Sahel ülkelerinin ECOWAS'tan çekilmesinin ardından Burkina Faso'ya Rus askerleri geldi

Cumhurbaşkanının güvenliğini sağlayacaklar ve terörle mücadelede orduyu destekleyecekler.

Burkina Faso yetkilileriyle toplantı sırasında Rus askeri misyonunun iki üyesi (Resmi Burkina Faso Haber Ajansı)
Burkina Faso yetkilileriyle toplantı sırasında Rus askeri misyonunun iki üyesi (Resmi Burkina Faso Haber Ajansı)
TT

Sahel ülkelerinin ECOWAS'tan çekilmesinin ardından Burkina Faso'ya Rus askerleri geldi

Burkina Faso yetkilileriyle toplantı sırasında Rus askeri misyonunun iki üyesi (Resmi Burkina Faso Haber Ajansı)
Burkina Faso yetkilileriyle toplantı sırasında Rus askeri misyonunun iki üyesi (Resmi Burkina Faso Haber Ajansı)

Mali, Nijer ve Burkina Faso yönetimleri Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) çekildiklerini duyurdular. Batı Afrika ülkeleri tarafından 1975 yılında bölgesel entegrasyon projesinin çekirdeği olarak kurulan örgüt, şu anda sürekliliğini tehdit eden zor bir dönemden geçiyor.

Burkina Faso Hükümeti Sözcüsü tarafından okunan geri çekilme kararı, saat 13:00'te devlet televizyonunda yayınlandı. Kararın gerekçesi olarak, "örgütün kurucu atalarının bıraktığı değerlerden ayrılması" gösterilirken, Batı'ya ve özellikle de Fransa'ya işaret edilerek örgütün "yabancı güçlerin etkisi altına girdiği" iddia edildi.

Fransa, bölgedeki eski sömürge gücü olarak Nijer, Mali ve Burkina Faso'daki askeri darbelere şiddetle karşı çıktı ve ECOWAS'ı üç ülkeye karşı ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulamaya sevk etti. Her üç ülke de yaptırımları “yasadışı, gayri meşru ve insanlık dışı” olarak tanımlıyor. Bu üç ülke, bölgesel örgütün terörle mücadelede kendilerine yardım etmediğini ve "kaderlerini kendi ellerine almaya" mecbur edildiklerini savunuyor. Özellikle Rusya’nın silah ve askerle desteğe hazır olması üzerine Nijer, Mali ve Burkina Faso, terörle mücadelede Rusya’ya yönelmeyi esas alan yeni bir yaklaşıma doğru gidiyor. 

Geri çekilme kararıyla birlikte Burkina Faso'daki resmi haber ajansı bir grup Rus askerinin ülkeye geldiğini duyurdu ve Rus güçlerini "askeri ve stratejik iş birliğinin güçlendirilmesi çerçevesinde gelen eğitmenler" olarak tanımladı. Rus askerlerinin Burkina Faso'yu ilk ziyareti olmadığını belirten ajans, “Bu, iki ülkeyi ve iki milleti birbirine bağlayan seçkin ilişkilerin normal bağlamına giren normal bir ziyaret. Bu bağlamda, Rusya'da bir dizi Burkina Faso subayı eğitim alıyor.”

Şarku’l Avsat’ın haber ajansından aktardığı habere göre Burkina Faso’nun Geçici Cumhurbaşkanı İbrahim Traoré'nin Eylül 2022'de iktidara gelmesinden bu yana, Rusya ile ilişkiler gelişti ve geçen Aralık ayının başından itibaren Burkina Faso, Moskova'ya büyükelçisini atadı. Rusya, 30 yıldır kapalı olan Vagadugu'daki Büyükelçiliği’ni de aynı ayın sonunda açtı.

FOTO: Burkina Faso yetkilileriyle toplantı sırasında Rus askeri misyonu (Resmi Burkina Faso Haber Ajansı)
Burkina Faso yetkilileriyle toplantı sırasında Rus askeri misyonu (Resmi Burkina Faso Haber Ajansı)

Rus askerlerinin Burkina Faso'ya vardığı haberi, Rusya'ya yakın bir kanalın geçen hafta Telegram uygulamasında yayınladığı bilgileri doğrulamak için geldi. Kanal açıklamasında "Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu'na bağlı Rus askeri müfrezesinin Burkina Faso'ya ulaştığını" belirtiyor.

Rusya'nın Afrika'daki politikalarını destekleyen “Afrika İnisiyatifi” adlı kanal, "100 Rus askeri uzmanının teçhizat ve silahlarıyla başkent Burkina Faso'ya geldiğini" bildirdi. Kanal, Burkina Faso’da konuşlanmış "300 Rus askerinden oluşan bir kuvvet oluşturmak üzere 200 Rus askerinin de onlara katılacağını" belirtti.

