Yaklaşan Refah saldırısı ABD’yi Ortadoğu’da daha da zayıflatacak

Biden ve Kral Abdullah, Refah’taki sivilleri ve iki devletli çözüm ufkunu koruma konusunda anlaştı.

ABD Başkanı Joe Biden, pazartesi akşamı Beyaz Saray’daki görüşmelerinin ardından düzenlediği basın toplantısında Kral Abdullah ile el sıkıştı (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden, pazartesi akşamı Beyaz Saray’daki görüşmelerinin ardından düzenlediği basın toplantısında Kral Abdullah ile el sıkıştı (EPA)
TT

Yaklaşan Refah saldırısı ABD’yi Ortadoğu’da daha da zayıflatacak

ABD Başkanı Joe Biden, pazartesi akşamı Beyaz Saray’daki görüşmelerinin ardından düzenlediği basın toplantısında Kral Abdullah ile el sıkıştı (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden, pazartesi akşamı Beyaz Saray’daki görüşmelerinin ardından düzenlediği basın toplantısında Kral Abdullah ile el sıkıştı (EPA)

ABD’deki Ortadoğu uzmanları, ABD’nin İsrail’in yaklaşan Refah işgalinde sivilleri koruyamaması halinde bu durumun sonuçlarına karşı uyarıyor.

Kaynaklar, “İddia, Biden yönetimini, Refah’ta Filistinlilerin başına gelebilecek katliamlar ve insani felaketler konusunda ABD’nin güvenilirliği ve itibarı ile hukuki ve ahlaki sorumluluklarıyla ilgili zorluklarla karşı karşıya bırakıyor” dedi.

ABD yönetimi ise İsrail’in Refah kentine yönelik bir operasyon tehlikesine ilişkin kamuoyuna uyarıda bulundu. Ancak sonuç olarak İsrail’e, ‘Filistinlileri korumaya yönelik net planlar olmadan hiçbir operasyonun gerçekleştirilmemesi koşuluyla’ saldırı gerçekleştirmesine yeşil ışık yaktı.

Refah’ta bir insani felaketin yaşanabileceğine dair BM ve uluslararası kurumlardan uyarılar yapılmaya ise devam ediliyor. Ayrıca Netanyahu’nun Başkan Biden’a Refah’taki 1 milyondan fazla sivili tahliye etme ve koruma planları olduğuna verdiği söz de kuşkuyla karşılanıyor. Bazı taraflar, bu iddiaları da içeriklerini de ‘gerçek dışı’ olarak nitelendirdi.

Biden-Kral 2. Abdullah görüşmesi

Biden, pazartesi (12 Şubat) akşamı Ürdün Kralı 2. Abdullah’la birlikte Beyaz Saray’da gazetecilere konuştu. Sivillerin güvenliğini sağlamaya yönelik güvenilir bir plan olmadan Refah’ta askeri operasyon başlatılmaması gerektiğini vurgulayan Biden, Ürdün Kralıyla İsrail ile Hamas arasında yeni bir müzakere kanalını görüştüklerini belirtti. Biden’a göre bu yeni durum daha sürdürülebilir bir müzakere yolu açacak ve 6 haftalık bir ateşkes sağlayacak. Ayrıca Biden Kral 2. Abdullah ile rehine takasına ilişkin de ABD’nin teklifini istişare etti. ABD Başkanı, bu konuyu ileriye taşımak için Netanyahu ve Mısır ve Katar liderleriyle görüştüğünü belirtti.

Biden, İsrail- Filistin çatışmasına ‘iki devletli çözüm’ umudunu dile getirirken, Kral 2. Abdullah ile Filistin Yönetimi’nin reformunu ve barışı kabul eden, Hamas ve İslami Cihad gibi terörist grupları barındırmayan yeni bir devlet inşa edilmesi konularını görüştüğünü söyledi. Ayrıca taraflar Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini engelleme ve daha fazla insani yardım sağlanmasının önemi konusunda anlaştılar.

