Putin'in Afrika'da ‘Wagner’ rolünü canlandırma planı

24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
TT

Putin'in Afrika'da ‘Wagner’ rolünü canlandırma planı

24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)
24 Haziran 2023 tarihinde Rostov-on-Don kentinde, bir araçta arama yapan Rus paralı asker grubu Wagner üyeleri. (AFP)

Said Taniyus

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'a 3 Kasım'da, Washington'ın Rus paralı asker grubu Wagner'in temsilcilerinin Pantsir uçaksavar füze sistemlerini Hizbullah grubuna devredebileceğinden endişe duyduğu yönündeki haberleri sorduğumda, kendisi muğlak bir şekilde yanıt vererek şöyle demişti:

ABD, bu grubun Pantsir hava savunma sistemini Hizbullah grubuna devretme olasılığına ilişkin endişelerini Rusya Savunma Bakanlığı'na iletebilir.

Ayrıca Peskov, Yevgeniy Prigojin'in oğlu Pavel'in Wagner grubunun başına geçebileceği bilgisine net bir cevap vermekten kaçınarak şunları söyledi:

Bu Kremlin'de bizi ilgilendiren bir konu değil. Bu bizim konumuz değil. Benim bu konuda herhangi bir bilgim yok. Böyle bir grubun (Wagner) yasal olarak var olmadığını, ancak birçok yerde ve ülkede fiili olarak halen yaygın olduğunu söylemiştik. Yani tüm bu ABD korkuları, hiçbir şeye dayanmıyor ve hiçbir temeli yok. Washington'da gerçekten de Wagner'in neler yapabileceğine dair endişeler varsa, ordu aracılığıyla acil durum iletişim kanalları mevcut.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçtiğimiz temmuz ayında Kremlin'de Wagner grubunun üyeleri ve liderleri Yevgeniy Prigojin ile bir toplantı yaptığında, onlara, komutanlarından birinin komutasında devlet otoritesi altında daha ileri eylemler için çeşitli seçenekler sunuldu. Ancak orada bulunan Prigojin bu teklifi reddetti.

Putin, “Sunumumu yaptığımda birçok kişi başını salladı” dedi. Önde oturan ve arkadaki adamlarının yüz ifadelerini göremeyen Prigojin, “Hayır, adamlarım bu karara katılmıyor” ifadesini kullandı.

Prigojin'in Tver bölgesi üzerinde meydana gelen uçak kazasında ölümü bu belirsizliğe son verdi. Çok sayıda rapora göre Wagner artık özel bir askeri güvenlik şirketi olarak tamamen dağıldı ve eski savaşçıları resmi yapılarda hizmet vermeye devam ediyor. Böylece bazı eski paralı askerler Çeçen özel kuvvetleri Ahmat’ın bir parçası oldular ve onun içinde kendi birimlerini kurdular. Katılımcıları, şu anda eğitim alanlarında muharebe koordinasyonu yürüttüklerini ve Ukrayna'daki savaş cephelerinde görev yapmaya hazırlandıklarını söyledi.

Bugün Ortadoğu'da savaş tamtamları çalmaya devam ederken, birçok ülkede çatışmalar patlak verirken ve bu daha geniş bir çatışma korkusu yaratırken, Wagner grubu yeniden ilgi odağı haline geldi. Grubun kurucusu ve lideri Yevgeniy Prigojin'in geçen yaz uçağının düşmesi sonucu ölmesinden bu yana parıltısı sönmüştü.

Wagner'in Moskova'ya karşı isyanının başarısızlıkla sonuçlanmasından yedi ay sonra ve Prigojin'in üst düzey komutanlarıyla birlikte uçağının düşmesinden beş ay sonra, bu vahşi grubun savaşçıları şimdi Kremlin'in onayıyla göreve çağrılıyor.

Rus paralı asker grubu Wagner’in milisleri bu sefer Kremlin'in gizlice yönettiği Afrika Lejyonu aracılığıyla ön saflara geri döndü. Bu lejyon, Moskova'nın nüfuzunu Afrika kıtasına (özellikle de Libya, Sudan, Angola, Mali, Burkina Faso ve Nijer’e) yaymak, pekiştirmek, oranın zenginlik ve kaynaklarından (özellikle petrol ve maden) yararlanmak için sürdürdüğü rekabette en uzun güvenlik kolu olarak görev yapacak.

