CIA, Rusya’ya karşı savaşında Ukrayna’ya nasıl gizlice yardım ediyor?

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (AP)
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (AP)
TT

CIA, Rusya’ya karşı savaşında Ukrayna’ya nasıl gizlice yardım ediyor?

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (AP)
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (AP)

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA), Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü, üçüncü yılına giren ve yüzbinlerce cana mal olan savaşta Kiev’e gizlice yardım ettiği ortaya çıktı.

Şarku’l Avsat’ın The New York Times gazetesinden aktardığı analizde, “Washington ile Kiev arasındaki istihbarat ortaklığı, Ukrayna’nın kendini savunma yeteneğinin temel taşıdır” denildi.

Adam Entous ve Michael Schwirtz imzalı analiz, Ukrayna, ABD ve Avrupa’daki mevcut ve eski yetkililerle 200’den fazla görüşme yaptıktan sonra kaleme alındı.

Analize göre, CIA ve diğer ABD istihbarat teşkilatları, hedefli füze saldırıları için istihbarat sağlıyor, Rus birliklerinin hareketlerini takip ediyor ve casus ağlarının desteklenmesine yardımcı oluyor.

Ancak bu ortaklık savaş zamanında ortaya çıkmadı, on yıl önce kök saldı ve Ukrayna bundan yararlanan tek taraf değil.

Üç farklı ABD başkanının yönetimi altında aralıklı olarak uygulanan bu plan, çoğu zaman cesurca riskler alan önemli kişiler tarafından öne çıkarıldı. 

Bu adımlar, uzun süredir istihbarat teşkilatlarının Rusya tarafından ‘tamamen tehlikeye atıldığı’ düşünülen Ukrayna’yı, bugün Kremlin’e karşı Washington’un en önemli istihbarat ortaklarından biri haline getirdi.

Analize göre, Ukrayna ormanında bulunan bir dinleme noktası, Rusya sınırı boyunca 12 gizli yeri kapsayan, son sekiz yılda inşa edilen CIA destekli casus üsleri ağının bir parçası.

Savaştan önce Ukraynalılar, Rusya’nın 2014 yılında Malezya Havayolları’na ait 17 sefer sayılı ticari uçağının düşürülmesinde rol oynadığını kanıtlamaya yardımcı olmak için dinleme kayıtlarını toplayarak, ABD’lilere kendilerini kanıtladılar.

Ukraynalılar ayrıca, ABD’lilerin 2016 başkanlık seçiminde ‘müdahale operasyonuna’ karıştığı iddia edilen Rus ajanların peşine düşmesine de yardımcı oldu. 

2016 yılı civarında CIA, Rus silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) ve iletişim cihazlarını ele geçiren, ‘Birim 2245’ olarak bilinen Ukraynalı seçkin bir komando kuvvetini eğitmeye başladı.

Böylece CIA teknisyenleri, bunlara tersine mühendislik uygulayıp Moskova’nın şifreleme sistemlerini kırabildi.

Söz konusu birimdeki subaylardan biri, şu anda Ukrayna İstihbarat Dairesi Başkanı olan Kyrylo Budanov’du.

CIA aynı zamanda Rusya, Avrupa, Küba ve Rusların yoğun olduğu diğer yerlerde faaliyet gösteren, yeni nesil Ukraynalı casusların eğitilmesine de yardımcı oldu.

CIA ile Kiev arasındaki ilişki o kadar kökleşmiş durumda ki, Başkan Joe Biden yönetimi, Şubat 2022’de başlayan Rus işgalinden önceki haftalarda ABD personelini tahliye ettiğinde, CIA memurları Ukrayna’nın batısındaki bir yerde varlığını sürdürdü.

Söz konusu CIA personeli, işgal sırasında Ukraynalı liderlere, Rusya’nın nerelere saldırı planladığına ve Moskova’nın kullandığı silah sistemlerine dair önemli istihbarat aktardı.

O zamanlar Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) Başkanı olan Ivan Bakanov, “Onlar olmasaydı, Ruslara direnmemiz veya onları yenmemiz mümkün olmazdı” dedi.

Birçoğu New York Times tarafından ilk kez açıklanan bu istihbarat ortaklığının ayrıntıları, on yıldır sıkı bir şekilde korunan bir sır olarak kaldı.

Rusya’nın saldırıda olması ve Ukrayna’nın sabotajlara ve düşman hatlarının çok gerisinde casuslar gerektiren uzun menzilli füze saldırılarına daha fazla bağımlı hale gelmesi nedeniyle, bu istihbarat ağları artık her zamankinden daha önemli.

