Elon Musk, Delaware yargıcına kızarak SpaceX şirketini Teksas’a taşıdı

Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk (Reuters)
Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk (Reuters)
TT

Elon Musk, Delaware yargıcına kızarak SpaceX şirketini Teksas’a taşıdı

Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk (Reuters)
Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk (Reuters)

Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk, havacılık ve uzay şirketi SpaceX’in kuruluş durumunu Delaware eyaletinden Teksas’a taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, Musk, konuya ilişkin açıklamasında, “SpaceX kuruluş durumunu Delaware’den Teksas’a taşıdım. Eğer şirketiniz hala Delaware’de kayıtlıysa, mümkün olan en kısa sürede başka bir eyalete geçmenizi tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.

Bu hamle, Delaware’deki bir yargıcın, geçen ay Musk’un 56 milyar dolarlık maaş paketine aşırı olduğu gerekçesiyle dava açan Tesla yatırımcıları lehine karar vermesinin ardından geldi.

Aynı zamanda Tesla’nın CEO’su olan Musk, bu ayın başlarında Tesla’nın kuruluş devletinin Teksas’a taşınması için hissedar oylaması yapacağını bildirdi.

Musk, bu ayın başlarında, ankete katılanların yüzde 87’sinin Tesla’nın Teksas’a taşınmasına ‘evet’ oyu verdiği bir anket yaptıktan sonra, “Halkın oyu kesinlikle Teksas lehine” dedi.

Delaware’deki yargıç, ocak ayında Musk’un tazminatının elektrikli araç üreticisinin yönetim kurulu tarafından uygunsuz şekilde belirlendiğini tespit etti ve paketi iptal etti.

Bu karar, Tesla’nın hissedarı Richard Tornetta’nın beş yıl önce açtığı, Musk’ı tazminat paketi etrafındaki müzakereleri uygunsuz bir şekilde dikte etmekle suçlayan ve yönetim kurulunun bağımsız olmadan hareket ettiğini iddia eden dava kapsamında alındı.

Tesla’nın Musk'la yaptığı anlaşma, bir yönetici için şimdiye kadarki en büyük tazminat anlaşması ve dünyanın en büyük servetlerinden biri olan servetinin önemli bir kısmına katkıda bulunuyor.

Musk, Kasım 2022’deki tazminat davası sırasında paranın gezegenler arası seyahati finanse etmek için kullanılacağını ifade etti.

Musk’ın beyin çipi implantı şirketi Neuralink de geçen hafta kuruluş yerini Delaware’den Nevada’ya taşıdı.



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.