Keskin nişancı eğitimi

Bu milisler, Belarus İçişleri Bakanlığı güçlerinin eğitim merkezinde de yeniden ilgi odağı haline geldi. Belarus İçişleri Bakanlığı'nın Telegram kanalından yayınladığı mesaja göre, keskin nişancı eğitim kursu Wagner grubundan eğitmenlerin gözetiminde başladı.

Mesajda şunlar yazıyordu:

Keskin nişancılar yeni ve dar bir uzmanlık alanında ustalaşmaya başlıyor. İç Kuvvetler Eğitim Merkezi'nde Wagner’den eğitmenlerin gözetiminde keskin nişancılar için uzmanlık kursu başladı.

Wagner eğitmenlerinin gözetiminde özel taktik eğitim kursunun altıncı döneminin tüm hızıyla devam ettiğini belirtmekte fayda var. Sadece birkaç gün içinde, özel kuvvetler, savaş öncesi ve muharebe düzenlerinde hareket etmek üzere eğitildi ve ormanlık alanlarda çeşitli hazırlık görevleri gerçekleştirdi.

ebfd
Eski bir askeri aracın üzerine asılan Rus paralı asker grubu Wagner’in bayrağı. (AFP)

Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko geçtiğimiz ağustos ayında, Wagner askerlerinin Afrika, Ukrayna ve Suriye'deki savaş deneyimlerini Belarus ordusuna ve özel kuvvetlere ücretsiz olarak aktardığını söyledi.

Belarus Savunma Bakanlığı, Wagner grubuyla savaş deneyimini aktarmak için net bir algoritma geliştirdiğini açıkladı.

Belarus İçişleri Bakan Yardımcısı Nikolai Karpenkov ise şunları söyledi:

Belarus İçişleri Bakanlığı organlarının iç birlikleri ve özel kuvvetlerinin askerleri, yalnızca Wagner temsilcilerinin deneyimlerinden öğrenmekle kalmıyor, aynı zamanda savaş operasyonlarını yürütüyor ve koordine ediyor.

Karpenkov, özel kuvvet birimlerinin Wagner grubunun eğitmenleri sayesinde çok güçlü bir özel muharebe eğitimi aldığını doğruladı.

Putin'in kışkırtmaları

Kendi yönetimine ihanet eden bu milislere karşı daha ihtiyatlı hale gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, faaliyetlerini yurt dışına yönlendirmeye ve bir yol bulduğu her yerde Rusya'nın etkisini ve kişisel nüfuzunu artırmak için mümkün olan her alanda onlardan yararlanmaya karar vermiş gibi görünüyor. Bu sebeple söz konusu silahlı grubun altında savaşacağı yeni bir bayrak, yani ‘Afrika Lejyonu’ kuruldu. Bu ad, İkinci Dünya Savaşı'nda Libya'da İngiliz kuvvetlerine ve onların müttefik kuvvetlerine karşı çatışmaya katılan Mareşal Erwin Rommel liderliğindeki Alman birliğini taklit ediyor.

Eski Wagner grubu, isimleri ve bayraklarının renkleri ne olursa olsun, Afrika ülkelerindeki varlığını güçlendirmenin yanı sıra, son derece değişken bir bölgenin parçası olan Libya ve Sudan'daki varlığını da güçlendirmek için çalışıyor. Birçok eski Wagner milisinin Afrika Lejyonu’na katılmakla ilgilendiğini ifade ettiği söyleniyor.

Rusya Devlet Duması Savunma Komitesi Başkanı Andrey Kartapolov, “Yasal bir yapı olarak Wagner bugün ne resmi ne de fiili olarak mevcut değil ve savaşçıların çoğu başka yapılara geçme sürecinde” dedi. Wagner milislerinin birçoğu Afrika ülkelerinde görev yapmaya devam ediyor, ancak farklı kurum çatısı altında. Bazıları Savunma Bakanlığı'nın himayesinde bazılarıysa Ulusal Muhafızlar’ın...

