İsrail Heyeti müzakereler hakkında Savaş Kabinesi’ni bilgilendirecek

İsrailli yetkililer, Gazze savaşı için önerilen ateşkes konusunda arabulucularla yapılan görüşmelerin ardından heyetle bir araya gelecek

24 Şubat 2024 Cumartesi günü Filistinliler, Gazze Şeridi’ndeki Refah’a yönelik bir İsrail saldırısının ardından oluşan sonra enkazı inceliyor (AP)
24 Şubat 2024 Cumartesi günü Filistinliler, Gazze Şeridi’ndeki Refah’a yönelik bir İsrail saldırısının ardından oluşan sonra enkazı inceliyor (AP)
TT

İsrail Heyeti müzakereler hakkında Savaş Kabinesi’ni bilgilendirecek

24 Şubat 2024 Cumartesi günü Filistinliler, Gazze Şeridi’ndeki Refah’a yönelik bir İsrail saldırısının ardından oluşan sonra enkazı inceliyor (AP)
24 Şubat 2024 Cumartesi günü Filistinliler, Gazze Şeridi’ndeki Refah’a yönelik bir İsrail saldırısının ardından oluşan sonra enkazı inceliyor (AP)

İsrailli bir yetkilinin bildirdiğine göre İsrail Savaş Kabinesi bakanları, Fransa’nın başkenti Paris’te süren Gazze’de ateşken müzakerelerinden dönen İsrail heyetiyle görüşecek.

Paris’te ABD, Mısır ve Katar heyetleri ile görüşen İsrail müzakere heyeti savaş kabinesini bilgilendirecek.   

Şarku’l Avsat’a konuşan ancak meselenin hassasiyetinden ötürü isminin açıklanmasını istemeyen yetkili, Hamas’ın bazı taleplerden vazgeçtiğini ileri sürse de detay vermedi.

Katar’la birlikte İsrail ve Hamas arasında arabuluculuk yapan Mısır’dan üst düzey bir yetkilinin ifadesine göre İsrail heyetine önerilen anlaşma taslağı, İsrail tarafından alıkonan ve çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere yaklaşık 300 Filistinli tutuklunun serbest bırakılması karşılığında, Gazze’de tutulan yaklaşık 40 kadın ve yaşlı rehinenin serbest bırakılmasını içeriyor.

Mısırlı yetkili, önerilen 6 haftalık ateşkes kapsamında her gün yüzlerce yardım kamyonunun kuşatılmış bölgenin kuzeyi de dahil olmak üzere Gazze’ye girişine izin verileceğini belirtti. Yetkilinin ifadesine göre iki taraf da daha fazla kişinin serbest bırakılması ve kalıcı bir ateşkes sağlanması için, ateşkes sırasında müzakerelere devam edilmesi konusunda hemfikir. Devam eden müzakereler hakkında konuşmak için isminin açıklanmamasını şart koşan yetkili, arabulucuların İsrail’in resmî cevabını beklediğini söyledi.

İsrail’in Refah’a yönelik planladığı saldırısının Müslümanların oruç ayı olan ramazan ayı başlangıcında (10 Mart civarında) başlayacağı göz önünde bulundurulursa müzakereciler, resmî olmayan bir zaman sınırıyla karşı karşıya.

Hamas’ın görüşmelerde bulunmadığını belirten Hamas Siyasi Büro Sorumlusu Usame Hamdan ise cuma günü (23 Şubat) Beyrut’taki gazetecilere yaptığı açıklamada Hamas’ın “İsrail’in saldırılarını durdurması ve Gazze Şeridi’nden geri çekilmesi” gibi ana taleplerinin İsrail tarafından reddedildiğini belirtti.  

Öte yandan Gazze’deki Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada, son 24 saat içerisinde hastanelere, İsrail bombardımanlarında ölen 92 Filistinlinin cenazesinin getirildiğini belirtti. Böylece yaklaşık beş aydır devam eden savaştaki toplam ölü sayısı 29 bin 606’ya yükseldi. Toplam yaralı sayısı ise yaklaşık 70 bine çıktı.

Bakanlığın ölüm verilerine ilişkin bu açıklamasında siviller ile savaşçılar arasında ayrım yapılmamakla birlikte, ölenlerin üçte ikisinin çocuk ve kadın olduğu söylendi.

İsrail, askerlerinin 10 binden fazla Hamas savaşçısını öldürdüğünü iddia etmekle birlikte detay vermedi.

İsrail tarafından Gazze’nin en güneyindeki Refah kentinde bir eve düzenlenen hava saldırısında en az sekiz kişi hayatını kaybetti. Sağlık yetkililerine göre ölenler arasında dört kadın ve bir de çocuk bulunuyor. Bir Associated Press (AP) muhabiri, cenazeleri Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi’nde gördüğünü belirtti.

Ölenlerin cesetlerinin yanmasını engelleyemediği için kendini suçlayan komşu Abdulkadir Şubeyr, “Yeter artık. Ya İsrailliler ya da biz durmalıyız. Ateşkes olmalı” dedi. 



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP