Avrupa'da çiftçiler neden yürüyor?

"Çiftçiler AB'nin aşırı düzeydeki yönetmeliklerinin kendilerini ithalata karşı zayıf bıraktığını, her alanda var olan vergilerden ve karmaşık bürokratik kurallardan bıktıklarını ifade ediyor"

"Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve AB'nin ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi" (AA)
"Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve AB'nin ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi" (AA)
TT

Avrupa'da çiftçiler neden yürüyor?

"Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve AB'nin ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi" (AA)
"Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve AB'nin ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi" (AA)

Paris Advanced Research Center (PARC) Direktörü Dr. Nevzet Çelik, Avrupa'daki çiftçi protestolarını AA için 3 soruda kaleme aldı.

1 • Grevlerin arka planı nedir?

Avrupa'da birçok şehirde, tarım protestoları yapılıyor. Bu şehirlerden biri olan Brüksel'de, çiftçiler Avrupa Parlamentosunun (AP) önünde seslerini duyurmak için kamu binalarını basıyor. Aynı şekilde Fransa'daki protestolarda 79 kişi gözaltına alındı. Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve Avrupa Birliği'nin (AB) ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi. Ukrayna-Rusya savaşının ardından yükselen enerji fiyatları ve mazot fiyatları nakliye maliyetlerinin artmasına neden oldu. AB'nin Ukrayna'dan gelen tarım ürünlerine gümrüksüz izin vermesi önce Doğu Avrupa ülkelerinde, ardından diğer üye devletlerde çiftçileri zor durumda bıraktı. Geçen yıl, bu durumu protesto eden Polonyalı çiftçiler sokağa dökülerek sınır geçişlerini engellemeye çalıştı ve bu gösteriler Almanya, Fransa, Belçika ve İtalya gibi ülkelere de yayıldı. Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay tarafından oluşturulan ekonomik ve siyasi bir blok Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR) ile AB'nin imzaladığı anlaşma, tarımsal ve hayvansal ürünlerin bu ülkelerden daha ucuza gelmesine neden oldu. Bu durum ise AB çiftçilerini olumsuz etkiledi. Çiftçiler, AB'nin aşırı düzeydeki yönetmeliklerinin kendilerini ithalata karşı zayıf bıraktığını, her alanda var olan vergilerden ve karmaşık bürokratik kurallardan bıktıklarını ifade ediyor. [1] AB, çiftçilerden daha sürdürülebilir bir tarım yapmalarını ve iklim kriziyle mücadelede adım atmalarını isterken, diğer yandan daha ucuz ürünler üretmelerini de talep ediyor. Bu durum, çiftçileri daha zorlu ve karmaşık bir konumda bırakıyor. Öbür taraftan tarımdaki her türlü kimyevi ve zararlı maddeler içeren pestisit kullanımıyla ilgili artan endişelere rağmen dev kimya şirketlerinin liderliğindeki pestisit lobisi [2] AB politikalarını etkilemek için yoğun bir lobi faaliyeti yürütüyor. Çiftçiler, borç içinde olmalarına rağmen, Brüksel merkezli çiftçi birliği Copa-Cogeca lobisinin [3] AB’nin tarım politikasında etkili olması, büyük tarım şirketlerini temsil eden kurumların bu politikaları şekillendirmede daha etkin olduğunu gösteriyor. [4]

(AA)
(AA)

2 • AB ne tepki verdi?