Kartapolov, Putin'e yakın bir milletvekilinin şu ifadelerini aktardı:

Bazı askerler hak ettikleri dinlenmeyi seçtiler, ancak durum ne olursa olsun, eski Wagner katılımcılarının büyük çoğunluğu anavatanımızı korumak için muharebe misyonlarını sürdürmeye istekli.

Kartapolov ayrıca eski Wagner savaşçılarının Savunma Bakanlığı veya Ulusal Muhafızlarla sözleşme kapsamında gönüllü statüsünde olduğuna da dikkat çekti. “Her biri kendi tercihine göre ve bireysel olarak giriyor. Yani Wagner’in tek bir yapı olarak herhangi bir kurum tarafından özümsenmesi söz konusu değil” dedi.

Bu açıklamayla, Rusya’nın Perm ve Novosibirsk bölgelerindeki bölgesel yayınlar tarafından, eski Wagner milislerinin Ulusal Muhafızlar’a kitlesel olarak işe alınmasına ilişkin yayınlanan ilk raporların sahte olduğu ortaya çıktı. Gazeteciler özellikle Prigojin'in oğlu Pavel'in onlara liderlik edeceğini yazdı, ancak Rusya Devlet Duması Bilgi Teknolojileri Komitesi Başkanı Alexander Khenshtin bu bilgiyi yalanladı.

Khenstin Kasım ayı sonlarında resmi Telegram kanalında şunu yazdı:

Tekrar söylüyorum, özel askeri şirketlerin Ulusal Muhafızlar’a katılması söz konusu değil. Eski savaşçılar yalnızca bireysel olarak gönüllülerse sözleşme imzalayabilecekler. Bu güçlerin tamamının Ulusal Muhafızlar tarafından yapısal olarak absorbe edilmesi tanım gereği imkansızdır.

Herhangi bir güç yapısıyla öncelikli olarak ilgilenen eğitimli ve deneyimli eski Wagner savaşçılarının, ek motivasyonlarına gelince, yeni hiçbir şey yok ve hiçbir özel koşul planlanmadı.

Senatör Vladimir Kozin konuşmasında bunu doğruladı:

Askeri personelin aldığı tüm ayrıcalıklar, ödemeler vb. gibi her şeyi bir araya getirirsek, dünyada benzerini bulmak çok zor olacak bir teşvik paketi elde edeceğiz. Yani bu bakımdan yeterli motivasyon var.

Kozin şunu ekledi:

Wagner Grubu'ndan sorumlu kişiler ciddi ve iyi organize olmuş kişilerdir. Bu nedenle pek çoğu ister Afrika Lejyonu'na katılarak, ister Rus güvenlik servislerinde Rusya'nın kanun ve kurallarına uygun olarak hizmet ederek, bu teklifi değerlendiriyor.

Afrika'ya dönüş

Kremlin'in Afrika ve Ortadoğu'daki nüfuzunu güvenle pekiştirmeye çalıştığı, Ortadoğu'da savaşın ve artan gerilimin sağladığı fırsatlardan yararlanmak istediği Rusya'da bir sır değil. Ayrıca Rusya, mevcut istikrarsızlıktan yararlanarak, önemli bir küresel ticaret yolunu korumak için ABD ve İngiliz savaş gemilerinin Husilerle savaştığı Kızıldeniz'deki Port Sudan'da planladığı deniz üssüne de yeniden odaklanıyor.

Wagner, devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir döneminden bu yana Sudan'da konuşlandırılıyor ve liman projesinin ilk çalışmalarını yürütüyordu. Yetkililer, Kremlin'in aynı zamanda Ortadoğu'daki çatışmadan istifade etmeye ve bunu elinden geldiğince kendi lehine kullanmaya hazırlandığını söylüyor.

Putin, Afrika ve Ortadoğu'da Rus nüfuzunun pekişmesini denetlemek ve Wagner militanlarının bu iki bölge ülkelerine yayılması da dahil olmak üzere eldeki her şeyi kullanmak amacıyla kendisine yakın iki kişiyi görevlendirdi. Bunlar, 1999 yılında Kosova bölgesinde NATO güçleriyle savaşan Rusya Savunma Bakan Yardımcısı İnguş General Yunusbek Yevkurov ve Kremlin'in Afrika'daki yeni harekâtını yönetmekle görevlendirilen Rus Askeri İstihbarat Teşkilatı'ndan Tümgeneral Andrei Avrianov'dur.

