Rusya: Esir düşen 195 Rus askeri ve 195 Ukraynalı asker takas edildi

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna ile yapılan esir takası kapsamında 195 Rus askerine karşı 195 Ukraynalı askerin karşılıklı olarak serbest bırakıldığını bildirdi

(AA)
(AA)
TT

Rusya: Esir düşen 195 Rus askeri ve 195 Ukraynalı asker takas edildi

(AA)
(AA)

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Rusya ile Ukrayna arasında esir takası yapıldığı belirtildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Müzakere süreci sonucunda Kiev yönetiminin kontrolündeki topraklardan 195 Rus askeri geri alındı. Bunun karşılığında Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin 195 askeri teslim edildi. Rus askerleri, Bakanlığa bağlı sağlık merkezlerinde tedavi görmeleri için uçaklarla Moskova'ya ulaştırılacak. Serbest bırakılan askerlere tıbbi ve psikolojik destek sağlanıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de sosyal medya üzerinden esir değişimine ilişkin yaptığı açıklamada, "207 asker ve sivilimiz evine döndü. Esir olan herkesi geri getireceğiz. Buna yönelik çalışmalar sürüyor." ifadelerini kullandı.

Rusya Savunma Bakanlığı, 24 Ocak'ta, içinde Ukraynalı esirlerin de bulunduğu Rus uçağının Ukrayna tarafından atılan roketle Belgorod bölgesinde vurulduğunu duyurmuştu.

Uçakta, 6 kişilik mürettebat, çatışmalarda esir alınmış 65 Ukraynalı asker ve onlara refakat eden 3 Rus askeri personelin bulunduğu hatırlatılan açıklamada, uçağın mürettebatı ve tüm yolcularının hayatını kaybettiği bildirilmişti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, olayın ardından yaptığı açıklamada, Rusya ve Ukrayna arasında esir değişim sürecinin devam edip etmeyeceğinin belirsiz olduğunu belirtmişti.



İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)
TT

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bin 200'den fazla yerleşimcinin eşliğinde işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın düzenledi. Bu hareket ‘provokasyon’ ve kutsal mekandaki tarihi ve yasal statükonun bariz bir ihlali olarak nitelendirildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail işgal hükümeti yetkilileri tarafından tekrarlanan bu ihlallerin bölgedeki çatışmayı körüklediği uyarısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın bu uygulamaları ‘en güçlü şekilde’ kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan, uluslararası topluma ‘barış çabalarını baltalayan ve uluslararası yasa ve normları ihlal eden bu ihlalleri durdurmak için derhal harekete geçme’ çağrısını yineledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı resmî açıklamada, ‘yaşananların Mescid-i Aksa’daki statükonun ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu’ vurgulayarak, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Açıklamada ayrıca, ‘144 dönümlük alanıyla Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve İsrail'in bunun üzerinde hiçbir egemenliği olmadığı’ vurgulandı.

Filistin Devleti Başkanlığı, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya girmesini şiddetle kınadığını ifade ederek, “Bu provokatif davranış, İsrail hükümetinin gerginliği artırma politikalarını sürdürme konusundaki ısrarını yansıtmakta ve aşırılık yanlısı doğasını teyit etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Filistin Devleti Başkanlığı, ABD liderliğindeki uluslararası topluma, ‘tekrarlanan bu ihlalleri durdurma ve İsrail'i uluslararası sözleşmeleri ihlalinden dolayı sorumlu tutma’ çağrısında bulundu.

zdfgth
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini, işgal güçlerinin yoğun koruması altında avlularında Talmud ritüelleri gerçekleştirdiğini ve mescidin kutsallığına karşı ‘sistematik saldırganlık’ olarak tanımladığı eylemin tekrarlandığını bildirdi.

Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) saldırıyı kınayarak, bunu ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Haşimilerin Kudüs'teki kutsal mekânlar üzerindeki himayesinin ihlali’ olarak nitelendirdi. Ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, bu tür uygulamaların tansiyonu yükselttiği ve sükûnet ve istikrarı sağlamaya yönelik tüm çabaları baltaladığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, uluslararası hukuka göre 1967'den beri işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olan ve tanınmış uluslararası anlaşmalar uyarınca Ürdün'ün himayesi altında bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden saldırıların sonuçlarına karşı tekrarlanan uyarıların ardından geldi.