İran Meclisi veri tabanı hacklendi: Gizli belgeler ifşa oldu

İran Parlamentosu’nun web sitesinin hacklenmesinin ardından Halkın Mücahitleri Örgütü’ne bağlı bir grup tarafından yayınlanan bir dizi belge
İran Parlamentosu’nun web sitesinin hacklenmesinin ardından Halkın Mücahitleri Örgütü’ne bağlı bir grup tarafından yayınlanan bir dizi belge
TT

İran Meclisi veri tabanı hacklendi: Gizli belgeler ifşa oldu

İran Parlamentosu’nun web sitesinin hacklenmesinin ardından Halkın Mücahitleri Örgütü’ne bağlı bir grup tarafından yayınlanan bir dizi belge
İran Parlamentosu’nun web sitesinin hacklenmesinin ardından Halkın Mücahitleri Örgütü’ne bağlı bir grup tarafından yayınlanan bir dizi belge

13 Şubat sabahı bilgisayar korsanları, İran parlamentosunun web sitesi ağını kesintiye uğratan siber saldırıda elde ettikleri bir dizi belgeyi kamuoyu ile paylaştı. Yetkililer saldırının gerçekleştiğini doğruladı ancak yayınlanan bazı belgelerin gerçekliğini yalanladı.

Resmi basında çıkan haberlere göre, yetkililer bilgisayar korsanları tarafından elde edilen belgelerin Parlamento sunucularının sınırlı bir şekilde hacklenmesinden sonra tahrif edildiğine inanıyor ve bu da hacklemenin site çökmeden önce gerçekleştiğini gösteriyor.

Rejim muhalifi Halkın Mücahitleri Örgütü’ne bağlı ‘Devirene Kadar İntifada’ isimli grup, milletvekilleri, idari personel ve bir koruma ekibi de dahil olmak üzere parlamento üyelerinin verileriyle ilgili belgeleri kullanıma sundu.

Belgeler aynı zamanda Parlamento ile üst düzey yetkililer arasında, özellikle de düzenli ordu ve Devrim Muhafızları güçleri de dahil olmak üzere askeri ve güvenlik hizmetlerinde yer alan üst düzey yetkililer arasında "gizli" ve "çok gizli" olarak sınıflandırılan bir grup mesajı da içeriyor.

Yetkililer, milletvekillerinin aldığı maaşlarla ilgili bir belgeyi yalanlamakla yetindi. Diğer belgeler hakkında yorum yapılmadı.

Bazı belgelerin ayrıntıları ise şu şekilde:

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf’ın pasaport kopyası
İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf’ın pasaport kopyası

Nükleer alanların korunması

Pasif Savunma Örgütü'nün 16 Ağustos'ta Meclis Başkanlığı'na gönderdiği belgede, örgütün olası saldırılara karşı nükleer tesislerin güçlendirilmesi yönünde İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney'in talimatı doğrultusunda tavsiyelerde bulunduğu belirtiliyor.

Belge, İran Atom Enerjisi Örgütü'nün bazı tavsiyelerini göz ardı etmesini eleştiren bir paragrafla başlarken, Rehber’in nükleer tesislerde ve merkezlerde, iki sahanın güvenli yerlere taşınması da dahil olmak üzere bazı tehditlerin ortaya çıkması konusunda uyardığını aktarıyor.

Pasif Savunma örgütünün nükleer sahalarla ilgili Meclis'e mektubu
Pasif Savunma örgütünün nükleer sahalarla ilgili Meclis'e mektubu

Ayrıca örgütün, nükleer programda ileri adımlar atmak amacıyla İran Parlamentosu'nun kanunu kapsamında kurulan santrifüjlere ilişkin tavsiyelerinin dikkate alınmaması da eleştiriliyor.

Belgede, İran Atom Enerjisi Örgütü'nün İsfahan reaktörü ve hassas Tahran reaktörünün inşasında Pasif Savunma Örgütü'nün standartlarına uymadığı belirtiliyor.

Örgüt, yerleşim yerlerinin yakınında bulunan Tahran araştırma reaktöründe kullanılan nükleer yakıt kalıntıları konusunda uyarıyor.

