İsrail ile Hamas arasındaki psikolojik savaş

Yapılan değerlendirmeler İsrail'in Refah'a olası saldırısının bölgeyi daha da kötü hale sürükleyeceği ve insani dramı derinleştireceği yönünde. (AP)
Yapılan değerlendirmeler İsrail'in Refah'a olası saldırısının bölgeyi daha da kötü hale sürükleyeceği ve insani dramı derinleştireceği yönünde. (AP)
TT

İsrail ile Hamas arasındaki psikolojik savaş

Yapılan değerlendirmeler İsrail'in Refah'a olası saldırısının bölgeyi daha da kötü hale sürükleyeceği ve insani dramı derinleştireceği yönünde. (AP)
Yapılan değerlendirmeler İsrail'in Refah'a olası saldırısının bölgeyi daha da kötü hale sürükleyeceği ve insani dramı derinleştireceği yönünde. (AP)

Michael Horowitz

İsrail'in Refah'a saldırması yönündeki en kötü senaryoyu önlemek amacıyla ateşkes sağlama yönünde her türlü diplomatik çaba devam ediyor. Ramazan Ayı yaklaşırken böyle bir senaryo gerçekleştiği taktirde bölgenin daha da istikrarsız hale geleceğinden korkuluyor.

11 Mart’ta başlayacak olan Ramazan Ayı’nda İsrail ile Filistin arasındaki gerilim neredeyse her yıl şiddetleniyor. Ancak bölgesel düzeyde patlak veren çatışma tehdidi nedeniyle bu yıl risk daha yüksek. İsrail'in Hamas'ın rehineleri Ramazan ayına kadar serbest bırakması veya Refah'ta yeni bir saldırıya hazır olması yönünde açıkladığı ültimatom, yoğun nüfuslu şehri riske atıyor. Nitekim Refah, yüzbinlerce yerinden edilmiş insan için bir sığınak ve Hamas için bir kale haline gelmiş durumda.

Birçok İsrailli, görüşmeler ne olursa olsun İsrail güçlerinin yüz binlerce Filistinlinin sığındığı şehirde neticede operasyon düzenlemek zorunda kalacağına inanıyor. Basit bir mantıkla Refah, Hamas'ın saklanabileceği son büyük kentsel bölge. İsrail ordusunun son gerçekleştirdiği ve iki rehinenin kurtarılmasıyla sonuçlanan operasyon, Refah'ta çok sayıda rehinenin tutulduğu yönündeki şüphelerin doğrulanmasına yardımcı oldu. Amaç Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri kurtarmak olsaydı, birçok İsraillinin mantığına göre bir sonraki mantıklı adım Refah'a gitmek olurdu.

Bölgedeki aşırı kalabalık göz önüne alındığında; Refah'a olası bir saldırı konusunda uluslararası kaygılar artıyor. İsrail'in daha önceki gibi operasyonlarına devam etmesi halinde Refah'taki sivil nüfus yoğunluğu, mağdur sayısında ve hasar boyutunda artışa neden olacak.

İsrail'in saldırısı da Kahire'yi son derece zor bir duruma sokabilir.

İsrail, küresel protestoları reddetme geçmişine rağmen şimdi benzeri görülmemiş bir uluslararası incelemeyle karşı karşıya. 7 Ekim’de düzenlenen terörist saldırıların yansımaları bu yönde potansiyel bir dönüm noktasını temsil ediyordu. ABD hem kamuoyuna yaptığı açıklamalarda hem de diplomatik tartışmalarda Refah'a yönelik saldırıya güçlü bir şekilde karşı olduğunu ifade ediyor. Avrupa ülkeleri itidal çağrısında bulunurken Suudi Arabistan da dahil olmak üzere Körfez ülkeleri ise karşıtlıklarını dile getirdi. Özellikle İsrail'in bu ülkelerle gelecekteki diplomatik ilişkilerini ve normalleşme çabalarını incelediği bir dönemde bu tür uyarıların büyük bir ağırlığı olduğuna şüphe yok.

Mısır Dışişleri Bakanı İsrail ile yapılan barış anlaşmasını geçersiz kılma tehdidinde bulunduğunu inkar etti. Ancak Kahire, İsrail'in Refah'taki operasyonuna benzeri görülmemiş bir şekilde karşı çıktığını ifade etti. Nitekim İsrail'in olası saldırısı da Kahire'yi son derece zor bir duruma sokabilir. Mısır, Filistinlileri kalıcı olarak yerinden etme girişimleriyle iş birliği yapmakla suçlanma riskiyle karşı karşıya kalarak yüz binlerce Filistinli mülteciyi kabul etmeyi veya kapısını kapatıp operasyonun insani maliyetinin suçunu paylaşmayı seçmek zorunda kalacak. Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığına göre gerçek şu ki İsrail ile barış anlaşmasının gözden geçirilmesi yönünde herhangi bir resmi tehditte bulunulmamış olsa da Mısır'ın istikrarını tehdit eden riskler gerçek.

Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in Mescid-i Aksa'ya giriş için önerdiği yeni kısıtlamalar nedeniyle Ramazan Ayı’nda Batı Şeria'daki durumu daha da alevlendirme riski bulunuyor. Bu durum, Kudüs ve Batı Şeria'da şiddeti artırma tehdidi teşkil ediyor.

Kuzey Cephesi

İsrail ile Lübnan sınırındaki gerilim ise artıyor. İsrail ve Hizbullah yeni çatışma turlarına girmeye hazırlanıyor. ABD ve Fransa'dan gelen uluslararası arabulucular gayri resmi bir ateşkes sağlamaya çalışıyor. Aynı zamanda İsrail'in yedek askerlerini geri çekmesi karşılığında Hizbullah'ın belirli sınır bölgelerinden çekilmesini teklif ediyor. Ancak tüm bu diplomatik çabalara rağmen bir anlaşmaya varılması zor görünüyor. Hizbullah, Gazze'de ateşkes sağlanana dek İsrail'e yönelik saldırılarını durdurmayı açıkça reddetti. İsrail ise Lübnan ordusunun Hizbullah'a karşı etkinliğini sorgulayarak sınırda yaşayanların kamu güvenliğini sağlamaya çalışıyor.

İran mevcut krize vekillerini harekete geçirerek ve ABD'ye odaklanmaya devam ederek yanıt verirken Kızıldeniz'deki nakliye trafiğini hedef alan operasyonlar ise gerilimi artırdı.

İran İslam Cumhuriyeti, Filistinlilerin gerçek dostu değil. Ancak Filistinlileri bölgesel çıkarlarını ilerletmek için kullanıyor. Bazen de Filistin davasına karşılık ve destek vermek zorunda kalıyor. İran krize doğrudan müdahil olmaktan kaçınmak isterken, bölgesel olarak Filistinlilere yönelik sempatiden faydalanmaya devam ediyor. Ancak İran'ın son denge oyunu çok daha büyük maliyetler ve risklere neden olma tehlikesi taşıyor. Ürdün'de üç Amerikan askerinin öldürülmesi ve sonrasında yaşananlar, İran'ın gerilimi sonsuza kadar sürdüremeyeceğini gösteriyor. Ayrıca aslında aralarında doğrudan bir çatışma istemeyen Washington ve Tahran'ın kendilerini böyle bir çatışmanın ortasında bulabileceğini kanıtlıyor.

dever
Refah'ta birçok bina İsrail hava saldırılarında yıkıldı. (AP)

Ancak İran, bu yöndeki haberlerde de belirtildiği üzere Irak'taki ajanlarından ABD kuvvetlerine yönelik saldırılarını askıya almalarını isteyerek gözlemcileri şaşırttı. Ancak İsrail’in Ramazan ayında saldırı gerçekleştirmesi halinde bu yöndeki kısıtlamalar devam etmeyebilir. Bu da gerilimlerin yeniden alevlenmesine yol açabilir.

İsrail ile Hizbullah arasında bir anlaşmaya varılması zor görünüyor.

Tüm bu risklere rağmen İsrail'in Refah'a operasyon başlatma ihtimali halen yüksek. Ancak İsrail'in Refah'a operasyon tehdidini yalnızca İsrailli rehinelerin serbest bırakılması yönünde bir anlaşmaya varmak için kullanmak isteyebileceğine dair göstergeler de var. Diğer yandan ise Gazze'deki İsrail kuvvetlerinin sayısı şu an 7 Ekim'den bu yana en düşük seviyesinde. Bu, İsrail'in Filistin Şeridi'ndeki önceki genişleme operasyonlarıyla pek tutarlı değil.

Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer yaklaşan operasyon hakkında yüksek sesle konuşmayı ihmal etmiyorlar. Netanyahu, Refah'ın boşaltılması gerektiğini açıkladı. Bu söylem, bazı Filistinlilerin Refah'tan sürülmesine yol açtı, ancak ordu tarafından herhangi bir resmi tahliye emri yayınlanmadı.

