Putin'in Afrika'da ‘Wagner’ rolünü canlandırma planı

24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
TT

Putin'in Afrika'da ‘Wagner’ rolünü canlandırma planı

24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)

Said Taniyus

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'a 3 Kasım'da, Washington'ın Rus paralı asker grubu Wagner'in temsilcilerinin Pantsir uçaksavar füze sistemlerini Hizbullah grubuna devredebileceğinden endişe duyduğu yönündeki haberleri sorduğumda, kendisi muğlak bir şekilde yanıt vererek şöyle demişti:

ABD, bu grubun Pantsir hava savunma sistemini Hizbullah grubuna devretme olasılığına ilişkin endişelerini Rusya Savunma Bakanlığı'na iletebilir.

Ayrıca Peskov, Yevgeniy Prigojin'in oğlu Pavel'in Wagner grubunun başına geçebileceği bilgisine net bir cevap vermekten kaçınarak şunları söyledi:

Bu Kremlin'de bizi ilgilendiren bir konu değil. Bu bizim konumuz değil. Benim bu konuda herhangi bir bilgim yok. Böyle bir grubun (Wagner) yasal olarak var olmadığını, ancak birçok yerde ve ülkede fiili olarak halen yaygın olduğunu söylemiştik. Yani tüm bu ABD korkuları, hiçbir şeye dayanmıyor ve hiçbir temeli yok. Washington'da gerçekten de Wagner'in neler yapabileceğine dair endişeler varsa, ordu aracılığıyla acil durum iletişim kanalları mevcut.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçtiğimiz temmuz ayında Kremlin'de Wagner grubunun üyeleri ve liderleri Yevgeniy Prigojin ile bir toplantı yaptığında, onlara, komutanlarından birinin komutasında devlet otoritesi altında daha ileri eylemler için çeşitli seçenekler sunuldu. Ancak orada bulunan Prigojin bu teklifi reddetti.

Putin, “Sunumumu yaptığımda birçok kişi başını salladı” dedi. Önde oturan ve arkadaki adamlarının yüz ifadelerini göremeyen Prigojin, “Hayır, adamlarım bu karara katılmıyor” ifadesini kullandı.

Prigojin'in Tver bölgesi üzerinde meydana gelen uçak kazasında ölümü bu belirsizliğe son verdi. Çok sayıda rapora göre Wagner artık özel bir askeri güvenlik şirketi olarak tamamen dağıldı ve eski savaşçıları resmi yapılarda hizmet vermeye devam ediyor. Böylece bazı eski paralı askerler Çeçen özel kuvvetleri Ahmat’ın bir parçası oldular ve onun içinde kendi birimlerini kurdular. Katılımcıları, şu anda eğitim alanlarında muharebe koordinasyonu yürüttüklerini ve Ukrayna'daki savaş cephelerinde görev yapmaya hazırlandıklarını söyledi.

Bugün Ortadoğu'da savaş tamtamları çalmaya devam ederken, birçok ülkede çatışmalar patlak verirken ve bu daha geniş bir çatışma korkusu yaratırken, Wagner grubu yeniden ilgi odağı haline geldi. Grubun kurucusu ve lideri Yevgeniy Prigojin'in geçen yaz uçağının düşmesi sonucu ölmesinden bu yana parıltısı sönmüştü.

Wagner'in Moskova'ya karşı isyanının başarısızlıkla sonuçlanmasından yedi ay sonra ve Prigojin'in üst düzey komutanlarıyla birlikte uçağının düşmesinden beş ay sonra, bu vahşi grubun savaşçıları şimdi Kremlin'in onayıyla göreve çağrılıyor.

Rus paralı asker grubu Wagner’in milisleri bu sefer Kremlin'in gizlice yönettiği Afrika Lejyonu aracılığıyla ön saflara geri döndü. Bu lejyon, Moskova'nın nüfuzunu Afrika kıtasına (özellikle de Libya, Sudan, Angola, Mali, Burkina Faso ve Nijer’e) yaymak, pekiştirmek, oranın zenginlik ve kaynaklarından (özellikle petrol ve maden) yararlanmak için sürdürdüğü rekabette en uzun güvenlik kolu olarak görev yapacak.

