İngiltere Başbakanı'nın, Müslüman karşıtlığına sessiz kalması eleştirildi

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak'ın, antisemitizm karşıtı açıklama yaparken, Londra Belediye Başkanı Sadık Khan'a yönelik Müslüman karşıtı (İslamofobi) açıklamalar yapılmasına sessiz kalması tepkiyle karşılandı

Rishi Sunak (AA)
Rishi Sunak (AA)
TT

İngiltere Başbakanı'nın, Müslüman karşıtlığına sessiz kalması eleştirildi

Rishi Sunak (AA)
Rishi Sunak (AA)

Sunak, X hesabından yaptığı paylaşımda, İngiltere'de antisemitizmin arttığını belirterek, 21 Şubat'ta Gazze'de ateşkes çağrısı yapmayı görüşen İngiltere Parlamentosu önünde düzenlenen Filistin'e destek eylemine işaret etti.

İngiltere'nin sembollerinden Big Ben (Elizabeth Kulesi) saat kulesine "Nehirden denize Filistin özgür olacak" ifadesi yansıtıldığını hatırlatan Sunak, "Aşırıcılık yanlıları tarafından terörü teşvik etmek için meşru protestolar gasp edilmiş, halkın seçilmiş temsilcileri sözlü ve fiziksel olarak tehdit edilmiş ve Yahudi karşıtı ifadeler parlamento binamıza yansıtılmıştır." ifadesini kullandı.

Sunak, mecliste ateşkes çağrısı yapan önergenin görüşülmesinde yaşanan gerginliğe de değinerek, "parlamentoya verilen gözdağının" işe yaradığını kaydetti.

İngiltere'de 7 Ekim 2023'ten sonra antisemitizm olaylarında patlama yaşandığını ifade eden Sunak, "Basitçe söylemek gerekirse antisemitizm, ırkçılıktır. Irkçılığı deneyimlemiş birisi olarak söylemeliyim ki ırkçılığı gördüğüm anda tanırım." ifadelerine yer verdi.

Ülkesinin ilk Asya kökenli başbakanı olduğunu kaydeden Sunak, "Ailem bu ülkeye geldiğinde kültürel miraslarını ve dinlerini korudular ama bu onların yeni toplumu kucaklamalarına ve ona hizmet etmesine engel olmadı. İngiliz oldular ve bundan gurur duydular. Amacımız bu olmalı, son zamanlarda sokaklarımıza bulaşan şiddet, tehdit ve başkalarına karşı hoşgörüsüzlük değil." değerlendirmesini yaptı.

"Sunak'ın zayıflığı"

İktidardaki Muhafazakar Parti Milletvekili Lee Anderson'un parti üyeliğinin askıya alınmasına neden olan Müslüman karşıtı ifadeleri hakkında Sunak'ın açıklama yapmaması ise muhalefet tarafından eleştirilerin hedefi oldu.

Ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Keir Starmer, The Observer için kaleme aldığı makalede, Sunak'ın Muhafazakar Partiyi aşırılık yanlıları için "güvenli liman" haline getirdiğini kaydetti.

Starmer, Anderson'un Londra Belediye Başkanı Khan hakkında kullandığı, "İslamistlerin Londra'yı kontrol altına aldığını düşünüyorum. (Khan) başkentimizi arkadaşlarına verdi." ifadelerinin "İslamofobik" kabul edilirken, eski İçişleri Bakanı Suella Braverman'ın "İslamistler, aşırılık yanlıları ve antisemitistler İngiltere'yi yönetiyor." ifadelerinin "İslamofobik" kabul edilmemesini de eleştirdi.

Sunak'ın partisindeki Müslüman karşıtı söylemlerde bulunanlara yönelik neden adım atmadığını soran Starmer, "Sunak'ın zayıflığı, Muhafazakar milletvekillerinin tamamen dokunulmaz şekilde hareket etmelerine neden oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

7 Ekim-7 Şubat döneminde 2 bin 10 "İslamofobi vakası" ihbarı yapıldı

Müslüman karşıtı söylemlerin hedefindeki Londra Belediye Başkanı Khan, dün yaptığı açıklamada, bu sözlerin ülkede artan Müslüman karşıtı nefretin üzerine benzin döktüğünü belirterek, Başbakan Sunak'ın açıklama yapmamasını eleştirmişti.

Khan, "Sunak ve kabinenin sağır edici sessizliği bu ırkçılığa göz yumuyor. Bu, ülke genelinde çok sayıda insanın konu ırkçılık olduğunda bir hiyerarşi olduğuna inanmasını doğruluyor." demişti.

Sunak ve bakanların söz konusu ifadeleri kınamamasına anlam veremediğini kaydeden Khan, "Bu tür ırkçılığın suç ortağı gibiler." diyerek bu durumun, Müslümanlara karşı söylemlerin rahatlıkla kullanılıp, nefret suçlarının rahatlıkla işlenebileceği mesajı verdiğinin altını çizmişti.

İngiltere'de Müslüman karşıtlığı konusunda çalışmalar yürüten "Tell MAMA" sivil toplum kuruluşu, 7 Ekim 2023-7 Şubat'ta ülkede 2 bin 10 "İslamofobi vakası" ihbarı yapıldığını belirterek, bir önceki yılın aynı döneminde bu sayının 600 olduğunu açıklamıştı.



El Salvador lideri Bukele, ülkede güvenliği ne pahasına sağladı?