İki isim, Bingazi'de Hafter ile görüşmek üzere Libya'ya gitti. Ayrıca, askeri darbelerle iktidarı ele geçiren askeri rejimlerin Fransa liderliğindeki Batılı güçleri kendilerinden çekilmeye zorlamasının ardından Wagner'in taşınmaya çalıştığı Orta Afrika Cumhuriyeti, Burkina Faso, Mali ve Nijer'i de ziyaret ettiler.

Batı, 2014'te Ukrayna'da Putin’e sadık Viktor Yanukoviç'e karşı yapılan darbeye öncülük etmişti. Rusya'nın Suriye krizindeki tutumuna, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in yanında durmasına ve yönetimini doğrudan ve etkili bir askeri müdahaleyle düşmekten kurtarmasına yanıt olarak Kiev'e Batı’ya sadık bir otorite getirdi. Bu nedenle Putin, Ortadoğu ve Afrika'da Batı'ya misilleme yapmayı düşünüyor.

Rusya'nın son üç yıldır Ukrayna'ya odaklandığı ve Ortadoğu'da çok büyük olan nüfuzunun gözle görülür biçimde azaldığı açık. Artık bir geri dönüş yolu görüyorlar ve Wagner, şimdi ve gelecekte adı ne olursa olsun, çok yararlı bir güç. Ancak öncekinden farkı şu ki artık Prigojin ve yoldaşları gibi kişilerin kontrolü yerine Kremlin'in doğrudan kontrolü altında olacak.

Batı Afrika'da Fransızların başına gelenlerden sonra artık bir güvenlik boşluğunun oluştuğu ve Rusya'nın, Afrika'da geniş deneyime sahip, siyasi ve askeri ilişkileri olan Wagner milislerini kullanarak bu boşluğu doldurmaya çalıştığı inkar edilemez.

drebt
Wagner bayrağının asılı olduğu bir tank. (AFP)

Wagner'in yerini alacak ve onun Afrika kıtasında konuşlandırılan kuvvetlerini absorbe edecek Afrika Lejyonu'nun oluşumunun açığa çıkması, ilk olarak Rus askeri blog yazarları tarafından yazıldıktan sonra Rusya'da her yerde duyuldu.

Bu birlik, oradaki milisler için yeni örgütsel çerçeve oluşturmanın yanı sıra, sözde ve eylemde Wagner’in varisidir. Afrika Lejyonu, mali ödemeler karşılığında güçlü rejimlerin ve yöneticilerin güvenliğini sağlamaktan başlayarak, grubun en parlak döneminde izlediği aynı görevleri yerine getirecek ve aynı hedeflere odaklanacak. Ayrıca bölgede Batı yanlısı rejimlerin devrilmesine yardım ederek, Rusya'nın varlığını ve nüfuzunu güçlendirmeye ve şu anda uluslararası rekabetin arenası olan bir kıtada siyasi ve ekonomik çıkarlarını güvence altına almaya çalışacak.

Wagner’in çoğaltılması

Rus paralı asker grubu Wagner'in deneyimi, ABD’li Blackwater'a karşı etkinliğini ve üstünlüğünü kanıtladı. Askeri liderler de Ukrayna cephesindeki savaş üstünlüğü konusunda hemfikir.

Ukraynalı parlamenter Oleksiy Goncharenko, mahkumların Ukrayna silahlı kuvvetleri saflarına alınmasını öngören bir seferberlik yasa tasarısı hazırlanmasına yönelik çalışmaları doğruladı ve bunun askeri personelin rotasyonuna izin verdiğini açıkladı.

Goncharenko Telegram hesabında şunu yazdı:

Alternatif seferberlik kanun taslağı, mahkumların askere alınmasını da içeriyor. Cephelerdeki askeri personeli rotasyona tabi tutmamız gerekiyor. Bu, bunu yapmak için iyi bir fırsat olabilir.