Keskin nişancı eğitimi

Bu milisler, Belarus İçişleri Bakanlığı güçlerinin eğitim merkezinde de yeniden ilgi odağı haline geldi. Belarus İçişleri Bakanlığı'nın Telegram kanalından yayınladığı mesaja göre, keskin nişancı eğitim kursu Wagner grubundan eğitmenlerin gözetiminde başladı.

Mesajda şunlar yazıyordu:

Keskin nişancılar yeni ve dar bir uzmanlık alanında ustalaşmaya başlıyor. İç Kuvvetler Eğitim Merkezi'nde Wagner’den eğitmenlerin gözetiminde keskin nişancılar için uzmanlık kursu başladı.

Wagner eğitmenlerinin gözetiminde özel taktik eğitim kursunun altıncı döneminin tüm hızıyla devam ettiğini belirtmekte fayda var. Sadece birkaç gün içinde, özel kuvvetler, savaş öncesi ve muharebe düzenlerinde hareket etmek üzere eğitildi ve ormanlık alanlarda çeşitli hazırlık görevleri gerçekleştirdi.

ebfd
Eski bir askeri aracın üzerine asılan Rus paralı asker grubu Wagner’in bayrağı. (AFP)

Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko geçtiğimiz ağustos ayında, Wagner askerlerinin Afrika, Ukrayna ve Suriye'deki savaş deneyimlerini Belarus ordusuna ve özel kuvvetlere ücretsiz olarak aktardığını söyledi.

Belarus Savunma Bakanlığı, Wagner grubuyla savaş deneyimini aktarmak için net bir algoritma geliştirdiğini açıkladı.

Belarus İçişleri Bakan Yardımcısı Nikolai Karpenkov ise şunları söyledi:

Belarus İçişleri Bakanlığı organlarının iç birlikleri ve özel kuvvetlerinin askerleri, yalnızca Wagner temsilcilerinin deneyimlerinden öğrenmekle kalmıyor, aynı zamanda savaş operasyonlarını yürütüyor ve koordine ediyor.

Karpenkov, özel kuvvet birimlerinin Wagner grubunun eğitmenleri sayesinde çok güçlü bir özel muharebe eğitimi aldığını doğruladı.

Putin'in kışkırtmaları

Kendi yönetimine ihanet eden bu milislere karşı daha ihtiyatlı hale gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, faaliyetlerini yurt dışına yönlendirmeye ve bir yol bulduğu her yerde Rusya'nın etkisini ve kişisel nüfuzunu artırmak için mümkün olan her alanda onlardan yararlanmaya karar vermiş gibi görünüyor. Bu sebeple söz konusu silahlı grubun altında savaşacağı yeni bir bayrak, yani ‘Afrika Lejyonu’ kuruldu. Bu ad, İkinci Dünya Savaşı'nda Libya'da İngiliz kuvvetlerine ve onların müttefik kuvvetlerine karşı çatışmaya katılan Mareşal Erwin Rommel liderliğindeki Alman birliğini taklit ediyor.

Eski Wagner grubu, isimleri ve bayraklarının renkleri ne olursa olsun, Afrika ülkelerindeki varlığını güçlendirmenin yanı sıra, son derece değişken bir bölgenin parçası olan Libya ve Sudan'daki varlığını da güçlendirmek için çalışıyor. Birçok eski Wagner milisinin Afrika Lejyonu’na katılmakla ilgilendiğini ifade ettiği söyleniyor.

Rusya Devlet Duması Savunma Komitesi Başkanı Andrey Kartapolov, “Yasal bir yapı olarak Wagner bugün ne resmi ne de fiili olarak mevcut değil ve savaşçıların çoğu başka yapılara geçme sürecinde” dedi. Wagner milislerinin birçoğu Afrika ülkelerinde görev yapmaya devam ediyor, ancak farklı kurum çatısı altında. Bazıları Savunma Bakanlığı'nın himayesinde bazılarıysa Ulusal Muhafızlar’ın...

