Putin'in Afrika'da ‘Wagner’ rolünü canlandırma planı

24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
TT

Putin'in Afrika'da ‘Wagner’ rolünü canlandırma planı

24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)

Said Taniyus

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'a 3 Kasım'da, Washington'ın Rus paralı asker grubu Wagner'in temsilcilerinin Pantsir uçaksavar füze sistemlerini Hizbullah grubuna devredebileceğinden endişe duyduğu yönündeki haberleri sorduğumda, kendisi muğlak bir şekilde yanıt vererek şöyle demişti:

ABD, bu grubun Pantsir hava savunma sistemini Hizbullah grubuna devretme olasılığına ilişkin endişelerini Rusya Savunma Bakanlığı'na iletebilir.

Ayrıca Peskov, Yevgeniy Prigojin'in oğlu Pavel'in Wagner grubunun başına geçebileceği bilgisine net bir cevap vermekten kaçınarak şunları söyledi:

Bu Kremlin'de bizi ilgilendiren bir konu değil. Bu bizim konumuz değil. Benim bu konuda herhangi bir bilgim yok. Böyle bir grubun (Wagner) yasal olarak var olmadığını, ancak birçok yerde ve ülkede fiili olarak halen yaygın olduğunu söylemiştik. Yani tüm bu ABD korkuları, hiçbir şeye dayanmıyor ve hiçbir temeli yok. Washington'da gerçekten de Wagner'in neler yapabileceğine dair endişeler varsa, ordu aracılığıyla acil durum iletişim kanalları mevcut.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçtiğimiz temmuz ayında Kremlin'de Wagner grubunun üyeleri ve liderleri Yevgeniy Prigojin ile bir toplantı yaptığında, onlara, komutanlarından birinin komutasında devlet otoritesi altında daha ileri eylemler için çeşitli seçenekler sunuldu. Ancak orada bulunan Prigojin bu teklifi reddetti.

Putin, “Sunumumu yaptığımda birçok kişi başını salladı” dedi. Önde oturan ve arkadaki adamlarının yüz ifadelerini göremeyen Prigojin, “Hayır, adamlarım bu karara katılmıyor” ifadesini kullandı.

Prigojin'in Tver bölgesi üzerinde meydana gelen uçak kazasında ölümü bu belirsizliğe son verdi. Çok sayıda rapora göre Wagner artık özel bir askeri güvenlik şirketi olarak tamamen dağıldı ve eski savaşçıları resmi yapılarda hizmet vermeye devam ediyor. Böylece bazı eski paralı askerler Çeçen özel kuvvetleri Ahmat’ın bir parçası oldular ve onun içinde kendi birimlerini kurdular. Katılımcıları, şu anda eğitim alanlarında muharebe koordinasyonu yürüttüklerini ve Ukrayna'daki savaş cephelerinde görev yapmaya hazırlandıklarını söyledi.

Bugün Ortadoğu'da savaş tamtamları çalmaya devam ederken, birçok ülkede çatışmalar patlak verirken ve bu daha geniş bir çatışma korkusu yaratırken, Wagner grubu yeniden ilgi odağı haline geldi. Grubun kurucusu ve lideri Yevgeniy Prigojin'in geçen yaz uçağının düşmesi sonucu ölmesinden bu yana parıltısı sönmüştü.

Wagner'in Moskova'ya karşı isyanının başarısızlıkla sonuçlanmasından yedi ay sonra ve Prigojin'in üst düzey komutanlarıyla birlikte uçağının düşmesinden beş ay sonra, bu vahşi grubun savaşçıları şimdi Kremlin'in onayıyla göreve çağrılıyor.

Rus paralı asker grubu Wagner’in milisleri bu sefer Kremlin'in gizlice yönettiği Afrika Lejyonu aracılığıyla ön saflara geri döndü. Bu lejyon, Moskova'nın nüfuzunu Afrika kıtasına (özellikle de Libya, Sudan, Angola, Mali, Burkina Faso ve Nijer’e) yaymak, pekiştirmek, oranın zenginlik ve kaynaklarından (özellikle petrol ve maden) yararlanmak için sürdürdüğü rekabette en uzun güvenlik kolu olarak görev yapacak.