İbrahim Traoré askeri darbeyi yönetip Rusya ile ittifak yoluna gittiğinde Fransa, terörle mücadele bahanesiyle Burkina Faso'ya 400 özel kuvvet konuşlandırıyordu, ancak Traoré tek taraflı olarak Fransa ile askeri iş birliği anlaşmasını feshetme kararı alarak onları ülkeden ayrılmaya zorladı.

Traoré, ülkesindeki Rus askeri varlığına kapıyı açarak Burkina Faso'nun kuzey ve doğusunda geniş bölgeleri kontrol eden DEAŞ ve El Kaide'ye karşı destek ararken aynı zamanda istikrarı koruyacak bir güç de arıyor. 

Şarku’l Avsat’a konuşan Moskova'ya yakın kaynaklar, Rus askeri gücünün "Cumhurbaşkanı İbrahim Traoré'nin özel koruma ekibine katılacağını" aktardı. Traoré, bazıları suikast düzenlemeyi de içeren, rejimi devirmeye yönelik çeşitli girişimlerden sonra bu kararı aldı.



Erdoğan: İsrail, Gazze'de hayatın normale dönmesine izin vermeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan: İsrail, Gazze'de hayatın normale dönmesine izin vermeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in verdiği sözleri yerine getirmesi ve Gazze’de ateşkese tam anlamıyla uyması gerektiğini söyledi.

Erdoğan, İsrail’in Gazze Şeridi’nde hayatın yeniden normale dönmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise İsrail’in Filistin’in birçok kentinde etnik temizlik uyguladığını ifade etti.

İstanbul’da konuşan Fidan, Türkiye’nin Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ihlallerini durdurmak için çalıştığını belirterek, ülkesinin bu anlaşmaya varılmasında arabulucularla birlikte etkin bir rol oynadığını kaydetti.

İsrail ile Hamas arasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planı çerçevesinde Şarm eş-Şeyh’te yapılan görüşmelerde mutabakata varılmış, anlaşma geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe girmişti.

Gazze’de iki yıldır süren çatışmayı sona erdirmeyi amaçlayan Trump planının bir sonraki aşamasını hayata geçirmek için görüşmeler sürüyor.

Plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası bir barış konseyi tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimi kurulmasını öngörüyor. Ancak bu gücün oluşturulması ve yetki alanı konusunda yürütülen müzakerelerin zorlu geçtiği belirtiliyor.


Erdoğan, Karadeniz'in "çatışma bölgesine" dönüştürülmesine karşı uyarıda bulundu

Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
TT

Erdoğan, Karadeniz'in "çatışma bölgesine" dönüştürülmesine karşı uyarıda bulundu

Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son haftalarda yaşanan bir dizi saldırının ardından, Karadeniz'in Rusya ve Ukrayna arasında bir "çatışma bölgesi" haline gelmemesi konusunda bugün uyarılarda bulundu.

Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "Karadeniz bir çatışma bölgesi olarak görülmemeli. Bu ne Rusya'ya ne de Ukrayna'ya fayda sağlayacaktır. Karadeniz'de herkesin güvenli denizcilik yollarına ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Çornomorsk limanında ticari gemilere yapılan saldırının, Ankara'nın mevcut savaşın Karadeniz'e sıçramasıyla ilgili endişelerini doğruladığını ifade etti.

Açıklamada, dün Ukrayna'nın Çornomorsk limanında Türk şirketine ait yabancı bandralı bir gemiye zarar veren saldırının, "bölgedeki devam eden savaşın Karadeniz'e sıçraması ve bunun deniz güvenliği ve seyrüsefer özgürlüğü üzerindeki etkisine ilişkin daha önce dile getirdiğimiz endişelerimizin geçerliliğini teyit ettiği" belirtildi.

Açıklama şöyle devam etti: "Bu vesileyle, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa acilen son verilmesinin önemini bir kez daha teyit ediyor ve Karadeniz'deki gerginliğin durdurulması amacıyla, her iki taraftaki denizcilik güvenliğini, enerji tesislerini ve liman altyapısını hedef alan saldırıların askıya alınması gerektiğinin altını çiziyoruz."


Hamaney'in halefliği mücadelesinde “gölge filo” petrol milyarderlerinin oynadığı rol

ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
TT

Hamaney'in halefliği mücadelesinde “gölge filo” petrol milyarderlerinin oynadığı rol

ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)

The Maritime Executive dergisi, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'in sağlığının kötüye gittiğini belirten bir makale yayınladı. Makalede Hamaney’in halefi meselesinin artık açıkça tartışıldığı, bu durumun rejim içinde bir iktidar mücadelesinin yaşanma olasılığını artırdığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, Batı'nın yaptırımlarını aşmak için ağlar kuran petrol milyarderleri için özellikle büyük önem taşıyor.

