Netanyahu: İsrail, Filistin devletinin kurulmasını kabul etme konusunda hiçbir baskıya boyun eğmeyecek

ABD Başkanı Joe Biden ve Başbakan Binyamin Netanyahu (Reuters-Arşiv)
ABD Başkanı Joe Biden ve Başbakan Binyamin Netanyahu (Reuters-Arşiv)
TT

Netanyahu: İsrail, Filistin devletinin kurulmasını kabul etme konusunda hiçbir baskıya boyun eğmeyecek

ABD Başkanı Joe Biden ve Başbakan Binyamin Netanyahu (Reuters-Arşiv)
ABD Başkanı Joe Biden ve Başbakan Binyamin Netanyahu (Reuters-Arşiv)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından, ‘Filistin devletinin kurulmasını kabul etme baskısına boyun eğmeyeceklerini’ söyledi.

Times of Israel gazetesine göre, Biden ve Netanyahu, iki taraf arasında Gazze konusunda gerginliklerin olduğu, rehine ve tutuklulara ilişkin Hamas ile takas anlaşmasının henüz tamamlanmadığı bir dönemde, bir hafta içinde ikinci kez telefonla görüştü.

Jerusalem Post gazetesi de İsrail’de Netanyahu ile CIA Direktörü William Burns arasındaki görüşmelerin ardından Biden ile yapılan telefon görüşmesinin 40 dakika sürdüğünü bildirdi.

Netanyahu, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Kabine toplantısında İsrail’e bir Filistin devletinin dayatılması yönündeki son konuşmalara ilişkin tavrımı netleştirdim. Benim tutumum şu iki cümlede özetleniyor: İsrail, Filistinlilerle kalıcı bir çözüme ilişkin uluslararası eğilimleri açıkça reddediyor. Böyle bir düzenlemeye, önkoşul olmaksızın, yalnızca taraflar arasında doğrudan müzakere yoluyla ulaşılabilecektir. İkinci ise İsrail, Filistin devletinin tek taraflı tanınmasına karşı çıkmaya devam edecektir. 7 Ekim katliamının ardından böyle bir tanınma, benzeri görülmemiş terörizme büyük bir ödül verecek ve gelecekte herhangi bir barış anlaşmasını önleyecektir.”

Times of Israel gazetesinde yer alan bir habere göre, Netanyahu’nun ofisinden bir yetkili, Biden ile yapılan görüşmede, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun yanı sıra takas anlaşması meselesi, Refah’taki durum ve Hamas’la mücadelede bir sonraki aşamanın ele alındığını bildirmişti.

Biden, pazar günü Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ta askeri bir operasyon gerçekleştirmeden önce, yerinden edilmişlerin güvenliğini sağlamak için inandırıcı ve uygulanabilir bir planın olması gerektiğini vurgulamıştı.

ABD Başkanı, Filistinli sivillere yönelik insani yardımın artırılması için acil adımlar atılması çağrısında bulunmuştu.

Biden ayrıca, takas anlaşması müzakerelerinde elde edilen ilerlemenin daha da geliştirilmesi gerektiğini belirtmişti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24