Rusya, Ukrayna savaşının ikinci yıldönümünü nasıl kutladı?

Medya başarılara odaklandı. Yeni alanlar üzerindeki kontrolü genişletme çağrıları yapıldı.

Ukrayna savaşının başlamasının ikinci yıldönümüyle eş zamanlı olarak iki polis Kremlin önünde durumu izliyor (AFP)
Ukrayna savaşının başlamasının ikinci yıldönümüyle eş zamanlı olarak iki polis Kremlin önünde durumu izliyor (AFP)
TT

Rusya, Ukrayna savaşının ikinci yıldönümünü nasıl kutladı?

Ukrayna savaşının başlamasının ikinci yıldönümüyle eş zamanlı olarak iki polis Kremlin önünde durumu izliyor (AFP)
Ukrayna savaşının başlamasının ikinci yıldönümüyle eş zamanlı olarak iki polis Kremlin önünde durumu izliyor (AFP)

Ukrayna’daki savaş üçüncü yılına girerken, Rusya’da ülkenin durumunu ters yüz eden, bölgesel çevre ve dünyayla ilişkilerini değiştiren olaya dair herhangi bir anma emaresi olmaması dikkatleri çekti. Hiçbir devlet kuruluşu veya parti olayla ilgili etkinlik düzenlemedi. Batı medyasının Ukrayna’da savaşan bazı Rus askerlerinin eşlerinin tutuklanması haberlerine odaklanması ve bazı gazetecilerin savaştan duyulan memnuniyetsizliği dolaylı olarak göstermeyi amaçlayan bir faaliyet çerçevesinde Meçhul Asker Anıtı’na çiçek buketleri bırakılmasını haber yapması hariç Rus şehirleri, savaşın yıldönümüyle ilgili olaylara veya halk hareketlerine tanık olmadı.

Bu olay, Rusya’nın her yıl 23 Şubat’ta yani komşu ülkeyle savaşın patlak vermesinin yıldönümünden bir gün önce kutladığı Vatan Savunucuları Günü’ne gösterilen büyük ilginin gölgesinde kaldı. Öyle ki bu gün, hükümet medyası tarafından doğrudan savaşın yıldönümüyle ilişkilendirilmeden, ön saflarda savaşan askerleri övmek için kullanıldı.

Ancak Rus medyası, savaşın çıkışını kendi yöntemiyle kutladı. Bazıları, sahada yürütülen uzun haber ve araştırmalarda, Rus ordusunun iki yıl boyunca Ukrayna’da elde ettiği başarıların boyutuna odaklandı. Yeni Rusya’daki saha ilerleme düzeylerine ve Rusya’nın geçen yıl ilhak ettiği dört bölge olan Donetsk, Lugansk, Zaporijya ve Herson bölgelerine dikkat çekilirken, Ukrayna’nın askeri kapasitesindeki düşüşe odaklanıldı. Bir diğer odak noktası ise Batı politikalarının kafa karışıklığı ve Ukrayna’nın silahlandırılması ve ona mali yardım sağlanması konularında Batı kampı içindeki büyük anlaşmazlıkların yanı sıra Avrupa’da sosyal ve ekonomik düzeyde yaşanan iç sorunlar ve ABD’de de iç farklılık ve tartışmaların tırmanmasıydı.

swqeferg
Sivil Savunma’nın iki üyesi, dün Donetsk şehrinin Kostyantynivka bölgesindeki bir tren istasyonunda çıkan yangınla ilgileniyor (AP)

Haberlerin etrafında döndüğü ana eksen, iki yıllık savaşın sona ermesinin Rusya’nın zafere giden yolda kendinden emin bir şekilde durduğunu göstermesi, buna karşılık ‘düşman’ kampının, Ukrayna’yı desteklemeye devam etme yönündeki siyasi gösteriler yoluyla yenilgisini gizlemeye çalışmasıdır.

Çoğunluk mücadelenin devam etmesini destekliyor

Hedeflenen bu kampanyalarla birlikte, Kremlin’e yakın Kamuoyu Araştırma Merkezi’nin yürüttüğü araştırmanın sonuçlarının yayınlanması, bu eğilimi tartışılmaz rakamlar ve verilerle güçlendirdi.

Anket sonuçlarına göre Rusların yarısından fazlası, ‘özel askeri operasyonun’ iyi gittiğine inanıyor.

Rus güçlerinin askeri operasyonu başarılı mı başarısız mı oldu sorusuna yanıt olarak yüzde 65’lik kesim çoğunlukla başarılı, yüzde 15’lik kesim çoğunlukla başarısız olduğunu söylerken, ankete katılanların yüzde 20’si ise cevap vermekte zorlandı.