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, çiftçilerin Brüksel'deki protestolarından sonra acil bir toplantı düzenleyerek Avrupa çiftçilerine destek olacaklarını, işbirliği yaparak idari yükü azaltacaklarını ve sektörün yapısal zorluklarını ele alacaklarını belirtti. [5] Brüksel'de düzenlenen protestoların ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Avrupa'nın tarım sektörünün büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu kabul etti. Hedefte olan gıda devleri ile süpermarketlerin çiftçilere adil fiyatlar ödemesini sağlamak için AB'nin "köklü" bir tarım reformu yapması gerektiğini vurguladı. Fransa'nın yeni seçilen Başbakanı Gabriel Attal ise protestoların bitmesi halinde yaklaşık 100 milyon avroluk bir fonu çiftçilere vereceğini söylese de bunun çok yetersiz olduğu biliniyor. Bununla beraber Attal hem çiftçi hem de tüm Fransızların hayat kalitesini düşüren bürokrasiyi azaltmak için reform yapılması gerektiğini belirterek "Günlük hayatımızdaki prosedürler ve karmaşıklıklar nedeniyle her yıl 60 milyar avro kaybettiğimiz tahmin ediliyor" ifadelerini kullandı. [6] AB ise çevre emisyonu konusunda çiftçiler için belirlenen uygulamaları gevşetebileceğini açıklayarak, 400 milyon avroluk bir paket ile desteklenmelerini öngördü. Bununla birlikte AB'nin 2021-2027 dönemini kapsayan bütçesinin üçte biri, yani vergi mükelleflerinin ödediği 386,7 milyar avro, çiftçilere ayrılsa da sübvansiyonlarda hektar başına ödeme yapılıyor ve bu nedenle AB tarım bütçesinin yaklaşık yüzde 80'i, en büyük ve en zengin şirket veya ailelere gidiyor. [7] Bu durum da çiftçi sayısını azaltıyor. Örneğin 1946'da Fransa'da [8] nüfusunun yüzde 46'sı çiftçiyken, bugün bu oran sadece yüzde 2. AB'nin Ortak Tarım Politikası (OTP), AB çiftçilerini korumak amacıyla kurulmasına rağmen, küçük çiftliklerin azalmasının temel nedenlerinden biri haline geldi. 2005 ile 2020 yılları arasında AB'deki çiftçi sayısı neredeyse yüzde 40 oranında azaldı ve yaklaşık 5,3 milyon çiftçi işsiz kaldı. [9] AB Komisyonu, çiftçilere AB tarım destek ödemelerinin devam edeceğini, çevresel nedenlerle arazilerinin bir kısmını nadasa bırakma zorunluluğundan 2024 yılı için muaf tutulacaklarını ancak bu alanlarda çiftçilerin pestisit kullanmadan ürün yetiştirmeleri gerekeceğini belirtti. Almanya ve Fransa gibi Avrupa’nın en büyük iki tarım ülkesinde çiftçilerin protestolarının ardından mazota yönelik sübvansiyonların ve vergi indirimlerinin sona erdirilmesi planının askıya alınması gündemde. Avrupa Komisyonu protestolardan sonra kümes hayvanları, yumurta ve şeker için bir ithalat kısıtlaması ve Ukrayna'dan tarımsal ithalata sınırlamayı önerse de çiftçiler kısıtlamanın yeterli olamayacağı görüşündeler.

(AA)
(AA)

3 • Protestolar büyür mü?

İklim değişikliği, çiftçiler üzerinde en çok etki yapan faktörlerden biridir. Çiftçiler, su kıtlığı, toprak erozyonu ve aşırı hava olayları gibi zorluklarla mücadele etmek zorundadır. Ancak tarım, sadece bir ekonomik sektör olmaktan öte ulusal yeterlilik ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan bir sektördür. Gıda ve beslenme güvenliği, ekosistem sağlığı, çevre koruması ve su yönetimi gibi konuları kapsayan bütüncül bir yaklaşımla hareket edilmelidir. Hem Kovid-19 salgını hem de Ukrayna-Rusya savaşı; jeopolitik durumların, gıda güvenliği, tarımda sürdürülebilirlik ve direnç gibi stratejik konuların ulusal güvenlik meselelerine dönüşebileceğini gösterdi. Ukrayna savaşı, başta tahıl olmak üzere yem ve tarım için önemli olan enerji tedarikini riske atabilecek bir potansiyeli ortaya koydu. Protestolar haziranda yapılacak AP seçimlerinde daha fazla vaatlerde bulunan aşırı milliyetçi partilerin sıçrama yapmasına katkı sağlayabilir. Muhafazakar ve aşırı sağcı politikacılar çiftçilerin güvenliğini ve istikrarını yeniden tesis etme sözü veriyorlar. Ancak, Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte ortaya çıkan jeopolitik gelişmeler ve artan enerji fiyatları, Brüksel'deki lobilerin etkisi, artan bürokratik prosedürler ortadan kalkmadan protestolar son bulmayacak gibi gözüküyor.