Keskin nişancı eğitimi

Bu milisler, Belarus İçişleri Bakanlığı güçlerinin eğitim merkezinde de yeniden ilgi odağı haline geldi. Belarus İçişleri Bakanlığı'nın Telegram kanalından yayınladığı mesaja göre, keskin nişancı eğitim kursu Wagner grubundan eğitmenlerin gözetiminde başladı.

Mesajda şunlar yazıyordu:

Keskin nişancılar yeni ve dar bir uzmanlık alanında ustalaşmaya başlıyor. İç Kuvvetler Eğitim Merkezi'nde Wagner’den eğitmenlerin gözetiminde keskin nişancılar için uzmanlık kursu başladı.

Wagner eğitmenlerinin gözetiminde özel taktik eğitim kursunun altıncı döneminin tüm hızıyla devam ettiğini belirtmekte fayda var. Sadece birkaç gün içinde, özel kuvvetler, savaş öncesi ve muharebe düzenlerinde hareket etmek üzere eğitildi ve ormanlık alanlarda çeşitli hazırlık görevleri gerçekleştirdi.

ebfd
Eski bir askeri aracın üzerine asılan Rus paralı asker grubu Wagner’in bayrağı. (AFP)

Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko geçtiğimiz ağustos ayında, Wagner askerlerinin Afrika, Ukrayna ve Suriye'deki savaş deneyimlerini Belarus ordusuna ve özel kuvvetlere ücretsiz olarak aktardığını söyledi.

Belarus Savunma Bakanlığı, Wagner grubuyla savaş deneyimini aktarmak için net bir algoritma geliştirdiğini açıkladı.

Belarus İçişleri Bakan Yardımcısı Nikolai Karpenkov ise şunları söyledi:

Belarus İçişleri Bakanlığı organlarının iç birlikleri ve özel kuvvetlerinin askerleri, yalnızca Wagner temsilcilerinin deneyimlerinden öğrenmekle kalmıyor, aynı zamanda savaş operasyonlarını yürütüyor ve koordine ediyor.

Karpenkov, özel kuvvet birimlerinin Wagner grubunun eğitmenleri sayesinde çok güçlü bir özel muharebe eğitimi aldığını doğruladı.

Putin'in kışkırtmaları

Kendi yönetimine ihanet eden bu milislere karşı daha ihtiyatlı hale gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, faaliyetlerini yurt dışına yönlendirmeye ve bir yol bulduğu her yerde Rusya'nın etkisini ve kişisel nüfuzunu artırmak için mümkün olan her alanda onlardan yararlanmaya karar vermiş gibi görünüyor. Bu sebeple söz konusu silahlı grubun altında savaşacağı yeni bir bayrak, yani ‘Afrika Lejyonu’ kuruldu. Bu ad, İkinci Dünya Savaşı'nda Libya'da İngiliz kuvvetlerine ve onların müttefik kuvvetlerine karşı çatışmaya katılan Mareşal Erwin Rommel liderliğindeki Alman birliğini taklit ediyor.

Eski Wagner grubu, isimleri ve bayraklarının renkleri ne olursa olsun, Afrika ülkelerindeki varlığını güçlendirmenin yanı sıra, son derece değişken bir bölgenin parçası olan Libya ve Sudan'daki varlığını da güçlendirmek için çalışıyor. Birçok eski Wagner milisinin Afrika Lejyonu’na katılmakla ilgilendiğini ifade ettiği söyleniyor.

Rusya Devlet Duması Savunma Komitesi Başkanı Andrey Kartapolov, “Yasal bir yapı olarak Wagner bugün ne resmi ne de fiili olarak mevcut değil ve savaşçıların çoğu başka yapılara geçme sürecinde” dedi. Wagner milislerinin birçoğu Afrika ülkelerinde görev yapmaya devam ediyor, ancak farklı kurum çatısı altında. Bazıları Savunma Bakanlığı'nın himayesinde bazılarıysa Ulusal Muhafızlar’ın...

