Trump, Kremlin'i eleştirmekten kaçınarak, Navalni'nin ölümüyle ilgili sessizliğini bozdu

Eski ABD Başkanı Donald Trump, 15 Şubat 2024'te New York'ta bir mahkeme salonunun önünde konuşurken jest yapıyor (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump, 15 Şubat 2024'te New York'ta bir mahkeme salonunun önünde konuşurken jest yapıyor (Reuters)
TT

Trump, Kremlin'i eleştirmekten kaçınarak, Navalni'nin ölümüyle ilgili sessizliğini bozdu

Eski ABD Başkanı Donald Trump, 15 Şubat 2024'te New York'ta bir mahkeme salonunun önünde konuşurken jest yapıyor (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump, 15 Şubat 2024'te New York'ta bir mahkeme salonunun önünde konuşurken jest yapıyor (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Rus muhalif Aleksey Navalni'nin Rusya'daki cezaevinde ölmesine ilişkin sessizliğini, Kremlin'i eleştirmekten kaçındığı bir açıklamayla bozdu. Trump, Rus muhalefet liderinin ani ölümünün, ABD'nin kötüleşmesinin bir göstergesi olduğunu düşünüyor.

47 yaşındaki Rus muhalif liderin geçtiğimiz hafta bulunduğu cezaevinde ölmesi şok etkisi yarattı. Bu durum, üst düzey Batılı yetkililerin Başkan Vladimir Putin'i ve Moskova'daki yetkilileri onun ölümünden sorumlu tutmasına yol açtı.

Ancak önümüzdeki kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti adaylığını kazanma ihtimali en yüksek olan ABD’nin eski Başkanı, artan eleştiriler sebebiyle konu hakkında sessiz kalmıştı. Trump, dün akşam sosyal medyada paylaştığı bir gönderide Navalni’nin ölümüne değindi.

Trump açıklamasında, "Aleksey Navalni'nin ani ölümü, ülkemizde olup bitenler hakkında beni giderek daha fazla bilinçlendirdi. Bu, çarpık ve radikal sol politikacıların, savcıların ve yargıçların bizi yıkıma giden bir yola sürüklediği yavaş ve istikrarlı bir ilerlemedir” ifadelerini kullandı.

Eski ABD Başkanı, gerileme halindeki bir ülke olarak nitelendirdiği ABD'de ‘açık sınırlar, hileli seçimler ve adaletsiz mahkeme kararlarına’ değindi ve yaşanılanları kınadı.

Trump, Rus hükümetinden veya Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den bahsetmedi.

Rakibi Nikki Haley ise Trump’ın paylaşımını "dengesiz" olarak nitelendirdi ve "kendisini mağdur ilan ettiğini" söyledi.

Haley açıklamasında, “Putin'i gerçekte olduğu gibi acımasız bir suçlu olarak kınadı mı? Hayır. Navalni’nin cesur mücadelesini övdü mü? Hayır. Putin'in Navalni'nin ve Rus diktatöre karşı koymaya cesaret eden diğer birçok kişinin öldürülmesindeki rolünü kabul etti mi? Tabii ki hayır.” dedi.

Cumhuriyetçi Parti ön seçimlerinde Trump'ın çok gerisinde kalan Haley'nin açıklamaları, Trump’ı Navalni'nin ölümü konusundaki sessizliği nedeniyle eleştirmesinden, konuyu rahatsız edici olarak tanımlamasından ve bir sorun teşkil etmesinden bir gün sonra geldi.

Trump’ın yakın zamanda Rusya'yı mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen NATO üyelerine saldırmaya "teşvik edeceğini" söylemesi, Washington'un Batılı müttefikleri arasında da şok etkisi yarattı.

Trump da dahil olmak üzere ABD'deki bir dizi aşırı sağcı, Putin'e olan hayranlıklarını uzun süredir dile getiriyor. Trump bir keresinde Putin’i dahi olarak tanımlamıştı.



ABD'li bir yargıç, Columbia Üniversitesi öğrencisi Mahmud Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar verdi

 Öğrenci Mahmud Halil, New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki protestolar sırasında - 29 Nisan 2024 (AP)
 Öğrenci Mahmud Halil, New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki protestolar sırasında - 29 Nisan 2024 (AP)
TT

ABD'li bir yargıç, Columbia Üniversitesi öğrencisi Mahmud Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar verdi

 Öğrenci Mahmud Halil, New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki protestolar sırasında - 29 Nisan 2024 (AP)
 Öğrenci Mahmud Halil, New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki protestolar sırasında - 29 Nisan 2024 (AP)

ABD bir göçmenlik hâkimi dün, Başkan Donald Trump yönetiminin geçen ay New York'ta tutuklanan Columbia Üniversitesi öğrencisi ve Filistinli aktivist Mahmud Halil'i sınır dışı edebileceğine karar verdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Louisiana'daki LaSalle Göçmenlik Mahkemesi Yargıcı Jamie Comance, 1952 Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası uyarınca ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio tarafından geçen ay Halil hakkında verilen kararı bozma yetkisi olmadığını söyledi. Rubio, Halil'in ABD'deki varlığının “potansiyel olarak ciddi dış politika sonuçları” doğurması nedeniyle sınır dışı edilmesi gerektiğine hükmetmişti.