Kartapolov, Putin'e yakın bir milletvekilinin şu ifadelerini aktardı:

Bazı askerler hak ettikleri dinlenmeyi seçtiler, ancak durum ne olursa olsun, eski Wagner katılımcılarının büyük çoğunluğu anavatanımızı korumak için muharebe misyonlarını sürdürmeye istekli.

Kartapolov ayrıca eski Wagner savaşçılarının Savunma Bakanlığı veya Ulusal Muhafızlarla sözleşme kapsamında gönüllü statüsünde olduğuna da dikkat çekti. “Her biri kendi tercihine göre ve bireysel olarak giriyor. Yani Wagner’in tek bir yapı olarak herhangi bir kurum tarafından özümsenmesi söz konusu değil” dedi.

Bu açıklamayla, Rusya’nın Perm ve Novosibirsk bölgelerindeki bölgesel yayınlar tarafından, eski Wagner milislerinin Ulusal Muhafızlar’a kitlesel olarak işe alınmasına ilişkin yayınlanan ilk raporların sahte olduğu ortaya çıktı. Gazeteciler özellikle Prigojin'in oğlu Pavel'in onlara liderlik edeceğini yazdı, ancak Rusya Devlet Duması Bilgi Teknolojileri Komitesi Başkanı Alexander Khenshtin bu bilgiyi yalanladı.

Khenstin Kasım ayı sonlarında resmi Telegram kanalında şunu yazdı:

Tekrar söylüyorum, özel askeri şirketlerin Ulusal Muhafızlar’a katılması söz konusu değil. Eski savaşçılar yalnızca bireysel olarak gönüllülerse sözleşme imzalayabilecekler. Bu güçlerin tamamının Ulusal Muhafızlar tarafından yapısal olarak absorbe edilmesi tanım gereği imkansızdır.

Herhangi bir güç yapısıyla öncelikli olarak ilgilenen eğitimli ve deneyimli eski Wagner savaşçılarının, ek motivasyonlarına gelince, yeni hiçbir şey yok ve hiçbir özel koşul planlanmadı.

Senatör Vladimir Kozin konuşmasında bunu doğruladı:

Askeri personelin aldığı tüm ayrıcalıklar, ödemeler vb. gibi her şeyi bir araya getirirsek, dünyada benzerini bulmak çok zor olacak bir teşvik paketi elde edeceğiz. Yani bu bakımdan yeterli motivasyon var.

Kozin şunu ekledi:

Wagner Grubu'ndan sorumlu kişiler ciddi ve iyi organize olmuş kişilerdir. Bu nedenle pek çoğu ister Afrika Lejyonu'na katılarak, ister Rus güvenlik servislerinde Rusya'nın kanun ve kurallarına uygun olarak hizmet ederek, bu teklifi değerlendiriyor.

Afrika'ya dönüş

Kremlin'in Afrika ve Ortadoğu'daki nüfuzunu güvenle pekiştirmeye çalıştığı, Ortadoğu'da savaşın ve artan gerilimin sağladığı fırsatlardan yararlanmak istediği Rusya'da bir sır değil. Ayrıca Rusya, mevcut istikrarsızlıktan yararlanarak, önemli bir küresel ticaret yolunu korumak için ABD ve İngiliz savaş gemilerinin Husilerle savaştığı Kızıldeniz'deki Port Sudan'da planladığı deniz üssüne de yeniden odaklanıyor.

Wagner, devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir döneminden bu yana Sudan'da konuşlandırılıyor ve liman projesinin ilk çalışmalarını yürütüyordu. Yetkililer, Kremlin'in aynı zamanda Ortadoğu'daki çatışmadan istifade etmeye ve bunu elinden geldiğince kendi lehine kullanmaya hazırlandığını söylüyor.