Dışişleri Bakanlığı referansı

Rehber Ali Hamaney'in ofisi tarafından yayınlanan ve ofisi müdürü tarafından imzalanan "çok gizli" damgalı bir belge, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın müdahalesine işaret ediyor. Belge, Savunma Bakanlığı, İran Atom Enerjisi Kurumu ve İstihbarat Bakanlığı’na izin veren yasa tasarısı sonrasında "Dışişleri Bakanlığının dış ilişkilerdeki yetkisinin korunmasına" ilişkin olarak, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın 100'üncü maddesi uyarınca diplomatik aygıtları incelemeden dış ilişkiler kurmaya değiniyor.

Abdullahiyan’ın Dini Liderin ofisine yazdığı mektubun kopyası
Abdullahiyan’ın Dini Liderin ofisine yazdığı mektubun kopyası

Hamaney'in ofisi, Meclis Başkanlığı'nın dikkatini Dışişleri Bakanlığı'nın yetkisinin dikkate alınması yönündeki talebine çekiyor. Dışişleri Bakanlığı mektubunda, "Bu konu dış politikada koordinasyon eksikliğine neden olmakta ve Dışişleri Bakanlığı'nın diğer ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla olan otoritesi ve konumu hakkında zayıf bir mesaj yansıtmaktadır" ifadeleri yer alıyor.

Denizlerdeki genişleme

Geçtiğimiz Kasım ayında İran Lideri Rehber Ali Hamaney, denizcilik faaliyetlerinin genişletilmesine yönelik kapsamlı plan yasasını hükümet, parlamento ve yargı başkanlarına gönderdi. Kanun, yürütme organının (hükümetin) denizlerde genişlemeye yönelik kapsamlı bir politika benimsemesini gerektirmekte.

Nitekim Meclis'te "gizli" olarak sınıflandırılan belgelerden biri İran Liderinin yasayı onayladığını gösteriyor.

Rejimin zirvesi anlamına gelen Rehberlik makamının denizlerdeki genişleme planına ilişkin mesaj
Rejimin zirvesi anlamına gelen Rehberlik makamının denizlerdeki genişleme planına ilişkin mesaj

Belgeye göre denizlerdeki yayılma politikası dört temele dayanıyor:

1-Denizlerin potansiyelini değerlendirerek bölgede ilk güç olma hedefiyle denizcilik ve esnek yönetim alanında kapsamlı politikalar oluşturmak.

2-Deniz ticaretine dayalı ekonomik faaliyetlerin genişletilmesi ve sahillerde, adalarda ve arka kıyılarda ekonomik alanların kurulması, ülkenin ekonomik büyümesinin iki katına çıkmasıyla eşdeğer.

3-Altyapının kurulması yoluyla yatırımın ve iç ve dış katılımın kolaylaştırılması ve geliştirilmesi.

4-Denizlerde, sahillerde ve bitişik bölgelerde genişlemeye yönelik kapsamlı bir plan geliştirilerek nüfus, ticaret, sanayi, tarım ve turizmin pay ve dağılımının belirlenmesi. Özellikle güney sahilleri ve adaların yanı sıra Umman Körfezi kıyılarında, İran-İslam kimliğinin ön planda tutulduğu politikanın onaylanması bir yıl içinde mümkün olacak.

Son kısımdaki dördüncü paragraf, Sünni Belucîlerin çoğunluğunun yaşadığı, Umman Körfezi'ndeki mutlak Belucistan vilayeti ile ilgili. İran’ın güney bölgelerindeki insanlar dini ve demografik kimliklerini değiştirme girişimlerinden endişe duyuyor.

Genelkurmay Başkanı, 3 milyar dolarlık hibeyi onayladığı için Parlamentoya teşekkür etti.
Genelkurmay Başkanı, 3 milyar dolarlık hibeyi onayladığı için Parlamentoya teşekkür etti.

Silahlı kuvvetlerin bütçesi

Sızan belgeler arasında, Parlamentonun Silahlı Kuvvetlere gemilerin, füzelerin, radar sistemlerinin ve insansız hava araçlarının imalatı dahail savunma altyapısını güçlendirmek için 3 milyar euroluk bir miktar verilmesine onay vermesi nedeniyle Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri'nin yazdığı teşekkür mektubu da dahil olmak üzere askeri bütçeden belgeler yer alıyor

Bakıri, İran piyasasındaki kur dalgalanmaları dikkate alınarak söz konusu tutarın döviz cinsinden ödenmesini talep ediyor.