Kartapolov, Putin'e yakın bir milletvekilinin şu ifadelerini aktardı:

Bazı askerler hak ettikleri dinlenmeyi seçtiler, ancak durum ne olursa olsun, eski Wagner katılımcılarının büyük çoğunluğu anavatanımızı korumak için muharebe misyonlarını sürdürmeye istekli.

Kartapolov ayrıca eski Wagner savaşçılarının Savunma Bakanlığı veya Ulusal Muhafızlarla sözleşme kapsamında gönüllü statüsünde olduğuna da dikkat çekti. “Her biri kendi tercihine göre ve bireysel olarak giriyor. Yani Wagner’in tek bir yapı olarak herhangi bir kurum tarafından özümsenmesi söz konusu değil” dedi.

Bu açıklamayla, Rusya’nın Perm ve Novosibirsk bölgelerindeki bölgesel yayınlar tarafından, eski Wagner milislerinin Ulusal Muhafızlar’a kitlesel olarak işe alınmasına ilişkin yayınlanan ilk raporların sahte olduğu ortaya çıktı. Gazeteciler özellikle Prigojin'in oğlu Pavel'in onlara liderlik edeceğini yazdı, ancak Rusya Devlet Duması Bilgi Teknolojileri Komitesi Başkanı Alexander Khenshtin bu bilgiyi yalanladı.

Khenstin Kasım ayı sonlarında resmi Telegram kanalında şunu yazdı:

Tekrar söylüyorum, özel askeri şirketlerin Ulusal Muhafızlar’a katılması söz konusu değil. Eski savaşçılar yalnızca bireysel olarak gönüllülerse sözleşme imzalayabilecekler. Bu güçlerin tamamının Ulusal Muhafızlar tarafından yapısal olarak absorbe edilmesi tanım gereği imkansızdır.

Herhangi bir güç yapısıyla öncelikli olarak ilgilenen eğitimli ve deneyimli eski Wagner savaşçılarının, ek motivasyonlarına gelince, yeni hiçbir şey yok ve hiçbir özel koşul planlanmadı.

Senatör Vladimir Kozin konuşmasında bunu doğruladı:

Askeri personelin aldığı tüm ayrıcalıklar, ödemeler vb. gibi her şeyi bir araya getirirsek, dünyada benzerini bulmak çok zor olacak bir teşvik paketi elde edeceğiz. Yani bu bakımdan yeterli motivasyon var.

Kozin şunu ekledi:

Wagner Grubu'ndan sorumlu kişiler ciddi ve iyi organize olmuş kişilerdir. Bu nedenle pek çoğu ister Afrika Lejyonu'na katılarak, ister Rus güvenlik servislerinde Rusya'nın kanun ve kurallarına uygun olarak hizmet ederek, bu teklifi değerlendiriyor.

Afrika'ya dönüş

Kremlin'in Afrika ve Ortadoğu'daki nüfuzunu güvenle pekiştirmeye çalıştığı, Ortadoğu'da savaşın ve artan gerilimin sağladığı fırsatlardan yararlanmak istediği Rusya'da bir sır değil. Ayrıca Rusya, mevcut istikrarsızlıktan yararlanarak, önemli bir küresel ticaret yolunu korumak için ABD ve İngiliz savaş gemilerinin Husilerle savaştığı Kızıldeniz'deki Port Sudan'da planladığı deniz üssüne de yeniden odaklanıyor.

Wagner, devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir döneminden bu yana Sudan'da konuşlandırılıyor ve liman projesinin ilk çalışmalarını yürütüyordu. Yetkililer, Kremlin'in aynı zamanda Ortadoğu'daki çatışmadan istifade etmeye ve bunu elinden geldiğince kendi lehine kullanmaya hazırlandığını söylüyor.