Putin, Afrika ve Ortadoğu'da Rus nüfuzunun pekişmesini denetlemek ve Wagner militanlarının bu iki bölge ülkelerine yayılması da dahil olmak üzere eldeki her şeyi kullanmak amacıyla kendisine yakın iki kişiyi görevlendirdi. Bunlar, 1999 yılında Kosova bölgesinde NATO güçleriyle savaşan Rusya Savunma Bakan Yardımcısı İnguş General Yunusbek Yevkurov ve Kremlin'in Afrika'daki yeni harekâtını yönetmekle görevlendirilen Rus Askeri İstihbarat Teşkilatı'ndan Tümgeneral Andrei Avrianov'dur.

İki isim, Bingazi'de Hafter ile görüşmek üzere Libya'ya gitti. Ayrıca, askeri darbelerle iktidarı ele geçiren askeri rejimlerin Fransa liderliğindeki Batılı güçleri kendilerinden çekilmeye zorlamasının ardından Wagner'in taşınmaya çalıştığı Orta Afrika Cumhuriyeti, Burkina Faso, Mali ve Nijer'i de ziyaret ettiler.

Batı, 2014'te Ukrayna'da Putin’e sadık Viktor Yanukoviç'e karşı yapılan darbeye öncülük etmişti. Rusya'nın Suriye krizindeki tutumuna, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in yanında durmasına ve yönetimini doğrudan ve etkili bir askeri müdahaleyle düşmekten kurtarmasına yanıt olarak Kiev'e Batı’ya sadık bir otorite getirdi. Bu nedenle Putin, Ortadoğu ve Afrika'da Batı'ya misilleme yapmayı düşünüyor.

Rusya'nın son üç yıldır Ukrayna'ya odaklandığı ve Ortadoğu'da çok büyük olan nüfuzunun gözle görülür biçimde azaldığı açık. Artık bir geri dönüş yolu görüyorlar ve Wagner, şimdi ve gelecekte adı ne olursa olsun, çok yararlı bir güç. Ancak öncekinden farkı şu ki artık Prigojin ve yoldaşları gibi kişilerin kontrolü yerine Kremlin'in doğrudan kontrolü altında olacak.

Batı Afrika'da Fransızların başına gelenlerden sonra artık bir güvenlik boşluğunun oluştuğu ve Rusya'nın, Afrika'da geniş deneyime sahip, siyasi ve askeri ilişkileri olan Wagner milislerini kullanarak bu boşluğu doldurmaya çalıştığı inkar edilemez.

drebt
Wagner bayrağının asılı olduğu bir tank. (AFP)

Wagner'in yerini alacak ve onun Afrika kıtasında konuşlandırılan kuvvetlerini absorbe edecek Afrika Lejyonu'nun oluşumunun açığa çıkması, ilk olarak Rus askeri blog yazarları tarafından yazıldıktan sonra Rusya'da her yerde duyuldu.

Bu birlik, oradaki milisler için yeni örgütsel çerçeve oluşturmanın yanı sıra, sözde ve eylemde Wagner’in varisidir. Afrika Lejyonu, mali ödemeler karşılığında güçlü rejimlerin ve yöneticilerin güvenliğini sağlamaktan başlayarak, grubun en parlak döneminde izlediği aynı görevleri yerine getirecek ve aynı hedeflere odaklanacak. Ayrıca bölgede Batı yanlısı rejimlerin devrilmesine yardım ederek, Rusya'nın varlığını ve nüfuzunu güçlendirmeye ve şu anda uluslararası rekabetin arenası olan bir kıtada siyasi ve ekonomik çıkarlarını güvence altına almaya çalışacak.

Wagner’in çoğaltılması

Rus paralı asker grubu Wagner'in deneyimi, ABD’li Blackwater'a karşı etkinliğini ve üstünlüğünü kanıtladı. Askeri liderler de Ukrayna cephesindeki savaş üstünlüğü konusunda hemfikir.

Ukraynalı parlamenter Oleksiy Goncharenko, mahkumların Ukrayna silahlı kuvvetleri saflarına alınmasını öngören bir seferberlik yasa tasarısı hazırlanmasına yönelik çalışmaları doğruladı ve bunun askeri personelin rotasyonuna izin verdiğini açıkladı.