Ukrayna Adalet Bakanı Yardımcısı Elena Vysotskaya geçtiğimiz ocak ayında,, Adalet Bakanlığı'nın, hükümlü ve tutuklu vatandaşların askere alınmasına resmi olarak izin verilmesini öngören seferberlik mevzuatında değişiklik yapılması yönünde Parlamento'ya teklif gönderdiğini söyledi. Zira Ukrayna mevzuatı şu anda hükümlülerin ve cezalarını tamamlamış kişilerin askere alınmasını yasaklıyor.

*Bu haber Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

TT

Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

ABD Başkanı Donald Trump Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar'ı kapsayan ziyaret turunu ‘tarihi’ olarak nitelendirdi. Trump, 13-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek resmi ziyaretlerinin başlangıcında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitmek üzere yol çıkmadan önce Beyaz Saray'da bir basın toplantısı düzenledi.

Bugün Riyad'a ulaşan Trump, ilk başkanlık döneminde başlattığı yurtdışı ziyaretlerini 2017 yılının aynı ayında Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyareti yine tarihi bir ziyaretle tekrarlamış oldu. Trump, önceki ziyareti sırasında Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ile görüşmüştü. Ziyaret sırasında iki ülke arasında bir dizi önemli anlaşma imzalandı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi kapsayan ziyarete büyük önem verdiğini belirtti.

Leavitt, cuma günü düzenlediği basın toplantısında “Başkan Trump Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmek istiyor” dedi.

Beyaz Saray Sözcüsü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başkan Trump, sekiz yıl sonra ABD ve Ortadoğu ülkelerinin iş birliğine dayalı ilişkilere sahip olduğu, radikalizmin yenilgiye uğratıldığı ve yerini kültürel alışveriş ve ticarete bıraktığı müreffeh ve başarılı bir Ortadoğu vizyonunu yeniden teyit etmek üzere bölgeyi bir kez daha ziyaret edecek.”

Trump’ın toplantılarla dolu bir programı var

Beyaz Saray'ın aktardığı ABD Başkanı'nın ziyaret programına göre Trump, iş adamları ve yatırımcılarla ikili görüşmelerin yanı sıra Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katılacak.

ujı
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki bir köprüde Suudi Arabistan ve ABD bayrakları dalgalanıyor (Reuters)

Trump yarın Riyad’da düzenlenecek beşinci Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK)-ABD zirvesi için KİK üyesi ülkelerin liderleriyle bir araya gelecek.

ABD Dışişleri Bakanlığı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ziyaretin, Suudi Arabistan’ın Ukrayna'daki savaşla ilgili müzakerelere ev sahipliği yapmasının yanı sıra Sudan ve Yemen'in istikrara kavuşturulmasında oynadığı rolü göz ardı edilmeyeceğini vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Samuel Warburg, ülkesinin, Suudi Arabistan’ın çatışmalara yönelik siyasi çözümleri destekleme girişimlerini, küresel enerji piyasalarını güvence altına almaya yönelik devam eden çabalarını ve bölgesel ve uluslararası diplomatik araçlar yoluyla bölgesel istikrara yaptığı katkıları takdir ettiğini söyledi.

Masada yer alan dosyalar

ABD Başkanının ziyareti sırasında ele alınması beklenen dosyalarla ilgili olarak bunların bölgesel güvenlik, savunma iş birliği, teknoloji ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla ilgili stratejik dosyaları içereceğini belirten Warburg, Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğine yönelik tehditlerin yanı sıra Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan, Libya, Lübnan, Irak'taki gelişmeler ve İran'ın istikrarı bozucu davranışlarıyla mücadele konularında koordinasyonu arttıracaklarını vurguladı.

Warburg, sözlerine şöyle devam etti:

“Başkan Trump'ın Suudi Arabistan'a yapacağı ziyaret, Riyad ve Washington arasındaki ikili ilişkiler açısından savunma, güvenlik, yatırım ve enerji gibi alanlarda iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın güçlendirilmesi için önemli bir fırsat teşkil ediyor.”

fgrty
Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin ABD ziyareti sırasında ABD Başkanı ile çekilen bir fotoğrafı (SPA)

ABD’nin bölgesel ve uluslararası zorluklarla yüzleşmek ve ortak çıkarlara dayalı daha fazla çeşitlendirilmiş ve sürdürülebilir ekonomik ilişkiler kurmak için bu iş birliğini derinleştirme çabasına işaret eden Warburg, bu ziyaretin aynı zamanda Washington'un Ortadoğu'daki önemli ortaklarıyla ittifaklarını güçlendirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını da gösterdiğini söyledi. Görüşmelerin yatırım ve savunma konularını içermesinin muhtemel olduğunu ifade eden Warburg, “ABD, Suudi Arabistan ile özellikle yenilenebilir enerji ve teknoloji alanlarında ekonomik ortaklıkları güçlendirmenin yanı sıra bölgesel tehditler karşısında ortak çıkarları korumak için savunma iş birliğini genişletmeyi hedefliyor” diye ekledi.