Ancak Kongre’deki Cumhuriyetçiler Kiev’e askeri fonlamayı keserse, CIA bu konudaki faaliyetlerinde küçülmek zorunda kalabilir.

CIA Direktörü William Burns, Ukraynalı liderlere güven vermek amacıyla, geçtiğimiz perşembe günü Ukrayna’ya gizli bir ziyaret gerçekleştirdi.

Bu, Burns’ün işgalden bu yana 10. Kiev ziyareti oldu.

Ukrayna’yı Batı’ya ‘kaptırma’ takıntısı olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın siyasi sistemine düzenli olarak müdahale etmiş, Ukrayna’yı Rusya’nın yörüngesinde tutacağına inandığı liderleri tek tek seçmiş, ancak bu her defasında geri teperek protestocuları sokaklara dökmüştü.

Putin, uzun süredir Batılı istihbarat teşkilatlarını Kiev’i manipüle etmekle ve Ukrayna’da Rusya karşıtı duyguları körüklemekle suçladı.

Üst düzey bir Avrupalı ​​yetkiliye göre, Putin 2021 sonlarına doğru Rusya’nın ana casusluk servislerinden birinin başkanıyla buluştuğunda, tam kapsamlı bir işgali başlatıp başlatmamayı düşünüyordu.

İngiliz Gizli İstihbarat Servisi MI6, Ukrayna’yı kontrol ediyor ve Moskova’ya yönelik operasyonlar için burayı bir ‘köprü başı’ haline getiriyordu.

Ancak analize göre, ABD’li yetkililer, Ukraynalı yetkililere güvenilemeyeceğinden korktukları ve Kremlin’i kışkırtma endişesi taşıdıkları için tam olarak devreye girme konusunda isteksiz davrandılar.

Ukraynalı istihbarat yetkililerinden oluşan dar bir çevre, titizlikle CIA’in ilgisini çekmeye başladı ve yavaş yavaş kendilerini ABD’liler için hayati hale getirdi.

2015 yılında, o zamanki Ukrayna Askeri İstihbarat Başkanı General Valeriy Kondratiuk, CIA’nin istasyon şefi yardımcısı ile bir toplantıya girdi ve bir yığın çok gizli dosyayı teslim etti.

Bu ilk dosya, en son Rus nükleer denizaltı tasarımları hakkında ayrıntılı bilgiler de dahil olmak üzere, Rus Donanmasının Kuzey Filosu’na ilişkin sırları içeriyordu. 

Çok geçmeden, CIA memurlarından oluşan ekipler, Ukraynalı istihbarat yetkililerinden düzenli olarak gizli Rus belgeleri elde etti.

Ortaklık 2016’dan sonra derinleştikçe, Ukraynalılar, Washington’un aşırı ihtiyatlı tavrına karşı sabırsızlandı.

Beyaz Saray’ın ‘Ukraynalıların kabul ettiğini düşündüğü’ şartları ihlal eden suikastlar ve bazı ölümcül operasyonlar düzenlemeye başladılar. 

Buna öfkelenen Washington’daki yetkililer desteği kesmekle tehdit etti, ama bunu asla yapmadılar.

Eski bir üst düzey ABD’li yetkili, konuya dair şu değerlendirmeyi yaptı;

Washington ile Kiev arasındaki istihbarat ilişkileri giderek daha da güçlendi, çünkü her iki taraf da buna değer verdi. ABD’nin Kiev Büyükelçiliği, Rusya hakkında en iyi bilgi, sinyal ve diğer her şeyin kaynağı haline geldi.

CIA, Ukraynalı istihbarat görevlilerine, Rusya’da ve casusların kökünü kazıma konusunda usta olan diğer ülkelerde ikna edici bir şekilde sahte kimliklere nasıl bürüneceklerini ve sırları nasıl çalacaklarını öğretmek için iki Avrupa şehrinde gerçekleştirilen bir eğitim programını da denetledi.

Bu program, özgürlüğü karşılığında Estonyalılara iki dilek sunan, Rusça konuşan bir Japon balığı hakkındaki şakadan türetilen ‘Japon Balığı Operasyonu’ olarak adlandırıldı.

Japon Balığı Operasyonu görevlileri, kısa süre sonra Rusya sınırı boyunca inşa edilen 12 yeni inşa edilmiş ileri operasyon üssüne konuşlandırıldı. 

General Kondratiuk, Ukraynalı subayların, her üstten Rusya içinde istihbarat toplayan ajan ağlarını yönettiğini söyledi.

CIA memurları, istihbarat toplanmasına yardımcı olmak için üslere ekipman yerleştirdi.

Ayrıca, Japon Balığı Operasyonu programının en yetenekli Ukraynalı mezunlarından bazılarını tespit ederek, potansiyel Rus kaynaklarına ulaşmak için onlarla birlikte çalıştı.