Hamas'ın taleplerini İsrail'in tutumlarıyla uzlaştırmaya yönelik diplomatik girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Hamas, herhangi bir rehinenin serbest bırakılmasını düşmanlıkların sona ermesiyle ilişkilendiriyor. Bu, üstü kapalı bir şekilde Gazze'deki yönetiminin devamını gerektiriyor. İsrail ise bunu açıkça reddederek ‘hayali’ olduğunu söylüyor. Netanyahu, ilk heyetin Mısırlıların görüşlerini dinlemek için Kahire'ye gitmesi ardından Kahire'ye başka bir heyet göndermeyi reddetti. Bazıları bunun sadece siyasi bir hayatta kalma taktiği olduğunu, bunun işleri daha da karmaşık hale getirdiğini öne sürdü. Gazze'nin kontrolünü Hamas'a bırakacak herhangi bir çözümün İsrail halkı için savunulamaz olduğu yönünde ortak görüş mevcut. Bu da müzakereler açısından ciddi bir çıkmaza işaret ediyor. Doldurulması gereken büyük bir boşluk var iken kaybedecek fazla vakit ise yok.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al-Majalla dergisinden çevrildi.



Trump, tartışma yaratan Pentagon adayını değiştirmeyi planlıyor

Donald Trump, 2017'de Fox'ta muhabirlik yapan Pete Hegseth'e Beyaz Saray'da söyleşi vermişti (Reuters)
Donald Trump, 2017'de Fox'ta muhabirlik yapan Pete Hegseth'e Beyaz Saray'da söyleşi vermişti (Reuters)
TT

Trump, tartışma yaratan Pentagon adayını değiştirmeyi planlıyor

Donald Trump, 2017'de Fox'ta muhabirlik yapan Pete Hegseth'e Beyaz Saray'da söyleşi vermişti (Reuters)
Donald Trump, 2017'de Fox'ta muhabirlik yapan Pete Hegseth'e Beyaz Saray'da söyleşi vermişti (Reuters)

Müstakbel ABD Başkanı Donald Trump, Savunma Bakanlığı için aday gösterdiği Pete Hegseth'in yerine Florida Valisi Ron DeSantis'i getirmeyi düşünüyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Hegseth'in kişisel yaşamı ve eski açıklamaları nedeniyle son dönemde tepki topladığına dikkat çekerek, Trump'ın Pentagon adayını değiştirebileceğini yazıyor. 

Cumhuriyetçi DeSantis, seçim yarışının başında Trump'ın en dişli rakiplerinden biriydi. Florida Valisi daha sonra yarıştan çekilerek Trump'ı destekleyeceğini bildirmişti. 

WSJ'ye konuşan ve kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, 48 saat içinde Hegseth'in adaylığının değişebileceğini belirtiyor. 

Haberde, Irak'ta ve Guantanamo Hapishanesi'nde donanma avukatı olarak görev yapan DeSantis'in, Trump'a sunulan ilk savunma bakanı adayları listesinde yer aldığı belirtiliyor. Ancak Trump'ın son kertede listeden eski Fox News sunucusu Hegseth'i seçtiği ifade ediliyor. 

Hegseth hakkındaki tartışmaların artmasıyla aday listesi yeniden gündeme geldi. DeSantis'in seçilmemesi durumunda alternatif olarak eski Pentagon görevlisi Elbridge Colby'nin düşünüldüğü aktarılıyor. Müstakbel ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'e de yakın isimlerden Colby, Trump'ın ilk döneminde 2017-2018'de Strateji ve Kuvvet Geliştirmeden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı olarak görev yapmıştı. Listedeki bir başka seçenekse Cumhuriyetçi Iowa Senatörü Joni Ernst. 

Hegseth hakkındaki iddialar son dönemde gündemden düşmüyor. 44 yaşındaki siyasetçinin, Ekim 2017'de bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu öne sürülmüştü. Daha sonra Hegseth'in gizlice anlaşma yapıp susması için kadına para ödediği savunulmuştu. Hegseth'in avukatı Timothy Parlatore, müvekkiline yönelik iddiaları reddederek, "rızaya dayalı bir cinsel ilişki" yaşandığını iddia etmişti.

Muhafazakar politikacının Müslümanlara hakaret eden ifadeleri de ortaya çıkmıştı. Hegseth, 2020'de yayımlanan Amerikan Haçlı Seferi (American Crusade) kitabında, Amerikan toplumunu yeni bir haçlı savaşına davet ederek şunları yazmıştı:

İçinde bulunduğumuz dönem 11. yüzyıla çok benziyor. Savaşmak istemiyoruz ama bin yıl önceki Hıristiyan kardeşlerimiz gibi savaşmak zorundayız.

Bunlara ek olarak New Yorker'ın 2 Aralık'ta yayımladığı haberinde, Hegseth'in 29 Mayıs 2015'te bir gaziler grubunun Ohio eyaletindeki etkinliğine katıldığı, buradaki konuşmasında "Tüm Müslümanları öldürün" diye bağırdığı öne sürülmüştü. Hegseth'in avukatı Parlatore "Bu tuhaf iddialar hakkında yorum yapmayacağız. Gerçek gazetecilik yaptığınızda bize geri dönün" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New Yorker