Kulaklık hasarından en çok çocuklar etkileniyor

Çocukların gürültüye maruz kalması uykularını, öğrenmelerini ve dillerini etkileyebilir. (Reuters)
Çocukların gürültüye maruz kalması uykularını, öğrenmelerini ve dillerini etkileyebilir. (Reuters)
TT

Kulaklık hasarından en çok çocuklar etkileniyor

Çocukların gürültüye maruz kalması uykularını, öğrenmelerini ve dillerini etkileyebilir. (Reuters)
Çocukların gürültüye maruz kalması uykularını, öğrenmelerini ve dillerini etkileyebilir. (Reuters)

ABD’de yapılan bir araştırmada, kulaklıkların çocuklar üzerindeki zararlı etkileri konusunda uyarıda bulundu. Zira çocukların işitsel sistemlerinin halen geliştiği kaydedildi. Sonuçları pazartesi günü Michigan Üniversitesi internet sitesinde yayınlanan çalışmada araştırmacılar, çocukların gürültüye maruz kalmasının uykularını ve öğrenmelerini, dillerini, stres seviyelerini ve hatta kan basıncını etkileyebileceğini açıkladı.

Üniversite tarafından çocuk sağlığı konusunda yapılan yerel bir araştırmaya göre her üç ebeveynden ikisi ilkokul veya ortaokul çağındaki çocuklarının ses cihazları kullandığını, 5-8 yaş arasındaki çocukların ebeveynlerinin yarısı ise çocuklarının kulaklık kullandığını bildirdi. Çocukları kulaklık kullanan ebeveynlerin yarısı çocuklarının günde en az bir saat kulaklık kullandığını söylerken, her altı ebeveynden biri ortalama bir çocuğun günde en az iki saat kulaklık kullandığını teyit etti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Michigan Üniversitesi'ndeki çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Susan Wolford ise konu hakkında şunları söyledi:

"Kulaklıklar küçük çocuklar arasında çok popüler ve yaygın hale geldi, bu da onları düzenli olarak daha yoğun gürültüye maruz bırakıyor." Üniversitenin internet sitesinde yaptığı açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

Anket sonuçları çocukların en çok evde, okulda ve arabada kulaklık kullandığını ortaya koymuştur. Yüksek miktarda gürültüye uzun süre veya yoğun bir şekilde maruz kalmanın işitme kaybı veya kulak çınlaması dahil olmak üzere uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabileceğine ve kulak kanallarının yetişkinlere göre daha küçük olması nedeniyle çocukların gürültüye maruz kalmanın potansiyel zararlarına karşı en savunmasız grup olduğuna dikkat çekti. Çocukların kulakları hala gelişim aşamasındadır ve bu da algıladıkları ses seviyelerinin verdiği zararın fazla olmasına neden olur. Çocukların iç kulağındaki küçük hücreler işitmeye yardımcı olan ses dalgalarını toplar ve bu hücreler hasar gördüğünde veya öldüğünde işitme kaybı tedavi edilemez.

Wolford, çocukların kulaklık ve kulaklık kullanmaları sonucunda gürültüye maruz kalma risklerini azaltmak için tavsiyelerde bulundu. Ebeveynlerin çocuğun ses seviyesini ve dinleme sürelerini izleyerek ve ayarlayarak olumsuz etkiyi azaltabileceklerini, böylece sürenin günde 60 dakikayı ve ses yoğunluğunun günde yüzde 60'ı geçmemesinin altını çizdi. Maksimum ses seviyesinin yüzde 100'ü aşmaması konusunda uyarıda bulunarak, aynı zamanda yürüme veya bisiklete binme gibi güvenlikleri için etraflarındaki sesleri ayırt etmelerini gerektiren durumlarda çocuklar için kulaklık kullanılmaması konusunda uyardı. Ebeveynleri, çocuklarında kulaklık nedeniyle işitme kaybının erken belirtilerini de ortaya koydu. Bu belirtiler arasında konuşmayı tekrarlamak isteme, sık sık çınlama sesleri duyma, yakındaki insanlarla yüksek sesle konuşma, gecikmeli konuşma veya yüksek seslere yanıt vermeme gibi belirtiler bulunuyor. Çocuklarda bu belirtiler görüldüğünde bir doktora danışılması gerekiyor.