İran Genelkurmay Başkanı’nın mektubu
İran Genelkurmay Başkanı’nın mektubu

Ayrı bir belgede, silahlı kuvvetlerin genel bütçesinin bu kuvvetlere bağlı kurumlara dağıtılmasına ilişkin program açıklanıyor. Belgeler arasında, Muhafız subaylarının davranışlarını izleyen ve teşkilatı hackleme ve bilgi sızdırma girişimlerinden koruyan bir iç organ olan Devrim Muhafızları Koruma ve İstihbarat Teşkilatı için bir bütçe talebi de yer alıyor.

İran Ordusu Genel Koordinatörü Habibullah Seyyari, "gizli" damgalı bir belgede, hükümetin ordu güçlerine 200 milyon dolarlık döviz yardımı ödeme yükümlülüğünün getirilmesini talep ediyor.



Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
TT

Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in İran'a karşı başlattığı saldırıdan önce, ABD, İsrail, Hamas ve İran arasında Gazze konusunda geniş kapsamlı müzakereler yürütüldüğünü açıklamıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Gazze'de tutulan rehinelerin durumuyla ilgili ciddi ilerlemeler kaydedildiğini doğruladı.

Ancak İsrail'in İran'a sert bir askeri darbe indirmesi, Gazze meselesinin çözülmesine ve ateşkes anlaşmasına varılmasına katkıda mı bulunacak, yoksa bölgedeki ateşkes müzakerelerini olumsuz yönde mi etkileyecek?

Darbe öncesi çabalar

İsrail, İran'ı 7 Ekim 2023 saldırılarını finanse etmekle suçluyor. Bu suçlamayı dayandırdığı nedenlerden biri Hamas Hareketi’nin Tahran'ın bölgedeki uzantılarından biri olarak görmesi ve Hamas ile İran arasında uzun soluklu ve güçlü ilişkiler olmasıdır.

Mevcut bilgilere göre ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Filistin asıllı Amerikalı akademisyen ve siyasi aktivist Bishara Bahbah, İsrail İran'a ağır bir darbe indirmeden önce, ABD ile İran arasında İran’ın nükleer programına ilişkin müzakerelerle eş zamanlı olarak Gazze konusunda bir anlaşma metni üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmışlardı. Bu çabalar, ABD ile İran arasındaki müzakerelerle eş zamanlı olarak yürütülüyordu.

İsrail'in İran'a yönelik askeri saldırısı öncesinde, arabulucular Katar ve Mısır, ABD ile Gazze ve İran meselelerine dair görüşmeler yaptılar. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Washington ile Tahran arasındaki müzakerelerin gelişmeleri ve Gazze'deki savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya varılması için Witkoff ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Tüm bu çabalar, Katar'ın Witkoff'un ateşkes önerisine ilişkin yenilikçi ve değiştirilmiş bir formül sunmasının ardından gerçekleşti. O sırada Hamas'ın geçici lideri Halil el-Hayya, "Gazze'deki savaşı durdurmaya yönelik bir dizi fikir aldık. Witkoff'un önerisine açığız. Ancak savaşı kalıcı olarak sona erdirmek ve İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesini sağlamak için daha güçlü güvenlik garantileri gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre bu çabalar Tahran'ın doğrudan bilgisi dahilinde gerçekleştirildi. Trump, ilk kez Gazze'de ateşkes dosyasına doğrudan müdahale ederken bunu, “Gazze şu anda bizim, Hamas ve İsrail arasında yürütülen büyük müzakerelerin ortasında ve İran da bu müzakerelere katılıyor. Gazze'de neler olacağını göreceğiz. Rehineleri geri almak istiyoruz” şeklindeki heyecan verici açıklamasıyla duyurdu.

Ardından Netanyahu, esir takası ve Gazze'deki ateşkes müzakerelerinde önemli ilerleme kaydedildiğini söyledi ve ardından üst düzey bakanlarıyla bir toplantı yaptı. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, rehinelerle ilgili anlaşmayı sağlamaya kararlı olduklarını ve ilerleme kaydedildiğini söyledi.

İsrail şartlarını koyuyor

Ancak İsrail'in İran'a saldırmasının ardından Gazze dosyasıyla ilgili tüm bu gelişmelere endişeyle bakılırken, Hamas bu eksene olan bağlılığını yeniden teyit etti ve tutumunda değişiklik yapmadı. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının tehlikeli olduğunu, bölgede patlamaya yol açabileceğini ve bunun Netanyahu'nun bölgeyi açıkça bir savaşa sürükleme konusundaki kararlılığını yansıttığını söyledi.