Tüm bu görüşmeler, bölgedeki müttefik ve ortakların savunma kabiliyetlerini güçlendirmelerini ve ekonomilerini geliştirmelerini sağlamaya yönelik daha geniş bir yaklaşım çerçevesinde gerçekleştiriliyor.

Sekizinci başkan ve 14’üncü ziyaret

ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre Başkan Donald Trump, ABD başkanları Richard Nixon, Jimmy Carter, George H.W. Bush, Bill Clinton, George W. Bush, Barack Obama ve Joe Biden'ın ziyaretlerinin ardından son elli yılda Suudi Arabistan'ı ziyaret eden sekizinci ABD başkanı olurken, Trump'ın bugün başlayan ziyareti bir ABD başkanının Suudi Arabistan'a yaptığı on dördüncü ziyaret olacak.

rgtbhnj
Eski ABD Başkanı George Bush, 2008 yılında Suudi Arabistan'ı iki kez ziyaret etti (SPA)

Suudi Arabistan'ı iki kez ziyaret eden ABD başkanları George H.W. Bush ve oğlu George W. Bush'un yanı sıra resmi rakamlara göre iki dönemlik başkanlığı sırasında Suudi Arabistan'ı dört kez ziyaret eden eski Başkan Barack Obama gibi bazı ABD başkanları da Suudi Arabistan ziyaretlerini birden fazla kez tekrarladı. Başkan Trump da 2017 yılında, ilk başkanlık döneminde Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti. Şimdi ikinci döneminde dış gezilerine başlamak üzere Suudi Arabistan’ı yeniden ziyaret ediyor.

ABD Başkanı'nın Suudi Arabistan'a gelişi öncesinde Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha dün Beyaz Saray Yapay Zeka ve Dijital Para Birimleri Kıdemli Danışmanı David Sachs ile yapay zeka alanında iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmenin yollarını görüştü.

Şarku’l Avsat’a konuşan ABD'li ve Suudi üst düzey yetkili, ziyaretle birlikte düzenlenecek olan ve ABD yönetiminden bazı yetkililerin de katılacağı Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nda hayati alanlarda önemli anlaşmaların yapılacağını belirttiler.

“Siyasi açıdan belirleyici bir an”

Şarku’l Avsat'a konuşan gözlemciler, ABD Başkanı Donald Trump'ın ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasını temsil ettiğini, stratejik ortaklığı güçlendireceğini ve her iki tarafın çıkarlarını yerine getirmek için güvenlik, ekonomi ve yatırım alanlarına ivme kazandıracağını düşünüyor. Aynı gözlemciler, Filistin meselesi ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmanın önemi, iki devletli bir çözüm için baskı yapılması ve Trump'ı Netanyahu'nun ABD'nin bölgedeki çıkarlarına ulaşmada gerçek bir engel olduğuna ikna etmenin Riyad ve Washington arasındaki başlıca tartışma dosyaları arasında yer alacağına inanıyorlar.

ABD'nin eski Riyad Büyükelçisi Michael Alan Ratney, Başkan Trump'ın mayıs ayı ortalarında Riyad'a yapacağı ziyaretin ABD-Suudi Arabistan ortaklığının gücünün açık bir göstergesi ve Washington'ın Riyad ile stratejik ittifakına duyduğu güvenin somut bir örneği olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Şarku’l Avsat'a yaptığı özel açıklamada Ratney, Başkan Trump'ın ikinci döneminin ilk durağı olarak Suudi Arabistan'ı seçmesinin sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik boyutunu değil, aynı zamanda Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile olan şahsi bağlarının derinliğini de yansıttığını söyledi.