Filistinli Hıristiyanlardan Paskalya'ya buruk giriş: "Kudüs'te korku hakim"

İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
TT

Filistinli Hıristiyanlardan Paskalya'ya buruk giriş: "Kudüs'te korku hakim"

İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)
İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Hıristiyan mahallesinin girişi. (Ahmed Maher/Majalla)

Batı Şeria'daki Hıristiyan Filistinliler, İsrail'in katı politikaları nedeniyle Paskalya yortusunu buruk kutlayacak.

Hıristiyan inancına göre İsa’nın çarmıha gerildikten sonra dirilişinin kutlandığı Paskalya, bu yıl 20 Nisan’a denk geliyor. Paskalya öncesinde Hıristiyanlar belirli günlerde çeşitli törenler düzenleyerek bayrama hazırlanıyor.

Bu törenlerden biri olan Kutsal Perşembe için Hıristiyanlar, Kutsal Kabir Kilisesi’nde dün ayin düzenledi. Kilise, İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’te yer alıyor.

Ancak Guardian, Hıristiyanlığın en kutsal mekanlarından biri kabul edilen kilise önünde az sayıda kişinin toplandığını ve grubun çoğunlukla “sessiz” kaldığını yazıyor. Ayrıca törende Filistinli Hıristiyanların neredeyse görülmediği aktarılıyor.

İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın Ramallah, Beytüllahim ve Taybe gibi şehir ve köylerinde yaşayan onbinlerce Filistinli Hıristiyan, nesiller boyunca Paskalya'da ibadet etmek için Kudüs’teki Eski Şehir’e giderdi.

Ancak yüzyıllardır süregelen bu gelenek, İsrail'in Filistinlilerin üzerinde giderek daha da sertleşen kontrolü nedeniyle bozuldu. Batı Şeria’da yaşayan herhangi bir Filistinlinin Doğu Kudüs’e girmesi için İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) izin alması gerekiyor.

Filistin topraklarındaki Hıristiyanlara, Paskalya döneminde Kudüs'ü ziyaret etmeleri için izin veriliyordu. Fakat Guardian, 7 Ekim 2023'te başlayan Gazze savaşının ardından izin almanın neredeyse imkansız hale geldiğini yazıyor.

Hükümetin resmi rakamlarına göre, Batı Şeria'da yaşayan 50 bin Hıristiyan’dan sadece 6 binine izin verildi. Hıristiyan liderlerse sayının 4 bin olduğunu söylüyor. Bu izinler sadece bir hafta geçerli ve Filistinli hacıların Kudüs'te gecelemelerine müsaade edilmiyor. Bu yüzden çeşitli törenlere katılmak isteyen Filistinli Hıristiyanlar, akşam otobüs ya da taksiyle Batı Şeria'ya geri dönmek ve çok sayıda askeri kontrol noktasından geçmek zorunda kalıyor.

Taybe köyünden bir grup Filistinli, izin belgeleri olmasına rağmen İsrail ordusunun Kudüs’e girişlerini engellediğini belirtiyor.

Kudüs merkezli Hıristiyan kuruluşu olan Sabeel'in yöneticisi Ömer Harami de şunları söylüyor:

İnsanlar çok korkuyor ve birçoğu artık Paskalya törenlerine katılma riskini göze almayacak.

Haberde “Gazze’nin hayaletinin de bu yılki Paskalya kutlamalarının üzerinde dolaştığı” yazılıyor. İsrail ordusu, Gazze’de Hıristiyanlar tarafından işletilen tek hastane olan El Ehli Baptist Hastanesi’ni 13 Nisan’da bombalamıştı. Gazze'de çalışır durumda olan son hastane de böylelikle Paskalya törenlerinden Dallar Bayramı sırasında işlevsiz hale gelmiş, saldırıda bir çocuk hayatını kaybetmişti. Kudüs Anglikan Piskoposluğu’nun yönettiği tesis, 1 milyondan fazla kişiye sağlık hizmeti sunuyordu.

Independent Türkçe, Guardian, BBC