Putin, Afrika ve Ortadoğu'da Rus nüfuzunun pekişmesini denetlemek ve Wagner militanlarının bu iki bölge ülkelerine yayılması da dahil olmak üzere eldeki her şeyi kullanmak amacıyla kendisine yakın iki kişiyi görevlendirdi. Bunlar, 1999 yılında Kosova bölgesinde NATO güçleriyle savaşan Rusya Savunma Bakan Yardımcısı İnguş General Yunusbek Yevkurov ve Kremlin'in Afrika'daki yeni harekâtını yönetmekle görevlendirilen Rus Askeri İstihbarat Teşkilatı'ndan Tümgeneral Andrei Avrianov'dur.

İki isim, Bingazi'de Hafter ile görüşmek üzere Libya'ya gitti. Ayrıca, askeri darbelerle iktidarı ele geçiren askeri rejimlerin Fransa liderliğindeki Batılı güçleri kendilerinden çekilmeye zorlamasının ardından Wagner'in taşınmaya çalıştığı Orta Afrika Cumhuriyeti, Burkina Faso, Mali ve Nijer'i de ziyaret ettiler.

Batı, 2014'te Ukrayna'da Putin’e sadık Viktor Yanukoviç'e karşı yapılan darbeye öncülük etmişti. Rusya'nın Suriye krizindeki tutumuna, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in yanında durmasına ve yönetimini doğrudan ve etkili bir askeri müdahaleyle düşmekten kurtarmasına yanıt olarak Kiev'e Batı’ya sadık bir otorite getirdi. Bu nedenle Putin, Ortadoğu ve Afrika'da Batı'ya misilleme yapmayı düşünüyor.

Rusya'nın son üç yıldır Ukrayna'ya odaklandığı ve Ortadoğu'da çok büyük olan nüfuzunun gözle görülür biçimde azaldığı açık. Artık bir geri dönüş yolu görüyorlar ve Wagner, şimdi ve gelecekte adı ne olursa olsun, çok yararlı bir güç. Ancak öncekinden farkı şu ki artık Prigojin ve yoldaşları gibi kişilerin kontrolü yerine Kremlin'in doğrudan kontrolü altında olacak.

Batı Afrika'da Fransızların başına gelenlerden sonra artık bir güvenlik boşluğunun oluştuğu ve Rusya'nın, Afrika'da geniş deneyime sahip, siyasi ve askeri ilişkileri olan Wagner milislerini kullanarak bu boşluğu doldurmaya çalıştığı inkar edilemez.

drebt
Wagner bayrağının asılı olduğu bir tank. (AFP)

Wagner'in yerini alacak ve onun Afrika kıtasında konuşlandırılan kuvvetlerini absorbe edecek Afrika Lejyonu'nun oluşumunun açığa çıkması, ilk olarak Rus askeri blog yazarları tarafından yazıldıktan sonra Rusya'da her yerde duyuldu.

Bu birlik, oradaki milisler için yeni örgütsel çerçeve oluşturmanın yanı sıra, sözde ve eylemde Wagner’in varisidir. Afrika Lejyonu, mali ödemeler karşılığında güçlü rejimlerin ve yöneticilerin güvenliğini sağlamaktan başlayarak, grubun en parlak döneminde izlediği aynı görevleri yerine getirecek ve aynı hedeflere odaklanacak. Ayrıca bölgede Batı yanlısı rejimlerin devrilmesine yardım ederek, Rusya'nın varlığını ve nüfuzunu güçlendirmeye ve şu anda uluslararası rekabetin arenası olan bir kıtada siyasi ve ekonomik çıkarlarını güvence altına almaya çalışacak.

Wagner’in çoğaltılması

Rus paralı asker grubu Wagner'in deneyimi, ABD’li Blackwater'a karşı etkinliğini ve üstünlüğünü kanıtladı. Askeri liderler de Ukrayna cephesindeki savaş üstünlüğü konusunda hemfikir.