Ürdün’ün endişesi

Öte yandan Kral Abdullah, Filistinlilerin içinde bulunduğu kötü durumla ilgili olarak, “Kayıtsız kalarak bunun devam etmesine izin veremeyiz. Kalıcı bir ateşkese ihtiyacımız var ve bu savaş sona ermeli” dedi. Ayrıca Filistinlilerin Gazze ve Batı Şeria sınırları dışına sürülmesi yönündeki potansiyel tehdidin ‘büyük endişeyle yaklaştıkları ve tolere edilemeyecek bir şey’ olduğunu vurguladı.

Ürdün Kralı, radikal Siyonist yerleşimcilerin Batı Şeria’ya ve Doğu Kudüs’teki kutsal mekanlara saldırılarını ve yasadışı yerleşim birimlerinin genişlemesini de eleştirirken, bunun tüm bölgede kaosa yol açacağı uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta yerinden edilmiş insanlar için kurulan çadırın yakınında oturmuş Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta yerinden edilmiş insanlar için kurulan çadırın yakınında oturmuş Filistinli bir çocuk (AFP)

Ürdün Kralı, “70 yıldır süren işgal, katliam ve yıkımın, siyasi ufuk olmadan barışın olamayacağı konusunda şüpheye yer bırakmadığını, askeri ve güvenlik çözümlerinin etkisiz olduğunu” vurguladı. Kral 2. Abdullah “İki devletli çözüme, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail ile yan yana barış ve güvenlik içerisinde yaşayan egemen ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına dayalı, adil ve kapsamlı bir barışa yol açacak siyasi bir ufuk yaratmaya bir an önce başlanması gerektiğine” dikkati çekti.

Kral 2. Abdullah, bazı ABD senatörlerine Gazze’de ateşkes sağlanması için harekete geçmenin gerekli olduğunu söylerken, insani bir felakete yol açan savaşın sona erdirilmesi için bu bağlamda daha fazla uluslararası çaba sarf edilmesi çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Ürdün Haber Ajansı PETRA’dan aktardığı habere göre Kral Abdullah, Gazze’deki savaşın devam etmesinin barış sürecini canlandırma şansını baltaladığına inanıyor. Ayrıca Gazze Şeridi halkını içeride ve dışarıda yerinden edecek her türlü girişimi reddettiğini yineleyerek, Gazze halkının evlerine dönmesi gerektiğine dikkati çekti.

Başkan Biden, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns’ün ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki çalışmaları sırasında ve bölgedeki birçok ülkenin büyükelçisi olarak Ortadoğu bölgesine ilişkin bilgisine ve yeteneklerine güvenerek, Ortadoğu’da iyi bir atılım gerçekleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Gazze’de tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak ve bir anlaşmaya varmak için Kahire’de görüşmeler sürüyor.

Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak’ın eski Danışmanı ve Ortadoğu Barış Enstitüsü Araştırmacısı Gilad Shir, savaşı sonlandırıp barışı başlatacak somut bir planın hızlandırılması gerektiğini söyledi. Shir, “Çünkü binlerce kişinin yerinden edildiği ve hayatını kaybettiği mevcut kriz, güveni sarsıyor ve hem bölgenin hem de dünyanın eylemsizliğe tahammülü yok” dedi.

İsrail’in Refah’ı işgal etmesi ve bunun feci sonuçları, ABD’nin bölge ülkeleriyle ilişkilerini tehdit ediyor, ABD’nin Ortadoğu politikalarını destekleyen ittifakları parçalıyor ve Beyaz Saray’ın daha fazla barış anlaşması imzalama ve İsrail’in bölgedeki varlığını kabul edilebilir kılma planlarını baltalıyor. Aksine ABD yönetimi, işler kontrolden çıkmadan onlarca yıl önce imzalanan normalleşme anlaşmalarını sürdürme konusunda zorluklarla karşılaşabilir.

Biden, Gazze’de kötüleşen insani krizin ortasında İsrail’e verdiği desteğin devam etmesi nedeniyle, içeride Demokrat Parti’nin ilerici üyelerinden sert tutumlarla karşı karşıya kaldı. Aynı zamanda ABD Başkanı, gösterilerle ve Arap ve Müslüman toplumu arasındaki popülaritesinin azalmasıyla da karşı karşıya.