[1] https://www.theguardian.com/world/2024/feb/01/farmers-hurl-eggs-at-european-parliament-as-leaders-meet-for-summit#:~:text=Farmers%20union%20representatives%20said%20they,be%20protected%2C%20not%20undermined

[2] https://corporateeurope.org/en/2022/03/agribusiness-lobby-against-eu-farm-fork-strategy-amplified-ukraine-war

[3] https://www.lighthousereports.com/investigation/europes-potemkin-lobby/

[4] https://idp.springer.com/authorize?response_type=cookie&client_id=springerlink&redirect_uri=https%3A%2F%2Flink.springer.com%2Farticle%2F10.1007%2Fs10460-023-10508-5

[5] https://twitter.com/vonderleyen/status/1753086777479352716

[6] https://www.bfmtv.com/economie/60-milliards-d-euros-de-perdu-comment-gabriel-attal-veut-debureaucratiser-la-france_AN-202401300688.html

[7] https://www.birdlife.org/news/2024/02/01/the-real-deal-behind-europes-farmer-protests/

[8] https://mondediplo.com/2024/02/01editorial

[9] https://www.birdlife.org/news/2024/02/01/the-real-deal-behind-europes-farmer-protests/

[Dr. Nevzet Çelik, Paris Advanced Research Center (PARC) Direktörü ve Paris'te GSRL-EPHE-PSL Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]



WSJ: ABD, ülkelere Gazze'ye asker göndermeleri için baskı yapıyor, ama henüz yanıt yok

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaşın yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaşın yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinli bir kadın (AFP)
TT

WSJ: ABD, ülkelere Gazze'ye asker göndermeleri için baskı yapıyor, ama henüz yanıt yok

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaşın yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda savaşın yol açtığı yıkımın ortasında yürüyen Filistinli bir kadın (AFP)

ABD gazetesi The Wall Street Journal (WSJ), ABD’li yetkililerin, Başkan Donald Trump yönetiminin Gazze Şeridi'ni istikrara kavuşturmak için ABD’li bir generalin komutasındaki 10 bin kişilik çok uluslu bir güç oluşturmaya çalıştığını söylediğini aktardı.

WSJ tarafından isimleri açıklanmayan yetkililere göre savaştan sonra Gazze'ye bu gücün konuşlandırılması önümüzdeki yılın büyük bir bölümünü alacak. Aynı yetkililer, söz konusu gücün görevinin Hamas'ı silahsızlandırmayı da içerecek şekilde genişletilme olasılığı konusundaki çekinceler nedeniyle hiçbir ülkenin asker göndermediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın WSJ'den aktardığı habere göre ABD'li yetkililer, gelecek yılın başlarında 5 bin asker gönderme taahhüdü almayı umuyor ve bu sayının 2026 sonuna kadar 10 bine çıkmasını hedefliyor. Ancak diğer yetkililer, gücün asker sayısının 8 bini geçmeyeceğini düşünüyor.

WSJ, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yaklaşık 70 ülkeye Gazze’ye konuşlandırılacak güce askeri veya mali katkı sağlamaları için resmi talepte bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker gönderme veya ekipman ve lojistik dahil olmak üzere başka şekillerde yardım sağlama konusunda istekli olduğunu bildirdi.

Katar'da salı günü 25'ten fazla ülkenin ABD'nin liderliğinde yapılacak toplantıda bir araya gelerek söz konusu gücün kurulması ve görev kapsamı için planlar hazırlaması bekleniyor.

WSJ, ABD'li yetkililerin Hamas'ın silahsızlandırılmasındaki herhangi bir gecikmenin İsrail ordusunun Gazze'den tamamen çekilmek yerine bölgede kalmasına neden olabileceğini söylediklerini aktardı.

Eski ABD Başkanı George W. Bush yönetimi döneminde Ortadoğu meselelerinden sorumlu eski ABD Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi Michael Singh, konuya ilişkin değerlendirmesinde “Hamas ile çatışmaktan kaçınan bir barış gücü, bölgede yeni sorunlar yaratabilir” dedi.

Singh, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Güç kullanmaya isteksiz olan barış gücü, İsrail için ‘Hamas'ı silahsızlandırmada başarısız olmakla kalmayıp, yeniden silahlanmasına da zemin hazırlayan ve İsrail'in hareket özgürlüğünü kısıtlayan bir güç olma’ şeklindeki en kötü senaryoyu yaratma riskini taşıyor.”

