'ı çevrelemek.

Hindistan, Çin gibi kıtasal bir deniz devleti olduğu için daha fazla uçak gemisi inşa ederek (şu anda iki tane var) deniz kuvvetlerini modernize etmeye ve geliştirmeye çalışıyor. Ayrıca batıya yönelerek silah kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışıyor.

Hindistan, ABD ile iş birliği içinde, koşullar uygun olduğu takdirde Hindistan'ın Mumbai kentinden Arap Körfezi bölgesi üzerinden Avrupa'ya uzanan ekonomik koridora katılmayı prensipte kabul ederek Kuşak ve Yol Girişimi’ni etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Bu, Hindistan'ın Dörtlü grup üyeliğine ek bir adımdır.

Sonuç olarak, Hindistan'ın Keşmir'deki son terör saldırısına verdiği tepki aşırı bir tepki olabilir, ancak jeopolitik derinliği itibariyle Güney Asya'nın Pandora'nın kutusunda gizlenen kötülüklerini yansıtıyor.

*Bu makale, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı