Succession gerçek oluyor: Rothschild ailesinde miras kavgası

87 yaşında hayatını kaybeden Jacob Rothschild'in 4 çocuğu vardı

Jacob Rothschild İsrail'le yakın bağlarıyla da biliniyordu (Reuters)
Jacob Rothschild İsrail'le yakın bağlarıyla da biliniyordu (Reuters)
TT

Succession gerçek oluyor: Rothschild ailesinde miras kavgası

Jacob Rothschild İsrail'le yakın bağlarıyla da biliniyordu (Reuters)
Jacob Rothschild İsrail'le yakın bağlarıyla da biliniyordu (Reuters)

Britanyalı bankacılık devi Jacob Rothschild'in ölümü aile içinde miras kavgası başlatabilir.

87 yaşında hayatını kaybeden Jacob Rothschild, 1961'de Londra'da RIT Capital Management isimli şirketi kurmuş ve geçmişi 18. yüzyıla kadar uzanan bankacılık devinin Britanya kolunun liderliğini üstlenmişti.

Kraliçe Elizabeth'e finansal konularda tavsiyeler verdiği söyleyen Rothschild'in 50 yıldan uzun süre evli kaldığı ve 2019'da ölen Serena Mary Dunn'dan 4 çocuğu bulunuyor.

ABD merkezli New York Post gazetesine göre, 1 milyar dolara varan servetin ve şirketlerin yönetiminin kime kalacağı konusu ünlü HBO dizisi Succession'a benzer bir miras kavgasının yolunu açma potansiyeli taşıyor.

Birleşik Krallık merkezli This is Monday'de yer alan habere göre, en küçük ve tek erkek çocuk olan 52 yaşındaki Nathaniel Rothschild "şirket tahtına" oturmak için en önemli aday konumunda.

Nathaniel, daha önce yatırım danışmanlık şirketi JNR Limited, kömür devi Bumi Plc ve yatırım fonu Atticus Capital gibi şirketleri yönetmişti.

Ancak hayatını kaybeden Jacob Rothschild'in oğlunun "playboy" tarzı yaşam tarzından rahatsız olduğu daha önce medyaya yansımıştı. 1994'te sosyetik Annabelle Neilson'la yaptığı evlilik nedeniyle ailesiyle gerilim yaşayan Nathaniel, üç yıl sonra boşanma kararı almıştı.

Hayatını İsviçre'de sürdüren Nathaniel, 2016'da model Loretta Basey'le yaptığı ikinci evliliğin düğününe babasını davet etmemişti.

2015'ten bu yana Tesla için parça üreten Volex isimli bir şirketin CEO'luğunu üstlenen Nathaniel'ın RIT Capital Management'ta doğrudan bir hissesi bulunmasa da ailenin sahip olduğu özel sermaye şirketi üzerinden dolaylı hisselere sahip.

Rothschild tahtı için Nathaniel'ın en büyük rakibiyse 61 yaşındaki ablası Hannah Rothschild. RIT Capital'in doğrudan yüzde 10 hissesine sahip olan Hannah aynı zamanda şirkette direktörlük görevi yürütüyordu. Bu da onu, "taht kavgasında" kardeşine göre avantajlı bir duruma getiriyor.

Şimdiye kadar birkaç kitap yazan Hannah ayrıca Rothschild ailesinin İsrail'deki hayır kurumu Yad Hanadiv'e de başkanlık ediyor.

Diğer kardeşler 60 yaşındaki Beth ve 56 yaşındaki Emily ise bugüne kadar Rothschild kurumlarında büyük görevler almadı ve kamuoyu ilgisinden uzak bir hayat sürdü.

Rothschild hanedanlığı 1700'lerin sonunda Frankfurt'ta Mayer Amschel Rothschild tarafından başlatılmıştı. Oğlu Nathan Mayer Rothschild, 1815'te Napolyon'un Waterloo Savaşı'nı kaybedeceğini tahmin ederek Britanya hükümetinin tahvillerinden satın almış ve büyük bir servet sahibi olmuştu.

 

Independent Türkçe, NY Post, This is Money



İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
TT

İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)

İranlı aktivist Nergis Muhammedi, İsrail’le İran arasında 12 gün süren çatışmalar hakkında "Savaş demokrasi mücadelesine büyük darbe vurdu" dedi.

Çatışmalar sırasında Tahran’a yapılan bombardımandan saklanmak için başkente bağlı bir köye sığındığını söyleyen Muhammedi, Wall Street Jorurnal’a (WSJ) konuştu.

2023’te Nobel Barış Ödülü’nü alan aktivist, Tahran’ın muhaliflere baskıyı artıracağını savunarak şunları söyledi:

Sivil toplum aktivistleri, siyasi aktivistler ve özellikle de sosyal faaliyetlere katılan gençlerin durumundan derin endişe duyuyorum. Maalesef önümüzdeki günlerde baskının daha da yoğunlaşacağını düşünüyorum.

"İran halkı için durum şu anda savaş öncesinden daha tehlikeli” diyen Muhammedi, İsrail’in saldırılarının ülkedeki demokrasi mücadelesini gerilettiğini belirtti.

Tahran rejimine karşı yıllardır mücadele vermesine rağmen İran’daki yönetimin yabancı ülkelerin müdahalesiyle belirlenemeyeceğini vurgulayan aktivist, bu konuda söz hakkının sadece halka ait olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çatışmalar sırasında İran halkına rejime karşı ayaklanma çağrısı yapmıştı. 53 yaşındaki muhalif, hem Netanyahu hem de Hamaney rejimine direnilmesi gerektiğini ifade etti:

İran'da cennet vaat ederken bizi cehenneme götüren Ali Hamaney liderliğindeki kadın düşmanı ve dinci bir hükümet var. Netanyahu da özgürlük ve demokrasi vaat ederken bizi cehenneme götürüyor.

Aktivist, İsrail’in başlattığı çatışmaların kendisine 1980-1988’deki İran-Irak savaşında geçen çocukluğunu hatırlattığını da sözlerine ekledi. Savaşın istenen dönüşümü kazanmak için bir yol olmadığının altını çizdi:

İran halkının aradığı köklü dönüşüm savaşla elde edilemez.

Guardian’ın 1 Temmuz’daki haberinde, İsrail’in saldırılarının İran’da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği yazılmıştı. İsrail ordusunun 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 mahkum öldürülmüştü. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği belirtilmişti.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edilmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Guardian