Ukraynalı parlamenter Oleksiy Goncharenko, mahkumların Ukrayna silahlı kuvvetleri saflarına alınmasını öngören bir seferberlik yasa tasarısı hazırlanmasına yönelik çalışmaları doğruladı ve bunun askeri personelin rotasyonuna izin verdiğini açıkladı.

Goncharenko Telegram hesabında şunu yazdı:

Alternatif seferberlik kanun taslağı, mahkumların askere alınmasını da içeriyor. Cephelerdeki askeri personeli rotasyona tabi tutmamız gerekiyor. Bu, bunu yapmak için iyi bir fırsat olabilir.

Ukrayna Adalet Bakanı Yardımcısı Elena Vysotskaya geçtiğimiz ocak ayında,, Adalet Bakanlığı'nın, hükümlü ve tutuklu vatandaşların askere alınmasına resmi olarak izin verilmesini öngören seferberlik mevzuatında değişiklik yapılması yönünde Parlamento'ya teklif gönderdiğini söyledi. Zira Ukrayna mevzuatı şu anda hükümlülerin ve cezalarını tamamlamış kişilerin askere alınmasını yasaklıyor.

*Bu haber Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
TT

Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koyup Karakas yönetimine yeni yaptırımlar getirmesiyle Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savunmuştu. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelenmişti.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

Amerikan medyasında yer alan haberlerde, el konan tankerin adının Skipper olduğu yazılmıştı. ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

80 milyon dolarlık petrole el kondu

Wall Street Journal'ın analizine göre el konan tankerde yaklaşık 80 milyon dolar değerinde petrol var, bu da Venezuela'nın aylık ithalatının yaklaşık yüzde 5'ine denk geliyor.

ABD'nin tankere baskın düzenleyerek Venezuela yönetimini ekonomik felce uğratmak istediği yazılıyor. Ham petrol satışları Latin Amerika ülkesinin ihracat gelirlerinin yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor.

Diğer yandan Washington, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun eşi Cilia Flores'in üç yeğenini, Maduro'yla bağlantılı bir iş insanını ve Venezuela petrol sektöründe faaliyet gösteren 6 nakliye şirketini yaptırım listesine eklediğini de dün duyurdu.

ABD'nin son hamleleriyle bölgedeki gerginlik tırmanırken Maduro, dün yaptığı açıklamada ülkede uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu Tren de Aragua kartelini etkisiz hale getirdiklerini savunarak, Trump'ın asıl amacının Venezuela petrolünü çalmak olduğu iddiasını yineledi.

Trump petrolün peşinde mi?

ABD Enerji Enformasyon Dairesi'ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD'nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği ve devlete ait enerji şirketi PDVSA üzerindeki kontrolün sıkılaştırılması nedeniyle bu potansiyeli tam olarak kullanamıyor.

Ülkede faaliyet gösteren tek Amerikan şirketi olan petrol devi Chevron'un üretimi de Washington'ın yaptırımları nedeniyle düşmüştü.

Beyaz Saray, Karayipler'deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela'nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunuyor.

Ancak BBC'nin analizinde, Venezuela'daki petrol üretimini yeniden artırmanın on milyarlarca dolara mal olabileceğine dikkat çekiliyor. Diğer yandan ABD'nin yaptırımları hafifletmesi halinde Chevron'un kârının hızlıca artabileceği yazılıyor.

Bunlara ek olarak petrolün gelecekte önemini yitirmeye başlayacağı öngörüsü paylaşılıyor. Ekonomi analiz şirketi Capital Economics'ten David Oxley şunları söylüyor:

Petrol talebi bir anda düşüşe geçmeyecek ancak eskisi gibi artmaya da devam etmeyecek. Talebin zayıfladığını görüyoruz ve 2030'ların sonlarında düşüşe geçeceğini tahmin ediyoruz. Venezuela petrol sektörüne yatırım yapan herkes şunu düşünmek zorunda: Buna değer mi?

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, New York Times


İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.