ABD'li yetkililere göre Hamas, ağır silahlarını Mısır'ın gözetimi altında depolara kaldırmaya açık olduğunu özel olarak ifade etti.


Beyaz Saray yalanladı, tartışma büyüyor:  Trump yönetimi Avrupa Birliği’ni bölmeyi hedefleyen gizli strateji hazırladı

TT

Beyaz Saray yalanladı, tartışma büyüyor:  Trump yönetimi Avrupa Birliği’ni bölmeyi hedefleyen gizli strateji hazırladı

ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa'nın göç politikalarını transatlantik ilişkilere yönelik bir tehdit olarak görüyor (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa'nın göç politikalarını transatlantik ilişkilere yönelik bir tehdit olarak görüyor (Reuters)

İnci Mecdi

Savunma meselelerinde uzman bir Amerikan web sitesi, ABD Başkanı Donald Trump yönetimine atfedilen tartışmalı bir stratejik teklifi içerdiği iddia edilen bir belgenin ayrıntılarını yayınladı. “Avrupa'yı Yeniden Muhteşem Yapalım” başlıklı yeni strateji kapsamında dört Avrupa ülkesini Avrupa Birliği'nin politikalarından uzaklaştırmayı ve ABD'nin nüfuz alanına yaklaştırmayı amaçlıyor.

Arku’l Avsat’ın Defense One internet sitesinden aktardığı habere göre gizli belge, Washington'un Avrupa kıtasında siyasi bir depreme neden olacak bir adımla Avusturya, İtalya, Macaristan ve Polonya'yı Avrupa bloğunun politikalarından koparmaya çalışma niyetinden bahsediyor.

Avrupa'ya göç

Bu sözde sızıntı, resmi ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi'nin yayınlanmasından bir hafta sonra geldi. 33 sayfadan oluşan strateji, “medeniyetinin silinmesi” olasılığına karşılık uyarısı, kıtanın demografisini değiştiren büyük göç dalgaları göz önüne alındığında, bazı Avrupa ülkelerinin “güvenilir müttefik” olarak kalıp kalamayacağına dair şüpheleri nedeniyle Avrupa'da geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Strateji  ayrıca mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde kıtanın “20 yıldan daha kısa bir süre içinde tanınmaz hale gelebileceğine” de dikkat çekti.

Sızdırılan belge, “ABD'ye sadık kalarak egemenlik arayışında olan ve geleneksel Avrupalı yaşam tarzlarını koruyan veya yeniden canlandıran” partileri, hareketleri, düşünsel ve kültürel figürleri destekleme ihtiyacına işaret ediyor. Bu eğilim, resmi stratejide “Avrupa ülkelerinde kıtanın mevcut gidişatına karşı direnişin geliştirilmesi” şeklindeki ifadenin bir uzantısı olarak görülüyor. Buna ek olarak, milliyetçi partilerin artan etkisine de güveniliyor.

Bu partilerin isimleri açıkça belirtilmese de, tahminler bunların arasında Fransa'da Marine Le Pen liderliğindeki “Ulusal Miting”, İspanya'da “Vox”, İngiltere'de “Reform” ve “Almanya İçin Alternatif” partilerinin de yer aldığını gösteriyor. Bunlara ek olarak, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni liderliğindeki “İtalya'nın Kardeşleri” Partisi de bulunuyor.

Sahte haberler

Beyaz Saray, belge ile ilgili haberi “sahte haber” olarak nitelendirerek hemen bu iddiaları kesin bir dille reddetti. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Yardımcısı Anna Kelly, Başkan Trump'ın “şeffaf” olduğunu söyledi. İmzalı resmi strateji belgesinin, onaylanmış tek belge olup, alternatif veya gizli bir versiyon olduğu fikrini reddetti

Gözlemciler, açıklanan stratejinin gerçekten de Avrupa Birliği'ne yönelik keskin bir bakışı yansıttığını, zira liderlerini kitlesel göç karşısında çaresiz kalmakla suçladığını söylüyor. Keza  Brüksel'in politikalarını ulusal egemenliği baltalamaktan, siyasi özgürlükleri kısıtlamaktan ve üye devletlerin rolünü zayıflatmaktan sorumlu tutuyor. Avrupa'nın göç politikalarını “kıtanın çehresini değiştirmek ve huzursuzluk yaratmak” olarak tanımlıyor.

Tekrarlanan aleni açıklamaları sırasında Trump, “kötüleşen Avrupa ülkelerini” ve onların “siyasi doğruculuğa takıntılı” liderlerini hedef alarak, göç politikalarının ülkelerini “yok ettiğini” ve bunun sonucunda Avrupa'nın “parçalandığını” varsaydı.

Ukrayna savaşı

Ukrayna savaşı da Atlantikli müttefikler arasında bir gerilim ve geniş çaplı anlaşmazlık noktasını temsil ediyor. Son günlerde ABD Başkanı Avrupalı liderlere yönelik açıklamalarını sertleştirerek onları zayıf olarak nitelendirdi ve Ukrayna'daki savaşı sonlandıramamakla suçladı. Trump ile Almanya, İngiltere ve Fransa liderleri arasında aynı konuyla ilgili gergin bir telefon görüşmesinin ardından gerginlik daha da arttı. Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Washington ile ek görüşmelerin beklendiğini ve önümüzdeki hafta başında Ukrayna konusunda uluslararası bir toplantı yapılması olasılığının bulunduğunu vurguladı.

Bu yönelimler, ABD-Avrupa ittifakını parçalamaya yönelik girişimlere karşı uyarıda bulunan Papa 14. Leo’nun kayda değer tutumu da dahil olmak üzere kapsamlı eleştirilere yol açtı. Papa, Trump'ın bazı açıklamalarının ABD ile Avrupa arasındaki tarihi ittifakın doğasında “köklü bir değişikliği” temsil edebileceğini söyleyerek, bu ittifakın mevcut aşamada zarar görme tehlikesine karşı uyarıda bulundu.

Beş güç

İngiliz The Daily Telegraph gazetesinin haberine göre, iddia edilen belge tartışmaya başka bir boyut kazandırıyor. Zira küresel nüfuz dengesini yeniden şekillendirecek bir hamleyle, ABD, Çin, Rusya, Hindistan ve Japonya'yı kapsayan “beş temel güç” adı verilen yeni bir uluslararası blok oluşturulması önerisinden bahsediyor.

Daha önce Trump, Rusya'nın G8’den çıkarılmasından ve böylece grubun G7’ye dönüşmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirerek tartışmalara yol açmış ve bunu “çok büyük bir hata” olarak tanımlamıştı. Hatta daha da ileri giderek Çin'i de ekleyerek G9 adını verdiği bir grup oluşturmayı teklif etmişti.

Ulusal Güvenlik Stratejisi, bir adım daha ileri giderek, büyük güçlerin yer aldığı, üye devletlerin zengin olmasını ve demokratik sistemlerle yönetilmesini gerektiren G7’nin koşulları ile sınırlanmamış yeni bir blok inşa etmeyi öneriyor.

Beyaz Saray'dan gelen resmi yalanlamalara rağmen, bu sızıntılar Avrupa'nın transatlantik ilişkilerin geleceği ve Washington'un kıtanın siyasi haritasını yeniden şekillendirmedeki rolü konusunda giderek artan endişelerini büyütmeye devam ediyor. Daily Mail gazetesi, Avrupalıların tepkilerinin öfkeli ve hızlı olduğunu bildirdi. Chatham House Enstitüsü'nden araştırmacı Leslie Vinjamuri, yaşananların “Soğuk Savaş sonrasında ortaya çıkan uluslararası liberal düzenin sonunu” temsil ettiğini söyledi.

Bazı Avrupalı ​​liderler, Washington'un milliyetçi ve Avrupa Birliği’ne şüpheyle yaklaşan partileri güçlendirebilecek şekilde, kıtanın iç siyasi işlerine tekrar müdahale etmesinden duydukları endişeyi dile getirdiler.

Artan gerilimin gölgesinde ABD Kongresi, ABD yönetiminin Avrupa'daki Amerikan askeri varlığını yasama organının onayı olmadan azaltma yetkisini kısıtlamayı amaçlayan Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası'nı oylamaya hazırlanıyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.