Putin, Biden'ın kendisine yönelik küfürlü ifadeler kullanmasını değerlendirdi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Joe Biden’ın kendisine yönelik küfür içerikli açıklamalarının, Moskova’nın, neden ABD başkanı olarak Donald Trump yerine Biden'ı tercih ettiğinin ispatı olduğunu söyledi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

Putin, Biden'ın kendisine yönelik küfürlü ifadeler kullanmasını değerlendirdi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Putin, Rus devlet kanalı Rossiya-1'e yaptığı açıklamada, Biden'ın, seçim kampanyası konuşmasında kendisine yönelik küfür içerikli ifadeler kullanmasını "kinayeli bir şekilde" değerlendirdi.

Bir süre önce ABD başkanı olarak Donald Trump yerine Biden’ı tercih ettiğine yönelik açıklama yaptığını anımsatan Putin, gülümseyerek, “Her başkanla çalışırız dedim ama Biden'ın Rusya açısından daha tercih edilebilir olduğunu düşünüyordum. Söylediklerine bakılırsa kesinlikle haklıyım çünkü bu benim sözlerime uygun bir tepki.” dedi.

Putin, Biden’ın kendisine teşekkür etmesini beklemediğini belirterek, “Bana ‘Aferin Volodya, bana yardımcı olduğun için teşekkürler’ diyemez. İç politika açısından orada neler olduğunu anlıyoruz ve bu tamamen yerinde bir tepki, yani ben haklıydım.” diye konuştu.

The Hill'in haberine göre, ABD Başkanı Biden, seçim kampanyası kapsamında California eyaletinin San Francisco kentinde katıldığı bağış etkinliğinde, Rusya Devlet Başkanı Putin'e yönelik küfür içerikli ifadeler kullanmıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD Başkanı Joe Biden'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yönelik küfür içerikli açıklamalarının "küstahça" ve "utanç verici" olduğunu söylemişti.

The Hill'in haberine göre, ABD Başkanı Biden, seçim kampanyası kapsamında California eyaletinin San Francisco kentinde katıldığı bağış etkinliğinde, Rusya Devlet Başkanı Putin'e yönelik küfür içerikli ifadeler kullanmıştı.



İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
TT

İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)

İranlı aktivist Nergis Muhammedi, İsrail’le İran arasında 12 gün süren çatışmalar hakkında "Savaş demokrasi mücadelesine büyük darbe vurdu" dedi.

Çatışmalar sırasında Tahran’a yapılan bombardımandan saklanmak için başkente bağlı bir köye sığındığını söyleyen Muhammedi, Wall Street Jorurnal’a (WSJ) konuştu.

2023’te Nobel Barış Ödülü’nü alan aktivist, Tahran’ın muhaliflere baskıyı artıracağını savunarak şunları söyledi:

Sivil toplum aktivistleri, siyasi aktivistler ve özellikle de sosyal faaliyetlere katılan gençlerin durumundan derin endişe duyuyorum. Maalesef önümüzdeki günlerde baskının daha da yoğunlaşacağını düşünüyorum.

"İran halkı için durum şu anda savaş öncesinden daha tehlikeli” diyen Muhammedi, İsrail’in saldırılarının ülkedeki demokrasi mücadelesini gerilettiğini belirtti.

Tahran rejimine karşı yıllardır mücadele vermesine rağmen İran’daki yönetimin yabancı ülkelerin müdahalesiyle belirlenemeyeceğini vurgulayan aktivist, bu konuda söz hakkının sadece halka ait olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çatışmalar sırasında İran halkına rejime karşı ayaklanma çağrısı yapmıştı. 53 yaşındaki muhalif, hem Netanyahu hem de Hamaney rejimine direnilmesi gerektiğini ifade etti:

İran'da cennet vaat ederken bizi cehenneme götüren Ali Hamaney liderliğindeki kadın düşmanı ve dinci bir hükümet var. Netanyahu da özgürlük ve demokrasi vaat ederken bizi cehenneme götürüyor.

Aktivist, İsrail’in başlattığı çatışmaların kendisine 1980-1988’deki İran-Irak savaşında geçen çocukluğunu hatırlattığını da sözlerine ekledi. Savaşın istenen dönüşümü kazanmak için bir yol olmadığının altını çizdi:

İran halkının aradığı köklü dönüşüm savaşla elde edilemez.

Guardian’ın 1 Temmuz’daki haberinde, İsrail’in saldırılarının İran’da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği yazılmıştı. İsrail ordusunun 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 mahkum öldürülmüştü. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği belirtilmişti.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edilmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Guardian