Ayrıca anketin yazarları, siyasi elitleri ve Rus toplumunu büyük ölçüde rahatsız eden, savaşa gitme kararının ilk etapta doğru olup olmadığı ve toplumun desteğini alıp almadığı sorusunu bir kez daha bilinçli olarak dile getirdi.

Araştırma, Rusların yüzde 68’inin savaş kararını desteklediğini, buna karşı çıkanların ise yalnızca yüzde 19’un olduğunu ortaya koydu. Yüzde 13’lük kesim ise görüş belirtmekten kaçındı.

Bunlar dikkate değer veriler, çünkü eğer doğruysa, çoğunluğu iki yıl önce savaş kararını desteklemeyen Rusların görüşlerinde önemli bir değişiklik olduğu anlamına geliyor.

Savaşın hedeflerine ilişkin olarak katılımcıların yüzde 43’ü Rusya’nın güvenliğini korumaya, Ukrayna’yı silahsızlandırmaya ve komşu ülkenin topraklarına NATO askeri üslerinin konuşlandırılmasını engellemeye odaklandıklarına inanıyor. Sadece yüzde 20’si savaşın amacının Donetsk, Lugansk, Zaporijya ve Herson eyaletlerinde yaşayanları korumak olduğunu inandıklarını söylerken, iki yıl önce savaşın ilan edilen hedefi de buydu. Yüzde 15’i ise Rusya’nın öncelikle Ukrayna’nın siyasi gidişatını değiştirmeyi ve onu ‘Nazilerden temizlemeyi’ istediğini belirtirken, yüzde 6’sı amacın Ukrayna’yı Rusya’ya ilhak etmek olduğuna inanıyor.

Ankette dikkat çeken bir diğer unsur ise toplumu militarize etme ve “Savaş sesinden daha yüksek ses yoktur” söylemine öncelik verme fikri etrafında şekillendi. Bu, son iki yılda güçlü bir şekilde faaliyet gösteren medya ve siyasi seferberlik süreçlerinin başarısının önemli bir göstergesi sayılıyor.

Katılımcıların yüzde 72’si, ‘askeri operasyonun başarılı bir şekilde tamamlanması için her Rus’un gerekli katkıyı sağlaması gerektiği’ fikrini desteklediğini dile getirdi. Yüzde 64’ü ise “’Artık her şey cephe için, her şey zafer için’ prensibiyle yaşamalıyız” dedi.

Anketin rastgele telefon görüşmeleri yoluyla gerçekleştirildiği ve örneklemin Rusya’nın tüm bölgelerinden bin 600 kişiyi kapsadığı belirtildi.

Kırım’ın ilhakının yıldönümü

Sokaklarda bu olayı anma işaretleri olmamasına rağmen Rusya, 2014 yılında Kırım Yarımadası’nın ilhak edilmesinin 10. yıldönümü vesilesiyle yakın zamanda geniş kutlamalara hazırlanıyor. Bu etkinlik, ulusal bir bayram haline geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım hakkında ‘Kırım… Antik çağlardan günümüze tarihin sayfaları’ başlıklı kitabın tanıtımına katılarak kutlama etkinliklerinin açılışını yaptı. “Kırım ve Sivastopol, Rusya’nın ayrılmaz bir parçası oldu” diyen Putin, “Gerçekten de 16 Mart 2014, Sivastopol halkı ve Kırımlılar için bir dönüm noktasıydı” değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca yarımada halkının ‘o gün kesin bir seçim yaptığını ve sonsuza kadar Rusya’nın yanında olduğunu’ belirterek, “Bugün Kırım ve Sivastopol Rusya Federasyonu’nun ayrılmaz bir parçası haline geldi” şeklinde konuştu.

Kırımlıların anavatana dönüş kutlamalarının doğrudan başlatılması tesadüfi ya da savaşın patlak vermesinin yıldönümüyle alakasız değildi. Çünkü buna Rusya’nın Ukrayna savaşındaki başarılarının bir kısmını yücelten başka bir açıklama eşlik etti. Bu açıklama Zaporijya bölgesindeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde erken oy verme işleminin başlatıldığıyla ilgiliydi.

Rusya’da seçimler 15-17 Mart tarihleri ​​arasında yapılacak. Rusya’nın Uzak Doğu bölgelerindeki yabancılar veya seçmenler için oy verme faaliyetlerinin erken başlatılması gelenekseldir. Ancak bu yol, Zaporijya da bu geleneğe katıldı. Bu bölgedeki Seçim Komisyonu Başkanı Galina Katyushenko, “İlk oy verecek olanlar genellikle uzak kasabaların yanı sıra temas hatlarına yakın nüfus merkezlerinin sakinleridir. Erken oy kullanma aynı zamanda askeri personeli de içerecektir” dedi.

