Vietnam, rehabilitasyondan kaçan yüzlerce bağımlı için operasyon başlattı

O gece, gardiyanların dikkatini dağıtan bir kavganın yaşanmasının ardından toplu firar meydana geldi

2016'da polisler, güneydeki Dong Nai eyaletindeki zorunlu rehabilitasyon merkezinden kaçmaya çalışan uyuşturucu bağımlılarını engellemeye çalışıyor (AFP)
2016'da polisler, güneydeki Dong Nai eyaletindeki zorunlu rehabilitasyon merkezinden kaçmaya çalışan uyuşturucu bağımlılarını engellemeye çalışıyor (AFP)
TT

Vietnam, rehabilitasyondan kaçan yüzlerce bağımlı için operasyon başlattı

2016'da polisler, güneydeki Dong Nai eyaletindeki zorunlu rehabilitasyon merkezinden kaçmaya çalışan uyuşturucu bağımlılarını engellemeye çalışıyor (AFP)
2016'da polisler, güneydeki Dong Nai eyaletindeki zorunlu rehabilitasyon merkezinden kaçmaya çalışan uyuşturucu bağımlılarını engellemeye çalışıyor (AFP)

Vietnam, yaklaşık 200 uyuşturucu bağımlısının devlete ait aşırı kalabalık bir rehabilitasyon merkezinden kaçmasının ardından büyük bir polis operasyonu başlattı.

Hafta sonu kaçan kişiler, güneybatıdaki Mekong Deltası bölgesinde uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle mahkeme kararıyla tedavi görüyorlardı.

Devlet tarafından işletilen Vietnam Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, 100'den biraz fazla kişi pazartesi sabahı yakalanıp Sóc Trăng Uyuşturucu Bağımlılığı Tedavi Merkezi'ne geri gönderildi ancak kayıplara karışan 97 kişi için arama çalışmaları devam ediyor.

Cumartesi gecesi tesiste yaşanan "iç çekişme" sonrasında çıkan bir kavga gardiyanların dikkatini dağıtırken, hastalar da toplu olarak kaçtı.

Firar edenlerin çoğu yatakhanelerinin kapılarını kırarak ana girişten kaçtı ve çok sayıda demir parmaklığı aştı. Bazıları da tesisin duvarlarından birinde açtıkları delikten dışarı çıktı. 

Merkezin müdür yardımcısı Nguyen Van Phuoc, Vietnam Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, bağımlılardan birinin, tesiste tedaviye devam etmesi için ailesi tarafından ikna edildikten sonra geri döndüğünü söyledi.

9 Kasım 2016'da çekilen bu fotoğrafta güneydeki Ba Ria-Vung Tau eyaletindeki, uyuşturucu bağımlıları için hizmet veren rehabilitasyon merkezinden kaçan mahkumlar, toplu firarın ardından polis eşliğinde merkezlerine geri götürülürken görülüyor (AFP)
9 Kasım 2016'da çekilen bu fotoğrafta güneydeki Ba Ria-Vung Tau eyaletindeki, uyuşturucu bağımlıları için hizmet veren rehabilitasyon merkezinden kaçan mahkumlar, toplu firarın ardından polis eşliğinde merkezlerine geri götürülürken görülüyor (AFP)

Vietnam, uyuşturucuyla ilgili dünyadaki en katı yasalarından bazılarına sahip olmasına rağmen önemli bir uyuşturucu kaçakçılığı merkezi.

Ülkede 30 binden fazla uyuşturucu bağımlısı devlete ait rehabilitasyon tesislerinde zorunlu tedavi görüyor. Hastalar, ülkede yaygın olan uyuşturucu bağımlılığıyla mücadeleye yönelik yasa ve politikaları kapsamında iki yıla kadar merkezde kalmak zorunda. 

Tutuklananların çoğunun, şiddetli yoksunluk semptomları riskine rağmen soğuk hindi diye bilinen uyuşturucu almayı derhal bırakma uygulamasına tabi tutulması gerekiyor. Hastalar kuralları ihlal ettikleri takdirde hücre hapsine alınma riskiyle karşı karşıya kalıyor.

16 Kasım 2017'de çekilen fotoğrafta, kuzeydeki Hai Phong kentinde bulunan, uyuşturucu bağımlıları için hizmet veren rehabilitasyon merkezinin yemekhanesinde öğle yemeği yiyen mahkumlar görülüyor  (AFP)
16 Kasım 2017'de çekilen fotoğrafta, kuzeydeki Hai Phong kentinde bulunan, uyuşturucu bağımlıları için hizmet veren rehabilitasyon merkezinin yemekhanesinde öğle yemeği yiyen mahkumlar görülüyor  (AFP)

Rehabilitasyon merkezlerinin çoğunun aşırı kalabalık olmasının yanı sıra bakım, destek ve gözetim sağlayacak personel sayısının yetersiz kaldığı da bildiriliyor.

Phuoc, Soc Trang merkezinde 460'dan fazla uyuşturucu bağımlısının olduğunu ancak sadece 60 personelin çalıştığını söyledi ve güvenliğin sağlanması için daha fazla personel ve ekipmana acil ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Geçen yıl Vietnam'ın Ho Chi Minh şehrinde polis, bazıları diş macunu tüplerine gizlenmiş 50 kilogram uyuşturucuyu ülkeye soktukları iddiasıyla 65 kişiyi tutuklamıştı. Yetkililer geçen ay uçuş görevlilerinin taşıdığı 327 diş macunu tüpünün yaklaşık yarısının uyuşturucu içerdiğini belirtmişti.

Independent Türkçe



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.