Mega hapishanede gardiyanlara ek olarak 600 asker ve 250 polis görev yapıyor (Reuters)
Mega hapishanede gardiyanlara ek olarak 600 asker ve 250 polis görev yapıyor (Reuters)
TT

El Salvador lideri Bukele, ülkede güvenliği ne pahasına sağladı?

Mega hapishanede gardiyanlara ek olarak 600 asker ve 250 polis görev yapıyor (Reuters)
Mega hapishanede gardiyanlara ek olarak 600 asker ve 250 polis görev yapıyor (Reuters)

El Salvador'da yönetimi eleştirenler, Devlet Başkanı Nayib Bukele'nin "diktatörlük" kurduğunu savunurken, güvenliğin sağlanmasından mutlu olanlar ülkenin özgürleştiğini öne sürüyor.

"Dünyanın cinayet başkenti" diye adlandırılan 6 milyon nüfuslu El Salvador'da 2016'da saatte ortalama bir cinayet işleniyordu. Çete savaşları da Salvadorluların çoğunlukla kuzeye, ABD'ye göç etmesine neden oluyordu.

Ancak Amerikan medya kuruluşu CNN'in haberinde, Bukele'nin sert önlemleriyle cinayet oranlarının ciddi şekilde azaldığına, hatta "ABD'de iyi hayatlar kuran kişilerin bile ülkeye geri döndüğüne" dikkat çekiliyor. 

Diğer yandan Bukele'nin çetelere yönelik savaşta, olağanüstü hal (OHAL) kapsamında yargı süreçlerini askıya aldığına, hapsedilme oranlarında büyük artış yaşandığına ve insan hakları örgütlerinden tepkiler geldiğine işaret ediliyor.

ABD'ye iltica başvuruları olumsuz yanıtlandıktan sonra 6 yıl önce başkent San Salvador'a döndüklerini belirten Victor Bolanos ve eşi Blanca, o dönem "hiçbir yerde güvenlik olmadığını" söylüyor. 

Bukele'nin yönetimiyle durumun değiştiğini savunan Blanca şunları şu ifadeleri kullanıyor: 

Artık güvende hissediyoruz. Ülkemize özgürlük geldi.

ABD Gümrük ve Sınır Koruması'nın verilerine göre 2022'de El Salvador'dan ABD'nin güney sınırına gelen kişi sayısı 97 bindi. Bu rakam, 2023'te 61 bine indi. 

Ancak göçün tek sebebi şiddet ve çete savaşları değil. CNN, pek çok Salvadorlunun ekonomik sıkıntılar ve istihdam sorunları nedeniyle ülkeyi terk ettiğini belirtiyor. Dünya Bankası'na göre Bukele'nin göreve gelmesinden bu yana El Salvador ekonomisi yavaş ve istikrarlı bir büyüme göstermiş olsa da ülke hâlâ vatandaşlarına yeterli fırsat sunmakta zorlanıyor.

48 yaşındaki emlak yatırımcısı Diego Morales, 27 yıldır ABD'de yaşadıktan sonra ülkesi El Salvador'a döndüğünü ve büyük bir değişimle karşılaştığını söylüyor: 

Küçükken uyanıp okula giderken sokakta ölü insanlar görürdüm. Artık burası güvenli ve pek çok kişi geri dönüyor.

Diğer yandan insan hakları grupları, Bukele'nin suç örgütlerine karşı açtığı savaşta çete üyesi olmayanların da tutuklandığına dikkat çekerek, San Salvador yönetimini eleştiriyor. 

Teresa Lilian Gutierrez, ülkedeki güvenliğin arttığını belirtirken, oğlunun çete üyesi olmamasına rağmen iki yıldır hapiste tutulduğunu savunuyor. Oğlunun OHAL kapsamında içeri alındığını belirten Gutierrez, şöyle devam ediyor: 

Hükümetten onu çıkarmasını istiyorum, lütfen... Geçen yıl avukatıyla konuştum çünkü onu serbest bırakacaklardı ama daha sonra onu bana geri vermeyeceklerini anladım.

Adalet ve Güvenlik Bakanı Gustavo Villatoro, ocak ayında yaptığı açıklamada  geçen yıl 154 cinayet işlendiğini söylemişti. Bu rakam 2022'de 495'ti. Resmi rakamlara göre, Orta Amerika ülkesinde 2020 ve 2021'de en az 1000 kişi öldürülürken, bu sayı 2019'da 2 binin üzerindeydi.

Cinayet oranlarındaki sert düşüş, Bukele'nin Mart 2022'de MS 13 ve 18. Cadde (Barrio 18) çeteleri arasında yaşanan çatışmalara karşı olağanüstü hal (OHAL) ilan etmesinin ardından geldi. Halen süren OHAL kapsamında bugüne dek neredeyse 100 bin kişi söz konusu çetelere üye olduğu gerekçesiyle yakalandı. Bunlardan yaklaşık 7 biniyse serbest bırakıldı.

Birleşik Krallık merkezli Af Örgütü ise 2022'deki raporunda, cezaevindeki kişilerin kötü muamele ve işkence gördüğünü iddia etmişti. 

Bukele, Amerika kıtasının en büyük hapishanesi Terör Muhafaza Merkezi'nin (CECOT) açılışını da geçen yıl şubatta yapmıştı. San Salvador'a 74 kilometre mesafedeki Tecoluca kasabasında yer alan hapishane, 166 hektarlık alana inşa edilmişti.

Independent Türkçe, CNN, El Pais