Goncharenko Telegram hesabında şunu yazdı:

Alternatif seferberlik kanun taslağı, mahkumların askere alınmasını da içeriyor. Cephelerdeki askeri personeli rotasyona tabi tutmamız gerekiyor. Bu, bunu yapmak için iyi bir fırsat olabilir.

Ukrayna Adalet Bakanı Yardımcısı Elena Vysotskaya geçtiğimiz ocak ayında,, Adalet Bakanlığı'nın, hükümlü ve tutuklu vatandaşların askere alınmasına resmi olarak izin verilmesini öngören seferberlik mevzuatında değişiklik yapılması yönünde Parlamento'ya teklif gönderdiğini söyledi. Zira Ukrayna mevzuatı şu anda hükümlülerin ve cezalarını tamamlamış kişilerin askere alınmasını yasaklıyor.

*Bu haber Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



Israel Hayom: Kushner ve İsrail, Trump'ın planının başarısız olması durumunda Gazze için ‘acil durum planları’ üzerinde çalışıyor

Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner (Reuters)
Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner (Reuters)
TT

Israel Hayom: Kushner ve İsrail, Trump'ın planının başarısız olması durumunda Gazze için ‘acil durum planları’ üzerinde çalışıyor

Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner (Reuters)
Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner (Reuters)

Israel Hayom gazetesi, Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner ve İsrail ordusunun, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı planın başarısız olması durumunda uygulanacak acil durum planları geliştirmek için birlikte çalıştıklarını bildirdi.

Haberde, Kushner'ın bu hafta İsrailli bir kaynağa Gazze için alternatif bir plan üzerinde çalıştığını söylediği, Hamas'ın silahsızlandırılmasıyla ilgili karmaşıklıklara ve Gazze Şeridi'ne asker göndermeye istekli ülke bulmanın zorluğuna işaret ettiği belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir geçen hafta yapılan güvenlik kabinesi toplantısında ordunun Trump'ın planına alternatif bir plan hazırladığını ve ‘yakında bakanlara sunacağını’ söyledi.

Trump'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes ve savaşın sona erdirilmesi planının ikinci aşamasına geçiş konusunda halen belirsizlik var ve bu da çatışmaların yeniden başlamasına dair endişeleri artırıyor.

İsrail, kalan dört rehine cesedinin teslim edilmesi, Gazze Şeridi'nin yönetimi konusunda net adımlar atılması, Filistinli grupların silahlarının teslim edilmesi ve kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa sürecinin başlatılması konusunda ısrarcı. Bu konular, İsrail'in sarı hattın gerisine çekilmesinin tamamlanmasıyla temel olarak bağlantılı.

İsrail'in bu tutumuna karşılık, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinden kaynaklar, mevcut durumun devam etmesinin İsrail’in savaşı sürdürme hedeflerine hizmet ettiğini değerlendiriyor. Özellikle, İsrail güçlerinin Gazze’nin yüzde 53’ünden fazlasını (sarı hat olarak adlandırılan ilk çekilme hattının gerisindeki bölgeleri) kontrol etmesi, Refah Sınır Kapısı’nı kapatması ve insani yardımların girişini sınırlaması, bu kanaati güçlendiriyor.


Barrack: Suriye, DEAŞ, Hizbullah ve DMO'nun ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
TT

Barrack: Suriye, DEAŞ, Hizbullah ve DMO'nun ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack bugün yaptığı açıklamada, Şam’ın DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na (DMUK) katılmasının ardından DEAŞ’ın kalıntıları ile İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Hamas ve Hizbullah gibi yapıların ‘terör ağlarını çökertme’ çabalarına katkı sağlayacağını duyurdu.

Barrack’ın açıklamaları, Washington liderliğindeki DMUK’un dün gece, Suriye’nin koalisyonun 90. üyesi olarak resmen aralarına katıldığını açıklamasının hemen ardından geldi. Bu adım, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’nın pazartesi günü Beyaz Saray’a gerçekleştirdiği tarihi ziyaret sırasında kararlaştırıldı. Söz konusu adım, Suriye’nin cihatçı geçmişinden kopuşu simgeliyor.

Barrack, X platformunda yaptığı paylaşımda, “Şam artık aktif olarak DEAŞ’ın kalıntıları, DMO, Hamas, Hizbullah ve diğer terör ağlarına karşı mücadelede bize yardımcı olacak. Uluslararası barış çabalarında kararlı bir ortak olarak yer alacak” ifadelerini kullandı.

Ziyaret öncesinde ABD cuma günü Şera’yı terör listelerinden çıkardı. Bu adım, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin de kendisine uyguladığı yaptırımları kaldırmasının hemen ardından geldi.

Barrack, Şera’nın ziyaret sırasında ‘DMUK’a katılma taahhüdü verdiğini’ ve bunun Suriye’nin bir zamanlar terör kaynağı olmasından, terörle mücadelede bir ortak hâline geçişini simgelediğini belirtti.

İran, 2011’deki barışçıl protestoların şiddetle bastırılmasının ardından DMO aracılığıyla Beşşar Esed rejimine kritik destek sağladı. Lübnan merkezli Hizbullah gibi müttefik gruplarla birlikte askeri müdahalesi ve ardından Rusya’nın hava desteği, sahadaki güç dengelerini Esed lehine değiştirdi. İran, Esed rejimi 2024’te devrilene kadar Suriye’de güçlü bir askeri varlık sürdürdü.

ABD ise 2014’te kurduğu DMUK kapsamında Suriye ve Irak’ta asker konuşlandırıyor. DMUK, örgütün iki ülkede geniş alanları ele geçirmesinin ardından 2017’de Irak’tan, 2019’da ise Suriye’den tamamen temizlenmesini sağladı. Bu mücadelede, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) öncü rol oynadı ve DMUK tarafından desteklendi.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi de olan Barrack, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani arasında ‘önemli bir toplantı’ yapıldığını duyurdu.

Barrack, “Bir sonraki aşama için yol haritası belirlendi. Bu aşama, SDG’nin Suriye’nin yeni ekonomik, savunma ve sivil yapısına entegrasyonunu içeriyor” dedi.

SDG lideri Mazlum Abdi, ekim ayında AFP’ye verdiği röportajda, geçiş yönetimi ile güçlerinin Savunma ve İçişleri bakanlıklarına entegrasyonu konusunda ‘ön anlaşma’ sağlandığını açıklamıştı.

Abdi, salı günü X platformunda yaptığı paylaşımda, Suriye’nin DMUK’a katılmasını memnuniyetle karşıladı ve bunu ‘örgütün kalıcı şekilde yenilgiye uğratılmasına ve bölgeye yönelik tehdidinin ortadan kaldırılmasına yönelik ortak çabaları güçlendiren kritik bir adım’ olarak nitelendirdi.

Abdi ayrıca, Barrack ile yaptığı görüşmede, Şera’nın Washington ziyareti kapsamında SDG’nin Suriye devletine entegrasyon sürecini hızlandırma taahhüdünü teyit ettiğini belirtti.


Paris, İsrail'in gerilimi tırmandırması ve Hizbullah'ın söylemleri karşısında endişeli

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Toulouse'da Fransız Uzay Komutanlığı'nın açılışı öncesi 101 Hava Üssü'nü ziyaret etti, 12 Kasım 2025 (AFP)
Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Toulouse'da Fransız Uzay Komutanlığı'nın açılışı öncesi 101 Hava Üssü'nü ziyaret etti, 12 Kasım 2025 (AFP)
TT

Paris, İsrail'in gerilimi tırmandırması ve Hizbullah'ın söylemleri karşısında endişeli

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Toulouse'da Fransız Uzay Komutanlığı'nın açılışı öncesi 101 Hava Üssü'nü ziyaret etti, 12 Kasım 2025 (AFP)
Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Toulouse'da Fransız Uzay Komutanlığı'nın açılışı öncesi 101 Hava Üssü'nü ziyaret etti, 12 Kasım 2025 (AFP)

Paris, Lübnan’da Hizbullah'ın silahsızlandırılması ve seçim yasası konusunda iç bölünmelerin yanı sıra İsrail’in her gün tekrarlanan tehditleri, Lübnan topraklarına yönelik hava ve topçu saldırıların ortasında ülkenin karşı karşıya kaldığı ve giderek artan riskleri hissediyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu durum karşısında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan Sorumlu Danışmanı Anne-Claire Legendre’yi dün iki günlük bir ziyaret için Beyrut'a göndermeye kararı aldı. Legendre, yürütme ve yasama organlarıyla çeşitli toplantılar yaparak gelişmeler hakkında daha fazla bilgi edinecek. Ayrıca Elysee Sarayı’ndan kaynaklar tarafından kimlikleri açıklanmayan bazı askeri yetkililerle de görüşmeler gerçekleştirecek.

Ancak, Lübnan Ordu Komutanı General Rudolf Heykel ve yaklaşık bir yıldır yürürlükte olan İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşmasını denetleyen mekanizmada ülkesini temsil eden Fransız General Valentin Siller de görüşülecek askeri yetkililer arasında olabilir.

Legendre Suriye’ye de gidecek

Legendre, Lübnan’dan sonra Suriye'yi de ziyaret edecek. Suriye’yi ilk kez ziyaret edecek olan Legendre, Arapça'yı akıcı bir şekilde konuşuyor. Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü olarak atanmadan önce ülkesinin Kuveyt Büyükelçiliği görevini üstlenen Legendre, 2023 yılı sonlarında Macron'un danışmanı olarak Elysee Sarayı'na geçiş yaptı.

Legendre’in ziyareti, Ekonomi Bakanlığı yetkilisi Jacques Delage'ın bu ayın ilk haftasında Lübnan'ı ziyaret etmesinden sadece birkaç gün sonra gerçekleşti. Delage'ın görüşmeleri ekonomik ve mali konulara odaklanmıştı. Hatırlanacağı üzere Macron, Lübnan ekonomisini desteklemek için yıl sonuna kadar Paris'te bir konferans düzenleyeceğini birkaç kez açıklamıştı.

Macron’un konferans sözü

Ancak, Lübnan’ın yasal ve operasyonel olarak başta Lübnan’ın bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasa olmak üzere gerekli acil reformları gerçekleştirmeden ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası ile acil ekonomik ve mali konularda nihai bir anlaşmaya varmadan önce söz verilen konferansın gerçekleşmeyeceği anlaşılmıştı. Ayrıca, Suudi Arabistan'da düzenlenmesi muhtemel olan Lübnan ordusunu desteklemeye yönelik konferans için henüz kesin bir tarih belirlenmedi.

Resmi çevreler Legendre’in ziyareti sırasında ekonomik konuları ele alacağını doğrularken, özellikle siyasi ve güvenlik konuları ile İsrail'in tekrarlanan gerilimi tırmandırma tehditlerinin nasıl önlenebileceği konusunun başlıca gündem maddeleri olacağını söyledi. Hizbullah, genel sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın son konuşmasında da yinelediği gibi, silahsızlanmayı kategorik olarak reddediyor.

Fransa’nın endişesi

Paris, sınırda ve Lübnan'ın güneyinde yaşanan gerginliğin tırmanmasından duyduğu endişeyi gizlemiyor. Fransa ve İsrail arasında, Fransa ve Suudi Arabistan'ın öncülüğünde düzenlenen iki devletli çözüm konulu uluslararası konferans öncesinde ve sırasında zirveye ulaşan gerginlik döneminin ardından, iki taraf arasındaki ilişkiler sakin bir döneme girdi. Üç Fransız subayın ABD liderliğinde Gazze Şeridi’ndeki ateşkesi izleyen Batılı askeri gruba dahil olması da bu sakinliğin bir göstergesiydi.