Saldırının kapsamının genişletilmesi

İlgili düzeyde ve dünyanın savaşın patlak vermesinin yıldönümüne odaklanmasına paralel olarak Rusya’da askeri saldırının ‘Rus’ olarak tanımlanan ve ‘Rusya’ya yeniden ilhak edilmesi gereken’ yeni bölgeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi yönünde sesler yeniden yükseldi. Bu çerçevede sesler, öncelikle Karadeniz’de bulunan Mıkolayiv ve Odessa şehirlerine atıfta bulunuyor. Bunları kontrol etmek, Ukrayna’yı veya ondan geriye kalanları deniz manzarasından tamamen mahrum bırakmak anlamına geliyor.

wevgr
Bir güvenlik görevlisi, Mıkolayiv bölgesi bölgesel idaresinin eski karargahının önünde, tahrip edilmiş Rus tanklarının önünden geçiyor (DPA)

Benzer sesler, savaşın başında da yükselmişti ancak savaş ilerledikçe azaldı. Bu bağlamda Zaporijya eyaleti temsilcisi olarak bu göreve atanan Federasyon Konseyi (Senato) üyesi Dmitriy Rogozin, “Karadeniz’de beliren askeri tehditler göz önüne alındığında, Odessa ve Mıkolayiv eyaletlerinin kurtarılmasının gerekliliği konusunda artık hiçbir şüphe yok” dedi. Rogozin, “Bu, aynı zamanda nüfusunun mutlak çoğunluğunun defalarca referandumlarda Rusya bileşenine ilhak edilmesi lehinde oy kullandığı Pridnestrovian Cumhuriyeti (Moldova’da Rus desteğiyle ayrılmayı amaçlayan bir bölge) ile sınıra ulaşma ihtiyacının da dikte ettiği açık bir gerçektir. Aynı zamanda Karadeniz kıyısındaki birlikleri birleştirirken büyük zorlukların da hesaba katılması gerekiyor. Bir dizi geçilemez nehir ağzı var” değerlendirmesinde bulundu.

Dinyeper Nehri’ni geçme gerekliliğini de unutmayalım. Bu nedende birliklerin doğudan değil kuzeyden Odessa ve Mıkolayiv’e hareket ettirilmesi tercih ediliyor. Bu çerçevede Rogozin, “Bu durumun, Genelkurmay tarafından özel operasyonun geliştirilmesi ve uygulama sırası bağlamında değerlendirildiğinden eminim” dedi.

Bu açıklamayla paralel olarak Savunma Bakanlığı, Rus ticari gemilerinin Karadeniz’de tehlikeye maruz kalma riskinin arttığını dile getirdi.



İran: Füze programımız savunma amaçlıdır ve müzakere konusu değildir

Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
TT

İran: Füze programımız savunma amaçlıdır ve müzakere konusu değildir

Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)
Tahran'da düzenlenen askerî geçit töreninde görülen İran balistik füzeleri (Arşiv – Reuters)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün yaptığı açıklamada, İran’ın füze programının savunma amaçlı olduğunu ve müzakere edilemeyeceğini belirtti.

Bekayi, “İran'ın saldırganları caydırmak için tasarlanmış savunma yetenekleri hakkında hiçbir koşulda tartışma yapılmasına yer yoktur” dedi.

Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan İran’ın balistik füze programındaki herhangi bir genişlemenin hızlı bir müdahaleyi gerektirebilecek bir tehdit oluşturduğunu belirten bir brifing alması bekleniyor.

sdf
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), ülkenin güneyindeki Hürmüz Boğazı'nda düzenlenen askeri tatbikat sırasında füze ateşledi. (EPA)

İsrailli güvenlik kaynakları, İran’ın nükleer programını yeniden canlandırma yönünde adımlar atmaya başladığına dair bir dizi işaret bulunduğunu, ancak uranyum zenginleştirmeyi henüz yeniden başlatmadığını açıkladı. Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre, son haftalarda İsrail ve ABD’nin önceki saldırılarında tahrip edilen nükleer reaktörler çevresinde sürekli bir hareketlilik gözlemleniyor.