Uzmanlar, bir milyondan fazla Filistinlinin bulunduğu Refah’a yapılacak kara saldırısının, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarının başlangıcından bu yana en önemli stratejik anı temsil ettiğini vurguluyorlar. Dolayısıyla uzmanlar, Refah’ta yaşanacaklara bağlı olarak Ortadoğu bölgesinin geleceğinin tehlikeye gireceğini dile getiriyor.

Salı günü Refah’ta yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Salı günü Refah’ta yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Washington’daki liberal bir İsrail kuruluşu olan J Street’in başkanı Jeremy Ben-Ami, “Biden yönetimi, rehineleri iade etmenin ve daha fazla insanın acı çekmemesini sağlamanın en iyi yolu olarak diplomatik araçları sürdürmelidir” dedi.

Camp David dengeleri tehlikede

Mısır ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin askıya alınması ihtimali, Biden yönetimine ve onun mirasına güçlü bir darbe vuracak, Amerikan yönetiminin zayıf olduğunu ve onun yönetimi altında bölgenin kontrolden çıktığını gösterecek. Jimmy Carter’dan bu yana ABD başkanları, 1979’da ABD’nin aracılık ettiği Mısır ile İsrail arasındaki Camp David barış anlaşmasını Ortadoğu’da daha fazla istikrarın sağlanması için bir mihenk taşı olarak kullandılar.

ABD’nin Mısır’la ilişkisi her zaman stratejik bir ilişki olarak tanımlanıyor ve Mısır, ABD’nin önemli bir müttefiki. Uzun vadeli ilişkiler, siyasi ve askeri iş birliğine dayalı. Başkan Biden, ateşkes ve takas konusunda Kahire’nin Doha ile birlikte oynadığı arabuluculuk rolünü defalarca övdü. Mısır, Gazze’ye insani yardımın ulaşmasını kolaylaştırmak için yoğun çaba harcadı. Ayrıca Mısır’ın, Filistin davasını baltalamayı reddetme ve İsrail'in Filistinlileri yoğun askeri bombardıman altında zorla yerinden edilmek üzere Mısır topraklarına itme planlarını reddetme konusundaki tutumu açıktı.

Arap Amerikan Enstitüsü Başkanı James Zogby, “Mısır’ın, İsrail ile imzaladığı tarihi barış anlaşmasını yeniden düşündüğünü açıkça belirtmesi alışılmadık bir durum.  Bu durum, Mısır’ın büyük baskı altında olduğu anlamına geliyor” dedi.

ABD varlığına yönelik tehdit

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki operasyonları, ABD’nin Ortadoğu bölgesindeki tesislerine ve çıkarlarına yönelik yoğun saldırılarla karşı karşıya kaldı. Saldırılardan biri Ürdün’de 3 askerinin ölümüne yol açarak, ABD’yi Irak ve Suriye’de misilleme saldırıları düzenlemeye sevk etti. Refah’ta bir insani felaketin yaşanması ve ABD İstihbarat Direktörü’nün Mısır, Katar ve İsrail’deki mevkidaşlarıyla ateşkes anlaşması yapılmasına yönelik çabalarının engellenmesinin, bölgedeki Amerikan varlığına yönelik güvenlik tehditlerinin artmasına yol açacağı yönünde korkular var.

New York City’deki Union Meydanı’nda İsrail’in Refah’a yönelik saldırısını durdurması çağrısı yapılan bir yürüyüş (AFP)
New York City’deki Union Meydanı’nda İsrail’in Refah’a yönelik saldırısını durdurması çağrısı yapılan bir yürüyüş (AFP)

Gözlemcilere göre bölgedeki ABD çıkarlarına yönelik saldırılar ile İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları arasındaki bağlantı inkâr edilemez. Bu durum, Başkan Joe Biden’ı daha geniş bir savaşın çıkmasını engellemeye ve İsrail ile Hamas arasında ateşkes için güçlü bir şekilde baskı yapmaya sevk etmeli. Aksi takdirde bölgesel gerilimler kontrolden çıkmaya devam edecek.

Netanyahu Biden’ın zayıflığından faydalanıyor

Sızıntılar, Biden’ın İsrail Başbakanı'nın uzlaşmazlığına karşı duyduğu hayal kırıklığını ve öfkeyi ortaya koyuyor. Dolayısıyla ateşkesin sağlanamaması ve rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik bir anlaşmaya varılamaması, Washington’un İsrail üzerindeki nüfuzunun erozyona uğraması ve Biden yönetiminin İsrail'in davranışlarında değişiklik yaratamaması konusunda çok kasvetli bir tablo çizecek.