Bu mezunlar daha sonra, Ukrayna topraklarında işgal durumunda gerilla operasyonları başlatmak üzere ‘uyuyan ajanlar’ yetiştirdiler.

CIA’nin ortak operasyonlar yürütmeye başlamak için yabancı bir kuruma yeterince güven duyması genellikle yıllar alabilir. Ukraynalılarla bu süreç altı aydan kısa sürdü. 

Trump’ın Kasım 2016’da seçilmesi, Ukraynalıları ve onların CIA ile ortaklarını gerginleştirdi.

Ancak Trump ne derse desin, yönetimindekiler sıklıkla farklı bir yöne gitti.

Dönemin CIA Direktörü olan Mike Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, özel eğitim programlarını ve ek gizli üslerin inşasını kapsayacak şekilde genişleyen gizli ortaklığa tam destek verdiklerinin altını çizmek için Kiev’i ziyaret ettiler.

Ormandaki üs, yeni bir komuta merkezi ve kışlayı içerecek şekilde büyüdü ve Ukraynalı istihbarat subaylarının sayısı 80’den 800’e çıktı. 

Rusya’nın gelecekteki ABD seçimlerine müdahale etmesini önlemek bu dönemde CIA’in en önemli önceliğiydi.

İlişki o kadar başarılıydı ki CIA, bunu Rusya’ya karşı koymaya odaklanan diğer Avrupa istihbarat servisleriyle de kopyalamak istedi.

Ancak tüm bunlara rağmen, Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçiler, Kiev’e yapılan milyarlarca dolarlık ABD yardımını kesip kesmemeyi düşünürken, Ukraynalı istihbarat görevlileri, artık CIA’in kendilerini yüzüstü bırakacağından korkuyor.

Üst düzey bir Ukraynalı yetkili, “Bu daha önce Afganistan’da oldu ve şimdi de Ukrayna’da olacak” dedi.



İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
TT

İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)

Uzmanlara göre İran'da son 40 yılın en büyük toplumsal değişimlerinden biri yaşanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, gençlerin başını çektiği dönüşüm kapsamında son dönemde binlerce kişinin katıldığı açık hava pop konserleri ve kadınların saçı açık şekilde erkeklerde dans ettiği eğlenceler düzenlendiği yazılıyor. 

Sokak müzisyenleri ve hip-hop dansçılarından sabah yoga grupları ve sanat festivallerine kadar özellikle Tahran'da çeşitli organizasyonların yapıldığına dikkat çekiliyor. 

Başkente ek olarak bazı etkinliklerin Şiraz, İsfahan, Yezd gibi çeşitli şehirlere de yayıldığı aktarılıyor. Hatta çöldeki bazı bölgelerde özel rave partileri düzenlendiği belirtiliyor.

İranlı sosyolog Fadime Hassani, gençlerin "ikili hayat yaşamak istemediğini" özel ve kamusal alan arasındaki ayrımların gittikçe bulanıklaştığını söylüyor: 

Son 40 yılda İran kültürünün büyük bir kısmı özel alanlarda, yani evlerde, partilerde ve kısıtlı ortamlarda varlığını sürdürdü. Ancak bugün aynı değerler, duygular ve yaşam tarzları kamusal alanda da yeniden üretiliyor.

Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, seçim kampanyasında daha fazla sosyal özgürlük vaadinde bulunmuştu. NYT'nin analizinde hükümetin gençlerin liderliğindeki dönüşümü "bastırmaktan çekindiği veya buna gücünün yetmediği" yorumu yapılıyor. 

22 yaşındaki Mahsa Emini'nin başörtüsü kurallarına uymadığı iddiasıyla gözaltına alınıp işkence sonucu öldürülmesiyle İran'da 2022'de patlak veren protesto dalgası da hatırlatılıyor. Kuraklık, ekonomik kriz ve haziranda 12 gün süren İsrail-İran savaşının etkilerinden toparlanmaya çalışan Tahran yönetiminin, benzer bir tepkiyle karşılaşma endişesiyle etkinliklere karşı sert önlemler almadığı yazılıyor. 

Diğer yandan muhafazakarların değişimden rahatsız olduğuna da dikkat çekiliyor. NYT'nin İran medyasından aktardığına göre İstihbarat Bakanlığı, sosyal kurallardaki gevşemeye ve kadınların başörtüsünden uzaklaşmasına dair ülkenin dini lideri Ali Hamaney'e rapor sundu. Hamaney'in de "gençlerin ve kadınların hizaya getirilmesi" talimatı verdiği öne sürülüyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Iran Wire


Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.