İsrail'in saldırısı, Gazze'deki savaşın gidişatını etkiliyor. Siyasi ve askeri gözlemciler, savaşın gidişatı ve ateşkesin Tahran ile Tel Aviv arasındaki askeri gelişmelere bağlı olarak değişebileceğini ve bir anlaşmaya varılabileceği gibi, tarafların tutumlarının sertleşebileceğini belirtiyorlar.

Siyasi araştırmacı Macid Ebu Herbid, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“İsrail, bölgede zaferler kazandığına ve İran'a karşı ezici bir galibiyet elde ettiğine inanıyor. Bu durum Netanyahu'yu, kazanan tarafın şartları belirlediği kuralına göre şartlarını ve taleplerini sertleştirmeye iten bir coşkuya kapılmasını sağlarken Gazze konusunda yenilgiye uğradığına inandığı Hamas'ın bu şartlara uyması gerektiğini düşünüyor.”

Ebu Herbid, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hamas her şeyi kaybettiğini düşünüyor olabilir ve bu yüzden tek seferde kapsamlı bir anlaşma imzalamakta ısrarcı bir tutum sergileyebilir. Bu durum toprak üzerindeki kontrolünü kaybettikten sonra kaybedecek başka bir şeyi kalmadığından kaynaklanıyor."

Ebu Herbid'e göre İsrail'in İran'a yönelik saldırıları Gazze dosyası üzerinde hızla etkili olmayacak. Yani ne Hamas ateşkes için acele edecek ne de İsrail anlaşmaya varmak ve rehinelerin serbest bırakılması için acele edecek. Siyasi araştırmacı, her iki tarafın da önceliklerini değiştirmek için Tahran'daki çatışmalardaki gelişmeleri beklediğini belirtti.

“İran ateşkesi engelleyebilir”

Askeri bilimler alanında öğretim görevlisi Muaviye Vasif ise İsrail ile İran arasındaki gerginliğin Gazze'deki ateşkes sürecine hizmet etmediğini söyledi. Vasif’e göre Netanyahu, Tahran'ı vurma planlarıyla meşgulken, Hamas durumu izliyor ve müzakere edecek birini bulamıyor. Bu yüzden Gazze'deki durum olduğu gibi kalabilir.

Vasif, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Trump'ın açıkladığına göre İran, İsrail ile Hamas arasında Gazze konusunda yürütülen görüşmelere dahil olduğundan, herhangi bir öneriyi reddederek Hamas’ı etkileyecektir. Ayrıca ABD ile yürüttüğü görüşme ve müzakerelerde şartlarını sertleştiriyor ve bunları hiçbiri, kısa süreliğine de olsa bir ateşkese varılmasını isteyen Gazze halkının yararına olmayacak.”

Hamas'ın şu anda zayıf bir konumda olduğunu ve Tel Aviv'in İran'la savaşla meşgul olması nedeniyle İsrail'e Gazze'de ateşkes için baskı yapamayacağını söyleyen Vasif, Tahran'daki gerginliğin Gazze'deki çatışmaları hafifletebileceğini, ancak Netanyahu'nun şu anda zafer kazandığına inandığı için ateşkes görüşmelerini etkilemeyeceğini belirtti.

Güvenlik araştırmacısı Vail el-Mubeyyed ise farklı bir görüşe sahip. İsrailli bakanların İran'a yönelik saldırıyla meşgul oldukları bir ortamda Netanyahu'nun Gazze'deki ateşkes dosyasını gündeme getirebileceğini söyleyen Mubeyyed, “Tel Aviv hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar İsrail'in Tahran'a yönelik saldırılarıyla meşguller ve şu an Gazze ile ilgili hiçbir şeye karşı çıkmıyorlar. Bu yüzden yakında Gazze'de bir ateşkes sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hamas ne düşünüyor?

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları yok oluyor. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının Gazze'deki sükuneti bozduğunu, Netanyahu'nun kibirli bir tavır sergilediğini ve Gazze'deki krizi kasıtlı olarak derinleştirerek bölgedeki gelişmelerle ilişkilendirdiğini söyledi.

İran’a yönelik saldırının Gazze'ye bazı yansımaları söz konusu ve Netanyahu, Hamas'ın müzakere turlarında gösterdiği esnekliğe rağmen savaşı sona erdirmek istemiyor. İsrail'e göre Gazze'deki savaşın sona ermesi bölgesel meselelerle ilişkili ve Tel Aviv bölge haritasını kendi istediği şekilde yeniden çizmeyi planlıyor. Gazze'de olanlar da bu planın sadece bir parçası.