Netanyahu, görevinin bir yıldan az süre sonra sona ereceğine inanılan bir ABD başkanına karşı çıkmanın ve ona meydan okumanın siyasi sonuçlarından kesinlikle endişe duymuyor. Bu nedenle Başkan Biden’ın, Gazze’de gerçek bir ateşkes sağlanmasında ABD’nin etkisiyle siyasi, stratejik ve ahlaki açıdan tutarlı bir rol oynamak için küçük bir fırsata sahip.



Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
TT

Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)

Afganistan’daki Taliban yönetimi, iki ülke arasında günler önce yeniden alevlenen sınır çatışmalarının ardından, Pakistan’a yönelik dolaylı güvence mesajlarını yoğunlaştırdı. Kabil, kırılgan ateşkesi koruma çabalarının sürdüğü bir dönemde hem dinî hem de siyasi bir dizi taahhüdü arka arkaya açıkladı.

Başbakan Ahund ve üst düzey isimlerin katıldığı, binden fazla din adamını bir araya getiren toplantıda yayımlanan fetva, Afgan topraklarının hiçbir ülkeye karşı kullanılmayacağını ilan etti. Siyasi–fiqhî bildiri, sınır ötesi çatışmalara müdahil olanlara karşı yaptırım uygulanacağını vurguladı.

Bildirinin ardından Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki, hükümetin fetvadaki taahhütlere “tam bağlılık” göstereceğini açıkladı. Açıklama, Pakistan içini hedef alan ve sorumluluğu başta Pakistan Talibanı (TTP) olmak üzere çeşitli gruplara atfedilen saldırıların ardından yükselen gerilimi yatıştırma girişimi olarak değerlendirildi.

Sınırdaki son saldırıda, salı günü Afganistan sınırına yakın Kurram bölgesindeki bir güvenlik noktasının hedef alınması sonucu 6 Pakistan askeri hayatını kaybetmişti. İslamabad, saldırıların Afgan topraklarını kullanan silahlı gruplarca planlandığını savunurken, Kabil bu iddiaları reddediyor ve TTP ile operasyonel bağları olmadığını öne sürüyor.

dfgt
3 Aralık 2025'te Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Pakistanlı güvenlik görevlileri için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)

Din adamları kurultayının sonunda yayımlanan bildiride, Afgan hükümetinin ülke topraklarının hiçbir devlete karşı kullanılmaması taahhüdünü “şer’î bir sorumluluk” olarak üstlendiği belirtildi. Açıklamada, bu taahhüdü ihlal edenlerin asi sayılacağı ve gerekli işlemlerin uygulanacağı ifade edildi.

Bildiride, ülke egemenliğini savunmanın dinî bir görev olduğu vurgulanırken, aynı zamanda “Afgan topraklarının başka herhangi bir devlete zarar vermek için kullanılmasının caiz olmadığı” yeniden teyit edildi. Ayrıca Afgan vatandaşlarının sınır ötesindeki askerî faaliyetlere katılmak üzere ülke dışına gitmesinin yasak olduğu, bunu yapanların “muhalif ve asi” kabul edileceği kaydedildi.

Toplantıda Başbakan Ahund’un yanı sıra Yüksek Mahkeme Başkanı, İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanı, Yükseköğrenim Bakanı ve diğer üst düzey isimlerin bulunması, Taliban yönetiminin Pakistan’a hem dinî hem de siyasi nitelikte çift katmanlı güvence sunma çabasının işareti olarak değerlendirildi. Kabil yönetimi, özellikle sınır aşan silahlı gruplar konusunda artan uluslararası baskıyla karşı karşıya.

hyju
Afganlar, 6 Aralık 2025'te Pakistan güçleriyle sınır çatışmalarında öldürülen bir adam için yas tutuyor (AFP)

Dışişleri Bakanı Muttaki, devlet medyasına yaptığı açıklamada, ülke genelindeki din alimlerinin “İslami düzenin korunmasına yönelik birleşik fetvalarını” yenilediklerini belirterek, Afganistan’ın hiçbir ülkeye zarar verecek bir faaliyete izin vermeyeceğini yineledi. Muttaki, “Bu, alimlerin tavsiyesidir ve tüm Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken bir görevdir” dedi.