er4
Geçtiğimiz pazar günü el-Beyseriyye beldesi yakınlarında bir insansız hava aracından (İHA) atılan füzenin isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden aracın enkazını kaldıran işçiler. İsrail, sürücünün Hizbullah üyesi olduğunu iddia etti (AFP)

Ancak Paris, İsrail üzerinde etkisinin sınırlı olduğunu biliyor. Bunun yanında Paris’in İran ile ilişkilerinde son zamanlarda iyileşme görüldü. Yaklaşık bin gün hapiste tutulan Fransız rehineler Cécile Kohler ve Jacques Paris'in serbest bırakılması ve İran vatandaşı Mahdieh Esfandiari’nin hapisten çıkmasının da bunda payı büyük. Bu gelişmeler, önümüzdeki haftalarda gerçekleşmesi beklenen bir takasın önünü açtı. Ayrıca Paris, Hizbullah ile ilişkilerini hiçbir zaman kesmedi. Fransa’nın eski Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Lübnan'a yaptığı son ziyaret sırasında Beyrut'ta yetkililerle bir araya geldi. Fransa'nın, İran'ı ABD ve genel olarak Batı ile gergin ilişkilerinde Lübnan'ı pazarlık kozu olarak kullanmamaya ikna etmek için Tahran ile olan bağlantılarını kullanabileceği düşünülüyor. Le Drian, Lübnan'da son zamanlarda yayılan söylentilerin aksine, Cumhurbaşkanı Macron'un Lübnan Özel Temsilcisi olmaya devam ediyor. Elysee Sarayı kaynakları, Legendre’in görevinin Le Drian'ın çalışmalarını desteklemek olduğunu, onun yerini almak olmadığını belirtti.

Fransa’nın hırsı

Burada Paris'in, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) görev süresinin uzatılmasında önemli bir rol oynadığını belirtmekte fayda var. UNIFIL'e en büyük askerî katkıyı sağlayan ülke olan Fransa, bu uluslararası gücü, güneydeki güvenlik ve istikrarın korunmasında önemli bir faktör ve Lübnan ordusu ile iş birliği içinde BMGK kararlarını uygulayan bir taraf olarak görüyor. Paris, diğer Ortadoğu ve Arap ülkelerinde azalan etkisinin bir kısmını hala koruduğu Lübnan'ın egemenliği, güvenliği ve istikrarına olan bağlılığını vurgulama konusunda oldukça hırslı. Lübnan, Fransa'nın iyi bilinen tarihi bağları olan ve endişe listesinin en üstünde yer alan ülke olmaya devam ediyor.

rtg
İsrail'in 6 Kasım'da gerçekleştirdiği hava saldırısında Sur kentindeki bir bina yıkıldı (Reuters)

Paris, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın Bulgaristan ziyareti sırasında kamuoyuna açıkladığı gibi, ateşkesi izleme mekanizmasının eksikliklerine ve Lübnan'ın İsrail'in Lübnan'a yönelik günlük ve şiddetli saldırılarını durdurma talebine yanıt verememesine rağmen, bu mekanizmanın rolünün halen çok önemli olduğunu düşünüyor. Bununla birlikte Fransa, İsrail'in Paris'in çabaları ve özellikle Washington'ın İsrail'e uyguladığı baskı sayesinde durdurulan Hizbullah'a karşı açık savaşı yeniden başlatmasından çekiniyor. Lübnan ile Fransa arasındaki özel ilişkiye rağmen, Fransız yetkililer Lübnanlı yetkililerin siyasi, güvenlik, ekonomik ve mali alanlardaki performansından duydukları hayal kırıklığını gizlemiyorlar. Legendre’in Lübnan'daki olayların gidişatı ve sorunlarına çözüm bulmak için dış güçlere güvenmek yerine daha fazla inisiyatif ve cesaret gösterilmesi gerektiği konusundaki Fransız yetkililerin endişelerini gizlemekten kaçınacağına şüphe yok.