Kaynaklar, ayda ortalama 3 bin balistik füze üretimi için yoğun çabalar sarf edildiğini belirtti. Bu füzeler eski nesil ve düşük isabetli olmasına rağmen, hedeflerine ulaşanlar ciddi yıkıma yol açabiliyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise dün yaptığı açıklamada, Tahran’ın ‘yeni bir saldırı olasılığını göz ardı etmediğini’, ancak ülkenin ‘tam anlamıyla ve öncesine göre daha fazla’ hazır olduğunu belirtti. Arakçi, bu hazırlığın amacının savaşı önlemek olduğunu, savaş istemek olmadığını vurguladı ve İran’ın haziran ayındaki saldırılarda zarar gören altyapıyı yeniden inşa ettiğini kaydetti.

fgt
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve ekibi, 12 Nisan'da Maskat'ta Amerikan heyetiyle yapılan dolaylı görüşmelerin ardından gerçekleştirilen ilk tur görüşmelerin arasında (Arşiv – AFP)

Nükleer tesislerine yönelik saldırılardan önce İran, uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştiriyordu. Bu oran, askeri kullanım seviyesine yakın kabul ediliyor. UAEA, savaşın başlaması sırasında İran’ın yaklaşık 441 kilogram bu düzeyde zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu bildirmiş, ancak 13 Haziran’dan bu yana stokları doğrulamanın mümkün olmadığını açıklamıştı.

Batılı ülkeler, bu seviyede zenginleştirmenin sivil bir ihtiyaç olmadığını savunurken, UAEA İran’ın yüzde 60 oranında uranyum zenginleştiren, nükleer silaha sahip olmayan tek ülke olduğunu belirtiyor.


Moskova'daki patlamada bir Rus generali öldü

Moskova'nın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
Moskova'nın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
TT

Moskova'daki patlamada bir Rus generali öldü

Moskova'nın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
Moskova'nın genel görünümü (Arşiv- Reuters)

Soruşturma komitesinin bugün yaptığı açıklamaya göre, Moskova'da arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu bir Rus ordusu generali öldü.

Komite, Rus Ordusu Genelkurmay Başkanlığı Operasyonel Eğitim Direktörlüğü Başkanı Fanil Sarvarov'un ölümünü bildirdi. Komite, soruşturulan hipotezlerden birinin, patlayıcı cihazın Ukrayna istihbarat servisleri tarafından yerleştirilmiş olabileceğini öne sürdüğünü belirtti.


Beyaz Saray: Ocak ayından bu yana 235 milyar dolar gümrük vergisi toplandı

Trump, 2 Nisan 2025'te Beyaz Saray'da gümrük tarifeleri listesini açıkladı (Arşiv- Reuters)
Trump, 2 Nisan 2025'te Beyaz Saray'da gümrük tarifeleri listesini açıkladı (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray: Ocak ayından bu yana 235 milyar dolar gümrük vergisi toplandı

Trump, 2 Nisan 2025'te Beyaz Saray'da gümrük tarifeleri listesini açıkladı (Arşiv- Reuters)
Trump, 2 Nisan 2025'te Beyaz Saray'da gümrük tarifeleri listesini açıkladı (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün yaptığı açıklamada, ABD Hazine Bakanlığı'nın bu yılın başından beri 235 milyar dolar gümrük vergisi topladığını belirtti.

Bu iddia, Beyaz Saray'ın resmi YouTube kanalında yayınlanan ve "MAGA 2025 zaferleri" listesini içeren bir Noel canlı yayınında dile getirildi.

Yayın ayrıca, Başkan Donald Trump yönetiminin göçmenlik politikası ve fentanil kriziyle mücadele çabaları gibi diğer iddia edilen başarılarını da vurguladı.

Canlı yayında açıklanan gümrük gelir rakamları, Trump yönetiminin daha önce bildirdiği miktardan biraz daha yüksek.

ABD Gümrük ve Sınır Koruma Teşkilatı geçen hafta, Trump'ın 20 Ocak'taki göreve başlamasından (20 Aralık) bu yana toplanan gümrük gelirleri ikinci aşama, geçen ay ve 15 Aralık itibarıyla toplamda 200 milyar doların biraz üzerinde gerçekleşti.

 Ancak toplam rakam beklentilerin altında kaldı; ABD Hazine Bakanı Scott Bessent temmuz ayında yıl sonuna kadar 300 milyar dolara ulaşacağını tahmin etmişti.

ABD Yüksek Mahkemesi şu anda Trump tarafından uygulanan gümrük vergilerinin yasallığını inceliyor.

Özellikle mahkeme, Trump'ın 1977 Acil Durum Yönetmelikleri uyarınca Kongre onayı olmadan tek taraflı olarak gümrük vergisi uygulayıp uygulayamayacağını inceliyor.

Kongreden önce alt mahkemeler, çeşitli şirketlerin ve ABD eyaletlerinin şikayetleri üzerine bu politikayı engellemişti.

Göreve geldikten sonra Trump, fentanil gibi uyuşturucular, yasadışı göç ve ticaret açığıyla ilgili endişeleri gerekçe göstererek birçok ülkeden gelen mallara gümrük vergisi uyguladı.

Yüksek Mahkeme'nin kararını ne zaman açıklayacağı henüz belli değil ve eğer Trump aleyhine karar verirse, mevcut ticaret anlaşmalarını sorgulatabilir.