Muttaki, fetvayı ihlal ederek sınır ötesi faaliyetlerde bulunanlara karşı Afgan yönetiminin gerekli adımları atma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu ifade, TTP’ye katılan Afgan unsurlara yönelik üstü kapalı bir mesaj olarak değerlendirildi.

Açıklamasının sonunda “birlik ve fitneden uzak durma” çağrısı yapan Muttaki, Afgan halkının tarih boyunca din alimlerinin fetvalarına uyduğunu ve bugün de bu çizginin sürdürüleceğini belirtti.

Gözlemcilere göre fetva, siyasi bildiri ve resmî açıklamaların tamamı, son haftalarda tırmanan saldırılar nedeniyle artan Pakistan tepkisini yatıştırmaya ve Kabil’in güvenlik taahhütlerine bağlılık gösterdiğini ispatlamaya yönelik koordineli bir çabanın parçası niteliğinde. Geçen cuma yaşanan ve 4 kişinin ölümüne yol açan sınır çatışması, iki ülke arasındaki gerilimi yeniden tırmandırmıştı.


Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün, ABD başkanının günlerdir sağ elinde taşıdığı bandajı, yaptığı sayısız tokalaşmaya işaret ederek bir kez daha haklı çıkarmaya çalıştı.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt dün, "Bununla ilgili size zaten bir açıklama yaptık" dedi. Leavitt'in açıklaması, son zamanlarda ortaya çıkan bandajlarla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. "Başkan sürekli insanlarla el sıkışıyor," diyen Leavitt, birkaç ay önce başkan şişmiş sağ eliyle görüldüğünde yapılan açıklamayı yineledi.

Leavitt ayrıca, "Kalp damar hastalığına karşı önleyici tedavi olarak her gün aspirin de alıyor" diyerek, "bu da gördüğünüz morluklara katkıda bulunmuş olabilir." Beyaz Saray, örneğin pazar günü Washington'daki bir etkinlik sırasında 79 yaşındaki Trump'ın taktığı bandajlar görülmeden önce de bu açıklamayı yapmıştı.

ABD'nin en yaşlı seçilmiş başkanı olan Trump için sağlık hassas bir konu. Demokrat selefi Joe Biden'ı bunama hastalığından muzdarip olmakla ve bu nedenle yönetmeye uygun olmamakla suçladı.

Trump, salı akşamı Truth Social’deki hesabından yaptığı öfkeli paylaşımda, sağlığıyla ilgili medya haberlerini "kışkırtıcı ve muhtemelen vatana ihanet" olarak nitelendirdi.

Trump'ın sağlığı, bir dizi etkinlikte uyanık kalmakta zorlandığı görülmesinin yanı sıra, ekim ayında ek tıbbi testlerin bir parçası olarak MR çektirmesiyle de mercek altına alındı.


Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

Tokyo bugün yaptığı açıklamada, Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi ve Amerikalı mevkidaşı Pete Higseth'in bölgedeki güvenlik konusunu görüşmek üzere yaptıkları telefon görüşmesinde, Çin'in son eylemlerinin "bölgesel barışın sağlanmasına yardımcı olmadığı" konusunda mutabık kaldıklarını duyurdu.

Japonya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki bakanın "6 Aralık'ta Çin askeri savaş uçakları tarafından Japonya Öz Savunma Kuvvetleri uçaklarının hedef alındığı radar kilitleme olayı da dahil olmak üzere, Hint-Pasifik bölgesindeki kötüleşen ciddi güvenlik durumu hakkında samimi görüş alışverişinde bulunduğunu" belirtti.

Açıklamada, Başbakan Sanae Takaichi'nin geçen ay Tayvan hakkındaki açıklamalarının ardından Japonya ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlık ortamında, iki bakanın "Çin'in eylemlerinin bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmadığı gerekçesiyle, bölgesel gerilimleri tırmandırabilecek her türlü eylemden ciddi endişe duyduklarını" ifade ettikleri belirtildi.