Yargıcın kararı Halil'in sınır dışı edilip edilmeyeceğine ilişkin son söz değil. New Jersey federal mahkemesinde görülen ayrı bir davada, ABD Bölge Mahkemesi Yargıcı Michael Farbiarz, Halil'in 8 Mart'ta tutuklanmasının ABD Anayasası'nın ifade özgürlüğünü güvence altına alan Birinci Değişikliği'ni ihlal ettiği iddiasını değerlendirirken sınır dışı işlemini durdurdu.

Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında doğan Halil, Cezayir vatandaşlığına sahip ve geçen yıl ABD'de yasal olarak kalıcı oturma izni aldı. Halil, New York'taki Columbia Üniversitesi kampüsünü sarsan Filistin yanlısı öğrenci protesto hareketinin önde gelen isimlerinden biri. Halil'in eşi Nur Abdallah da ABD vatandaşı.

Halil'in davası, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Halil gibi herhangi bir suçla itham edilmemiş olan ve ABD'de yasal olarak ikamet eden Filistin yanlısı öğrencileri sınır dışı etme çabaları açısından güçlü bir sınav niteliği taşıyor.

Yönetim, Halil ve Filistin yanlısı protestolara katılan diğer yabancı öğrencilerin ABD'nin dış politika çıkarlarına zarar verdiğini savunarak, Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası'nda yer alan ve Dışişleri Bakanı'na yabancı bir vatandaşı ne zaman sınır dışı edebileceğini belirleme konusunda geniş yetki veren bir maddeye atıfta bulunuyor.

New York'taki Columbia Üniversitesi'nde çitlerin arkasında “Mahmud Halil'e Özgürlük” pankartı tutan bir öğrenci- 2 Nisan (AFP)New York'taki Columbia Üniversitesi'nde çitlerin arkasında “Mahmud Halil'e Özgürlük” pankartı tutan bir öğrenci- 2 Nisan (AFP)

Yargıcın kararı, Louisiana kırsalında özel devlet müteahhitleri tarafından işletilen çift dikenli tel örgülerle çevrili göçmen cezaevi kompleksi içindeki bir mahkeme salonunda yapılan 90 dakikalık bir duruşmanın ardından geldi.

30 yaşındaki Halil kendisini siyasi bir mahkûm olarak tanımladı. Halil, Columbia Üniversitesi yurdunda gözaltına alınmış ve Louisiana cezaevine nakledilmişti. Halil'in avukatları, Trump yönetiminin kendisini, ABD dış politikasını eleştirme hakkını da içeren ABD Anayasasının Birinci Değişikliği ile güvence altına alınan bir hak olan görüşlerini ifade ettiği için hedef aldığını söyledi.

Avukatı Mark van der Hut duruşma sonrasında yaptığı açıklamada, “Mahmud, adil yargılanma hakkının bariz bir şekilde ihlal edildiği ve göçmenlik yasasının muhalefeti bastırmak için kullanıldığı bir tiyatroya maruz bırakıldı... Henüz bitmedi ve mücadelemiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.

ABD göçmenlik mahkemesi sistemi, yargıçları hükümetten bağımsız olarak atayan Adalet Bakanlığı tarafından yönetilmektedir.

Trump yönetimi Halil'in sınır dışı edilmesi gerektiğine dair kanıt olarak iki sayfalık bir mektup sundu. Rubio mektupta Halil'in “ABD'deki Yahudi öğrenciler için düşmanca bir ortamı teşvik eden antisemitik protestolar ve yıkıcı faaliyetlerdeki” rolü nedeniyle sınır dışı edilmesi gerektiğini yazdı.

Rubio mektupta Halil'i herhangi bir yasayı çiğnemekle suçlamadı ancak Dışişleri Bakanlığı'nın inançları, bağlantıları ve açıklamaları “yasal” olsa bile, herhangi bir göçmenin yasal statüsünü iptal etme hakkına sahip olduğunu belirtti.

Halil, ABD hükümetinin İsrail'in Filistin topraklarındaki askeri işgaline verdiği desteği eleştirmenin yanlış bir şekilde antisemitizmle karıştırıldığını söyledi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü bakanlığın davalar hakkında yorum yapmadığını ifade etti.

Farbiars'ın önündeki davada Halil, tutuklanmasının, gözaltına alınmasının ve New York'taki ailesinden ve avukatlarından yaklaşık bin 930 kilometre uzaktaki Louisiana'daki bir hapishaneye nakledilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunuyor.