Scholz’dan Netanyahu'ya: Tek kalıcı çözüm iki devlet

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (DPA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (DPA)
TT

Scholz’dan Netanyahu'ya: Tek kalıcı çözüm iki devlet

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (DPA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (DPA)

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile dün yaptığı telefon görüşmesinde, Ortadoğu'da kalıcı barışın tek yolunun iki devletli çözüm olduğunu söyledi. Almanya Başbakanı, “Sadece müzakere yoluyla iki devletli bir çözüm, Ortadoğu'daki çatışmaya kalıcı bir çözüme ulaşmanın ufkunu açar. Bu Gazze ve Batı Şeria için geçerli olmalı. Filistin Yönetimi'ne reform yapıldıktan sonra merkezi bir rol verilmeli" dedi.

Geçen ay İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria üzerinde "İsrail'in güvenlik kontrolünü sürdürmesi gerektiğini" vurgulayarak "Filistin devletine" karşı olduğunu bir kez daha ifade etmişti.

Batılı diplomatlar, Gazze'deki savaş nedeniyle umutları azalmış bir proje olsa da İsraillilerin ve Filistinlilerin ayrı egemen devletlerde yaşamalarına izin verecek bir çözümü teşvik etmeye çalışıyorlar.

AFP'nin resmi rakamlara dayanarak hazırladığı bilançoya göre savaş, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği benzeri görülmemiş saldırıdan sonra başladı. Saldırılarda çoğu sivil olmak üzere bin 160'tan fazla İsrailli öldü, yaklaşık 250 kişi de rehin alındı. İsrail, bunlardan 132'sinin halen Gazze'de olduğunu belirtirken, İsrail Başbakanlık Ofisi'nin açıkladığı rakamlara göre en az 28 kişinin öldürüldüğüne inanılıyor.

İsrail, Hamas'ı yok etme sözü verdi ve büyük bir askeri saldırı başlattı. Hamas Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre çoğunluğu kadın ve çocuk 27 bin 478 kişi İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybetti.

Olaf Scholz, Netanyahu ile görüşmesinde, "Gazze Şeridi sakinlerine insani yardım ulaşımının büyük oranda iyileştirilmesine acil ihtiyaç olduğunu" vurgulayarak durumu "çok kaygı verici" olarak nitelendirdi.



Bilim akademisi Royal Society'de Elon Musk tartışması: "Değerlerimize uymuyor"

Elon Musk'ın federal hükümette yapacağı kesintilerin bilimsel çalışmaları nasıl etkileyeceği henüz belli değil (Reuters) 
Elon Musk'ın federal hükümette yapacağı kesintilerin bilimsel çalışmaları nasıl etkileyeceği henüz belli değil (Reuters) 
TT

Bilim akademisi Royal Society'de Elon Musk tartışması: "Değerlerimize uymuyor"

Elon Musk'ın federal hükümette yapacağı kesintilerin bilimsel çalışmaları nasıl etkileyeceği henüz belli değil (Reuters) 
Elon Musk'ın federal hükümette yapacağı kesintilerin bilimsel çalışmaları nasıl etkileyeceği henüz belli değil (Reuters) 

Birleşik Krallık'ta Oxford Üniversitesi'nden bir bilim insanı, Elon Musk'ın üyeliği iptal edilmediği gerekçesiyle, ülkenin prestijli ulusal bilimler akademisi Royal Society'den ayrıldı.

Gelişimsel nöropsikoloji ve çocuklarda görülen iletişim bozuklukları alanında uzmanlaşan Profesör Dorothy Bishop, istifa mektubunu akademiye geçen hafta ilettiğini belirtti. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın görüştüğü Bishop, teknoloji milyarderi Musk'ın Royal Society üyesi olmasının, kuruluşun değerleriyle ters düştüğünü savunuyor. 

Bishop, Tesla ve SpaceX CEO'su Musk'ın "Bond hikayelerindeki kötü karakterleri örnek" aldığını ve elindeki "güçle serveti bilim insanlarını tehdit etmek için kullanacağını" öne sürüyor. 

Trump'ın seçim kampanyasına 100 milyon dolardan fazla bağış yapan Musk, Cumhuriyetçi liderin yeni kabinesinde Vivek Ramaswamy'yle birlikte DOGE'nin (Department of Government Efficiency / Kamu Verimliliği Bakanlığı) başına geçecek. Bishop, ABD'deki bilim dünyası için bunun kötü bir gelişme olduğunu savunarak şunları söylüyor: 

Musk'a Ulusal Sağlık Enstitüleri ve NASA dahil çeşitli kuruluşların bütçelerinde kesinti yapma konusunda sınırsız yetki verilmesiyle ABD'de bilimin geleceği pek parlak görünmüyor.

Musk, uzay teknolojisi ve elektrikli araç geliştirme alanındaki çalışmaları sayesinde 2018'de Royal Society üyesi olmuştu. 1660'da hayata geçirilen Royal Society, dünyada faaliyetlerini sürdüren en eski bilimsel akademi konumunda.

Akademinin kurallarına göre üyeler, tüm meslektaşlarına bir saygı ve sorumluluk duygusuyla davranmalı. Ayrıca kamusal açıklamalarda da akademinin değerlerine ters düşecek ifadeler kullanmamalı. Ancak Bishop, Musk'ın Aralık 2022'de attığı tweet'le bu kuralı ihlal ettiğini savunuyor. 

Teknoloji milyarderi, sözkonusu gönderisinde "Benim cinsiyet zamirlerim Yargılayın/Fauci'yi" ifadelerini kullanmıştı. ABD'nin koronavirüsle mücadelede en önde gelen ismi Dr. Anthony Fauci, maske takılmasını ve aşı yaptırılmasını savunmasıyla, muhafazakarların sık sık hedef gösterdiği kişilerden biri olmuştu. 2022'de Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü baş tıbbi danışmanı görevinden istifa etmişti. 

Bishop, bu paylaşımla Musk'ın bilimden uzak bir pozisyon alıp aşı karşıtı propaganda yaptığını ve Fauci'yi tehlikeye soktuğunu savunuyor. Ayrıca teknoloji milyarderinin gönderisinin LGBT topluluğunu incittiğini de ileri sürüyor. 

Diğer yandan 29 Temmuz'da 17 yaşındaki bir saldırganın Southport'ta üç çocuğu öldürmesi sonrası Birleşik Krallık'ı sarsan radikal sağcı eylemler, Elon Musk'ın da gündemine girmişti. Musk, CEO'su olduğu Twitter'da "İç savaş kaçınılmaz" ifadelerini kullandığı bir paylaşım yapmıştı. 

74 Royal Society üyesi, ağustosta akademiye mektup yazarak Musk'ın "sağcı nefreti körüklediği" gerekçesiyle üyeliğinin sonlandırılmasını istemişti. Londra yönetimi de Musk'ın paylaşımına tepki göstermişti.

Independent Türkçe, Guardian, Research Professional News