Makaleye göre İran rejiminin üst düzey yetkilileri, rejimin hayatta kalmasını ve iktidar çevresine yakın olanlara büyük karlar sağlayan yolsuzluk ağlarına ve suç gruplarına güveniyor.

Dini Lider Hamaney'in halefi konusunda yapılan tartışmalarda iki isim öne çıkıyor. Her ikisi de İran petrolünün ihracatından sorumlu ‘gölge filosunun’ faaliyetlerinden büyük servetler elde ederken, bu faaliyetleri nedeniyle uluslararası yaptırımlar listesine alındı.

Dergi, bu kişilerin faaliyetlerinin kesin kayıtlarının, yarı yasal ticari cephelerin arkasında aracı rollerini gizleme yetenekleri nedeniyle kamuya tam olarak açık olmadığını vurguluyor. Ancak, mevcut bilgiler, kâr güdüsünün Batı'nın kısıtlamalarına uymaktan daha ağır bastığı için belirli faaliyetlere devam etmelerine rağmen, yaptırım listelerine dahil edilmelerini haklı göstermek için yeterliydi.

Hamaney’e yakınlığıyla bilinen eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Ali Şemhani’nin oğlu Muhammed Hüseyin Şemhani, bu isimler arasında en öne çıkanlardan biri. Şarku’l Avsat’ın aktardığı Independent Persian kaynaklı analize göre 2011'den bu yana, şirketleri Admiral ve Milavous aracılığıyla ‘İran petrolünü Rusya petrolüyle karıştırmak ve sevkiyatların nereden yapıldığının anlaşılmasını engellemekle’ suçlanan Hüseyin Şemhani, yıllarca bu petrolü prestijli Batılı petrol şirketlerine satmayı başardı.

Aynı yıl Avrupa yaptırımlarına tabi tutuldu ve en son Avrupa yaptırım güncellemesinde Rusya’nın ‘gölge filosu’ operasyonlarının kilit ismi olarak tanımlandı. Buna rağmen Şemhani, Milavous'un faaliyetlerine veya İran'ın Rusya'ya insansız hava aracı (İHA) sevkiyatına herhangi bir şekilde dahil olduğunu reddediyor.

ABD Hazine Bakanlığı, 30 Temmuz 2025 tarihinde, bağlantılı oldukları gerekçesiyle aralarında Marvis, Armada Global, Koban Shipping, Kryos Shipping ve Fractal Marine şirketlerinin de olduğu Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) onlarca şirkete de yaptırım uyguladı. Bakanlık, İran’ın gölge filosunda 50'den fazla geminin olduğunu tahmin ediyor.

Geniş bir bağlantı ağına sahip olan İranlı iş adamı Babek Zencani, 2013 yılında yolsuzlukla suçlandı ve tutuklandı. Uzun süre hapis yatan Zencani, 2021 yılında, organize yolsuzluk ve ticaret ağı aracılığıyla Petrol Bakanlığı'nın gelirlerinden 2,7 milyar dolar çalma suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak 2024 yılında, Hamaney’in emriyle cezası 20 yıl hapis cezasına çevrildi ve daha sonra serbest bırakılarak faaliyetlerine geri döndü.

Zencani'nin sahibi olduğu BAE merkezli Sorinet Grup Holding, kozmetik, finans ve bankacılık hizmetleri, oteller, ticari havacılık, altyapı, inşaat malzemeleri, bilgi teknolojisi ve uluslararası gayrimenkul geliştirme alanlarında, Türkiye, Tacikistan, Malezya ve Çin'de faaliyet gösteriyor. Zencani, 2013 yılında net servetini yaklaşık 13,5 milyar dolar olarak açıklamıştı.

O yıla kadar sürdürdüğü ticari faaliyetleri, özellikle yaptırımları atlatmak amacıyla petrol ve ilgili fonların nakliyesinde oynadığı rol ve İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile bağlantılı kuruluşlarla iş birliği yapması nedeniyle, Avrupa ülkeleri ve ABD’nin yaptırım listelerine alınmasına neden oldu. Malezya'nın doğu kıyılarında gemiden gemiye petrol transferi yapmakla suçlandı.

Zencani, hapis cezasına çarptırıldıktan sonra, hükümet kurumları ve DMO ile bağlantılı kuruluşlarla olan bağlantıları sayesinde ‘Awan Group’ adı altında faaliyetlerine devam etti.

İranlı iş adamı 2 Aralık'ta sosyal medya platformu X hesabından Hamaney’in olası halefi olarak gösterilen eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye sert eleştirilerde bulundu.

The Maritime Executive dergisine göre Şemhani ve Zencani halen serbestçe seyahat edebiliyor gibi görünüyor, ancak son zamanlarda güvenliklerinden endişe duydukları için İran’da daha uzun süreler geçirmeyi tercih ediyorlar.

* Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.